Haziran 2025 Portföy Güncellemesi: Savaş, Belirsizlik ve Yeni Zirveler

Herkese selamlar.

Haziran 2025, biz yatırımcılar için sıradan bir yaz ayı olmadı. Orta Doğu’da patlak veren gerilimle birlikte piyasalarda korku, umut ve kafa karışıklığı aynı anda yaşandı. Çok sarsıldık ve belirsizlik içinde kaldık.

Portföylerdeki dalgalanmalara verilen tepkiler ve yaşanan panik ise yatırımcı psikolojisinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha bize gösterdi.

Ben de kendi yatırım yolculuğumdan kesitlerle yaşadıklarımı ve portföy durumunu sizinle olabildiğince paylaşmak istiyorum.

Hadi başlayalım.

Piyasalarda Haziran Fırtınası: Savaş, Petrol ve Belirsizlik

14 Haziran sabahı, savaş haberleriyle güne başladım. Yaşadığımız çok sayıda sürprizden sonra sabahları ilk kalktığımda telefonumdan haberlere bakmak gibi kötü bir huy geliştirdim.

İsrail’in İran’a saldırısı, petrol fiyatları ve piyasa algısı derken korktuğum ve olabileceğini düşünmediğim için korkmayı bile aklımdan geçiremeyeceğim bir sürü şey aynı anda oluverdi.

Fakat işler -şimdilik- çok da korktuğumuz gibi olmadı. Piyasa algısı da beklenmedik şekilde tersine döndü.

Bu arada her sabah haberleri okurken makro ekonomik olayların etkisinde kalmamam gerektiğini, çünkü kontrolüm altında olmadığını, kontrol edebileceğim şeylere odaklanmam gerektiğinin de gayet farkındayım:) Yazının ilerleyen bölümlerinde Sistem-1 ve Sistem-2’yi anlatırken sebebinden bahsedeceğim.

Buna rağmen çevremizde o kadar çok olay oluyor ki, kendimi bakmaktan alıkoyamıyorum.

Bir yandan da kafamda ikinci iç ses oluşturmaya ve kendimi teskin etmeye çalışıyorum. Malum, her olay beklendiği gibi sonuçlanmayabilir.

Fakat saldırı sonrası ilk etkiler tabii ki çok olumsuzdu ve beklentiler de göründüğü kadarı ile daha da kötüleşeceğine yönelikti. İnsan ister istemez etkileniyor.

Özellikle enflasyon düşüşünde petrol fiyatlarının çok etkili olmasını umuyordum. Malum güzide şirketlerimiz mazota zam geldiğinde bunu doğrudan her şeye zam yapma fırsatı olarak kullanıyor. Bu sebeple de petrol fiyatlarının ne olacağı ülke ekonomisi için çok önemli.

Çok uzatmayayım, önce savaş ne kadar sürecek diye endişelendik, sonra petrol fiyatları ne olacak dedik, daha sonra ABD savaşa katılacak mı diye düşündük. Ben tabii sabah kalkar kalkmaz haberleri kontrol etmeye devam ettim.

Savaşa ABD de katılırsa felaket olur dedik. Bombalar atıldı, İran karşılık verirse felaket olur dedik. İran da karşılık verdi ve bu olay beklenmedik şekilde kapandı. Petrol fiyatları düştü, eski yerine yaklaştı.

Biz de kaldığımız yerden yolumuza devam ettik.

Geçen yazılarımda ara ara size bahsediyorum. Kötü olayların iyi olarak algılanması ralli başlangıcıdır diye.

Bence İran’ın saldırsının piyasalarda her şeyin sonu olarak algılanması ve piyasaların buna yükselerek tepki vermesi kısa-uzun bilemem ama bir yükselişin fitilini ateşledi diye düşünüyorum.

Sistem-1 ve Sistem-2 ile Yatırım Yapmak: Kahneman’dan Dersler

Bu aralar Daniel Kahneman’ın “Hızlı ve Yavaş Düşünme” isimli kitabını okuyorum. Fırsat bulanların mutlaka okumasını tavsiye ederim. Biraz ağır bir kitap ama kendini tanımak isteyenlerin katlanabileceğini düşünüyorum. İlk 100 sayfasını okusanız bile yeni şeyler keşfedeceğinize eminim.

Bu kitap Kahneman’a 2002 yılında Nobel Ekonomi Ödülünü aldıran keşfini ve geliştirdiği sistemi anlatıyor.

İnsan beyni ünlü yazara göre ikiye ayrılıyor. Bunlar: Sistem 1 ve Sistem 2.

Sistem 1 özellikleri:

  • Refleks gibidir. Düşünmeden karar verir. Bu sebeple de çaba gerektirmez otomatik olarak işler. Siz farkına bile varmazsınız.
  • Duygulara dayanır, sezgisel tepkiler verir. Mesela kırmızı ışıkta durmak, boş yolda araba kullanmak, birinin ilk bakışta yüz ifadesinden kızgın olup olmadığını anlamak, telefondaki sesin duygularını analiz edebilmek gibi.

Sistem 1 dediğimiz düşünme şeklinin en büyük avantajı hızlı olmasıdır. Bu da bizi hayatta tutmak için en önemli şeydir. Elinizi sobaya değdirdiğinizde hemen çekersiniz, ya bu da çok sıcakmış, öyleyse bu bana zarar verir, yanarım. Elimi çeksem iyi olacak diye düşünmezsiniz.

Fakat her güzel şeyin bir kusuru olduğu gibi bu sistemin de bazı kusurları var. Bu sistem %90 oranında doğru çalışıyor ama çeşitli önyargıları var ve hata yapmaya açık.

%90 oranında doğru olan bu sistem duygularla hareket ettiği için yanılabiliyor. Özellikle de günümüz dünyasında. Bu yüzden de insanoğlu ikinci bir sistemi daha kullanıyor. Ona da Sistem 2 diyoruz

Sistem 2 özellikleri:

  • Bu sistem analitik düşünür. Fakat bunu yaparken bilinçli dikkat yani odaklanma gerektirir. Kullanım oranı sınırlıdır.
  • Kurallara ve mantığa dayanır. Daha yavaş çalışır, düşünerek daha doğru karar almanızı sağlar ama daha çok enerji harcar. Yani ormanda bir hışırtı duyduğunuzda çok da işinize yaramaz. Karmaşık hesaplar yaparken çok işinize yarar. Bileşik getiri hesabını bununla yaparsınız. Stratejik planlarınızı yaparken bunu kullanırsınız.

Daha isabetli ve doğru karar almak bu sistemin avantajıdır. Dezavantajı ise yorucu olması ve her zaman devrede olmamasıdır.

Zaten az enerji harcamak üzerine kurulu bir sistemimiz var. Bu yüzden her zaman sistem-1’i, sistem-2’ye tercih ediyoruz.

Şimdi bana “bu kadar şeyi neden anlattın” diye sorabilirsiniz. Hemen cevaplayayım.

Sürekli ekran karşısında, o anlık veri ile işlem yapmaya çalışırsanız, Sistem-1 ile karar verip hamle yaparsınız. Bu da sizi birçok zayıflık ile karşı karşıya bırakır. Satılmayacak hisseyi satarsınız, alınmayacak hisseyi alırsınız.

Fiyat odaklı hale gelirsiniz ve fiyata tepki vermeye başlarsınız. Orta vadede çok iyi yerlere gidecek bir hisseyi günlük fiyat hareketleri ya da anlık haber akışı ile desteksiz olarak satarsınız. Çünkü Sistem-1 ile karar vermişsinizdir.

Bu yüzden kendimizi buna maruz bırakmamak ve Sistem-2’ye düşünmesi ve mantıklı karar vermesi için bir şans tanımak gerektiğini düşünüyorum.

Bunun içinde sürekli ekran başında olmamak ve anlık haberlere çok da bağlı olmayacak bir sistem kurmak gerekiyor.

Ay sonu yazısında buna üç sayfa ayırmadan kendimi buradan çıkarıyorum.

Felaket Tellallarına Dikkat: Gerçekler ve Algılar Birbirinden Farklıdır

Özellikle savaş ve küresel kriz gibi durumlarda aşırı düşüncelere sahip insanların fikirleri daha çok kabul görüyor.

Herkes pozisyonuna göre konuşuyor.

Hisse senedi sahipleri zorunlu iyimser olurken, altın yatırımcıları zorunlu kötümser oluyorlar.

Kimisini dinlediğinizde sanki enflasyon hiç düşmeyecek, dolar patlayacak, ülke krizlerden krizlere koşacak gibi hissediyorsunuz.

Bunu yapanları da anlıyorum çünkü krizler her zaman satıyor, sansasyonel videolar youtube’da her zaman daha çok izleniyor.

Asık suratlı resimler her zaman gülen resimlerden daha fazla gösterim alıyor. Bu sebeple de dolar 100 TL olacak, altın 5000 dolar olacak, Hürmüz kapanıyor şimdi ayvayı yediniz tarzı haberleri özellikle belirsizliğin arttığı zamanlarda daha fazla görüyoruz.

Elbet bir gün bir kriz olacak. Her şeyin belirsiz olduğu bir dünyada en belirli şey bir gün bir kriz yaşayacağımız. Fakat ne zaman ve ne şekilde olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz.

Felaket tellalları da bir gün bir krizi bilecekler. Ama meydana gelecek 1 krizden 10’unu bilmiş olacaklar.

Bu sebeple kendinizi kaptırmadan her olaya şüphe ile yaklaşmak en iyisi. Her olayı belli bir olma olasılığı var. Kendinizi korkuya veya coşkuya bırakmadan önce Sistem 2’yi devreye sokmak ve sakince bütün olasılıkları düşünmek çok daha yararımıza olacaktır.

Felaket tellalları ile bilgilendirme yaptıktan sonra piyasalarda son duruma bakalım.

Yatırım Araçlarının Getirisi (2025’in İlk Yarısı)

Önce yıl başından beri yatırım araçlarında son durum ne ona bakalım.

Yatırım Aracı Getirileri

Doların yıllık getirisi %13,47. Sterlin ve Euro daha iyi performans göstermiş. Sırasıyla getiri oranları %23,25 ve %27,78.

2017 yılından beri ezeli rakibim olan güncü teyzelerin gizli silahı altın da bu sene %41,46 performans göstermiş durumda.

Portföyün artış oranı ise yılın ilk 6 ayında %23,04. Arkalarından geliyorum. Kapatmamız ve öne geçmemiz için böyle 1-2 ay daha lazım.

BIST tarafında işler hâlâ zayıf seyrediyor. Getiri oranı %-4,91.

Portföyün an itibariyle %56’sı yurtiçi hisse senetlerinde bulunuyor. %13’ü gayrimenkulde (GM’ler alış fiyatına göre bilançoda duruyor, güncel fiyattan değerleme yapılmadı), %12 PPF’de, %19’u da Eurobond ve dövizde bulunuyor.

Şu an yeni Eurobond almıyorum, kuponları da ya harcıyorum ya da hisse senedi almak üzere kullanıyorum.

Yılbaşından bu yana yatırım araçlarının performansına göz atarak bu bölümü bitirelim.

Yatırım Araçlarının Yıl Başından Beri Getirisi

LTB Portföyü Detayları: Hisse Hisse Gelişmeler

LTB hisse senedi portföyü BIST 100’ün göz alıcı rezillikteki performansından biraz daha iyiydi.

Özellikle EKGYO, RYGYO öncülüğünde bir yükseliş yaşadık. Her zaman böyle gitmez tabii. Bunun da farkındayım. Çok fazla gaza gelmemek lazım.

Portföydeki hisseleri tek tek ele alalım, bakalım neler olmuş?

LTB Portföy Durumu

Gelin, bu tabloya grafik üzerinden bakalım. Sonra da teker teker hisselerde meydana gelen gelişmeleri değerlendiririz.

Pasta Grafiği

EKGYO

Emlak Konut’ta ve genel olarak bütün GYO’larda ana hikâye ve oyun planım faizlerin düşmesi ile konut satışlarının artması üzerine kurulu.

Özellikle bütün dünyada satışların bel kemiğini oluşturan kredili konut satışlarının ülkemizde rahatça kullanılabilir hale gelmesi satışların artması ve hisse performansları açısından çok önemli olacak.

Bu sebeple de EKGYO her enflasyon ve faiz indirim haberini dört gözle bekliyor ve fiyatlıyor.

Haber akışına baktığımızda şirket Mayıs ayında bir kaç ihale sonuçlandırdı. Devam eden ihaleler de var.

Borç alma ve ödemeler devam ediyor.

Bir başka önemli haber de 20 Haziran’da geldi. Konut fiyat endeksi %3,4 oranında arttı. Enflasyonun üzerindeki bu artış üreticiler için olumluydu. Bunu da fiyatladığını gördük.

Bütün bu bahsettiğim haberlerle ve artık faiz indirim döngüsüne giriyor oluşumuz EKGYO’yu olumlu etkiliyor.

Fakat kamu şirketi olması, aşağı yukarı oynaklığının çok yüksek olması ve zirvelerde olması da olumsuz yönleri.

Bu sebeple kısa vadeli oyuncuların hamle yaparken çok dikkatli olması gereken bir hisse olduğunu söylemem gerekiyor.

Reysaş GYO tarafında neler oldu, birlikte inceleyelim.

RYGYO

RYGYO uzun zamandır portföyde, sürekli bahsettiğim bir şirket olduğu için ayrıntısına girmeyeceğim. Önceki portföy durumu yazılarımda ayrıntısı ile şirketi anlatmıştım.

Eskiden alınan arsaları ve yapılan kiralamaları KAP’ta bildirirlerdi. Son iki aydır bir sessizlik var.

RYGYO’da son düşüşten sonra geri alımlar tekrar başladı. Haziran ayı içerisinde 500.000 lot daha geri alım yaptı ve sermayedeki payını %1’e çıkardı.

Açıkçası ben bunu olumlu karşıladım; çünkü bu fiyatlardan şirketin sermayesindeki payımı arttırmamı sağlıyor. Daha fazla alsalar şikâyet etmem.

Sonuçta temettü gibi geri alımlar da kârı hissedarlara dağıtmanın bir yolu.

Size bahsetmek istediğim önemli bir tespitim var.

Devamlı gözümün önünde olduğu için tahtayı takip ettim bu ay. Etmemem lazım ama dayanamıyorum:)

Size Haziran ayında alıp satanları atacağım oradan devam edelim.

RYGYO 1 aylık Alan-Satan Grafiği Kaynak: Matriks

Şimdi soldaki ilk pasta grafiğine bakın. Burası alış kısmı. Ortadaki satış kısmı. Sağdaki ile işimiz yok. Ne olduğunu tam bilmiyorum, yeni geldi ekrana.

Yabancı olduğunu tahmin ettiğim bir yatırımcı 1 ay boyunca Ak Yatırım üzerinden çok da tahtayı kaldırmadan usul usul, her gün toplamda 18-20 milyon lot arası hisse satın aldı. (aynı aracı kurumdan satanları bilmiyorum. Rakam daha da yüksek olabilir)

Bunu yaparken küçük yatırımcılarımız da ona güzel güzel satış yaptı. Böyle bir pastayı uzun zamandır görmüyordum.

Yabancı yatırımcının iştahla bir hisseyi alırken, yerli küçük yatırımcının iştahla satış yapması gerçekten akıl alır gibi değil. Ama oluyor işte. Yapacak bir şey yok.

Bütün bu olaylar olurken hisseye yabancı ilgisinin bu kadar yüksek olması benim de işime geliyor açıkçası. Belki şirket ederine gelir.

RYGYO ne kadar güzel bir şirket olsa da kısa vadede fiyatının çok oynak olduğunu ve bazen çok fazla bekletebildiğini de unutmayıp dikkatli olmak gerekiyor.

GLYHO

Bu ay Yönetim Kurulu Başkanımızın ve şirketin 541.629 lot hisse geri alımı yaptı.

GLYHO tarafında yeni bir liman anlaşması göremedik. Ama bu duraklama, şirketin mevcut yatırımları sindirme çabası olabilir. Zaten çok hızlı büyüdüler. Sindirmeleri biraz sürebilir.

Bilançoyu merakla bekliyorum.

GPH Yolcu Sayıları Kaynak: Fintables

GPH yolcu sayılarının bir önceki yılın aynı ayına göre %11 arttığını gördük. Yolcu artışı devam ediyor.

Son olarak 3 Temmuz’da Genel Kurul var. Katılmayı çok istiyordum fakat işlerim dolayısı ile maalesef katılamayacağım. Bu RYGYO’dan sonra kaçırdığım ikinci toplantı oluyor. İnşallah seneye katılabilirim.

Eğer katılan olursa mutlaka GPH’nin mevcut durumunu, yatırım planları sorabilirse çok güzel olur. Biz de öğrenmiş oluruz.

ENKAI

Enka İnşaat severek taşıdığım pozisyonlardan bir tanesi.

Şirket ortakları bu ay yaklaşık olarak 3.6 milyon lot geri alım yaptılar. Enka’nın geri alım miktarı yüksek. Bu da ortakların bu seviyelerde hisseye olan güvenlerini koruduklarını gösteriyor olabilir.

ENKAI Yeni iş ilişkisi Kaynak: Fintables

Bu ay içindeki bir başka gelişme de Irak’ın Süleymaniye şehrinde 500 MW’lık basit çevrim santralinin 750 MW’lık kombine çevrim santraline dönüştürülmesi işinin alınması idi. 289 milyon dolarlık bir sözleşme bedeli vardı.

Ek olarak 11 Haziran’da hisse başı brüt 0,32 TL’de temettü aldık.

ENKAI’nin çok büyük oranda nakit pozisyonu bulunuyor.

Rusya’daki gayrimenkulleri sebebi ile düşük fiyatlanıyordu. Bunu biraz kırdı. Bu işin çözülmesi ile çok daha iyi yerlere gelebilir.

Bu şirketi biraz yerli Berkshire Hathaway gibi düşünüyorum. Duygusal bakıyor olabilirim.

TRGYO

TRGYO özelinde pek bir hareket olmadı. Yönetim Kurulu Başkan Danışmanı Mehmet Torun’un 3 parça halinde 65 bin lot hisse aldığı haberi geldi.

Haziran ayı başında brüt 3,5 TL de temettü aldık.

Şirket kendi çağında tıkırdıyor. Çok nakitleri var, bir aksiyon bekliyorum. Arsa olur, mülk olur. Bakalım göreceğiz.

KTLEV

KTLEV’de değişik şeyler oluyor.

Mayıs ayında 13,5 milyar TL’lik sözleşme büyüklüğüne ulaşıldığı haberi geldi.

Şirket bedelsiz olarak bölündü.

Bursa’daki emlak projesinden 13,3 milyar TL gelir elde edileceği bildirildi.

Yönetim Kurulu Başkanı 7 TL’den 150 milyon lot satış yaptı.

Ardından da tahsisli sermaye arttırımı haberi aldık.

Kaynak: Fintables

Sermaye 2 milyar TL artacak ve bu da herkesin katılacağı bedelli sermaye artışı yerine şirket ortağı tarafından karşılanacak. Yani genel ortakların payı düşecek, ana ortağın payı artacak.

Şimdi bakıyorum da ne çok olay olmuş. Hepsi başlı başına ayrı hikâye.

KTLEV’deki pozisyonumu yarıya düşürdüm.

Bu kadar aksiyon bana fazla geliyor.

AKBNK, FROTO, KLGYO

AKBNK, FROTO ve KLGYO küçük pozisyonlarım.

Duruma, fiyata ve momentuma göre arttırıp azaltabilirim. Özellikle ralli gelecekse bankalar özelinde başlayabilir diye düşünüyorum. Bu da çok hızlı bir şekilde banka pozisyonumu arttırmam ile sonuçlanabilir.

Portföyün döviz bazlı seyri ise bambaşka bir hikâye anlatıyor. Şimdi biraz da genel portföye bakalım.

Portföydeki Dönüşümler: Eurobond, Gayrimenkul ve Yeni Planlar

Hisselerim bunlar fakat göz ucu ile banka ve aracı kurumları da takip ediyorum.

Uygun fırsat bulduğumda banka pozisyonumu arttırmak ve aracı kurum pozisyonu almakta (ISMEN) çekinmeyeceğim.

Getiriyi yakalamak için agresif hareket etmem gerekebilir.

Bunun dışında yeni Eurobond yatırımı ya da gayrimenkul yatırımı yapmıyorum. Çok az yurtdışı fon ve altın yatırımım var ama bahsetmeye değmez.

Portföyün bel kemiğini yerel hisse senetleri oluşturmaya devam ediyor.

Bakalım neler olacak. İleriki aylarda oturur, konuşuruz.

LTB Dolar TL Durumu

Gelin, şimdi dolar/TL grafiğinin bize ne söylediğine bakalım.

Haziran ayının sonunda portföyüm dolar bazlı zirvesini aştı. Uzun zamandır bu seviyeyi görmemiştim. Emeklerimin karşılığını görmek motivasyon veriyor.

Umarım siz de en kısa zamanda dolar bazlı zirvelerinizi geçersiniz.

Haziran’dan Çıkarımlar: Soğukkanlı Kalabilen Kazanır

Haziran ayı, yatırım dünyasının bir satranç tahtası olduğunu tekrar hatırlattı: Hızlı hamleler yerine stratejinin kazandırdığına şahit olduk.

Bir ton badire atlattık.

Umarım yaz hepimiz için çok kazançlı geçer.

Çok özlediğimiz yükseliş başlasın artık.

Peki bu ay sizin için nasıl geçti? Beklediğiniz getiriyi elde edebildiniz mi?

Biraz da sizden dinleyelim.

Saygılar.

İlk Yorumu Siz Yapın

Yorumunuzu Ekleyin