Hisse senedi biriktirerek finansal özgürlüğümü kazanmak için yola çıkalı tam 20 ay olmuş. 20 aydır hisse senedi biriktiriyorum. 20 aydır tasarruf etmeye çalışıyorum.
Herkese selamlar! Amerika’da temettü ödemeleri ve temettünün sürekliliğine çok büyük önem veriliyor. Şirketler uzun süre boyunca kesintisiz temettü vermesiyle övünüyor.
Bunun temel sebeplerinden birisi bir çok insanın emeklilik için hisse senedi biriktirmesi ve oradan gelecek nakde ihtiyacı olması.
Bir diğer üniversite, sivil toplum örgütü vs gibi bir çok kuruluşun paralarının bir kısmını hisse senetlerinde değerlendirmesi ve yine buradan gelecek akar gelire ihtiyaç duyması.
Bunun yanında temettünün sürekli ve artarak ödenmesinin (diğer bir çok etmenle birleştiğinde) şirketin “ekonomik hendeğinin” bir göstergesi olduğu biliniyor.
Ama S&P 500’ün dışında da verdiği temettüyü 25 yıldan uzun süredir arttıran şirketler var. Bunlara da Dividend Champions (Temettü Şampiyonları) deniyor.
Şimdi A.B.D’de temettüsünü 25 yıl ve üstü arttıran şirketler hangileriymiş ve kaç yıldan beri arttırmışlar bir bakalım.
Herkese selamlar. Ne kadar maaş alırsak alalım, çoğumuz borç içindeyiz. Tamam düşük maaş alanlar borçlu da yüksek maaş alanlar niye borçlu? Zaten başımızda bir enflasyon belası var. Bir de kendi başımıza iş açıyoruz.
Öğrenciyken 1000 TL’ye geçiniyorduk da şimdi niye 4000 TL yetmiyor? Hazır çorba ve makarna ile dört kişi doyarken şimdi niye 50 TL’yi yemeğe veriveriyoruz?
Uzun bir aradan sonra herkese selamlar. Ekim ayı bittiğine göre portföy durumunu yayınlayama zamanı geldi demektir.
Portföy performansı açısından pek de iç açıcı bir ay olmadı. Faizlerdeki artış hisse senetlerinin fiyatlamasını derinden etkiliyor. Her şeyin faizlerle karşılaştırıldığı bir zamana geldik artık.
Fakat bir yandan da sürekli alıcısı olacağım bir malın fiyatının ucuzlamasına da seviniyorum.
Neyse, lafı fazla uzatmadan önce genel piyasa durumunu kaydedip, hisse senedi portföy durumumu inceleyeceğim. Daha sonra da temettü ve diğer pasif gelir durumuma bakıp yazıyı bitireceğim.
Herkese selamlar. Arada sırada okuduğum kitapların sizlere tanıtmaya çalışıyorum. Sapiens’ten sonra sıra bir ekonomi kitabı okumaya gelmişti. Ben de Warren Buffett’ın sürekli bahsettiği John C. Bogle tarafından yazılan “Sağduyulu Yatırımın Küçük Kitabı” okuyayım dedim.
Kitabın konusu olan düşük maliyetli endeksi birebir takip eden S&P 500 fonlarını Warren Buffett’ın mektuplarından biliyoruz. Her ne kadar Amerika’da fon piyasasını derinden sarssa da ülkemizde bu fonlar bulunmuyor.
Sık sık ülkemizdeki başka yatırım fonları ile karıştırılıyor. Bunların farkı S&P 500’deki şirketlerin ağırlıklarına göre hisse satın alması ve bunlar değiştirmedikçe hiç değiştirmemesi. Pasif yönetilen fon da deniyor. Alıyorsun, S&P 500’ün değeri ne kadar artıyorsa o kadar para kazanıyorsun. S&P 500’ün temettü verimi ne kadarsa o kadar temettü alıyorsun.
Endeks fonu deyince de akla Vanguard Yatırım Fonları geliyor. İlk kurulduğundan beri yatırım fonlarına aldığı komisyon oranları %0,04-20 arasında değişiyor ve fon yönetimi piyasasını kökünden sarsıyor. Çünkü giderleri çok düşük.