Herkese selamlar.
Para ile ilgili bildiklerimiz çoğu zaman yanlış olabiliyor. Her borç kötü müdür? Kredi kartlarından gerçekten kurtulmalı mıyız? Ya da ayda 300-500 TL biriktirerek bizden bir halt olmaz mı?
Şimdi bunlara bir bakalım. Benim gibi sizin de doğru bildiğiniz yanlışlarınız var mı?
Hadi başlayalım.
Efsane 1: Erken Emekli Olmak İçin Ne Kadar Para Biriktirmem Gerektiğini Bilmeme İmkan Yok!
Doğrusu: Erken emekli olmak için ne kadar para gerektiğini hesaplayabiliriz. Bunun için üç tane yol var. Şimdi bunlara kısaca bakalım.
%4 Kuralı: Kısaca biriktirdiğimiz para öyle bir seviyeye geliyor ki her sene enflasyon artı %4 kazandığımda benim harcamalarıma yetiyor.
%4’ü portföyden çekiyorum. Enflasyon kadar artışı da portföyümün içinde bırakıyorum ki enflasyona karşı ezilmeyeyim.
Erken emeklilik ve %4 kuralıyla ilgili yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Şimdi bunu bir örnekle açıklayayım.
Erken emekli olduğumda bana lazım olacak yıllık para, diyelim ki, 40.000 TL. Bunu 25 ile çarpıyorum. Etti mi size 1 milyon TL. Erken emekli olmak için biriktireceğim para 1 milyon TL. Bu rakam gözünüzü korkutmasın, erken başlayan ve sürekli yılmadan yapılan yatırım ile bu rakamlara ulaşılabilir.
Enflasyon da %10 olsun diyelim.
Ben bu 1 milyon ile yıllık %14 kazandığımda bunun %10’nunu yani 100.000 TL’sini enflasyon gideri olarak portföyde bırakıyorum. 40.000 TL’yi ise çatır çatır harcıyorum. Böylece erken emeklilik portföyüm hiç tükenmiyor. Tercihimiz bunları temettülerden almak tabii. Fakat %4 kuralının Amerika’da %50 devlet tahvili %50 hisse senedinden oluşan bir sepet olduğunu da unutmayalım.
Burada dikkat etmeniz gereken bir diğer unsur da harcamalarınızı ne kadar kısarsanız emekli olmanız da o kadar kolaylaşır. Mesela 40.000 TL değil de 20.000 TL ye geçinebilirseniz, gerekli olan emeklilik fonunuz 500.000 TL’ye düşmüş olur.
Burada miras vs. gibi diğer servet artışlarını da hesaba katmadığımızı belirtelim.
300 Kuralı: Bu kural da %4 kuralından türetilmiştir. Bu da aylık harcamanızın 300 katı kadar para biriktirmeniz gerektiğini belirtir.
Mesela elektrik faturanız aylık 100 TL mi? 300*100=30.000 TL biriktirerek elektrik faturanızı pasif gelirinizle ömür boyu karşılayabilirsiniz.
300 kuralı ile ilgili yazıma da buradan ulaşabilirsiniz.
Günlük 20 dolardan aylık 600 dolar para harcadığınızı varsayın. 300 kuralıyla 300*600=180.000 dolar biriktirerek ve bunu %4 kuralıyla değerlendirerek erken emekli olabilir ve hayallerinizin peşinden koşabilirsiniz.
x10 Kuralı: Bu da Amerikalı fon yönetim şirketi Fidelity’nin kuralı. Şirket daha çok erken emeklilik için değil de Amerika’daki emeklilik sistemi için bir yol bulmuş. Bu da 67 yaşına geldiğinizde harcamalarınızın 10 katı kadar paranız olması gerektiği yönünde.
Bunu takip etmek için şöyle bir yol izliyorsunuz. 30 yaşında maaşınız kadar para biriktirmeniz gerekiyor. 40 yaşında maaşınızın 3 katı kadar para biriktirmiş olmanız gerekiyor. 67 yaşında da maaşınızın 10 katı kadar para biriktirmiş olmanız gerekiyor.
Ama bence bu tutar yeterli değil… İlk ikisi daha makul geliyor gözüme.
Evet dostlar, ister yaştan emekli olduğunuzda ister de finansal bağımsızlığınızı kazandığınızda ne kadar paraya ihtiyacınız olduğu aşağı yukarı bulunabiliyor.
Efsane 2: Erken Emeklilik Param İçin Hisse Senedi Piyasası Çok Risklidir.
Doğrusu: Kısa vadeli fiyat dalgalanmaları risk demek değildir. Asıl risk uzun vadede para kazanamamaktır.
Hisse senetleri piyasası doğası gereği kısa vadede fiyat değişimlerinin yoğun olarak yaşandığı yerlerdir. Tahvillere göre çok daha hareketlidirler.
Fakat Warren Buffett gibi usta yatırımcılar riski kısa vadeli fiyat dalgalanmaları ile ölçmezler. Onlar için asıl risk para kazanamamaktır.
Sonuçta vadesi 10 yıl ya da sonsuz olan birinin 1 yıl içindeki fiyat dalgalanmaları umrunda olmaz. Önemli olan geminin limana sapasağlam varmasıdır.
“Yatırım gelecekte daha fazla tüketmek için bugünkü tüketimden vazgeçmektir. “Risk” ise buna ulaşamama durumudur.
Buna tanıma göre, 2012’de “sıfır riskli” uzun dönem tahviller hisse senetlerine göre çok daha riskliydi. O zamanda, 2012-2017 arasındaki %1’lik bir enflasyon bile Protégé ve benim sattığım hükümet tahvillerinin alım gücünü düşürürdü.
Şunu belirtmek isterim ki bundan sonra gelecek herhangi bir günde, haftada hatta yılda, hisse senetleri kısa dönemli Hazine Tahvillerinden riskli olacaktır (çok daha riskli). Fakat yatırımcının yatırım ufku geliştikçe, Amerikan hisse senetlerinden oluşan iyi dağıtılmış bir portföy, faiz oranları ve kâr çarpanıyla alınırsa, uzun dönemde gittikçe tahvillerden daha az riskli hale gelir.
Uzun vadeli yatırımcıların (emeklilik fonları, üniversite vakıfları ve tasarrufçu bireyler gibi) portföylerinin yatırım “risklerini” portföylerindeki tahvil/hisse senedi oranıyla ölçmeleri çok büyük bir hata olur.”
Tabii şu eleştiriyi yapabilirsiniz. Burası Amerika mı? Haklısınız değil… Ama burada da iyi şirketler var. Umarım bir gün Türk Borsası endeks fonları ile ülkenin büyümesi arasında bağlantı kurabiliriz.
Bir de sermayenin serbest dolaşımı var tabii dünyada. Sizin yurtdışına çıkmanız için vize gerekse de paranızın yurtdışında yatırıma dönüşmesi için vize gerekmiyor.
Efsane 3: Kredi Kartları Çok Kötüdür ve Mutlaka Kaçınılması Gereklidir?
Doğrusu: Kötü kredi kartı yoktur. Kredi kartını bilinçsizce kullanan insanlar vardır.
Öncelikle itiraf edeyim. Kredi kartlarından deli gibi korkuyorum. Benim için hala kontrol edilemeyen bir canavar kıvamındalar. Kredi kartlarının harcamayı arttırması konusunu da daha önceki bir yazıda tartışmıştık.
Fakat Amerikalı en önemli finansal özgürlük bloggerlarından Mr. Money Mustache bütün harcamasını kredi kartı ile yapıyor. Bu nedenden dolayı da neye ne kadar harcamış hepsini kontrol edebiliyor.
Ülkemize dönersek de kredi kartlarına aidat vermeyip kendilerini kontrol eden insanlar bunlardan kampanyalara katılıp ciddi puan kazanabiliyorlar.
Ben de aidat ödenmeyen kartları tercih etmeye çalışıyorum. Borçları düzenledikten ve sıfırladıktan sonra tamamen aidat ödemediğim ve puanlardan yararlandığım bir sistem kuracağım.
Bu arada kredi kartlarının çok kötü bir üne sahip olmasının sebepleri de var. İnsanlar kredi kartını bir ek gelir olarak görüyor ve hesap günü! geldiğinde sadece asgari tutarı ödüyorlar. Böylece kalan tutarın üzerinden faiz ödemek zorunda kalıyorlar.
Efsane 4: Bütün Borçlar Öcüdür ve Hepsinden Kaçınmak Gerekir.
Doğrusu: Borç iyi ve kötü olarak ikiye ayrılır. Tüketim için alınan borç kötüdür. Kendi kendini ödeyen borç ise iyi borç olarak adlandırılır.
Eğer tüketim için borç alırsanız bu kötü borçtur. Malı tüketirsiniz ve biter. Size anaparayı ve faizini ödemek kalır.
İyi borç ise Robert Kiyosaki’nin “Zengin Baba Yoksul Baba” kitabında geçer. Kısaca iyi borç kendini ödeyen borç olarak tanımlanır.
Her ne kadar şu anki gayrimenkul piyasamızda bir hayal gibi gözükse de Amerika’da kârlı alınan bir mülkün konut kredisi, kira ile ödenebilir seviyede olur. Böylece siz borç alsanız da sonunda bir varlık sahibi olursunuz. Borç ile ev alırsınız, sonra o borcu başkasına ödettirirsiniz. Üstelik borcun faizini de vergiden düşebilirsiniz.
Yani her borç kötü değildir. Gösteriş ve tüketim için alınan borç kötüdür. Yatırım için alınan ve başkalarına ödettirilen borç iyidir.
Sakın yanlış anlamayın sizin borç alıp ailenize ödetmenizden bahsetmiyorum:))
Efsane 5: Küçük Miktarda Para Biriktirmek Hiç Bir İşe Yaramaz.
Doğrusu: Hedefinize göre değişir. Eğer çok kısa zamanda erken emekli olmayı düşünüyorsanız tabii ki ayda 100 TL biriktirerek emekli olamazsınız. Fakat para biriktirirken önemli olan süreci bozmamak ve olabildiğince erken başlamak gerekir.
Her ay 100 TL yatırım yapan biri %4 net getiri elde ediyorsa 30 yıl sonra 69.994 TL para biriktirmiş olur.
Bunu 20 yıl yaparsa biriktirdiği para 37.163 TL’ye düşer.
10 yıl devam ettirdiğinde ise 14.983 TL parası olur.
Her ay 500 TL yatırım yapan biri %4 net getiri elde ediyorsa 30 yıl sonra 349.970 TL para biriktirmiş olur.
Bunu 20 yıl yapsa birikimi 185.815 TL’ye düşer.
10 yıl yaptığında ise 74.918 TL biriktirmiş olur.
Hedefimiz 1.000.000 TL idi değil mi? Şimdi ona bakalım.
Her ay 1.500 TL, yıllık da 18.000 TL biriktiren bir tasarruf canavarı 30 yıl sonra 1.049.000 TL’lik bir servetin üzerinde oturur.
1.500 TL asgari ücret kardeşim nasıl biriktireceğiz diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Tabii ki asgari ücretli için hayat zor. Ama 4.000 TL maaş alan birinin 1.500 TL biriktirebilmesi çok zor olmasa gerek. Hoş şu an ben de biriktiremiyorum ama:) Ayrıca kendini tasarruf ve kazanç konusunda kısıtlamak işi baştan kaybetmek anlamına gelir. Bu yüzden bunu yapamam diye düşünmeyi bırakıp, nasıl daha fazla kazanıp tasarruf ederim diye sormak gerekir.
Önemli olan para biriktirme alışkanlığından vazgeçmemektir. Siz zinciri kırmadığınızda ve devam ettiğinizde, sabrettiğinizde meyveler de kucağınıza düşecektir.
Biraz moral olsun diye şunu da ekleyeyim S&P 500’ün 90 yıllık tarihsel getirisi %9.8 civarıydı hatırlarsanız.
Aynı yıllar arasında enflasyon kabaca yıllık bileşik %3.5 artış göstermiş. Yani hanımlar beyler S&P’nin net getirisi bu zaman aralığında %6.5 olmuş.
Erken emeklilik hesap makinesinde biz yine ihtiyatlı davranıp yıllık getiriyi %6 olarak alırsak 30 yıl sonra ayda 1.500 TL’ye biriktirdiğimiz rakam 1.049.000 TL’den 1.508.430 TL’ye çıkıyor. Yani daha zengin oluyoruz:)))
Burada enflasyon ne olacak diye soranlar çok oluyor. %4 net getiriyi sabit bırakıp 1.500 TL’yi de enflasyon oranında her sene arttırırsanız toplam elinize geçen tutar zaten daha fazla olur. Sonuçta 30 yılda sizin geliriniz ve portföye yaptığınız katkı da artacak.
Toparlarsam
Erken emekli olmak için ne kadar paramız olması gerektiğini bulabiliriz. Ne yaptığınızı biliyorsanız hisse senedi piyasası riskli değildir. Her borç kötü değildir. Başkasının ödediği ve varlık edinmenizi sağlayan borç iyidir. Ve son olarak da ufak da olsa para biriktirmek emeklilikte hayatınızı kurtarabilir.
Saygılar.
sizin yazılarınızı okumakla yetinmiyorum artık.yazdıklarınızı araştırmakla da yetinmiyorum (%4 kuralı ile tanışmam, para biriktirmenin gelecekte işe yaraması konusunda moral oldu)
bu yazılarınızı iş yerimde çoğu kişiyle paylaşır oldum. amaç hem onların fikirlerini almak, hem de onların da akıllarında erken emeklilik gibi kavramların yer edinmesine imkan sağlamak. şu an 4 iş arkadaşı, borsanın riskli mi ? değilse neden olmadığını? bu anlattıklarınızın türkiyedeki uygulanabilirliği üzerine sohbet ediyoruz 🙂
emeğinize sağlık, hepimiz teşekkür ediyoruz.
Sayın İd Aktum,
%4 kuralını iyice araştırmak lazım. Sınırda kalmamak ve gerekenden daha fazla biriktirmek en iyisi.
Erken emeklilik daha önce çok konuşulmayan bir kavramdı, şu an hem ülkemizde hem de dünyada daha yaygın oldu.
Tartışmalarınızın sonuçlarını da duymak isterim. Bizimle paylaşırsınız.
Türkiye’de uygulanması zor olabilir. Ama önemli olan iyi malı ucuza almak ve iyi olduğu sürece tutmak.
Başarılar dilerim.
Saygılar.
Bir gün uzun vadeli mevduat yatırımcısı ile tanışıp mevduat yatırımını tartışmayı çok isterdim.Benim kafama fena yattı yurt dışında milyarder tahvil yatırımcıları olsa da,bono tahvil mevduat bişey kazandırmıyor belki ama Türkiye de işler değişik ! Mr.Milyoner 10 yılda ortalama yüzde onbeş getiri elde etmiş.Bir yandan faiz 2001 yılından beri 19 küsür kat kazandırmış ! Eee benim 34 yıl önce 4000 bin tl’ye alınan arsama enflasyon hesaplama aracına girip bakıyorum aha olaya bak! 250-300 bin tl arası tam tamına enflasyon oranında getiri sağlamış ! 4000 bin tl den 275 bin tl çok büyük ahım şahım olmasa da harika bir rakam aslında ! Eski püsküde olsa bir ev aldırıyor en azından.Çok uzun vadede bütün yatırım araçları hemen hemen aynı getiriyi sağlıyor gibi.Benim gibi her ay düzenli tassaruf yapan biri 10-15 yılda mevduata bile yatırsa para kazanır gözüküyor.Sanki olay eldeki paranın büyüklüğüne ve sürekli artmasıyla daha alakalı.Bir milyonumuz olsa ayda 10.000 bin tl den daha fazla getiri geriyor Ülke şartlarında çok iyi bir rakam yine.Amerikada Mevduatın borsadan daha fazla kazandırdığı yıllar da olmuş eskiden.Ha bu arada bu işlerin profesörü Osman Altuğ hoca der Türkiyede açıklanan enflasayon oranları dandik tamamen uydurma üç beş adamın masada toplanıp kafalarına göre hesapladıkları bişey der durur.
Sayın Tutumlu,
“When the facts change, i change my mind. What do you do?” Yani gerçekler değiştiğinde fikrimi değiştiririm. Sen ne yaparsın gibi bir şey oluyor.
Şahsi olarak yatırım araçlarına karşı fanatiklik derecesinde bir bağlılığım yok. Her zaman kaliteli olanı ucuza alıp kaliteli olmayı sürdürdüğü sürece tutmak taraftarıyım.
Arsa, tarım arazisi, mevduat, ev, iş yeri… Size kalmış. Hangisi kaliteliyken ucuz ise tercih edilebilir.
Saygılar.
Böyle düşünebilmenize sevindim.Yıllar sonra bende aynı fikre vardım.Bundan sonra paranın yönü nereye gidiyorsa bende oraya gitmeye karar verdim.Bugün dolar olur yarın altın akışa göre…