Risk – 1: Yatırım Sürecinde Risk

Herkese selamlar.

Biraz risk konusuna eğilmek istiyorum. Benim okudukça kafam karışıyor sizin de karışsın:)

Bu yüzden de birkaç gün bu konuda yazacağım.

İlk konu “yatırım sürecinde risk” olacak.

Riskin çeşitli tanımları var. Bunlar içinde en çok sevdiğim ise sermayenin kalıcı kaybı.

Şimdi yatırım sürecinde riski değerlendirme aşamalarından bahsedeceğiz.

Diğer yazılarda da bu konuları açarız.

Hadi başlayalım.

1) Riski Tespit Etmeliyiz

Risk kötü bir şeydir ve aklı başında her insan riskten kaçınmak ya da riski en aza indirmek ister. Seçenek sunulduğunda daha az risk alır. İlk öncelik hayatta kalmaktır.

Bizi ilgilendiren finansal teoride, insanların doğuştan riskten kaçınma eğiliminde olduğu kabul edilir. Bu da insanların seçenekleri olduğunda, benzer getiriler arasında tercih yaparken çok risk yerine az risk alma eğiliminde olduklarını gösterir.

Yani en azından doğrusu bu diyelim. Peki yatırıma başladığımızda ilk önce ne yapmalıyız: Yatırımın ne kadar riskli olduğunu tespit etmeli ve riski kaldırıp kaldıramayacağımızı kendimize sormalıyız.

Bu risk benim yok olmama sebep olur mu diyeceğiz?

Bunu daha sonra açarız.

2) Yatırım Yapmadan Önce Risk-Getiri Karşılaştırması Yapmalıyız

Yukarıda riskin kötü olduğunu ve seçenek sunulduğunda insanların çok değil az risk alacaklarını belirtmiştim.

Peki çok riskli varlıklar nasıl cazip hale geliyor? Potansiyel getirileri arttırılarak tabii ki.

Mesela bir devlet tahvilinin %20 getirisi olsun. Küçük bir şirketin hisse senedinin potansiyel getirisi de %20 olsun.

İnsanlar bu durumda getirisi kesin olan devlet tahvilini tercih edeceklerdir. Hisseleri de satacaklardır.

Bu da devlet tahviline olan talebi arttırarak fiyatını yükseltir ve getirisini de düşürür. İnsanlar hisse sattıkları için de hissenin fiyatı düşer. Bu da potansiyel getirisini arttırır.

Bu da fiyatla risk arasında bir denge oluşmasına sebep olur. Riskli varlıkların fiyatı, içerdiği riski yansıtacak kadar düşer, böylece bu varlıkların cazibesi artar. Sağlam varlıkların fiyatı ise içerdiği düşük riski yansıtacak şekilde artar, bu da varlıkların cazibesini azaltır.

Sonuçta biz yatırımcılar her türlü riski alabiliriz. Sadece bize yeteri kadar ödeme yapılması gerekir.

Mesela Benjamin Graham’ın batacak şirketleri alıp onları likidite etmesi, Howard Marks’ın çöp tahvil de denilen son derece riskli tahvillere yatırım yapması ya da Warren Buffett’ın çok büyük tornadolara karşı sigorta şirketlerini bile sigortalamasını buna örnek verebiliriz.

Yani arkadaşlar kötü varlık yoktur. Sadece doğru fiyatı ödemeliyiz diyebiliriz. Alacağımız risk, varlığın fiyatının içinde olmalı. Yoksa en iyi şirketi de alsak, eğer aşırı çok para ödediysek bu onu kötü bir yatırım yapar.

3) Sonuçları, Alınan Risk ile Birlikte Değerlendirmeliyiz

Yıl bitti. Yatırımlarınızdan elde edeceğiniz sonucu değerlendiriyorsunuz. Sadece yüksek getiri elde etmiş olmanız, başarınızı değerlendirmede yeterli değildir. Sonuçları, aldığınız risk ile birlikte gözden geçirmelisiniz.

Mesela bu getiriyi tahvilden mi elde ettiniz, yoksa hisse senedinden mi?

Kaldıraç kullandınız mı, kullanmadınız mı?

Opsiyonlar, varantlar işin içine girdi mi?

Varlık dağılımı yaptınız mı, yapmadınız mı?

İki yatırım fonu yöneticisini değerlendirirken de bu çok işinize yarayabilir.

Peki neden buna dikkat etmeliyiz?

Çünkü hepimizde bir eylemi sadece sonuçları ile değerlendirme dürtüsü var ve bu çok tehlikeli sonuçlara yol açabilir.

Nassim Nicholas Taleb’i tanıyanlar için bu tekrar olacaktır ama konuyu biraz açalım. Diyelim kazanma şansınızın %1 olduğu bir şey yaptınız ve sonucunda da kazandınız. Eyleminizin sonucuna bakan herkes sizin ne kadar da iyi bir oyuncu olduğunuzdan bahseder. Efsane olursunuz.

Peki aslında ne oldu? 100 kere deneseniz birinde kazanacaktınız. Yani kazanmış olmanız, verdiğiniz kararın doğru olduğu anlamına gelmez.

Şimdi de tersini düşünelim. %99 kazanacağınız bir hamle yaptınız. Şansınız yaver gitmedi ve kaybettiniz. Kaybetmiş olmanız da yaptığınız hamlenin yanlış olduğu anlamına gelmez.

Çoğu insan yatırım yaparken sonuçla alınan risk arasındaki bağlantıyı kaybediyor. Başkasının aldığı hesapsız riskler çoğu kişinin sonu olabiliyor.

Bundan sonra bir sonucu değerlendirirken bütün olasılık evrenini de göz önünde bulundurun ve hangi seçenekler içinden bu kararı aldığını da düşünün.

Neyse konuyu uzatmayalım ve sizi sevgili dostum risk getiri eğrisini gösteren “Sermaye Piyasası Doğrusu” ile tanıştırayım.

“The Most Important Thing Illuminated” kitabından alıntıdır.

Burada x ekseni riski, Y ekseni ise getiriyi gösterir.

Doğru sıfırdan başlamaz çünkü devlet tahvilleri sıfır riskli olarak kabul edilir ve sıfırdan büyük bir getiri sunar.

Şimdi grafiğe bir daha bakalım. Sermaye Piyasası Doğrusu yukarı doğru eğimlidir. Bu da risk ile getiri arasında pozitif bir ilişki olduğunu gösterir.

Risk arttıkça getiri artar (artmalıdır).

Toparlarsam

Yolumuz uzun, bu yüzden bu yazıyı burada bitiriyorum. Bir sonraki yazıda kaldığımız yerden devam ederiz.

Umarım bu yazı serisi sonunda siz de risk-getiri konusundaki bakış açımı daha iyi anlayacaksınız. Hep birlikte risk algımızı geliştiririz.

Konumuza dönersek;

  1. Risk kötüdür ve bir varlığa yatırım yapmadan önce bu riski kaldırıp kaldıramayacağımızı kendimize sormamız lazım. Her zaman dediğim gibi sermaye piyasalarında yok olmamak için bu çok önemli. Çok büyük hatalar yapmadıktan ve piyasadan silinmedikten sonra burada başarılı olamamak çok zor.
  2. Yatırım yapmadan önce risk-getiri değerlendirmesi yapmalıyız. Amacımız genellikle etkin piyasa içinde etkin olmayan alanlar bulmak ya da risk-getiri oranı bizi tatmin edecek yatırımlar yapmak veya aldığımız riskle orantılı getiri talep etmek olmalıdır.
  3. Her eylemi sonucu ile birlikte değerlendirmeliyiz. Kendisine 1 milyonda bir olasılıkla kazanma ihtimali bulunan bir piyango çıkan biri, doğru ödediği fiyata bağlı olarak doğru karar vermiş olmaz. Sonuçta 1 milyon hayatının 999.999 tanesinde kaybedecekti. Benzer şekilde, %99 kazanma şansıyla karar veren bir kişi kaybetse de yanlış karar vermiş olmaz. Olasılık havuzunda aslında doğru karar vermiştir.

Bir sonraki yazıda sermaye piyasası doğrusu ve getiri olasılıkları arasındaki bağlantıyı inceleyeceğim.

Saygılar.

İlk Yorumu Siz Yapın

Yorumunuzu Ekleyin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.