Herkese selamlar. Geçen günlerde eski Beko Genel Müdürü Sayın Aka Gündüz Özdemir dersimize katıldı ve hem yaşamla hem de iş dünyası ile ilgili çok değerli bilgiler paylaştı. Ben de kafamdaki bir kaç soruyu sorma fırsatı buldum. Tabii ki sorularım borsa ve Arçelik ile ilgiliydi.
Geçmişteki yazılarımı düzenlerken son zamanlarda burasının bir günlük olduğunu, yaşadığım şeyleri kaydetmem gereken bir blog olması amacıyla kurulduğunu unuttuğumu farkettim. Burası bir finans sözlüğü ya da hisse değerlendirme mekanı değildi yani en azından böyle olmamalıydı.
Okunma kaygısı olmadan başımdan geçenleri anlattığım bir alandı burası. Bundan beş on yıl sonra tesadüfen denk gelen biri; başarılı olduysam bunu nasıl becerdiğimi, başarısız olduysam da hatalarımın neler olduğunu görebilmeliydi. Sonuçta başladığım yer belli olsa da sonu belli olmayan bir yoldayım. Başarım engellere verdiğim tepkilere ve kendimi geliştirmeme bağlı olacak.
Bilinçli uzun vadeli temettü yatırımı yapmaya başlayalı yaklaşık 14 ay olmuş. Başladığım yerden çok daha ilerideyim. Ama önümdeki yol tahmin ettiğimden çok daha uzun ve zorlu çıktı. Her öğrendiğim şey öğrenmem gereken üç şeye dönüşüyor.
Şimdi, Pazar sabahının köründe, Avcılar’da bir ekmek fırınının kafesinde tasarruf ve yatırım konusunda neler yapmışım toparlamaya çalışayım ve bazı şeyleri kendime hatırlatayım.
Herkese selamlar! Şubat ayı da bitti. Şirketler birer birer bilançolarını ve verecekleri temettüleri açıklamaya başladılar. Yılın en kısa ayı olmasına rağmen gerçekten yoğun geçti.
BIST 100 Ocak ayı sonunda 119.528’den kapatmıştı. Şubat sonu itibariyle de 118.951 puandan kapattı.
Şimdi önce güncel piyasa fiyatlarını verelim. Daha sonra Şubat sonu itibariyle portföy durumunu gösterelim. Son olarak da dolar, sterlin ve gram altına göre karşılaştırmasını yapalım.
Mektupta Warren Buffett, cari işlemler açığının dışarıya varlık transferine sebep olduğu ve yabancıların Amerikan varlıklarını alması ile sonuçlanacağını söylemişti. Amerikalılar müsriflikleri sebebiyle çok harcayıp az tasarruf ediyor, bunun sonuncunda da dış ticaret açığı kadar yabancılara varlık satmak zorunda kalıyorlar. Bu varlıklar da ya devlet tahvili ya hisse senedi ya da gayrimenkul oluyor. Tabii bunların getirileri var ve bu getiriler dışarıya, yabancılara gidiyor.
Amerikalıların ürettiği pastadan her yıl yabancılara haraç ödeniyor ve bu “haraç” her geçen gün artıyordu. Böyle giderse yıllık 550 milyar dolara varacaktı. Ünlü yatırımcı ürettiklerinin başkaları tarafından haraca bağlanmasından rahatsızdı.
Ben de düşündüm ve acaba son on yılda verdiğimiz cari işlemler açığı ile dışarıya ne kadar “haraç” verdiğimizi bulmaya karar verdim.
Sonuçta cari işlemler açığını kapatmak için dışarıdan para geliyor ama tabii ki bu para bedava değil. Başkaları tasarruf etmiş ve belli bir getiri isteyecekler.
Babil’in En Zengin Adamı kitabı hayatımı değiştiren kitaplardan bir tanesidir. 2500 yıl önce bulunan tabletlerde yazan ve George Clarson tarafından aktarılan bilgiler nasıl bu kadar değerli olabilir ki?
Özellikle binlerce yıl önceki kölelik koşullarını okuduğumda ve şimdiki durumumdan pek de farklı olmadığını idrak ettiğimde yaşadığım şoku unutamam.
Hadi şimdi önce borçları yüzünden köle durumuna düşen ve daha sonra özgürlüğünü kazanıp bunu nasıl yaptığını tabletlere kazıtan ve insanların faydalanması için geleceğe taşıyan Babilli deve tüccarının tasarruf ve yatırım üzerine öğütlerine hep birlikte göz atalım.
Babil’in En Zengin Adamı’ndan Ünlü Yatırım ve Tasarruf Sözleri