“Yatırımcılar İçin Unutulmaması Gereken 10 Altın Kural

Herkese selamlar.

Piyasalar sonsuza kadar yükselmez, sonsuza kadar da düşmez.

Her şey değişir fakat insan psikolojisi değişmediği için piyasaların ruhu da değişmez.

Kapitalizmde döngüler bitmez.

Hatalardan ders almak çok önemlidir. Fakat başkalarının hatasından ders alarak işi daha ucuza getirebiliriz. Her kötü şeyin bizim başımıza gelmesine gerek yok. Her kazığı da biz yemeyelim, değil mi?

Şimdi size yatırımcılıkla ilgili herkesin dikkat etmesi gereken 10 dersten bahsedeceğim.

Hadi başlayalım.

1) Her Boğa Piyasasının Ardından Bir Ayı Piyasası Gelir, Her Ayı Piyasasının Ardından da Bir Boğa Piyasası

Piyasalar döngüseldir. Mevsimler gibi her yükselişin de düşüşün de sonu vardır.

Pandemi döneminden sonra borsa rekor kırarken birçok kişi bunun sonsuza kadar süreceğini düşünüyordu.

Ancak, faiz artışları, sıkı para politikası ve enflasyonla mücadelede uygulanması zorunlu olan önlemler sebebi ile uzun süredir düşüyoruz.

Fakat Howard Marks’ın ilk makalelerinden birinde de belirttiği gibi piyasalar döngüseldir ve sarkaç benzeri hareket yaparlar.

Sarkacı bir yöne doğru ne kadar çok çekerseniz, öteki tarafa yapacağı salınım o kadar kuvvetli olur. Yani her düşüş yükseliş potansiyelini arttırır, her yükseliş de düşüş potansiyelini arttırır.

Fakat insan psikolojisi mevcut durumun devam edeceğini düşünür. Düşüşse düşüş devam edecek, yükseliş ise sonsuza kadar sürecektir.

Çok az şey sıfırlanır, hiçbir ağaç da göz yüzüne kadar uzamaz. Bunu bilirseniz her zaman temkinli bir şüpheci olursunuz. Bu olumsuz bir şey değildir. Yükseliş zamanında düşüş, düşüş zamanında da yükseliş olabileceğini aklının bir köşesinde tutmak demektir.

2) “Al ve Tut” Uzun Vadeli Boğa Piyasasında Kolaydır Ama Ayı Piyasasında Çok Zordur

Pandemi döneminden faiz artışı dönemine kadar çoğu yatırımcı uzun vadeli olduğunu iddia etti. Çünkü yükseliş devam ediyordu, para boldu ve alternatif maliyeti olan faiz düşüktü. Ne alırsak yükseldi.

Yukarıda saydığım bu etmenler hisselerdeki birçok ayıbı örttü. Maalesef Dünyada uzun vadeli yatırım yapılabilecek şirket sayısı çok az. Türkiye’de daha da az. Bunu faizler artınca, yani dalga çekilince öğrendik.

Ek olarak herkes hissesi yükselişken uzun vadeli yatırımcıdır. Ta ki hissesi düşene kadar.

İyi hisse senedi seçmek çok önemlidir, ama teziniz iyiyse ve hissenizin hendeklerine eminseniz, fiyat düşüşlerinde tutunmak da ayrı bir beceri ister.

3) Getiriler Riskin Çıktısıdır. Daha Yüksek Getiri İstiyorsanız, Daha Fazla Riski Kabul Etmeye İstekli Olmalısınız

Ünlü Fransız yazar Honoré de Balzac’ın çok sevdiğim bir sözü var: Çabuk zengin olmak isteyen kendini dar ağacında bulur, diye.

Hızlı zenginleşme arzusu, yatırımcılığı bir anda kumara çevirir. Balzac’ın yüzyıllar önce söylediği gibi…

Hisse senedi piyasası da hesapsız risk almak isteyenler için bir cennettir. Kumar oynamak isterseniz en heyecanlı kumarhane, yatırım yapmak isterseniz de en sağlam yatırım aracı olur. Aynı şekilde at yarışını da olasılık oyunu olarak görüp para azanan insanlar olduğunu da duymuştum.

Piyasada devlet tahvillerinin getirisine sıfır riskli getiri deriz ve bu getiri bir eşiği temsil eder. Çünkü sıfır riskle bu getiriyi elde edebilirsiniz.

Daha yüksek getiri için ise risk almanız gerekir. Burada da alınacak risk çok iyi hesap edilmedir çünkü risk hem kaybı hem de kazancı artıracak şekilde işler.

Burada Charlie Munger’ı takip etmek yararlı olacaktır. Charlie Munger yanlış fiyatlanmış bahislerin peşinde koşar. Gerçek değerinin altındaki şirketlere yapılan yatırımlarda kâr etme olasığınız çok daha yüksektir.

Bunu düşünürken aklınıza sadece fiyat düşüklüğü gelmesin. Değeri hesaplarken içine şirketin ne kadar büyüyeceğini de katmalısınız. Şirketin büyümesi hesaba katılmadan piyasada oluşan gerçek değer de hatalı olacaktır.

Bunun içine hendekleri de eklediğiniz zaman size alınabilecek ve değer yaratabilecek bir risk ortaya çıkar.

4) Değerleme Önemlidir

Yatırım yaparken değerleme oldukça önemlidir. Bir şirket ne kadar harika olursa olsun, ederinden fazla para öderseniz zarar edebilirsiniz.

Çünkü iş belli bir süreden sonra elinizdeki hisseyi bir sonraki ahmağın almasını hedeflemeye geliyor. Değerden uzaklaşıyorsunuz.

Örneğin 1999 yılında Cisco hisseleri mükemmel bir şirketken aşırı pahalıydı. 2000 krizinden sonra %80 değer kaybetti. Dat.com balonu patlarken Amazon hisseleri yarı fiyatına düştü ama hala mükemmel bir şirketti.

Yatırımcıların çok sevdiği şirketlerde fiyat oluşurken işin içine; coşku, kıskançlık gibi şeyler girer ve bu da sizi gerçek değerden uzaklaştırır.

Bu sebeple hisselerin ne zaman değerinden uzaklaştığına yönelik bir sezgi geliştirmelisiniz. Bu da piyadaki coşkuyu ve en önemlisi de kendi coşkunuzun farkına varmak ile olur.

5) “Risk”, Bazen Beklediğiniz Getiriden Daha Az Kazanmanız Anlamına Gelir

Risk iki tarafı keskin bir kılıç gibidir. Bazen bunu anlatmak için bir grafik sayfalar dolusu sözden çok daha fazla anlam ifade eder.

Aşağıda Howard Marks’ın riski anlattığı bir grafiği yayınlayacağım. Önce bir bakın, sonra birlikte inceleyelim. Grafiği Howard Marks’ın 2023 yılında yayınladığı ve Türkçe’ye çevirdiğim “Daha Az Zarar mı Daha Çok Kâr mı?” isimli makalesinden aldım.

Daha Az Zarar Mı Daha Çok Kâr Mı?

Grafiğin sağ ekseni alınan riskin boyutunu gösteriyor. Sol eksen de ise getiri var. Grafikte aldığınız risk arttıkça daha fazla getiri elde etme potansiyeline sahip olduğunuz görülüyor.

Fakat aynı zamanda elde edilecek getirinin dağılımı da son derece yayılıyor. Yani yüksek getiri elde etme olasılığını satın alırken aynı zamanda kendinizi daha çok zarar etme potansiyeline de maruz bırakıyorsunuz.

Bu eğrinin neresinde olacağınızı bilginiz, tecrübeniz ve tabii ki şansınız belirliyor.

Bu sebeple de riski arttırırken ne yaptığınızın da son derece farkında olmalısınız. Yatırım yapıyorsanız yatırımcı olduğunuzun, spekülatör iseniz de bunun gereklerini yerine getirmelisiniz.

İki rolü birbirine karıştırırsanız zarar etme olasılığını arttırsınız.

6) İş Döngüsü Gerçektir ve Ara Sıra Durgunluk Meydana Gelir

Aynı ayı ve boğa piyasalarında olduğu gibi, iş dünyası ve ekonomiler de döngüler halinde ilerler. Bunu bilirseniz insan olmanın getirdiği zayıflık ve önyargıların üstesinden biraz olsun gelebilirsiniz.

Size bu konuda önerebileceğim iki-üç şey var.

Bunlardan ilki Ray Dalio’nun “Ekonomi Makinesi Nasıl İşliyor” isimli makalesi. Youtube’dan izleyebilirsiniz. Türkçe altyazısı da var. Çok faydası olacağına eminim.

İkincisi de Howard Marks’ın “Dalgaları Yönetmek” isimli kitabı (Reklam değildir).

Bu ikisini dinler ve okursanız dalgalar hakkında güzel bir fikriniz olur.

7) Piyasalar Uç Noktalara Savrulmaya Eğilimlidir

Son zamanlarda yapay zekâ ve bilgisayarların daha çok yer kaplamaya başlamasına rağmen piyasa hala insanlardan oluşuyor ve maalesef (ya da çok şükür) insan duygusal bir varlık. Bir sürü ön yargısı var.

Birinci beyin sistemi hala sanki çölde yırtıcılardan kaçmak üzerine önlem almaya odaklanmış.

Mesela her yaşadığı kayıpta, bir birimlik kazançta yaşadığı hazzın iki buçuk katı kadar acı çekiyor.

Tehlike karşısında kendini bir şey yapmak zorunda hissediyor. Çünkü eskiden yapmazsa ölecekti.

Bu gibi bir çok ön yargı ve duygu bizi hayatta kalmak konusunda bir uzman yapsa bile hisse senedi piyasasında çok fazla işimize yaramıyor.

Konumuza dönersek, duygular bizi uç noktalara sürüklüyor, piyasada insandan oluştuğu için korku ve aç gözlülüğün peşinde o da uç noktalara gidiyor.

Bundan kaçınmanın bir yolu maalesef yok. En iyi poker oyuncularının bile bazen duygularına yenik düştüğünü görebiliyoruz. Fakat bunu bilmek ve bazen olaylara geri çekilip uzaktan bakabilmek size diğerlerine göre çok büyük avantaj sağlayacaktır.

Piyasa uçlarda gezindiğinde şu sözü unutmayın: Bazen çoğunluk bütün ahmakların aynı tarafta bulunması demektir.

8) Davranışlarınız Kâr veya Zararınızın Büyük Bir Kısmını Oluşturur

Yatırım yaparken hayatınızı kurtaracak bazı ayrıntılar var.

İlki sağlam bir planınızın olması gerektiğidir. Bu kimi için endeks fonlarına yatırım yapmaktır. Çok kolaydır. S&P 500 endeks fonu alırsınız, biraz da tahvil fonu eklersiniz. Coşarken de korkuyu iliklerinize kadar hissederken de almaya devam edersiniz.

Ya da hisse seçersiniz. Bunu yapmak çok zordur. Başarı ise garanti değildir. Özellikle ABD gibi etkin piyasalarda endeks fonlarını yenmek çok zordur.

Türkiye gibi az etkin piyasalarda ise bunu yapmak yine zordur fakat dersini iyi çalışan ve duygularına yenilmeyen yatırımcılar için kazanma olasılığı diğerlerine göre çok daha yüksektir.

Burada nasıl bir davranış içinde olacağınız çok önemlidir. Herkes korkarken satıp herkes coşarken alırsanız, büyük ihtimalle sürüden daha yüksek kazanç elde edemezsiniz.

Amacımız çok az kişi bizimle aynı fikirdeyken yatırım yapmak ve sonrasında da diğerlerinin bizimle aynı fikirde olmasını beklemektir.

9) Mevcut Trend Sonucu Elinizdeki Varlığın Sonsuza Kadar Süreceğini ya da Sıfıra Düşeceğini Düşünmek Akılsızcadır

İnsanoğlu mevcut durumun sonsuza kadar devam edeceğini düşünür. Özellikle uzun süren ayı ve boğa piyasaları karşıt görüşlü insanları da kendi içinde eritmeye başlar.

Yükselen bir boğa piyasasında aracı kurumların çoğu mevcut hisse senedi kârlarının yükselmeye devam edeceğini ön görür. Bunu böyle varsaymak hisse senedi piyasasının ruhuna işlemiştir.

Aynı şekilde hiçbir durgunluk da sonsuza kadar sürmez. Hele büyümek zorunda olan şu anki ekonomik sistemlerde hiç sürmez.

Unutmayın, artık 1900’lerin ekonomik sistemini yaşamıyoruz. Hiçbir hükümet seçimi kaybetmek uğruna durgunlukta uzun süre kalamaz. Bir politika yapıcı enflasyon ile deflasyon arasında seçim yapmak zorunda kaldığında her zaman enflasyonu seçecektir.

10) Politika ve Yatırım Çok Kötü Bir İkilidir

Bu coğrafyada yaşıyorsanız, politikaya ucundan kıyısından bulaşmış olmalısınız. Mecburen ve maalesef böyle. Fakat politik tercihleriniz sonucu kafanızdaki ideal ekonomi ile ve gerçek dünyada olan ve bunun yatırım araçlarına etkisi genellikle farklı olur.

Ünlü yatırımcı David Einhorn’un çok güzel bir sözü var: Benim görevim olması gerekeni değil, olacak olanı bulmak, diye. Siz de yatırımcı olarak ideal olanın değil, olacak olanın peşinde koşmalısınız.

Maalesef böyle. Çünkü büyük ihtimalle ikisi birbirinden çok farklı şeyler olacak ve çoğu zaman hisse senedi piyasası gerçek ekonomik gelişmelerden kopmaya devam edecek.

Sonuç Olarak

Sonuç olarak, yatırım dünyasında başarı; zekâdan çok disipline, bilgiden çok davranışlara bağlıdır. Bu yazıdaki 10 dersi öğrenebilirseniz, sadece piyasalara değil, kendinize de yatırım yapmış olursunuz.

Sizce yatırımda en önemli ders hangisi? Yorumlarınızı bekliyorum.

Saygılar.

İlk Yorumu Siz Yapın

Yorumunuzu Ekleyin