Uzun Vadeli Yatırımcılıkta Hisse Senedi Alım Kriterleri

Herkese selamlar, hepimizin kafasında hangi hisse senedini almalıyım, yatırımlarımı nereye yapmalıyım, en iyi getiriyi hangi hisse getirir gibi bir ton soru var. Benim durumda ise getiriden önce sermayenin kaybedilmemesi geliyor. Bastığım toprak sağlam olmalı. Sonra getiri zaten gelir diye düşünüyorum.

Finansal özgürlük planlarımı yapıp emekliliğimde bu şirketlerin sağladığı temettülere güveneceksem bunun sağlam olması ve enflasyona karşı ezilmemesi benim için çok önemli.

Zaten kurduğum sistem  değil zarar etmek, enflasyonun gerisinde kalıyorsa bile, dükkanı kapatıp gitmek en sağlıklısı olacaktır.

Hisse senetlerimi seçerken yani finansal kölelikle bağımsızlık arasındaki çetin mücadeleyi verirken başarısız olmamak için hangi kriterlere dikkat etmeliyim? Kimle ortak olmalıyım? Yalancılardan, bir çok denizcinin ölümüne neden olan deniz kızı şarkılarından kendimi nasıl korumalıyım, onlara nasıl direnmeliyim?

Şimdi kullandığım tüm kriterleri buraya yazacağım. Başarılı olup olmadığını ise bu blogda zaman içinde hepimiz göreceğiz.

Son olarak okunan onlarca kitaptan ve yaşanan onlarca tecrübeden sonra bu kurallarda değişiklik yapma ihtiyacı hissediyorum. Bazen gerçekler değişiyor, bazen benim bildiğim yanlış oluyor. Bütün bunları da ara ara yıllar öncesine dönerek bu sayfada güncelleme imkanı buluyorum. Yani hisse seçim kriterleri temelleri aynı kalmak şartıyla değişiyor.

Hadi başlayalım.

ID-100260921
Uzun Vadeli Yatırımcılıkta Hisse Senedi Alım Kriterleri

Warren Buffett’ın 1997 mektubundan bir bölüm ile yazıma başlıyorum:

“Hareketsizlik bizce çok iyi bir davranış şeklidir. Ne biz ne de çoğu şirketin üst yöneticisi, sırf FED faiz arttıracak diye ya da bir Wall Street uzmanı görüşlerini değiştirdiği için şirketini satmayı düşünmez. O zaman neden muhteşem şirketlerdeki azınlık pozisyonlarımızda farklı bir davranış sergileyelim? Halka açık şirketlere yatırım yapma sanatı, şirketlerin tamamını satın alma sanatından biraz farklıdır. Her durumda, mükemmel ekonomisi olan, yetenekli ve dürüst kişiler tarafından yönetilen şirketleri mantıklı fiyatlara almaya çalışırız. Ondan sonra da, bu kaliteli özelliklerin sürdürülüp sürdürülemediğini izleriz.”

Warren Buffett Berkshire Hathaway 1997 Mektubundan

Hisse Senedi Alırken Hangi Kriterleri Dikkate Alacağım

1.Ortak Olacağım Şirketi Kim Yönetiyor? Hakim Ortağı Kim? Hissedar Dostu mu?

Hisse senedi alırken ilk baktığım şey sahiplik oluyor. Şirketi kim yönetiyor ve sahibi kim?

Gerçek hayatta bir bakkala ortak olduğunuzu düşünün. Hiç bir üçkağıtçıyla ya da sadece kendi çıkarlarını düşünen kişiliksiz biriyle ortak olmak ister misiniz? Ya da paranızı her fırsatta sizi kazıklayacak böyle birine emanet eder misiniz? Ben etmem. Ne bakkala ortak olurken ne de büyük bir şirkete ömrüm boyunca bir tarafımdan ter atarak, bin bir zorlukla biriktirdiğim paraları emanet etmem.

Bu yüzden de, borsada hisse senedi alırken ilk ve en önemli kriterim şirket hakim ortağının, sahibinin ve yöneticilerinin dürüst olmasıdır.

Bir şirketten çok para kazanma olasılığım olsa da, eğer sahipleri ve yöneticileri bu ilk kriterimi sağlamıyorsa yürür giderim. Çünkü burada sermayemi kaybetme olasılığım vardır. Ve, tahmin edersiniz ki sermayeyi kaybetmek en son istediğim şey.

Bu kural bana bir çok şirketi eleme imkanı veriyor. Sadece patronuna, sahibine ve yönetimine güvendiğim kişilerin şirketlerine ortak oluyorum. Geceleri daha rahat uyuyorum.

2. Sadece Kâr Eden Şirketlere Ortak Oluyorum

Bu da benim çin çok önemli bir kriter. Şirket zarardan kâra geçecekmiş, geleceği süper olacakmış, dünyanın en nadir metalini bulacakmış, mışmış da mışmış beni hiç ilgilendirmiyor.

Uzun dönemli kâr etme geçmişi olmayan şirketleri de eleyerek kendimi ekstra güvene almış oluyorum. Bu da bir nebze beni ekonomik temelleri güçlü, rekabetçi üstünlüğü olan sağlam şirketlere yatırım yapmaya yaklaştırıyor.

İki kriterden sonra yani sürekli kârını arttıran ve yetenekli kişiler tarafından yönetilip, dürüst sahipleri olan şirketleri bulduktan sonra diğer kriterlerime geçiyorum.

3. Uçacakmış, Kaçacakmış ile İlgilenmem, Moda Olmuş Hisseleri Geçerim

Etrafta o kadar çok tüyo var ki? Bu gidecekmiş, şu şöyle olacakmış, herkes bunu alıyormuş. Beni hiç ilgilendirmez.

Tüyo ile alırsam tüyo ile satmam gerekir. Başkasının aklıyla da iş yaparak para kazanacağımı ummuyorum. Bu yüzden bir hisseyi sırf herkes alıyor diye almıyorum.

4. Ortalamadan Çok Yükselmiş Aşırı Yüksek Fiyat/Kazanç Oranları İle Yatırım Yapmam

Bu da sonradan kazandığım, bazı tecrübelerle öğrendiğim bir şey. Aslında genellemek de çok tehlikeli ama size aklımdan geçeni anlatayım.

Bir şirketin uzun yıllar içinde ortaya çıkan ortalama bir fiyat/kazanç oranı vardır. Yani insanlar kârın kaç katını şirketi satın almak için ödemek isterler? Bu tutar ortada hiç bir neden yokken ortalamanın aşırı üstüne çıkarsa burada benim için tehlike çanları çalmaya başlar. Burada iki ihtimal vardır. Bir örnekle anlatmaya çalışayım. Şimdi bir şirket var ve 15 F/K ile fiyatlanıyor. Sonra bir haber çıkıyor F/K 30 oluyor. Yani 30 yıllık kârına fiyatlanıyor. şimdi burada iki yol var. Ya kârını ileride çok arttıracak ve tekrar 15 F/K’lara gelecek ya da tekrar 30 F/K’dan 15’e düşüp insanların canını yakacak. Benim canım tatlı olduğu için risk almayıp kenarda bekliyorum.

5. Temettü Dağıtımı

Hissenin temettü verme geleneği olmalı. Kârını benimle paylaşmalı. Sonuçta o para ile geçineceğim. En önemli kriter bu. Tabii temettü vermeyip de çok iyi kar eden şirketler de var ama benim motivasyonum temettü hissesi biriktirip emekli olmak.

6. Nakit Temettü Dağıtma Oranı:

Nakit temettü dağıtma oranının %60’ın altında olmasına dikkat edeceğim. Çünkü elimdeki senetlerin hem temettülerini arttırmalarını hem de yatırım yaparak büyümelerini istiyorum. Bu yüzden yatırımı da kaynak ayırmaları benim için önemli olacak. Kârının en fazla %60’ını dağıtsın, kalanını da yatırıma yatırıma yönlendirsin ki bana vereceği temettü büyüyebilsin.

Verdiği son temettünün hisse fiyatına bölünmesi ile bulunur. Bu tutarın %3 ve üstünde olmasını istiyorum. Yani 100 liralık senet aldığımda en az 3 lirasını bana o yıl kar payı olarak geri vermeli.

Bu kriter 8. sırada ama diğerleri kadar önemli. Hatta belki daha fa önemli. Şirketin verdiği temettülerin sürekli arttırmasını istiyorum. Yani bu sene 10 kuruş verdiyse bir dahaki sene 12 kuruş versin ki gelirim durduğu yerde artısın. Maalesef böyle şirketler ülkemizde yok gibi.  Ne kadar acı olsa da durum böyle. Biz de böyle şirketlere yatırım yapabiliriz ülkemizde umarım. Bunu yapması için kârını arttırması gerekiyor elbette…

Şirketim karını sürekli arttırmalı. Mümkünse enflasyonun üzerinde olmalı bu artış. Böylece temettü artışını sağlam bir temelle desteklemiş olur.

Bunların dışında yurtdışında yatırım yapmaya yetecek kadar para kenara koyana kadar sadece 10 hisse seçeceğim. Farklı sektörlerden mümkünse farklı gruplardan senetler olmasına özen göstereceğim. Portföyüm oturunca hedefim tek bir hissenin toplam portföyün %10’unun aşmaması ve her hisseye 3000 TL’den fazla para ayırmamak.

Görüldüğü gibi 4 tane hisse seçim kriterim olacak bundan sonra. Amacımsa; finansal bağımsızlığımı kazanmak. 8.30-17.30 çalışma düzeninden çıkıp zamanımın bana kalmasını sağlamak. Kısaca özgürlüğümü kazanmak.

Sizin temettü hissesi seçerkenki kriterleriniz nelerdir? Yukarıdakilerden kullandığınız var mı?

Saygılar.

Image courtesy of iosphere at FreeDigitalPhotos.net

4 Yorum

  1. Rıza Köroğlu demiş ki:

    Hocam 1. Madde de ki Bir şirketin yoneticisi, hakim ortağı veya patronu dürust mü değil mi bunu nerden anlayabiliriz. Hangi yaklaşımlar bize bu konuda yardımcı olabilir ?

    Haziran 2, 2020
    Yanıtla

Yorumunuzu Ekleyin