Blogun ana amacı pasif gelir (temettü, kira vb.) elde ederek erken emekli olma yolculuğumun kaydını tutmaktı. İyi kötü bunu yaklaşık üç yıldır yaptığıma inanıyorum.
Son zamanlarda karşılaştığım ve beni portföy durumu yazılarını kısıtlamaya yönlendiren bazı durumlar sıklaşmaya başladı. Öncelikle kimsenin iyi bir amaçla yola çıkılmış bir durum yüzünden zarar görmesini istemem.
Her ne kadar senelerdir burada tanışıp, birlikte tasarruf edip yatırım yaptığım arkadaşlarım olsada, özellikle okumaya yeni başlayan büyük bir kitle de sadece “Portföy Durumu” yazılarını okuyor ve buna göre sorular sorup cevaplar almak istiyor. Ben de açıkçası böyle bir bilgiyle karar almalarından büyük endişe duyuyorum.
Edvin Lefevre’nin yazdığı ve tarihin en ünlü spekülatörlerinden “Jesse Lauriston Livermore’un” hayatını kendi ağzından anlatan “Bir Borsa Spekülatörünün Anıları” isimli kitabı bitirdim. (İngilizcesini okumak isteyenler için ismi: The Reminiscences of a Stock Operator.)
Livermore, 14 yaşında borsaya başlamış, geçimini ömrü boyunca borsadan sağlamış birisi.
Hayatı boyunca akıllanması için iki kere batması gerekmiş, kuralları gözyaşı ile yazılmış bir işlemci.
Hakkında bölük pörçük şeyler duymuş olsam da kendisi ile ilk kez karşılaşmam Borsa Sihirbazları isimli kitap sayesinde oldu. Röportaj yapılan ünlü işlemcilerin hemen hemen hepsi, kendilerine en sevdikleri kitap sorulduğu zaman “Bir Borsa Spekülatörünün Anıları” ismini veriyorlardı.
Merakla kitabı aldım ve okumaya başladım. Sürükleyici bir tarzı var ve Jesse Livermore sanki sizi karşısına alıyor ve öğütler veriyor.
Benim için değişik bir ay oldu. İki yıldır devam ettiğim işletme doktorasının son dersinden kaldım ve doktoradan atıldım. Biraz canım sıkıldı. Sonuçta iki yıllık bir emek var. Neyse hayat devam ediyor. Belki sonra tekrar devam ederim.
Bizi ilgilendiren yatırım durumlarında ise işler biraz karıştı. %90 hisse senedi, %10 nakit olan pozisyonumu bozdum ve %100+100 hisse senedine geçiş yaptım. EREGL, GEDZA ve AKMGY alımı yaptım.
Öte yandan bu ay portföyün oyun bozanı SODA oldu. Yaklaşık %20 civarında bir değer kaybetti ve portföyün performansını aşağı çekti.
HEKTS’ın ise 13.00 ile olan kavgasında galip gelerek ilk kez 13.00 TL üstüne attı. Bu arada bir tespitim var. Düşen ve değerinin altında sanıp aldığım şirketlerdense yükselen ve yeni zirveler yapan şirketlerde para kazandığımı farkettim. Bilmem siz bu konuda ne düşünürsünüz?
Kalanına zaten hisse senedi bölümünde değinirim.
Yeni portföy stratejisi kapsamında ilerleyen tarihlerde belli bir orana kadar Eurobond tutmaya karar verdim. Sessiz kaldığım süreçte zamanımın çoğunu Eurobondları araştırarak geçirdim. Bunun hakkında da biraz konuşalım ve size ayrıntıları dilim döndüğünce anlatayım.
Tasarruf yönünden ise güzel bir ay oldu. Kısmetse İngiltere’ye gitmeme iki ay kaldı. Orada para biriktirme kapasitemin üçe dörde katlanacağını tahmin ediyorum. Bu durum bana tasarrufta ve portföy büyüklüğünde eşik atlatabilir. Her şey yolunda giderse 40 yaşına varmadan erken emekliliğimi ilan edebilirim. Zaten işler olgunlaştıkça sizinle de paylaşırım. Bakalım her şey kısmet.-
Herkese selamlar. Çok fena tatil yapasım var. Başka türlü bu dünyanın kahrı çekilmez.
Yazın bu sıcağında bir taraflarım ofisteki sandalye ile bütünleşirken güzel bir tatil için ne kadar temettü almam lazım ve ne kadarlık bir portföyüm olmalı buna bakacağım.
Tatil dediysem öyle böyle değil. Tüketim toplumunun bize dayattığı her türlü lüksü içinde barındıran bir tatilden bahsediyorum. Tabii kendi hayal gücüm kadar…
Sonuçta fakire sormuşlar, “zengin olunca ne yaparsın” diye? O da “soğanın cücüğünü yerim demiş”.
Herkese selamlar. Kısa süre önce Buffett, Bir Amerikan Kapitalistinin Yükselişi kitabını okumuştum ve incelemesini yapmıştım. Kitapta hayatla ve yatırımla ilgili o kadar çok aforizma var ki bence heba edilemezdi. Bu…