Site icon Latteden Borsaya

Ocak 2020 Sonu Portföy Durumu

Herkese selamlar.

Yeni yıl çok hızlı başladı. Ay başında ve ortasında boğa piyasasının etkilerini görmeye devam ettik. Bu kadar yükselişe alışık değilim, bunu anlamış oldum. Ay sonu ise endeks ve hisse senetlerim dinlenmeye çekildi.

Bu zamanı, kendi çapımda Peter Lynch ayı ilan ettim. Borsa’da Tek Başına’yı tekrar okuyorum. İnsan bir kitabı yıllar sonra tekrar okuyunca, o zaman göremediği şeyleri farkediyor. Sizlere de tavsiye ederim.

Ayrıca Finansal Özgürlük podcastlerine de başladık. Yorucu olsa da güzel bir deneyim oluyor.

Portföye özet olarak bakarsak, hisse senedi portföyü boğa piyasasının etkisiyle yeni en yükseğine erişti ve 79.095 TL’ye çıktı. Böylece toplam portföy büyüklüğü altın da dahil edildiğinde 86.415 TL olmuş oldu.

Şimdi bu ay olanların ayrıntısına gireyim. Biraz da sohbet ederiz.

Hadi başlayalım.

Ocak 2020 İtibariyle Piyasalarda Son Durum

Tabiri caiz ise Ocak ayında başımıza pişmiş tavuğun başına gelmeyecek şeyler geldi.

Öncelikle Elazığ ve Manisa’da depremlerle sarsıldık. Herkese geçmiş olsun. Umarım gerekli önlemler alınır da daha fazla acılar yaşamayız. 2020’de hala binaların yıkıldığını görmek çok üzücü.

Dünyada da felakerler bitmiyor. Avustralya yangınları, İran-ABD çatışma olasılığı, Küba depremi ve hala başımızda olan Corona virüsü (sayarken yoruldum) dünyayı ve bizi etkiliyor.

Bulunduğum yerde çok Çinli var. öksürükten nem kapar olduk:)

Olaya blogun kapsamı gereği finansal açıdan ve borsaya etkisi yönünden bakacağım. Aynen böyle düşünüyorum:

Hisse senedi piyasasında, en önemli organ yürektir, beyin değil. İşe giderken duyacağınız olumsuz haberler artık neredeyse sonsuz sayıda.

Yani soru şu: Bunu kaldırabilir misiniz?

Peter Lynch

Etrafımız kötü haberlerle dolu. Biliyorum, etrafta bu kadar parazit varken borsaya ve özellikle de şirketlere odaklanmak zor ama bunu yapmaya çalışıyorum.

Serviste sabah çalan radyoda duyduğum olumsuz haber sayısı (abartmıyorum) iki düzineyi geçiktir. Sonra gazetede, ofiste de bir çok olumsuz haber işitiyoruz. Kafamız bunlarla doluyor.

Yani dostlar, bu kadar olumsuz haber içinde olumlu kalıp yatırım yapabilmek ve aşağı dalgalara kapılmamak çok zor. Bu yüzden de Peter Lynch amcam borsada beyinden çok yürek gerektiğini söylüyor.

Yürekli olmaya çalışmaya devam ediyorum. Tabii ki bu her ne olursa olsun önlem almadığım anlamına gelmesin. Gerek görürsem altın varlığımı biraz daha arttırmaktan da çekinmem. Geçen senelerde herkes korkarken piyasada kalmayı başardık. Bakalım herkes açgözlüyken korkmayı başarabilecek miyiz?

Sizin durumunuzu da merak ediyorum. Gerektiğinde olumsuz haberleri gözardı etmek için uyguladığınız bir taktik var mı? Olumsuz senaryolara karşı kendinizi hazırlıyor musunuz? Korunma (hedge) mekanizmanızı nasıl kurdunuz?

Şimdi de bizi ilgilendiren fiyat bilgilerine bakalım.

BIST 100 119.140 puandan dolar da 5,98 TL’den kapattı. Geçen aydan bu aya pek bir değişme yok.

Gram altın benimle yarışmaya devam ediyor. 305 TL’den ayı sonlandırdı. Adeta “Eyyyy Yiğit, ev hanımlarını getiri konusunda sana ezdirmeyeceğim, nefesini her daim ensende hisseceksin!” diyor. Bakalım bu sene yarışı kim kazanacak. Eğer kaybeden ben olursam büyük ihtimalle kimsey laf anlatamam:) Altın gününe katılır, kendimi pasta böreğe vururum.

Sterlin de azıcık değer kaybetti. Ayı 7,89’dan kapattı.

Boğanın Tepesinde Hoplaya Zıplaya Devam Ediyoruz

Finansal özgürlük portföyü, arkasına boğa piyasasının gücünü alarak büyümeye devam ediyor.

Boğa piyasasındaki birinci ralliyi kaçıranlar için en sinir bozucu şey, piyasaya girmek için bekledikleri büyük düzeltmenin bir türlü gelmemesidir. Onlar beklerken piyasa yükselir, yükselir…

Martin Zweig

Bütün düşüş boyunca da piyasanın içinde olduğum için piyasaya girmek gibi bir derdim olmadı. Ne güzel bir avuntu…:)

Büyük ihtimalle sırasını sabırla kendisine gelmesini bekleyen ayı piyasası geldiğinde de, piyasanın içinde olacağım.

Bu konuda ara ara Peter Lynch’in Kokteyl Teorisi yazımı paylaşıp, şimdi hangi safhada olduğumuzu soruyorum. Peter Lynch’in kendisi bile buna güvenmiyor ama söylemeden geçemeyeceğim.

Etrafımda borsaya ilk kez girmiş arkadaşlarım bile bana hisse senedi tavsiye etmeye başladı. Yani bu sefer hangi aşamada olduğumuzu size sormayacağım:) Parti kalabalıklaşmaya devam ediyor. 80 binde borsadan haberi olmayan insanların hisse senedi tavsiye ettiklerini ve cesurca yatırım pardon spekülasyon yaptıklarını görüyorum.

Ya biz sütten ağzımız yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyoruz ya da çok kişinin canı yanacak. İkinci Dünya savaşından sonra canı yanan Amerikan halkı uzun süre borsaya girememişti. Bu sürede girebilenler ise iyi kazançlar elde etmişlerdi. Dinazor mu olduk yoksa? 🙂

Mevcut durumla savaşarak hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Bir şeyleri değiştirmek için eskisini hükümsüz kılan yeni bir model yapın. Buckminster Fuller

Mevcut durumla savaşarak hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Bir şeyleri değiştirmek için eskisini hükümsüz kılan yeni bir model yapın.

Buckminster Fuller

Bütün bunlara rağmen tartışmaların uzağında kalıyorum. Çünkü mevcut gerçeği onunla savaşarak değiştiremem. Bunu iş yerinde de çok defa denedim. Sayısız tartışmalarda iş arkadaşlarıma, yaptıklarının yanlış olduğunu ve bunun yürümeyeceğini söyledim. Karşılığında insanların fanatikçe itirazları ile karşılaştım ve zarar gören ben oldum.

Sürekli kayaya çarptım. Bir şeyi değiştiremediğim gibi yıprandığımla kaldım. Onlar ise yanlış yapmaya devam ettiler.

Maalesef insanlar bu tip durumlarda gelen uyarıları kendi kişiliklerine yapılan bir saldırıymış gibi algılıyorlar. İnsanları kızdırmak ve sizden uzaklaşmalarını izlemek istiyorsanız onlara hatalı olduklarını söyleyin. Sonucunu hemen alırsınız.

Kimse hatalı olduğunu kabul etmez. Etmek istemez.

Üstelik çoğu zaman da “Geri Tepme Etkisi” yaşarlar. Yani siz onlara hatalı olduklarını kanıtlasanız bile hatalı fikirlerine daha çok sarılırlar. Daha fanatikçe savunurlar.

Bu yüzden aynı hatayı yine yapmayacağım. Bunun yerine Finansal Özgürlüğümü kazanmak için uzun süredir kâr eden, kârını arttıran, bunu yatırımcısı ile paylaşan, dürüst ve yetenekli kişiler tarafından yönetilen hissedar dostu şirketlere yatırım yapmaya devam edeceğim.

Eminim ki bunu başardığımda ve kayıt altına aldığımda, sesi diğer bütün seslerden daha yüksek çıkacaktır ve insanlara yol gösterecektir. En fazla başarısız olmanın bir yolunu daha görmüş ve ibret almış olurlar.

Üstelik başarıya giden tek bir yol yok. Bu yolun en iyi olduğu gibi bir iddiam da yok. İsteyen istediğini yapsın.

Neyse bölümün konusundan sapmayayım.

Klasik boğa piyasası devam ediyor ve bu da portföye yansıyor.

Toplam portföy büyüklüğü 86.415 TL’ye ulaşmış durumda. Bu portföyün kurulduğundan beri geldiği en yüksek değeri işaret ediyor.

Bu ay eklediğim tutar ise 755 TL. Bunun hepsini hisse alımında kullandım.

Ocak 2020 Sonunda Nakit Varlığı

Nakit varlığım 24 gram altından oluyor. Maliyetim 290 TL. Çok kaşındım biraz daha hisse satıp altın alsam mı diye ama tuttum kendimi. Bir dahaki aya bakacağız.

Böylece portföyün nakit tutarı sadece gram altından oluşan 7.320 TL olmuş oldu.

Ocak 2020 Hisse Senedi Varlığı

Aralık 2019 sonundaki portföy durumumu buradan inceleyebilirsiniz. Hiçbir şey yapmayacaktım ama yine duramadım ve biraz (oldukça çok) değişiklik yaptım.

Finansal Bağımsızlık Portföyü Hisse Senedi Varlığı

Ay içinde eski göz ağrım, gönlümde büyük yer tutan sevdiceğim HEKTS sıçrama yaparak 10-11 TL arasına geldi ve dayanamayıp portföydeki oranını %8,64’e indirdim.

Bunun yanında SODA hisselerimin tamamını sattım. Yaklaşık üç senedir bu hisse senedinde sürekli ağırlık arttırdım. Portföyümün getirisini aşağı çekmekten başka bir işe yaramadı. Fakat doğru zamanda mı sattım, emin değilim. Zaman gösterecek. Herkesle birlikte satmam beni biraz kaşındırıyor.

Buradan elde ettiğim fonları kalan beş hisse senedime eşit olarak paylaştırdım.

Tabii değişiklikler burada kalmıyor. FROTO’ları ASELS ile değiştirdim. FROTO pozisyonum kalmadı. Çok iyi bir şirket. Geri dönmek iççin sabırsızlanıyorum.

Böylece ALARK’ın portföydeki oranı %46,18’e çıktı. Bu, portföyü oluşturduğum 2017 yılındaki HEKTS’ın oranına benziyor. Yani oldukça yüksek. Bakalım kaderleri de aynı olacak mı? Eğer tercih doğruysa portföy getirisine çok pozitif yansır, yanlış ise de patates oluruz:)

Bu arada bir gözüm de HEKTS’ta olmaya devam edecek. Fırsat görürsem oranını tekrar yükseltebilirim.

Gördüğünüz gibi bir ton değişiklik yaptım fakat piyasanın dışına çıkmadım. Tüm çıkan para ile hisse senedi aldım ve 755 TL’yi aşkın da ek alım yaptım. Maalesef üç senedir oranı arttıramıyorum:) Neyse sağlık olsun.

Ne demiştim. Piyasanın içinde kaldım. Burada ikilemde kaldığım bir konu var. Bir yanım: “Çok yükseldik Yiğit, sat bir %10 daha gram altına çek” diyor. Malum, daha önce hiç bu kadar yatırımım olmamıştı. İçimdeki fakir sürekli dürtüyor. Sonuçta çoğumuz kitabının arasında dolar biriktiren çocuklardık, değil mi?

Bir de diğer tarafım var. O da yeniden Peter Lynch’in Borsa’da Tek Başına’sını bir daha okuyor. Bıkmadı. Kitapta “ne zaman satış yapılmalı” diye bir bölüm var. Ünlü yatırımcı alış nedeniniz kalktıysa ya da şirket değerine geldiyse satın diyor. Benim değer hesabıma büyüme de giriyor. Yani hikaye ve ucuzluk bitmediği sürece oyun dışında kalmanın anlamı yok diyorum.

Yani kısacası dostlar. Satış kısmı biraz sıkıntılı benim için. Belki beklediğim çılgınlığı görürsem hisse senedi oranını %80’e çekebilirim. Kararsız kaldım. Şubat’ta bakacağız artık.

Son olarak varlık dağılımını pasta grafikte vereyim. Bunu ay sonu yazılarına yeni ekledim:)

Hisse Senedi Varlığı Pasta Grafiği

Bu arada soranlar çok oluyor. Portföyümü investing.com‘ta takip ediyorum. Mükemmel değil ama işimi şimdilik görüyor.

Şirketlerin verilerini, özellikle temettülerini de İş Yatırım’ın sitesinden takip ediyorum.

Finansal Özgürlük Portföyünün Diğer Para Birimlerine Karşı Durumu

Artık üç yıldır bunu yapıyorum. Doların fişeklediği zamanlarda burasını düzenlemek acı veriyordu. Sabit kaldığı zamanlarda da keyif veriyor.

Boğa piyasasının etkileri sürüyor. Ama ayı piyasası da bir gün kapımızı çalacak. Kaçınılmaz yani. Onun için çok sevinmiyorum. Disiplini bozmadan biriktirmeye devam edelim.

Ülkemiz geliştikçe bizde ondan pay almaya devam edeceğiz. Gerisi boş.

Şimdi de portföyün kurulduğu Şubat 2017’den beri dolar karşısında durumuna bakalım.

Portföyün Kurulduğu Günden Bugüne Dolar Karşısındaki Durumu

Bir zamanlar 8.000 doları geçemiyordum. Şimdi 14 bini geçmiş olduk. Yeni hedef 15.000 dolar. Tam 36 aydır aralıksız tasarruf ve yatırım yapıyorum. İlk 3 yılı tamamladım. İki yıl sonra temettü emekliliğinin ilk aşamasını tamamlamış olacağım.

Bir de grafiği verelim.

Portföyün Dolar TL Performans Grafiği

Portföyün Temettü Yönünden Değerlendirilmesi

Portföydeki değişmelerden dolayı temettü oranları da değişiyor.

Geçen ay ileriye dönelik 12 aylık temettü gelirim 4.312 TL idi. Bu ay ise biraz düşerek 4.060 TL’ye geriledi. Bunda temettü verimi yüksek şirketlerden temettü verimi görece düşük şirketlere geçmemin etkisi büyük. Portföy oldukça sadeleşti.

Artık ufak ufak alımlar yaparak temettüleri bekleyeceğim. Hisselerde temettü azalışları olabilir. Özellikle EREGL’nin temettüsü geçen seneye göre daha düşük gelebilir. Diğerlerinde de daha yüksek. Bu iki faktör birbirini dengeleyecektir.

Artı olarak temettülerin yeniden hisse senetlerine tekrar yatırılmasından dolayı bileşik getirinin gücünü de hep birlikte görmüş olacağız. 4.000 TL’lik temettü tekrar hisse senetlerine döndüğünde %6 net temettü verimiyle bana 240 TL ek temettü getirecektir.

Lafı uzatmadan Ocak 2020’deki ileriye yönelik 12 ayda almam gereken muhtemel temettüleri vereyim.

Finansal Özgürlük Portföyünün Yıllık Olası Temettü Geliri

Finansal Özgürlük portföyünün temettü geliri 4.060 TL’ye ulaşmış durumda. Buna altın varlığının bir katkı yapmadığını eklemek lazım. Doğru zamanda altın varlığını Eurobond’a geçirince buradan da akar gelir elde etmeye başlayacağım.

Burada temel hedefim maaş geliri, Eurobond geliri ve temettü gelirlerinden oluşan ve hem portföyü hem de beni besleyen bir ekosistem oluşturabilmek. Finansal özgürlüğümü kazanmak için uyguladığım ana oyun planım budur.

Ama bu kendi kendini besleyen bileşik getiri makinasını çalıştırmak için zaman gerekiyor. Tasarruflar ne kadar az olursa, zaman da o kadar uzuyor.

Neyse tekrar konumuza dönelim.

2020 temettü geliri hedefim 5.400 TL’ydi. Bunu bu sene için bir aksilik çıkmazsa ulaşılabilir görüyorum. Fakat yükselen hisse senedi fiyatlarının hiç yardımcı olmadığını itiraf etmeliyim. Her ne kadar psikolojik olarak insanı rahatlatsa da borsada insanın psikolojisine iyi gelen cebine zarar veriyor:) Tam bir komedinin içindeyiz gibi.

Bir günlük finansal özgürlüğüm için gereken tutar enflasyon düzeltmesinden sonra 157 TL’ye çıkmıştı. Böylece 4.060 TL’lik net temettü gelirimle 4.060/157= 26 günümü özgürleştirmiş bulunuyorum. Şu anda işi bıraksam 26 gün geçinebilirim. Daha yolum uzun.

Portföyün net temettü gelirine baktığımda ise 4.060/79.095=%5,1 olduğunu görüyorum. Yaptığım değişikler sonrası temettü verimi çok düştü.

Sizin portföyünüz ne durumda? Temettülerinizi arttırabildiniz mi? Yoksa benim gibi düştü mü?

2020 Hedeflerinden Bir Kesit

Tasarruf Hedefi

Bu ayki tasarruf oranı 755 TL oldu.

Artık hedefleri ay ay buradan da takip edeceğim. Böylece daha derli toplu olmasını umuyorum.

30 Kitap Okuma Hedefi

Bu senenin okuduğum ilk kitabı Jack London’dan “Deniz Kurdu” oldu. Bir kitap eleştirmeninin, gemi kazası sonucu fok avcısı zalim kaptan Wolf Larsen tarafından kurtarılması ve gemiye zorla tayfa yapılmasını konu alıyor. Kahramanımız süreç içerinde gelişiyor, olgunlaşıyor, dibine kadar materyalist olan Wolf Larsen ile felsefi konuşmalar yapıyor. Özellikle yaptığı derin sohbetler çok ilgimi çekti.

En sevdiğim bölümlerden birini sizinle paylaşmak isterim:

“Yaşamın tek değerinin kendisine biçtiği değer olduğunu biliyor musun? Ve de gereksinimi kendi lehine yonttuğu için bu değer elbette gereğinden fazla biçilir. Yukarı çıkarttığım o adamı ele al. Kendini sanki çok değerli bir şeymiş gibi düşünüyor, elmasların yakutların üzerinde bir hazine sanki. Sana göre? Hayır. Bana göre? Hiç de değil. Kendisine göre? Evet. Ama ben onun takdirini kabul etmem. Ne yazık ki kendini fazla önemsiyordur. Doğmayı talep eden yığınla yaşam var daha. Düşseydi ve beyni petekten süzülen bal gibi güverteye saçılsaydı dünya için hiçbir kayıp oluşturmazdı. O dünyanın umurunda değil. Onun gibilerden bol bir şey yok. Yalnızca kendine göre değerliydi o ve bu değerin bile ne kadar uyduruk olduğunu göstermek için ölü birisi olarak içinde kendini yitirdiğinin farkında değil. Bir tek kendisi kendini elmaslardan ve yakutlardan daha değerli buluyordu. Bir kova deniz suyuyla akıp gitmek için güverteye saçılan elmaslar ve yakutlar yok oldu ve o elmaslarla yakutların yok olduğunu bile bilmiyor. Hiçbir şey yitirmez, çünkü kendini yitirmesi bilgiyi de yitirmesi demek.

Bu ayki yazı biraz uzun oldu. Kusura bakmayın 🙂

Saygılar.

Image courtesy of iosphere at FreeDigitalPhotos.net

Exit mobile version