Herkese selamlar.
2024 yılını da acısı ve tatlısı ile bitirdik. Yatırımcı olarak çok daha tecrübe kazandığımız bir yıl oldu. Faiz artışının ve enflasyonla mücadele sürecinin nasıl olduğunu ve bizi nasıl etkileyebilceğini çevremizdeki savaşlarla birlikte ilk elden deneyimlemiş olduk. Süreç devam ediyor.
Yılı %36,89 getiri ile kapatıyorum. 8 yıllık süre içerisindeki en düşük 3. getirim oldu. Portföyden çıkardığım tutarı da eklersem %51’lik bir getiri ile kapatmışım.
Umarım 2025 hepimize sağlık, mutluluk ve bol kazanç getirir.
Herkese hedeflerini teker teker tutturabileceği güzel bir yıl diliyorum.
Şimdi 2024 yılın sonunda portföy durum yazısına başlayalım.
2024 Yılında Aklımda Kalanlar
Faizin alternatif maliyetinin yüksek olması borsanın hızını yıl içinde sürekli kesti. Özellikle biraz para kazanan yatırımcılar parasını kenara çıkarmayı tercih etti. Girişler de sınırlı olunca çok fazla hız kazanamadık. Yıl başındaki teknoloji rallisi ve yıl boyunca devam eden banka rallisine de katılamadım.
Bu tablo yatırım tarzıma pek uymadı. Yeni sürece alışmakta zorluk çektim.
Özellikle ilk üç ayda yaşanan yükseliş portföyde iyice konsantre olmama sebep olmuştu. En büyük pozisyonlarım ALARK ve EKGYO idi. Şirketleri (o zamanki düşünceme göre) adım gibi bilmem ikisinde de çok yüklü ve yoğunlaşmış pozisyon almamı teşvik etmişti.
Sonra, yanlış hatırlamıyorsam bir salı ve çarşamba günü birinde bir satınalma, diğerinde de enflasyon muhasebesi kaynaklı iki taban gördük ve bütün planım alt üst oldu.
Yaşanan sadece para kaybı değildi, bu kadar güvendiğim planın kaderin bir cilvesi gibi ard arda bozulması bir özgüven kaybına da sebep oldu.
Şimdi arkama baktığımda gülüyorum ama o zamanlar hiç de eğlenceli değildi.
Bence aldığım riskler yerindeydi ve kazanma olasılığının da yüksek olduğunu düşünüyordum fakat işler istediğim gibi gitmediğinde yaşadığım panik hali beni önlem almaya itti. Doğru tercihler yaparak para kaybedebilirsiniz. Güzel bir planınız vardır, iyice araştırmanızı yapmışsınızdır ama olmayacak olan olabilir. Ayı çıkabilir, taş düşebilir:) Bu gayet makul ve kabul edilebilir bir durumdur. Fakat panik satışı yapmak, işler kötü gittiğinde panikleyip ne yapacağını bilememek, moralinin bozulması ve kayıplarının stratejini etkilemesi şu an baktığımda kabul edilemez bir durum.
Bu yüzden bu yaşadığım kayıplar dersimi almamı sağladı diye düşmek istiyorum. Hatalarımdan ders alıp kendimi geliştirerek yoluma devam ediyorum.
2025 Yılında Dünya
Howard Marks’ın makalelerini arada sırada çevirdiğimi blogun okuyucuları zaten biliyorlar. Bu sebeple “Büyük Değişim” isimli makalesini mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Kısaca Dünya’da faizlerin uzun süre daha yüksek kalacağını, 40 senelik düşük faiz politikasının enflasyonist nedenler yüzünden ileriki dönemde daha yüksekte tutulmak zorunda bırakılacağını bize tatlı tatlı anlatıyordu.
Bunu ABD piyasalarında faizlerin düşürülmesine rağmen 10 yıllık tahvil faizlerinin yükselmesi ile daha net görmeye başladık. FED’den gelen yönlendirmelerde de 2025’te beklenenden daha düşük faiz indirimi yapılacak.
Şimdi ABD 10 senelik faiz oranına bakalım:

Gördüğünüz gibi faizlerin indirilmesi ile birlikte ABD tahvil faizlerinde yükseliş görmeye başladık. Bu nereye kadar gider bilmiyorum, bence FED’in kendisi dahil bilmiyor. Fakat bu planımızın olmaması anlamına gelemez.
Ben ABD faizlerinin herhangi bir Çin gerilimi olmaması durumunda %3-5 aralığında kalacağı üzerine planlarımı yapıyorum. ABD faiz işlemi yapmıyorum fakat bu beni Türkiye Eurobondları için ilgilendiriyor. Bildiğiniz gibi Eurobondlardan elde edeceğim faiz %8-10 aralığına gelirse Eurobond alımı yapıyorum. 10 üstü zaten kriz zamanı oluyor. Pek yakalamak mümkün değil. Dünya’nın enflasyonist baskı altında kalacağını düşünürsek bence %8 altında Eurobond almak da mantıklı değil. Bir dolar enflasyonu durumunda elimizde düşük faizli Eurobondlar ile kalabiliriz.
Türkiye CDSlerinin yıl içinde ortalama 200 olacağını varsayarsam %5 de ABD 10 yıllık faizi alsam toplamda şöyle böyle %7’lik bir Eurobond faizi olur diye düşünüyorum. Bu benim alım aralığım olacak %8-10 arasından düşük. Ama yıl içinde buraya çıkabilir. Eğer dengelerde değişme olursa alıma başladığımda tekrar konuşuruz.
Eurobondu araya sıkıştırdıktan ve faiz politikasından biraz bahsettikten sonra Trump’a geçmek mantıklı olacak.
Ne yapacağını kimse bilmiyor ama dinlediğim kadarı ile izlenimler ilk sene çok konuşmaya karşın az iş yapılacağı yönünde. Tarife, yaptırım ve teşvik etkilerinin ise 2026’da daha belirgin olarak görüleceği tahmin ediliyor.
Geçenlerde 2. Dünya Savaşının ABD için Pasifikte çok büyük kayıplarla kazanıldığı yönünde bir yazı okudum. Avrupa’da ise Almanları Ruslar yenmişti. Aradan geçen yıllar sonra ABD yönünü yine Pasifiğe çevirmiş durumda. Çin-Tayvan, Çin-Filipinler ve Çin-Japonya-ABD üçgeninde gerginlik birikmeye devam ediyor. Çin dünyanın en büyük gemi inşaa kapasitesine sahip ve bunu askeri gemi inşaasında sonuna kadar kullanıyorlar. Bir yandan çip savaşları, bir yandan tedarik zinciri tartışmaları derken bizi çok riskler bekliyor.
Bunların nereye evrileceğini de bilemiyoruz ama ana senaryo çok büyük gerilimlerin olmayacağı yönünde.
İşte tam bu sebeple de makro işlemci olmadığıma sevinebilirim. Dolar ne olur, faiz ne olur, Çin Tayvan’a saldırır mı bunlar benim için bilinebilir bilgiler değil. Benim için bilinebilir bilgilerden bazıları şunlar: Şirketlerimin yöneticileri dürüst mü, rakipleri neler yapıyor, yatırımlar ne alemde, rekabetçi üstünlüğü nasıl, fiyatı rakiplerine göre ne alemde gibi gibi.
Şimdi Türkiye’ye bakalım ve lafı çok uzatmadan portföy durumuna geçelim.
2025 Yılında Türkiye
Bir yatırımcı Çin hakkında konuşurken şöyle dedi: “Herkesin kaçırdığı bir nokta var: Xi Jinping faktörünü unutuyorlar. Şu ana kadar her dediğini yaptı ve bunu yapmadan önce söyledi. O ne derse o oluyor.”
Bunu dinledikten sonra gözlerim bir anda açıldı. Çok iyi bir ekonomi yönetimimiz var. Enflasyon düşüyor, ekonomi normale dönüyor. Şimdi de yavaş yavaş faizleri indiriyorlar ve indirecekler. En tepeden bunun sinyallerini alıyoruz. Ben artık aksini düşünmüyorum.
2024 yılında açıkçası çok daha erken bu havaya gireriz diye bekliyordum. Yaptığım hataların biri de buydu. Yine faiz indirim sürecinde kahramanızı neler bekliyor hep birlikte göreceğiz.
Lafı çok uzattım.
Yıllar İçinde Latteden Borsaya Finansal Özgürlük Portföyünün Gelişimi
2017 yılından beri tuttuğum yıllık getiri tablosunu buraya bırakıyorum.

2024 yılında LTB portföyü %36,89’luk getiri elde etti. Portföyün %15’i civarı da 1 senede harcamam olmuş. Nereden bakarsanız bakın güncü teyzelerden tokatı yemişiz:)
8 yıllık geometrik ortalama baktığımda ise getirim %54,20. Altının yıllık ortalama getirisi ie %45.
Aynı tarihte BIST 100 %31,60, Dolar %19,63, Euro %12,51, külçe altın %51,63 ve PPF de vergilerden sonra %55 getiri elde etti. Eurobond getirisi için ise doların getirisine %9-10 daha ekleyin.
Hal böyle iken başıma gelenler düşünüldüğünde çok da kötü bir getiri elde etmediğimi düşünüyorum. Kendimi altının getirisi ile karşılaştırmıyorum çünkü orada çok ince bir ayrıntı var. Altın aldığınızda gram olarak sonsuza kadar belli bir miktar altınınız olur. Bu altının değeri artsa da miktar olarak kendi kendine çoğalmaz. Ben de yaklaşık 4 senedir portföyden para çıkardığım için, portföy sadece altın olsa idi gram olarak sürekli azalacağından getirisi çok daha düşük olacaktı.
2024 Sonunda LTB Hisse Senedi Varlığı

Hisse senedi pozisyonlarının %29’unu ALARK oluşturuyor. Bu sene maalesef portföye hiç katkı yapmadı. Yatırımları devam ediyor. Ayrıca hisse geri alımları da sürüyor. Şu an tarım tarafının yatırımcıların hisseye biçtiği fiyatlamaya hiçbir etkisi yok. Elektrik fiyatlarına çok duyarlı. Özellikle enflasyon muhasebesinin elektrik dağıtımı tarafına olan kâğıt üzerindeki negatif etkisini çok hissediyoruz. Yıl içinde çok yordu. Şirket geri alım yapması ve yatırımları benim için önemli. Kâr artışı gelirse etkisini güçlü şekilde hissederiz.
RYGYO bu senenin sürprizi oldu. Halka arz kârlarından ve ufak miktarlarda ekleme yapıyordum. Sonra alımları arttırdım. Monash Pabrai’nin yüksek pozisyonu olması, şirketin kira gelirlerinin garanti olması, çok iyi yönetilmesi ve sermaye dağıtımını akıllıca yapması getiride etkili oldu. Üç ayda bir takip ettiğim KAP’ta arsa alımlarını zevkle okuduğum bir şirket. Beklenmeyen bir aksilik olmazsa şirketin kârını her sene enflasyon artı yaptığı yatırımlar kadar arttırmasını beklerim. Yeni GYO tebliğinden ötürü temettü dağıtabilir ve vergi sebebiyle kâr artışında azalma olabilir. 2025 yılında takip edeceğim. Ortaklar geri alım yapıyor. Kârın sürekli artması ve dolaşımdaki hisse sayısının azalması benim için avantaj.
ENKAI kasasında bol nakdi olan, bütün dünyada proje geliştirme kabiliyetine sahip bir şirket. Rusya gayrimenkul yatırımlarından dolayı son zamanlarda dayak yedi. Bence şirket çok iyi yönetiliyor, ortak geri alımları var.
Beni çok yormayan şirketlerden. Rusya riski var ve gerçek kabak gibi önümüzde ama ben bu riski alıyorum. Şirketin piyasa değeri 291 milyar TL. Net nakdi 100 milyar TL. Gayrimenkul portföyü 70 milyar TL. Bunları çıktıktan sonra şirketin varlıklarının hepsini aslında 120 milyar TL’ye almış oluyorum. Gayrimenkul portföyünün çoğu Rusya’da onu da unutmamak lazım.
GLYHO özellikle yurtdışı yolcu gemisi limanları işi dolayısıyla yüksek büyüme potansiyeli sunduğunu düşünüyorum. Borcu çok yüksek olması riski arttırıyor. Fakat bence bu riski almaya değer.
Şirketin liman işleri Londra borsasından çekildi ve GLYHO’ya döndü. İleride buranın ABD’de halka arz edilmesi ya da bir satın almaya hedef olması durumunda çok büyük bir değer artışı ile karşılaşabiliriz. Benim için şirketin zaten artan liman işi kârlılığı ve piyasa fiyatındaki düşüklük ilk faktör güvenlik marjını oluşturuyor. Bir satın alma ya da ABD’de halka açılma ise değeri katlayacaktır. Şimdilik bu riski almaya değer görüyorum. Genel kurulda bu konuya değinmek istiyorum. Fakat yüksek borçluluğunu aklımızın bir köşesinde bulundurmamız gerekiyor.
EKGYO’ya küsmüştüm fakat son GYO yükselişine katılmayı becerebildim. 2024’te hiçbir ralliye katılamadıktan sonra bu biraz sürpriz oldu:) TRGYO ile birlikte faiz düşüşüne oynadığım iki şirketten birini oluşturuyor.
Biraz da THYAO var. Bunu kısa vadeli bir pozisyon olarak almıştım ama şu an çalışmadı. Yolcu kârlılığı düşse bile kargo geliri ve finansal kazançların kârlılığını koruyacağını düşünüyorum. Özellikle Rusya rotasının Avrupalı taşıyıcılara kapanması sebebiyle bir çok havayolu uzakdoğu rotası açmadı ya da açsa bile maliyetleri yükseldi. THY bu fırsatı değerlendirdi ve Uzak Doğu’ye seferleri arttırdı. Bunun sonuçları da olacaktır. 2025 bilet fiyatları hakkında yapılacak açıklamalar ile hisse yolunu bulacaktır.
Son olarak iki pozisyonum daha var. Toplamda %10 civarında fakat satış yapabileceğim için buraya eklemiyorum.
Şimdi de portföyün Dolar TL durumuna bakalım:

Portföy TL bazlı zirveyi görse de dolar bazlı zirvesini geçemedi. 2025 yılında umarım bunu da bol bol aşarız.
Finansal özgürlük ve temettü portföyünde yeniden değerlendirmeye gidiyorum. Önümüzdeki aylarda burayı güncelleyip tekrar yayınlamaya başlarım.
Bu arada bir kişi için 1.300 TL olan bir günlük finansal özgürlük tutarını bu sene 2024’te yaptığım harcamaları da dikkate alacak şekilde güncelleyeceğim.
Şimdilik benden bu kadar:)
2024 yılı sizin için nasıl geçti. Hedeflediğiniz getirileri elde edebildiniz mi? Umarım beni ve güncü teyzeleri geçmişsinizdir. Yoksa siz de benim gibi güncü teyzelere yenildiniz mi?
Biraz da sizden dinleyelim.
Saygılar.
Benim bu sene portföy %70 büyüdü. Güncü teyzelerle kafa kafaya sanırım. Bu sene zor geçti. Enflasyon muhasebesi, savaşlar, siyasi gerginlikler, yüksek faiz… tabiki kastırdı. Bunları güzel öngördüm. Başarımın sırrı: sorunlu hisseleri önceden satabilmek oldu.
Bol kazançlar Nurullah Bey, çok zor bir seneydi. Umarın bu sene çok daha iyi sonuçlar elde ederiz.
Büyük oranda ppf ye geçerek iyi yaptığımı düşünüyorum, bist için alınan risk çekilen stres ve herşey yolunda gidip doğru hisse tercihi bile yapsak kazanç ppf den stressiz aldığımızın biraz üzerinde.
Merhabalar Ahmet Bey,
Bu sene PPF’ye geçmek gerçekten irade gerektiyordu. Özellikle de Mart-Nisan’dan sonra. Tebrik ederim. Ben ne olursa olsun ben memnunum sonuçtan. Gelecek için umutlu olalım.
Bol kazançlar saygılar.
Kaleminize sağlık bende dönem dönem ppf e geçtim ama borsa gibisi yok nasıl yaptım bilmiyorum ama bu sene büyük çoğunlukla borsada olmamak iyiydi ama zorladı
Merhabalar Bayram bey,
Baştan bilemiyoruz maalesef. Her sene zor oluyor, mutlaka bir şeyler çıkıyor. Ama borsada olarak bu riski alıyoruz ve genellikle de kazancı buna değiyor.
Bu sene sene inşallah:)
Saygılar.
Keyifle okudum, teşekkürler