Howard Marks Makaleleri 1990: Performansa Giden Rota

Herkese selamlar.

Howard Marks en sevdiğim yatırımcılardan biri ve müşterilerine yazdığı makaleleri yayınladığını görünce çok sevinmiştim.

Hem kendim çeviri yaparken okuyabileyim hem de okumak isteyen arkadaşlar olur diye makaleleri Türkçe’ye çevirmeye karar verdim. Yaptığım ankette ikinci sırada çıkmasına rağmen Türk yatırımcıların onunla tanışmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ilk sıraya aldım.

İlk yıllarda yazılan makaleleri biraz kısa olsa da Howard Marks’ın yazdığı her cümleden öğrenilecek bir şey çıkıyor ve giderek okumak daha keyifli hale geliyor.

O zaman hayırlı olsun diyerek ilk makaleye başlayalım.

Performansa Giden Rota

Hepimiz ortalamanın üstünde bir finansal performans göstermek istiyoruz fakat buna nasıl erişileceği büyük bir soru olmayı sürdürüyor. Yıllar geçtikçe benim bu konudaki görüşüm daha açık ve belirgin hale geldi. Eylül’ün sonundaki iki olay ve bunların oluş sırası daha iyi sonuçlar elde etme (ya da edememe) konusundaki görüşümü daha da berraklaştırdı.

İlki, Wall Street Journal’da önde gelen para yönetim şirketlerinden birinin geride kalan performansı hakkında bir makaleydi. Ağustos’dan itibaren 12 aylık süre boyunca hisse senetlerindeki performansları S&P 500’ün 1.840 puan gerisinde kalmıştır. Bunun sonucu olarak 5 yıllık performansları da S&P’nin gerisinde kalmıştı. Şirketin başkanı cesurca bir açıklama yaptı ve ağırlıklandırmalarında hata olmadığını, sadece çok erken davrandıklarını söyledi. Şiddetle katılmadığım açıklaması şu şekildeydi:

            Eğer en iyi %5 para yöneticisi arasında olmak istiyorsanız, en dipteki %5’te olmayı da göze almalısınız.

Yukarıdaki açıklama dönüştürülebilir ürün müşterilerine 1988’in ikinci yarısında açıkladığım dönüştürülebilir yatırım fonunu akıllara getiriyor. Fon 1987’nin ilk 8 ayında yüklü miktarda hisse senedine sahipken bu tarihten sonra yüklü miktarda nakde geçmişti. Sonuç olarak, getirisi o yıl için ortalama dönüştürülebilir fon getirisinden 1600 baz puan daha iyiydi. İkinci sıradaki fonun da 945 baz puan önündeydi. Sonraki senenin ikinci yarısında taktikleri aynı şekilde farklıydı… Fakat yanıldılar ve 1987 senesinde elde ettikleri kazançları da götürecek bir sonuç elde ettiler. 18 aylık sonuçları onları gruptaki diğer şirketlerin ortalamasına getirdi. Gözlemim altta alıntı yaptığım fon yöneticisininki gibi fakat olumsuz tarafından:

            …Genelden farklı ve daha iyi performans göstermeye çabalamak için, sizi genelden çok farklı ve daha kötü sonuçlar elde etme olasılığına maruz bırakabilecek farklı şeyler yapmalısınız.

Bu vaka gösteriyor ki daha iyi performans peşinde koşarken atılan cesur adımlar doğru olduğu kadar yanlış da olabilir. Daha da kötüsü, Çok kötü ve çok iyi yılların birleşimi dalgalanmaya ve sıradan olarak nitelendirilebilecek uzun dönemli sonuçlara sebep olabilir.

Alternatif olarak, geçen ay konuştuğum büyük bir Orta-Batı emeklilik fonunun yöneticisinin yaklaşımını örnek gösterebilirim. Bu yönetici ve öncekilerin yönetiminde emeklilik fonunun son 14 yıldaki hisse senedi getirisi, S&P 500’ün oldukça üzerinde olmuş. Başarısının anahtarı olarak gördüğü şeyi benimle paylaştı:

            O zaman aralığı boyunca asla %47’lik dilimin altına düşmedik. 1990’a kadar %27’lik dilimin üstüne de çıkmadık. Sonuç olarak, 14 yıllık sürenin tamamında en iyi %4’lük dilime girdik.

Uzun dönemde üstün bir performans göstermek için her yıl en üst yüzdelik dilimde olmaya çalışmanın başarıya giden yol olmadığını şiddetle düşünüyorum. Bunun yerine, her sene ortalamadan biraz daha iyi sonuçlar elde etmenin -ve kötü zamanlarda daha iyi nisbi getiri elde etme disiplini ile-,

  • Aşırı dalgalanmaya daha az sebep olacağını,
  • Telafi edilmesi çok güç olan büyük kayıpların daha az oluşmasını sağlayacağını ve en önemlisi,
  • (Hepimizin insan olduğu gerçeğinden hareketle) İşe yarama olasılığının daha yüksek olduğunu düşünüyorum.

Basitçe söylemek gerekirse, emeklilik fonunun bana söylediği, hisse senetlerinde kaybedenlerden (ve zarar ettiren yıllardan) kaçınabilirseniz, kazananlar kendi başının çaresine bakıyor. Bunu grubumun faydacı nişlerinde geçerli olduğuna kuvvetle inanıyorum. Ortalamanın üstünde uzun dönemli getiri elde etmenin en büyük temeli felaketlerden kaçınmaktır. Bu yüzden tek bir yılda elde edeceğimiz mükemmel sonuçlar değil de tutarlılık ve korunma, tüm yatırım ürünlerimizin temelini oluşturuyor.

  • Dönüştürülebilir tahvil ve hisse senedi ürünlerinde, potansiyel değer artışının yanında düşüşlere ortalamanın üstünde bir dayanıklılığın da bulunmasında ısrarcıyız,
  • Yüksek getirili tahvillerde nisbi performansımızı, daha yüksek (ama daha belirsiz) getiri peşinde değil de alacaklarımızın kaybından korunarak arttırmaya çalışıyoruz.
  • İflas etmiş ya da etmek üzere olan şirket borçlarında ise ödediğimiz paranın tamamen varlık değeri ile korunduğunu gördüğümüz şeyleri alıyoruz.

Daha fazla risk alanların bizden daha iyi sonuçlar elde edeceği yıllar ve vakalar olacaktır. Fakat uzun dönemde, ortalamanın biraz üstünde istikrarlı şekilde getiri elde etmeye çalışmanın -zor zamanlarda düşük performans elde etmekten kaçınmayla birlikte- daha verimli olacağını ve “mükemmel sonuçlar elde etmeye çalışmaktan” daha iyi sonuçlar elde edeceğini düşünüyorum.

12 Ekim 1990

14 Yorum

  1. Melih demiş ki:

    Eline sağlık, Howard Marks ile beni tanıştırmış oldun. Teşekkür ediyorum.

    Haziran 5, 2022
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Selamlar Melih Bey,

      Baya bir makalesi var. Belki 1 yıl sürecek ama çok şey öğreneceğimize eminim.

      Beğendiğinize çok sevindim.

      Saygılar.

      Haziran 5, 2022
  2. Mesut Uysal demiş ki:

    Gayretleriniz için teşekkürler

    Haziran 5, 2022
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Okuduğunuz için ben teşekkür ederim Mesut Bey.

      Haziran 5, 2022
  3. Çağdaş Keskin demiş ki:

    benim oyum howard marks ındi 🙂 teşekkürler size bu emeginiz icin..

    Haziran 5, 2022
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Selamlar Çağdaş Bey,

      Açıkçası benim de gönlüm ondan yanaydı:) Warren Buffett’ın mektuplarını da araya sıkıştırırız artık.

      Saygılar.

      Haziran 5, 2022
  4. aninvestor demiş ki:

    Arkadaşlar sizce ikinci olaydaki emeklilik fonunun başarısının arkasındaki sebepler neler olabilir

    Haziran 5, 2022
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Selamlar Aninvestor,

      Bence planı bozmayıp fazla getirii için aşırı risk almaması olabilir. Yazının konusuna da uygun.

      Saygılar.

      Temmuz 1, 2022
  5. Murat (@befblog) demiş ki:

    Ankette Howard Marks’ı seçmiştim 🙂 Emeğine sağlık Yiğit. Çeviri için kendi adıma çok teşekkür ederim.

    Haziran 6, 2022
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Selamlar Murat,

      Bakalım ufak ufak çeviriyorum. Beğenmene sevindim. Umarım faydasını görürürüz hep birlikte.

      Saygılar.

      Temmuz 1, 2022
  6. Adem Öztürk demiş ki:

    Öncelikle teşekkür ederim. Ama son paragraf çok aklıma yattı tavşanla kaplumbağanın yarışına benziyor. Kim finale gelir 🙂

    Haziran 8, 2022
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Selamlar Adem Bey,

      Biz kendimizi geliştirerek bildiğimiz şeyi yapmaya devam edelim. Elbet meyveleri toplarız.

      Fakat başkaları çok kazanırken biraz daha az kazanmak yatırım psikolojisini en çok zorlayan şeylerden biridir. Bu konuda kendimizi geliştirmemiz lazım.

      Saygılar.

      Temmuz 1, 2022
  7. […] Yatırım dünyasının çoğunun aynı fikirde olduğunu düşünüyorum fakat bu bizim inandığımızın tam tersi. Doğrusu, 1990’da zayıf performansını haklı göstermek için “En iyi %5 para yöneticisi arasında olmak istiyorsanız, en kötü %5’e girmeyi de göze almalısınız” diyen bir para yöneticisi hakkında bir makale yazmıştım. […]

    Ağustos 20, 2022
    Yanıtla

Mesut Uysal için bir cevap yazınCevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.