Site icon Latteden Borsaya

Finansal Özgürlük Portföyünün Gelecek Planı

Herkese selamlar.

Bir adım daha atamayacak kadar yorulduğumu düşündüğümde Hume’un şu sözü aklıma gelir: “Eğer burada durup daha ileri gitmeyeceksek, niçin bu noktaya kadar geldik?”

Majoris

Biz finansal özgürlük yolculuğuna neden başladık?

Niye çoğu kişi gününü gün ederken biz tasarruf ettik?

Niye “bazıları” Türkiye’nin güzide şirketlerine tuvalet kağıdı muamelesi yaparken biz yatırım yapmayı seçtik?

Neden finansal özgürlüğümüzü kazanmak için fırsat buldukça kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz?

Ya da neden kolay yoldan dolar ya da altının şemsiyesi altına girmiyoruz da risk alıyoruz?

Herkesin takatinin tükendiği ve kafasında onlarca soru olduğu günlerde ben de bu soruları soruyorum kendime.

Ama “benim için”, zaman, planı bozma ve umutsuzluğa kapılma zamanı değil. Bu yüzden bu karanlık günlerde, finansal özgürlüğümü kazandığımda nasıl bir portföyümün olmasını planladığımdan bahsedeceğim.

Bundan kısmetse 7-8 sene sonra, nasıl bir portföyüm olacak? Geçmişten günümüze doğru gelerek amacım ne biraz bundan bahsetmek istiyorum.

Ayrıca bazı eleştirilere de cevap hakkımı kullanacağım.

Hadi başlayalım.

Maaşım Kadar Temettü ve Eurobond Geliri Elde Etmeyi Planlıyorum

Bundan üç sene önce tasarruf ve yatırıma başladığımda hedefim kişi başı günlük 100 TL pasif gelire ulaşmaktı.

Aradan yıllar geçtikçe bu tutarı enflasyon oranı kadar (TÜFE) arttırarak 157 TL’ye çıkardım.

Finansal özgürlük için gereken tutarı hesaplarken kullandığım yöntemi ve gelişimini aşağıdaki yazılardan daha derinlemesine inceleyebilirsiniz.

2018 yılı enflasyon düzenlemesi ile 2017’de gereken tutarı 100 TL’den 115 TL’ye çıkardım. Çünkü yıllık enflasyon %12,98’miş.

2019’de enflasyon %20,4’müş. Böylece 1 günlük finansal özgürlük için gereken tutarı 140 TL’ye çıkarmışım.

En son 2020 yılında enflasyon düzeltmesi yapmışım ve gereken tutarı 157 TL’ye kadar çıkarmışım.

Bu tutar 10 sene sonra kim bilir kaça çıkacak. Ama şirketlerim daha fazla kâr ettikleri ve temettülerini arttırdıkları sürece bir sıkıntı yaşayacağımı düşünmüyorum.

Eurobond ise elimde şu anda bulunmuyor fakat finansal özgürlüğümü kazandığımda büyük ihtimalle (eğer uygun faizli Eurobond’u doğru zamanda alabilirsem) %70 hisse senedi %30 Eurobond tutuyor olacağım.

Böylece portföyün döviz geliri de olacak ve kısa vadeli şoklara daha dayanıklı hale gelecek.

Eurobond gelirim dolar ile olacağı için ABD enflasyonu da dikkate almam gerekecek. Fakat şimdilik bunu düşünmeme gerek yok.

Ama ne kadar yüksek faizli Eurobond tutarsam ABD enflasyonu ile arayı o kadar açmış olurum ve bana harcayacak daha fazla para kalır.

Konuyu dağıtmayayım. Bir günlük finansal özgürlük için gereken miktar 157 TL.

Aylık tutar 157×30= 4.710 TL.

Bir yıllık tutar ise 4.710×12=56.520 TL.

Yani kişi başı bir kişinin yıllık 56.520 TL pasif gelir elde etmesi gerekiyor ki finansal özgürlüğünü kazanabilsin.

Bu tutar tabii ki kişiden kişiye göre değişir. Kimi aylık 2.000 TL ile geçinir kimi de 20.000 TL ile. Siz de gereken tutarı kendinize göre düzenleyebilirsiniz.

Aynı maaşı alan biri ise tasarruflarını ne kadar arttırır ve harcamalarını ne kadar kısarsa finansal özgürlüğüne o kadar çabuk kavuşur.

Ayrıca 56 bin TL’ye eriştim hemen işi bırakayım da demiyorum. Kesin bir sınır yok. İsteyen bu tutara eriştikten sonra iki yıl daha çalışıp güvenlik ağını genişletebilir. Ya da sevdiğiniz işte çalışmaya devam edersiniz.

Sonuçta kazandığımızdan daha azını harcayarak bileşik getiri mucizesinden yararlanmaya başlamış bulunuyoruz. Biriktirdiğimiz her sene kârımıza.

İşte bütün amacımız bu 56.520 TL’ye ulaşmak.

Yıllık Pasif Gelir Miktarına Ulaşmak İçin Neler Yapıyorum

Burası bence en önemli yer. Birçok insan, özellikle uzun vadeli yatırımı benimsemeyenler, uygulamakta olduğum sisteme sadece hisse senedi alıp üzerine yatmak olarak bakıyorlar.

En büyük düşüşlerde ya da krizlerde de gelen yorumlar şu şekilde oluyor: “Üç senedir biriktiriyor bak sen şimdi onun aldığı yerden alabilirsin.” Hem de çok sık…

Ama bu blogun takipçilerinin de çok iyi bildiği gibi biz bir “YATIRIM FELSEFESİ GELİŞTİRİYORUZ.”

Bu işe ilk başladığımızda çoğumuzun borçları dağ gibiydi. Bu yüzden en başta tasarruf etmeyi öğrendik. Çünkü ne kadar çok tasarruf edersek o kadar çok yatırım yapacaktık.

Ayda ne kadar para harcadığımızı bile bilmiyorduk. Önce onu ölçmeye başladık. Aylık nereye ne kadar harcadığını görüp de şaşırmayan yoktur sanırım.

Çoğumuz bu bulgular ışığında gereksiz masrafları kıstı.

Kimi zaman büyük harcamalara savaş açtık, kimi zaman küçük ve gereksiz giderlerimizi kıstık.

Sigaraya verilen paraya acıdık. Sigarayı bırakıp bu para ile yatırım yapmaya başladık. Hem alışkanlıklarımızın esiri olmadık hem de sağlığımızı kazandık.

İkinci aşamada nasıl yatırım yapılacağını öğrenmeye çalıştık.

2017 yılında finansal özgürlük için hangi kitapları okumam gerekir dediğimde elimde bir kitap listesi bile yoktu. Bulamamıştım…

Şimdi ise iyi veya kötü bir Finansal Özgürlük İçin Okunması Gereken Kitaplar listesi oluşturdum.

Kitaplar sayesinde bir malın fiyatı ve değeri arasında fark olduğunu öğrendik. Hep bu değeri bulmak ve bu mala değerinden fazla ödeme yapmamak için uğraştık.

Sürekli “Bu ne kadar eder?”, “Ben buna ne kadar ödemeliyim ya da ödeyebilirim?” diye sorduk.

Kimsenin peşinden gitmedik. Sorguladık. Çöp hisse senetlerine bulaşmadık.

Yani dostlarım, süreç içerisinde kendimizi her yönden geliştirdik.

Olay sadece hisse alıp yatmakla ilgili değil. Hep birlikte bir yatırım felsefesi geliştirip uygulamaya koyduk.

Bu yolda bana destek olduğunuz için hepinize çok teşekkür ederim.

Küresel Bir Krizin İçindeyiz Ama Herşey Daha Ucuz

Hisse senetlerinin fiyatlarının düştüğü, Eurobond fiyatlarının düşüp faizlerinin yükseldiği bir ortamdayız. Daha da düşer mi? Belki… Piyasa zamanlaması yapmaya çalışmıyorum. Şirketlere odaklanıp olabildiğince tasarruf etmeye çalışıyorum.

Aslında bu konuda cahil olduğumu kabul ediyorum. Warren Buffett, Charlie Munger, John Templeton, John Bogle, Ray Dalio kadar olmasa da cahilim. Onlar da piyasa zamanlaması yapmaya çalışmıyor çünkü.

Krizden önce satıp çıkanlar haklı gibi görünseler de bunun çok az kişi tarafından (belki de binde bir) yapıldığını ve çoğunun bundan çok önce trenden indiğini unutmayın.

Kaliteli şirketlere yatırım yapan çoğumuz ise daha geçen yılın kârını bile kaybetmedik.

Ama ben piyasa zamanlaması ya da uzun vadeli yatırımın gerçekten çalıştığını kanıtlamaya uğraşmıyorum. Haklı olduğumuz sadece zamanla kanıtlanacak, sözle değil.

Benim uğraştığım kısım olabildiğince çok tasarruf etmek ve ne olursa olsun yatırımı kesmemek ve sürece odaklanmaktır.

Şimdi bu bölümde size bundan bahsedeceğim.

Dostlar, hisse senedi piyasası indirime girdi. Belki daha da indirim gelebilir. Ama bu bizim gibi uzun vadeli yatırım yapanlar için büyük bir şanstır.

Şimdi bunu somutlaştırayım.

Şubat 2020 sonunda yayınladığım Finansal Özgürlük portföy durumunda net temettü verimimin %3,1 olduğunu belirtmiştim. Yani 77.000 TL’lik bir portföy %3,1 temettü verimi ile 2.400 TL temettü veriyordu. Bunu çok daha arttırabilirsiniz tabii. Belli bir seviyeye kadar temettü verimi arttıkça gereken tutar düşer. Sonra da portföy büyümesinden feragat etmiş olursunuz. Ama bugün konumuz bu değil.

Ben son portföy durumumdan ilerlemek istedim.

Bu da finansal özgürlük hedefim olan 56.520 TL temettü gelirine ulaşmak için 1.813.350 TL’lik bir portföy gerektiği anlamına geliyordu. (Temettü verimini iki katına çıkarırsam, basitçe gerekli miktarı yarıya düşürürüm).

Şimdi ise aynı hisseleri 60.000 TL’ye alabiliyorum. Bu da aynı temettü gelirini elde etmek için 1.413.000 TL’ye ihtiyacım olduğu anlamına geliyor. (Bu %6 net temettü verimi için 700 bin civarı bir varlık demek.)

Bir başka değişle finansal özgürlüğümü kazanmak için gereken miktar 400.000 TL azalmış durumda.

Sizce finansal özgürlüğünü gün gün kazanmaya çalışan bir insan olarak bu düşüşe üzülmeli miyim? Yoksa sevinmeli miyim?

Ya da Warren Buffett’ın ağzından: “Ömür boyu hamburger yiyecek biri hamburger fiyatları düşünce üzülmeli mi yoksa sevinmeli midir?”

Şimdi olayı biraz daha derinleştireyim. Krizden önce Eurobond faizleri %4’ler civarındaydı. Şimdi ise %7-8 arasında.

Bu 56.520 TL’lik pasif gelirimin %30’unu Eurobondlardan gelecek faiz ile elde etmeyi planlıyorum. Bu da 16.956 TL ve 2.600 dolar yapıyor.

Krizden önce bunu %4 Eurobond faizi ile elde etmeye kalksam almam gerekecek Eurobond miktarı 65.000 dolardı.

Şimdi ise %8 faizle 2.600 doları elde etmem için gerekecek tutar 32.500 dolardır.

65.000 dolar biriktirmek ile 32.500 dolar biriktirmek arasında büyük bir fark var.

Gördüğünüz gibi dostlar Eurobondlarda da indirim var.

Tabii Benjamin Graham’ın dünyasındakiler için.

Toparlarsam

Olaylara nasıl baktığınız ve ne tepki verdiğiniz motivasyonunuzu çok etkiler.

Ben “pazarda indirim var” deyip oyunun içinde kalıyorum. Daha da iner mi bilmiyorum ama sırf aldığım malın fiyatı düştü diye de üzülecek değilim.

Buna sadece sevinilir. Sonuçta daha uzun yıllar hisse senedi ve Eurobond’un alıcısı olacağım.

Beni üzerse sadece daha fazla tasarruf edememek üzer. O da zamanla oturacaktır.

Size kendi bakış açımı anlatmaya çalıştım. Kendime bunu hatırlatma ihtiyacı hissettim. Böylece finansal özgürlük için biriktirmeye ve yatırıma yeni başlayan arkadaşlarımız da ne düşündüğümü, düşündüğümüzü görebilirler.

Son bir söz de Peter Lynch’ten gelsin o zaman.

“Borsaya yatırım yapacaksanız; kapitalizme, ülkenize ve geleceğin daha iyi olacağına inanmak zorundasınız. Aksi halde tutunamazsınız.”

Bu zor günlerde, başta umudunu kaybetmeyen ve canla başla görev yapan sağlık çalışanları ve askerlerimiz olmak üzere herkese selamlar ve saygılar.

Image courtesy of Sira Anamwong at FreeDigitalPhotos.net

Exit mobile version