Ayı Piyasasının Kalbinde

Herkese selamlar.

Hepimizin moralleri çok bozuk. Hayallerimiz yıkıldı ve gerçeklerle baş başak kaldık.

Biraz muhabbet edelim dedim.

Enseyi karartmaya gerek yok. Biz neler gördük. Bugünleri de atlatacağız.

Hadi başlayalım.

Hayatta her zaman üzüntüden kitlenen değil, çözüm arayan tarafta olmaya çalışıyorum. Finansal özgürlük yolculuğuna çıkmam da bu yüzdendir. Oturup şikâyet etmek yerine ne yapabilirim diye sormuş ve finansal özgürlük yolculuğuna başlamıştım. Kervan yolda düzülür diyerek sizin de bildiğiniz ve eşlik ettiğiniz bir yolculuğa devam ediyorum.

Bugün ya da bu iki ayda zorlu zamanlardan birinden geçiyoruz. Tam da hazırlıklara başladığım zamanlarda darbeyi yedik. Bu işleri daha da çekilmez kılıyor.

Portföyler düşmez dediğimiz yerden düşüyor, olmaz o kadar dediğimiz paraları hızlı bir şekilde kaybediyoruz. Fakat şunu belirtmeden geçemeyeceğim, paraları hep hesapta rakam olarak gördüğüm için kaybı da beni tahmin ettiğim kadar kötü etkilemedi.

Tabii ki çoğumuz gibi, hayallerim yıkıldı diyemesem de etkilendim. Hayal etmeyi neden bırakalım değil mi?

Borsada para kazanırken arttırdığımız masraflar borsada para kaybederken aynı hızda devam ediyor.

Ama yine de bu dünyanın sonu değil. Bir sözü ile borsaya bakışımı değiştiren Yaşar Yıldırım’ın şu sözü her zaman kulaklarımdadır: “Burada para kaybetmeyen, burada para kazanamaz.”

Düşüşü öngördüm, tamamen nakitteyim, şöyleydi böyleydi diyenlere aldırmayım. Hiçbir gösterge düşüşün ne zaman başlayacağını ve ne zaman biteceğini bilemez. Amacımız iyi şirketlere yatırım yaparak değer yaratımından faydalanmaktır. Düşüşe malda yakalanmayanların çoğu dibin dibini ararken yükselişi kaçıracaklar. Maalesef…

Peki biz ne yapabiliriz.

Bugün, akşam eve gidince yemeğinizi yiyin ve Ben Graham’in yazdığı “Akıllı Yatırımcı’nın” 8. bölümünü açın. Bölümün adı Yatırımcı ve Piyasa Dalgalanmaları’dır.

Orada manik-depresif Bay Piyasa’yı göreceksiniz. Bu duygularının esiri adam, bugün yanımıza geldi ve elimizdeki hisselere çok düşük fiyat verdi. Mesela benim bir evime 1.3 milyon değer biçti fakat 500 bin yıllık kirası var. Satar mıyım? Tabii ki satmadım ve kovdum gitti.

Yarın başka bir teklifle gelecek, ondan sonra da daha başka bir teklifle.

Bu delinin yarın çok daha düşük bir teklifle gelmeyeceğini kim garanti edebilir. Ya da çok daha yüksek bir teklifle. Ama eninde sonunda 500 bin yıllık kirası olan ev ederini bulacaktır. Hisselerinizin ne kadar ettiğini bilin, değer hesabı kafanızda olsun. Ancak böyle ekleme yapacak gücü ve cesareti bulabilirsiniz.

Tabii ki düşüşten kaçsak iyiydi ama bunu istikrarlı şekilde yapmak imkansızdır.

Bundan Sonra Ne Yapabiliriz

Kredim yok. Bu faizlerde kredili hisse almam.

Temettü portföyünü açıp ne olmuş diye bakmadım bile. Oraya kaynak ayırabilirsem, yıllardır yaptığım gibi ufak ufak alıma devam ederim. Bireysel emeklilik gibi. Sonuçta yıllar içinde alacağım hisselerin değeri azalınca üzülmem.

En çok zararı gördüğüm işlem portföyünde ise alınacak çok ders var. Hisselerime değer olarak baktığımda buraları hak etmediklerini biliyorum. Fakat likidite kısılırken, alıcılar korkup alım yapmaz ve satıcılar da panikle satarken yakın gelecekte ne olur öngöremiyorum.

Kalan son nakdin bir kısmını bugün kullandım. Biraz daha takviye yapabilirim.

Daha da düşersek artık hisse pozisyonları arasında ayarlama yapmaya başlarım. Sonuçta bu bir görecelilik oyunu.

Peki düşüş ne zaman bitecek: Son satıcı da morali bozulup sattığında. Peki zaman? Allah bilir.

Toparlarsam

Moral bozmaya gerek yok. Sene başına göre çok ciddi artıdayız. Hatalarımızdan ders alacağız. Koymadığımız stopları koyacağız, yapmadığımız analizleri yapacağız.

Okumadığımız raporları okuyacağız. Kendimizi geliştirmeye devam edeceğiz.

Normal zamanda her şey uçarken bana kredilere dikkat et dendiğinde “Hadi len derdim”.

Her şey çıkarken çeşitlendirme, biraz gayrimenkul biraz Eurobond, biraz para piyasası fonu tutmak boş gelirdi. Şimdi önemini daha iyi, yaşayarak bir kez daha görmüş olduk.

Bu blogun okuyuları şüpheci olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyor. Şüphecilik işler iyi giderken kötü gidebileceğini, işler kötü giderken de iyiye dönebileceğini bilmek demektir. Her düşüş içinde yükselişin tohumlarını taşır. Bize düşen sabretmek ve her zaman yaptığımız işi yapmaya devam etmektir.

Unutmayın. Burada kaybetmeyen burada kazanamaz.

Saygılar.

5 Yorum

  1. Ahmet demiş ki:

    Maalesef morallerimiz bozuk ama gençliğimiz var :))

    Aralık 13, 2023
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Merhaba Ahmet Bey,

      Su akar yolunu bulur. Tasarruf ve yatırıma devam.

      Saygılar.

      Aralık 14, 2023
  2. Dinçer Toğuş demiş ki:

    Enseyi karartmaya gerek yok, şirketler yarınlarda daha iyi olacağına göre gelecekteki kazanç önemlidir. Bugün olan olaylar önemsizdir.

    Aralık 13, 2023
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Merhaba Dinçer Bey,

      Ben de aynı şekilde düşünüyorum.

      Biz işimize bakalım. Hep yaptığımız şeye odaklanalım.

      Saygılar.

      Aralık 14, 2023
  3. Cagdas keskin demiş ki:

    Daralan likitide gün geçtikçe önemini yitiren bir konu..Çünkü faiz artışlarının artık yavaş yavaş sonuna geliyoruz..Ancak likitidenin çok önemli olduğu gerçeğini hatırladık..Unutmuştuk..Paramız değersizdi..esnek hesapları patlattik ve ne bulduysak aldık 🙂 bu büyünün bitişine yeni adapte oluyoruz..Biraz dışardan bakınca aslında herşey olağan gibi görünüyor..Daha az büyüyecek bir ülke daha az büyüyecek şirketler..Ancak bir kuyumcu altın fiyatı düşünce dükkanı kapatmadigi gibi biz de hisselerimiz düşünce borsadan çıkmadık..Çünkü biliyoruz ki anladığımız iş bu ve zamanı gelince yine buradan kazanacagiz..Yeniden dükkan açma riskini almadık..Bunun dışında kendimizce ihracat ağırlıklı satış yapan ülkemize göre daha fazla büyüyecek şirket ve sektörlere yatırım yaptık ve bekliyoruz :)Biraz uzun bir yorum oldu..Ancak bende içimi size dökmek istedim..Paylaşımlarınız için teşekkürler..saygılar

    Aralık 17, 2023
    Yanıtla

Yorumunuzu Ekleyin