Warren Buffett’ın görece küçük fonlar yönettiği yıllardan devam ediyoruz. Çeviri sırası tam Star Wars filmlerinin çekim sırası gibi oldu. Önce Berkshire Hathaway Mektuplarını çevirmiştim. Şimdi hikayenin ilk başladığı zamanlara dönüp ünlü yatırımcının ilk yıllarını çeviriyorum.
Olsun ben mektuplarda olduğu gibi yeni şeyler öğrenmeye devam ediyorum. Sizin de kısa bir zaman ayırarak çok fayda sağlayacağınızdan eminim. Bir nevi değer yatırımı gibi düşünebilirsiniz:)
Warren Buffett tarihteki en büyük boğa piyasalarından birini anlatıyor bize.
“Şu an piyasada geçmiştekinden çok daha fazla hızlı karar değiştiren insan var ve piyasadaki kalış süreleri , çabalamadan ve hızlıca ne kadar kâr edebileceklerini düşünmeleri ile orantılı olacak.”
Warren Buffett
Bir de Warren Buffett’ın uzun vadeli yatırımcılıktan önce şirketlerin kontrol edecek kadar çok payını aldığını ve birleşme, satın alma gibi olayları tetikleyerek kâr etmeyi amaçladığını görüyoruz.
Hadi çeviriye başlayalım.
Warren Buffett Ortaklık Mektupları 1958
1958’deki Genel Hisse Senedi Piyasası Durumu
Orta boy bir yatırım fonu yöneten bir arkadaşım yakınlarda şunu yazdı: “Amerikan halkının karakteristiği olan değişken ruh hali, 1958’de büyük bir değişime sahne oldu. “Bereketli” bu yılki hisse senedi piyasasını anlatmak için en uygun kelime olurdu.”
Sanırım bu hem amatör hem de profesyonel düzeyde hisse senedi piyasasını domine eden değişimi özetlemek için yeterli olur. Geçen sene boyunca, neredeyse her şey piyasaya “yatırım yapmanın” meşrulaştırılması için kullanıldı. Şu an piyasada geçmiş zamandan çok daha fazla hızlı karar değiştiren insan var ve piyasadaki kalış süreleri çabalamadan ve hızlıca ne kadar kâr edebileceklerini düşünmeleri ile orantılı olacak. Bu insanların ne kadar çoğalacaklarını ve fiyatların daha ne kadar yükseleceğini bilmek imkansızken, inanıyorum ki ne kadar çok kalırlarsa, ortaya çıkacak tepki de o kadar güçlü olacak.
Genel piyasanın nereye gideceğini tahmin etmeye çalışmıyorum – bütün çabam değerinin altındaki varlıkları bulmak yönünde. Fakat, hisse senetlerinden büyük kârlar edileceğini sanan genel düşüncenin eninde sonunda belaya yol açacağını biliyorum. Eğer bu olursa, gerçek değerinin altında satılan varlıkların bile fiyatları (değerleri değil) bu düşüşlerden etkilenebilir.
1958 SONUÇLARI
Geçen sene mektubunda şöyle yazmıştım:
“Ayı piyasasındaki performansımız genel olarak boğa piyasasındakinden daha iyi oluyor ve geçen seneki sonuçlara, iyi bir yılda elde ettiğimiz sonuçlar olarak bakılmalı. Genel endeksin yükseldiği bir yılda ortalamayı tutturmak bizim için başarı sayılır.”
İkinci cümle 1958’de yaşadığımız piyasayı özetliyor ve tahminim de tuttu. Dow-Jones endeksi 435’ten 583’e çıktı ve yaklaşık 20 puan da temettülerden eklersek %38,5 değer kazandı. Yönettiğimiz beş ortaklık da %38,5’ten görece daha iyi sonuçlar elde etti. Sene sonundaki piyasa değerlerine göre kazançları %36,7 ile %46,2 arasında değişti. Yatırım yaptıkları varlıkların büyük kısmının hızla yükselen piyasadan yeterince yararlanamadıklarını hesaba katarsak, sonuçlar çok tatmin edici olduğunu düşünüyorum. Düşen veya yatay piyasada sonuçlarımızın ortalamanın üstünde olacağına dair tahminimi koruyorum fakat hızla yükselen piyasada yapabileceğimiz tek şey onun hızına yetişmek olur.
TİPİK DURUM
Yöntemimi zi daha iyi anlamanız için sanırım 1958’daki aktivitelerimizden bahsetmek iyi olur. Geçen senesize çeşitli ortaklıklarımızın %10-20’sini oluşturan büyük bir varlıktan bahsetmiştim. Size bu hisse senedinin düşmesinin ya da yatayda kalmasının daha çok toplamak için işimize geldiğinden ve böyle bir varlığın boğa piyasasındaki performansımızı görece daha düşürebileceğinden söz etmiştim.
Bu hisse senedi New Jersey, Union City Commonwealth Trust Co. idi. Satın almaya başladığımızda hissenin gerçek değeri, hesaplamalarımıza göre 125 dolardı. Fakat iyi sebeplerden dolayı, 10 dolarlık hisse başına kârına rağmen, nakit temettü ödemedi ve hissenin fiyatının daha da düşerek 50 dolarlara gelmesine sebep oldu. Şimdi elimizde iyi yönetilen, iyi kâr eden ve gerçek değerinin çok altında satılan bir banka var. Hisse senedi sahipleri olarak yönetim bize çok dostça davrandı ve büyük bir zarar riskinin minimum düzeyde olduğunu düşünüyorum.
Commonwealth’in %25,5’i daha büyük bir bankanın elinde ve bu banka yıllardır birleşmek istiyor (Commonwealth’in elinde 50 milyon dolarlık varlık var – Omaha’daki First National Bank’ın yarısı kadar). Bu tür bir birleşme bu zamana kadar kişisel sebeplerden dolayı yapılamadı fakat kanıtlar gösteriyor ki bu durum sonsuza kadar süremez. Dolayısıyla elimizde şöyle bir kombinasyon var:
- Çok iyi savunmacı bir kişilik,
- Sağlam ve sürekli artan değer,
- Bu değerin 1 ile 10 yıl arasında serbest kalacağına dair kanıtlar. Eğer ikincisi doğruysa, hissenin gerçek değeri artarak -mesela- 250 dolara kadar çıkabilir.
1 yıllık bir zaman aralığı içinde, 51 dolarlık ortalama ile bankanın %12’sini toplamayı başardık. Açıkçası hisse senedinin fiyatının sabit kalması işimize geldi. Hisse senedi varlığımızın büyümesi, özellikle ikinci büyük hissedar olduktan ve birleşme önerisini etkileyebilecek seviyeye geldi ve daha da önemli oldu.
Commonwealth’in sadece 300 civarı hissedarı var ve ayda aşağı yukarı iki tane işlem oluyor. Böylece genel piyasa seviyesinin hisse senetlerimizin değerlerini neden çok az etkilediği hakkındaki görüşümü anlayabilirsiniz.
Ne yazık ki alım yaparken biraz rekabetle karşılaştık ve fiyat alıcı ve satıcı olmadığımız 65 dolara kadar çıktı. Çok küçük alım emirleri bile böylesine durağan bir hisse senedinde çok büyük fiyat farkları yaratabiliyor. Bu da hisse senedi aktivitelerimiz hakkında hiçbir “sızma” olmamasını istememizi sanırım açıklıyor.
Sene sonuna doğru iyi bir fiyattan şans yakaladık, böylece Commonwealth hisse senetlerimiz, piyasa fiyatının %20 üzerine, 80 dolara sattık.
Çok açık ki, genel piyasaya göre performansımız zayıf gözükse bile, hala 50 dolarlık maliyetle bölük pörçük alımlar yaparak hisselerimizin üzerinde sabırla oturabilirdik. Commonwealth’te kârımızı realize ettiğimiz bir yıl bizim için çok tesadüfi oldu. Bu nedenle, bu seneki sonuçlara bakarak gelecek için bir tahminde bulunamayız. Fakat, inanıyorum ki gerçek değerinin altında olan varlıklara yatırım yapmak uzun dönemde kâr etmenin en kesin yoludur.
Şunu belirtmeliyim ki hisse senedini 80 dolardan alan da yıllar içinde iyi kâr elde edebilir. Fakat, 80 dolarlık senedin gerçek değerinin 135 dolar olmasıyla, 50 dolarlık senedin 125 dolarlık gerçek değerinin olması arasında büyük farklar vardır ve hesaplamalarıma göre değişimle birlikte sermayemizi daha iyi şekilde değerlendirebiliriz. Bu yeni varlığımız Commonwealth’den daha büyük ve ortaklıklarımızın %25’ini temsil ediyor. Düşük değerlemesi, tuttuğumuz diğer varlıklardan çok da iyi olmasa bile (bazılarıyla benzer), bu varlıktaki en büyük hissedarız ve bu da bize şirketin düşük fiyatını düzeltme konusunda çok büyük bir güç veriyor. Bu varlığı tuttuğumuz sürece Dow-Jones’un getirisini geçeceğimiz konusunda kendimizden eminiz.
GÜNCEL DURUM
Genel hisse senedi piyasası ne kadar yükselirse değerinin altında hisse senedi sayısı da o kadar azalıyor ve ben de çekici yatırımları bulmakta zorlanıyorum. Kısa vadeli yatırımlardaki varlıklarımı arttırmayı tercih ederim fakat onları da bulmak çok zor.
Bu yüzden mümkün olduğu kadar şirketleri kontrol edebilecek kadar pozisyonlar alıp kendi kısa vadeli yatırımlarımı yaratıyorum. Böyle bir politika daha evvelki getiri tahminlerimi doğru çıkartabilir ve hatta aşabilir.
WARREN E. BUFFETT
2/11/1959
Yiğit Bey elinize sağlık
Teşekkür ederim Kenan Bey, hayırlı bayramlar.