Herkese selamlar.
Bugün sevdiğim sayılı ekonomistlerden biri olan John Maynard Keynes’ten bahsedeceğim.
Kendisi yatırım yapmayı bilen sayılı ekonomistlerden biri. Bu yüzden bizim için ayrıca önemli olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle kısaca hayatından bahsedeceğim. Daha sonra yatırım tarzı ile devam edeceğim. Son olarak da yazıyı Keynes’in yatırıma ve hayata dair ünlü sözleri ile bitireceğim.
Hadi başlayalım.
John Maynard Keynes Kimdir?
John Maynard Keynes’i (1883-1946) iktisat okumuş olan herkes ucundan kıyısından tanımıştır. Benim gibi Türkçe iktisat okuyanlar onu Key-nes olarak bilirken İngilizce İktisat okuyanlar Keynssss olarak tanıyordu. Özellikle ABD’deki 1929 Krizi ile başlayan Büyük Buhranın devletin ekonomiye müdahalesi ile çözülebileceğini yazması ve krizden bu yolla çıkılması üzerine tanınmıştı.
Keynes’in yönteminin politikacılar arasında tutulmasının en önemli sebebi politikacılara tam da aradıkları şeyi vermesiydi: Daha düşük vergi ve daha yüksek kamu harcaması:) 1930’larda denk bütçe ve az borç yıkılması güç bir tabu ve bir kırmızı çizgiydi.
Keynes’i daha sonraları yatırımcılık yönü ile de tanıma fırsatım oldu.
Kendisini kitabi olarak tanımak istersek hakkında şöyle diyebiliriz: İngiliz ekonomist, akademisyen, devlet adamı ve yazar olarak tanınır. Keynes, modern makro-ekonomi teorisinin öncülerinden biridir ve özellikle “Genel İstihdam Teorisi, Faiz ve Paranın Genel Teorisi” (General Theory of Employment, Interest and Money) adlı eseriyle bilinir. Bu kitap, ekonomi politikasının şekillendirilmesinde büyük bir etkiye sahip olmuştur.
Keynes, Büyük Buhran dönemindeki ekonomik sorunları çözmek için hükümet müdahalesini savunmuştur. Keynesyen ekonomi politikası, ekonomik durgunluk dönemlerinde hükümetin harcamalarını artırarak ve para politikasını kullanarak talebi artırmayı ve işsizlikle mücadele etmeyi önerir. Bu yaklaşım, devlet müdahalesinin ekonomik istikrarı sağlamak için önemli bir araç olduğunu savunur ve Keynesyen ekonomi politikası, birçok ülkenin ekonomik politikalarının temelini oluşturmuştur.
Keynes ayrıca ekonomik düşüncede diğer birçok alanı etkilemiştir ve Keynesyen ekonomi teorisine dayalı olarak geliştirilen Keynesyen ekonomi politikası, uzun bir süre boyunca büyük ölçüde etkili olmuştur.
Yatırımcı Olarak John Maynard Keynes
Birçok ekonomistin aksine John Maynard Keynes yatırım yapmayı biliyordu. Hatta bir ara Twitter’da bir şeylere kızıp “Yatırım yapmaktan anlayan son ekonomist John Maynard Keynes’ti. O da 1946 yılında öldü yazmıştım”. Hey gibi günler hey!
Öldüğünde net varlığı 480.000 pound idi. Bunun 400.000 poundu hisse senetlerindeydi. Ayrıca büyük bir sanat ve nadir kitap koleksiyonu da vardır. Üstelik yaşarken parasını istiflememiş ve sanatın büyük destekçilerinden olmuştu.
Hisse senedi yatırımı yapması da kolay olmadı. Sonuçta ülkelerin kurlarını belirleyen, onlara tavsiye veren bir ekonomist olarak yatırım hayatına kur spekülasyonu yaparak başladı. İşleri bazen iyi bazen de kötü gitti ama sonunda battı.
Sonra kısa vadeli borsa işlemleri yapmaya başladı. Döngüsellikten yararlanıp yatırım yapmayı da denedi fakat ekonominin ve yatırımın doğası gereği öngörülemez oluşu (fizik gibi kesin kurallara bağlanamaz) onu bundan da vazgeçirdi.
“Keynes’in piyasadaki çılgınlığı tahmin etmenin hiçbir yöntemi olmadığını fark etmesi, yatırım yaklaşımında radikal bir değişikliğe yol açtı. 1929’daki Büyük Çöküşün ardından, yatırım ilkelerini tamamen tersine çevirdi; spekülatör olmaktan ziyade, geçmiş eğilimler yerine gelecekteki olası performansa, elden çıkarma fiyatı yerine beklenen getiriye, daha geniş endeks yerine belirli hisse senetlerine odaklanan ve kendi hisselerine güvenen bir yatırımcı haline geldi. Piyasanın değil, kendi yargısına güvendi. Basitçe ifade etmek gerekirse, Keynes, piyasadaki dalgalanmalara katılmak yerine, piyasadaki dalgalanmalardan kâr elde etmek amacıyla piyasa zamanlayıcısından değer yatırımcısı olmaya geçti.”
Keynes’in yatırım ilkelerine bakarsak şunları görüyoruz:
- Uzun Vadeli Yaklaşım: Keynes, yatırımlarını genellikle uzun vadeli olarak değerlendirirdi. Ona göre, piyasa kısa vadeli dalgalanmalara maruz kalsa bile, uzun vadede sağlam temellere dayanan yatırımların değeri artacaktı.
- Çeşitlendirme: Keynes, yatırımlarını çeşitlendirmeye büyük önem verirdi. Portföyünü farklı varlık sınıfları arasında (hisse senetleri, tahviller, emtialar vb.) ve farklı endüstriler içinde çeşitlendirirdi. Böylece, risklerin yayılmasını sağlayarak olası zararları minimize etmeye çalışırdı. (1929 bunalımını görmüş bir kişinin varlık sınıfları arasında yayılmaması düşünülemezdi zaten).
- Temel Analiz: Keynes, yatırım yaparken temel analiz yapardı. Şirketlerin finansal durumlarını, yönetim kalitesini, endüstri trendlerini ve ekonomik koşulları dikkatlice değerlendirerek yatırım yapardı.
- Kararlılık: Yatırım stratejisine kararlılıkla bağlı kalırdı. Piyasa oynaklığına rağmen, yatırımlarında genellikle değişiklik yapmaz ve uzun vadeli hedeflerine sadık kalırdı.
Keynes’in yatırım stratejisi, onun ekonomi alanındaki genel yaklaşımıyla uyumluydu: Makroekonomik dalgalanmaları ve belirsizlikleri göz önünde bulundurarak uzun vadeli başarıyı hedeflemek.
Keynes’in İngiltere’de sigorta şirketlerinde yaptığı yönetim kurulu üyelikleri ve yönetimlerinin yanında en büyük başarısı Cambridge Üniversitesi Bağış Fonunu 1920’lerin sonlarından 1946 yılına kadar başarıyla yönetmesi oldu.
Performansı hakkında çok bir bilgi bulunmasa da diğer bağış fonlarından çok daha iyi performans gösterdiği biliniyor.
Özellikle büyük buhran sonrası değerinden düşük hisse senetlerine odaklanmış ve sonrasında da büyüme hisseleri ile çok büyük getiriler elde etmişti.
Hisse senetlerini tahvillerden daha çok sevdiği de biliniyor. Bunu da belirtmiş olayım:)
Yatırımcı Olarak John Maynard Keynes’in Sözleri
Piyasalar sizin dayanabildiğinizden çok daha uzun süre irrasyonel kalabilir. (Bu sözü özellikle seviyorum. Ara ara da kullanıyorum. Bir pozisyona giriyoruz ve ertesi gün istediğimiz yöndeki hareketin başlamasını istiyoruz. Fakat bu maalesef mümkün değil. Özellikle bu haftaki düşüşlerde çok zorlandık ve bu sözü kendime tekrar tekrar hatırlattım.)
Dünyevi bilgelik, bize itibar açısından herkesle birlikte başarısız olmanın tek başına başarılı olmaktan daha iyi olduğunu öğretir.
“Piyasa, uzun vadede rasyonel olabilir, ancak kısa vadede rasyonel değildir – bu, piyasanın, ‘efendimiz’ olarak değil, hizmet etmesi gereken bir ‘hizmetkâr’ olarak kabul edilmesi gerektiği anlamına gelir.”
Gerçekler değiştiğinde, fikrimi değiştiririm. Siz ne yaparsınız Efendim?
“Yatırım, oynaklık ve belirsizlik nedeniyle kumar gibi hissedilebilir, ancak bu, akıllıca yapılan araştırmalar ve disiplinli bir strateji ile minimize edilebilir.”
“Amacım, varlıklarına ve nihai kâr elde etme gücüne inandığım ve bunlara göre piyasa fiyatı ucuz olan menkul kıymetleri satın almaktır.
“Piyasa tahminleri yaparken, fiyatların doğru bir şekilde yansıtıldığına dair güven yerine, zaman dilimleri içinde yanılabilirliğin farkında olmalıyız.”
“En önemli kural, çoğunluğun yanlış olduğu zamanlarda cesaret edebilmektir.”
“Kesin olarak yanılmaktansa belli belirsiz doğru olmayı tercih ederim.”
“Tahminlerinizi birinci derecede önceliklendirmek yerine, fiyatların gerçek değerlerini dikkate alarak yatırım yapın.”
“Hiç şüphesiz en doğru politika, mümkün olduğu kadar yüksek bir geliri hedeflemek ve sermaye değerlenmesi konusunda fazla sıkıntıya girmemek olacaktır.”
“Geçmiş performans, gelecekteki sonuçların garantisi değildir – her zaman yatırımınızın risklerini ve ödüllerini dikkatlice değerlendirin.”
“Borsa yatırımı, zaferin, güvenliğin ve başarının her zaman azınlığa ait olduğu ve asla çoğunluğa ait olmadığı tek yaşam ve faaliyet alanıdır. Sizinle aynı fikirde olan birini bulduğunuzda fikrinizi değiştirin. Deneyimlerime göre, sigorta şirketimin Yönetim Kurulunu bir hisse satın almaya ikna edebildiğimde, onu satmak için doğru andır.”
“Zenginliği artırmak için, çoğunlukla mantıklı olmayan piyasada duygularınızı kontrol etmek ve uzun vadeli bir perspektifle hareket etmek önemlidir.
“Uzun vadede hepimiz ölürüz.”
Saygılar.
Elinize sağlık güzel bir yazı olmuş. Takipteyiz. Kolay gelsin.