BIST 100 endeksi 29 Ocak 2018’de 120.845 puanı görmüştü ve o zamandan beri geri çekilmeye devam ediyor. Ayılar kış uykusundan uyandı diyebiliriz. Çünkü çoğu yatırımcı olumsuz tarafta artık.
Hal böyleyken ben de ünlü yatırımcıların Ayı piyasası ile ilgili sözlerini paylaşayım dedim.
Açıkça söylemek gerekirse okuduğum üç kitabın içinde en çok zevk aldığım bu kitap oldu.
Philip A. Fisher tüm tecrübesiyle size hayatını ve yatırım felsefesini öyle güzel anlatıyor ki, kitabı elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Böyle olur ya bazen sessiz köşeye çekilip, kendinizi herkesten soyutladığınız anlar vardır. İşte bu kitap bana işe giderken serviste ve en sıkıldığım diğer zamanlarda bunu yaptırmayı başardı.
Herkesin kolayca cevaplayabileceği bir soru gibi görünüyor aslında. Kaç saat çalışıyorsun? 8.30-17.30 arası, 1 saat öğle molası ile birlikte beş günden haftada 40 saat çalışıyorum. Mesai saatlerim bu kadar en azından.
Öyle mi acaba? Aslında bu buz dağının sadece görünen kısmı. Altında çok daha fazlası var. İşe gitmek için erken kalkmak, trafikte geçen saatler, işte üstümüze yığılan stresi atmak için harcadığımız zamanlar. Hafta sonu gidilen AVM bile çalışmaktan sayılabilir.
Yani işe gittiğim için yaşadığım herşey aslında çalışmanın içinde ve aslında maşımızı 40 saatlik çalışma için değil daha fazla çalışma saati için alıyoruz.
Herkese selamlar. Borsada uzun zamandan beri çok da alışık olmadığımız bir ay yaşadık. Erken seçim kararından sonra gelen sert düşüş herkesi biraz korkuttu.
Benim durumum ise farklı. Yaklaşık 10 sene boyunca hisse senedi biriktireceğim ve umarım! erken emekli olacağım. Bu yüzden bunları ne kadar ucuza alırsam o kadar iyi olacak. Portföyümde 1000-2000 Tl’lik sanal kayıplar artık beni üzmüyor. Sonuçta 15 aydır kendimi bunlara hazırlıyorum.
Elimde olmayan düşüşlere odaklanmak yerine elimdekilere odaklanıyorum. Nedir bunlar;
Tasarruf edip nakit fazlası yaratmak,
Şirketlerin durumunu inceleyip, bozulma var mı yok mu takip etmek.
Hal böyleyken elimdekilere odaklanmaya devam edeceğim. Piyasanın düşmesi ya da yükselmesi beni ne zerre kadar sevindirir ya da endişelendirir. Türkiye’nin 10 yıl sonra daha zengin olacağı varsayımı altında tabii… Beni neyin endişelendirebileceğine gelirsek, bir kaç örnek vereyim: Şirketimin yöneticilerinin beceriksiz olması ya da “ekonomik hendek”lerinin rakipleri tarafından aşılması.
Neyse lafı fazla uzatmadan geleneksel portföy durumuna bakalım.