Temmuz 2025 Portföy Güncellemesi: GYO’dan Havacılığa Geçiş

Herkese selamlar.

Temmuz 2025, finansal piyasalarda çelişkilerle dolu bir ay oldu.

Global riskler, iç politik gerilimler ve merkez bankalarının belirsiz duruşları bir yanda; borsa endekslerinin rekor kırması ve yatırımcı iştahının artması diğer yanda.

Benim içinse bu ay, portföyümde ciddi dönüşümlerin yaşandığı, stratejik kararların alındığı bir dönem oldu.

GYO ağırlığını azaltıp havacılığa yöneldim; Eurobond ile S&P 500 arasında kaldım; KTLEV’in yeni rekorunu izlerken, teknoloji hisselerinin dev sermaye harcamalarını kurcaladım.

Gelin birlikte Temmuz ayının bilançosuna detaylıca bakalım.

Hadi başlayalım.

Piyasalarda Temmuz 2025: Sessiz Fırtına

Güzel bir ay geçirince insan yazacak olumsuz pek bir şey bulamıyor. Bunda Dünya’da ve Türkiye’de yaşanan olumsuz gelişmelerin piyasa tarafından göz ardı edilmesinin de büyük katkısı var.

FED faizleri sabit bıraktı. Her ne kadar yüksek bi faiz olduğu söylense de takip ettiğim kişilerin farklı görüşleri var.

FED’in Kararı: Sıkı mı, Değil mi?

Dünyada yaygın kabul gören enflasyonun üzerinde bir faiz oranı olması gerektiği. Mesela ABD’de enflasyon %2 ise %2,5 faiz oranı ya da %2,25 oranı kabul ediliyor.

Fakat bunun düşük olduğunu, faizin nominal büyüme oranı ile belirlenmesi gerektiğini ya da büyüme artı verimlilik artışı olması gerektiğini söyleyenler de var.

ABD özelinde bitcoin rekorlar kırarken, S&P 500 de sürekli rekorlar tazelerken FED faizi olan %4,25-%4,50’nin sıkı olduğunu söylemek de pek gerçekçi gelmiyor bana.

Likidite bolluğu, piyasalardaki yükselişi rasyonel göstergelerden çok likidite akışlarının belirlediği bir ortam yaratıyor. Bu talep de ilk 10 hissede yoğunlaşınca tehlike çanları çalıyor.

Öte yandan ABD Başkanının tarifeleri de son hızıyla yürürlüğe girmeye başladı. Ülkemiz de %15 gümrük vergisi ödeyerek ABD’ye mal satabilecek.

Bence buralarda fazla bir durum yok. Bir şey olacaksa da zaten sınavı bilmediğimiz ve hiç öngöremediğimiz yerden soracaklar.

Şimdi son zamanlarda ABD’de dikkatimi çeken iki olaydan bahsetmek istiyorum. Bence önemli noktalar.

ABD’de Dikkatimi Çeken İki Olay

Yatırım kararlarımda hep stratejik olmaya çalışıyorum, fakat bu ay psikolojik olarak kararsızlıkla mücadele ettim. Zaten bu artık alışkanlık oldu.

Hem S&P 500’e olan uzun vadeli inancım hem de yüksek ve sabit getiri vaadiyle Eurobond’lar arasında gidip geldim. Bu ikilemi yaşayan yalnız ben değilim; benzer kararsızlıklarla boğuşan çok sayıda yatırımcı olduğunu biliyorum. Ben bu ikilemi nasıl değerlendirdim, gelin anlatayım…

Uzun zamandır S&P 500 endeks fonu alma niyetim var. Mesela ayda bir tane gibi. Bu yüzden de algılarım bu yönde yoğunlaşmış durumda.

Öte yandan Eurobondlarda sabit kupon getirisi var.

Vergi olarak da ikisi ayrışıyor.

Şimdi size kafamı karıştıran iki noktadan bahsetmek istiyorum.

Bunlardan ilki S&P 500’de yaşananan aşırı yoğunlaşma.

S&P 500’de Tehlikeli Yoğunlaşma

Şu anda S&P 500’ün ilk 10 şirketin toplam S&P 500 piyasa değerine oranı %40’a yaklaşmış durumda. Bu oran, dot.com balonu dönemindeki yoğunlaşma seviyelerine tehlikeli biçimde yaklaşmış durumda. İlk tespit ve çekincem bu yönde.

Teknoloji Şirketlerinin Yatırım Çılgınlığı

Bir diğeri de teknoloji şirketlerinin yapmayı planladıklar sermaye harcamaları. Veri merkezleri, sunucular gibi bir çok alana milyarlarca dolar yatırım yapmayı planlıyorlar. Yapmaya da başladılar.

Bu durum, şirketlerin stratejik değil, refleksif yatırım kararları aldığını düşündürüyor.

Hatırlarsak, benzer bir davranış tekstil sektöründe büyük zararlarla sonuçlanmıştı. En son tekstil sektöründe böyle bir durum olduğunda bir çok şirket yaptıkları yatırımın geri dönüşünü alamadıkları için zarar görmüşlerdi.

Meta, Amazon, Apple, Google gibi şirketler bu durumla karşılaşırlar mı bilmiyorum ama beni endişelendiren bir konu da bu.

Bana, “Yaw, Türkiye’de yaşıyorsun, endişelenecek başka bir şey bulamadın mı?” da diyebilirsiniz.

Burada önümde iki seçenek var. Ya her ay 1 tane olmak üzere ortalama yaparak bir portföy oluşturacağım ya da düzeltme bekleyeceğim.

Fakat düzeltme beklemek de okuduğum her şeye ters:) Bu şartlarda en rasyonel stratejinin düzenli alım ve maliyet ortalaması yapmak olduğuna karar verdim.

Bunu yaparken de ya İş Bankası’nı kullanacağım ya da Midas’ı. Bu konuda yaşadığınız deneyimleri yazarsanız sevinirim.

İş Bankası’ndan almanın avantajı vize belgesi almanın çok kolay oluşu. Midas’ı hiç kullanmadım. Konsolosluğa belge alımı nasıl bilmiyorum. Deneyen varsa onu da yazarsa sevinirim.

Portföy yaparken ana amacım yurtdışı ve döviz varlık tutarını portföyün %20’sine getirmek olacak. Şu an %19,45 civarlarındayım.

Yukarıda yazdığım konular hakkında yorumlarınız bekliyorum:)

Şimdi de yatırım araçlarının durumuna bakalım.

Yatırım Araçlarının Getirisi (2025’in Başından İtibaren)

Dolar ayı 40,64’ten kapadı. Sterlin, 53,95, Euro ise 47,16 TL’den ayı kapadı.

Gram altın sanırım bu ay rekor kırdı. 4395 TL.

BIST 100 ise ayı 10.746 puandan kapattı.

Şimdi de yıl başından beri yaşanan artışa bakalım.

Yıl başından beri dolarda yaşanan artış %15,61.

Sterlinde %21,67.

Euro’da %29,01.

Gram altında %48,14.

BIST 100’de ise artış %8,66.

Portföyde yıl başından beri yaşanan artış %38,33. Portföy dışına çıkardığım tutarlar bu artışa dahil değil.

Şöyle bir baktığımda bu artışa bütün hisselerin katkı yaptığını görüyorum fakat en önemli katkı KTLEV, RYGYO, EKGYO ve ENKAI pozisyonlarından gelmiş.

Şimdi de hisse senedi portföyüne bakalım.

LTB Portföyü Detayları: Hisse Hisse Gelişmeler

Bu ay portföyde önemli değişiklikler oldu.

Bildiğiniz gibi geçen aylarda GYO sektöründe oluşacak değer artışından faydalanmak için yüklü miktarda GYO taşıyordum. İki üç ay böyle gitmiştik.

Ağustos ayına girerken GYO pozisyonlarımı azaltırken, Havacılık pozisyonlarımı açtım ve toplam hisse senedi portföyünün %30’una çıkardım. Avrupa Birliğinden vize kolaylığı ile ilgili gelen adımlar ve sektörün geri kalması beni bu seçimi yapmaya götürdü fakat 1-2 haftalık zaman aralığında bunun sonucunu alamadık. Hatta en kötü performans gösteren sektörlerden biri oldu.

GYO’larda KLGYO pozisyonumu kapatmama ve EKGYO-RYGYO pozisyonumu azaltmama rağmen portföyde %36’lık bir para sahip olmaya devam ediyor.

Böylece KLGYO ve ENKAI pozisyonlarını tamamen kapatırken TAVHL, THYAO, PGSUS ve ISMEN’de pozisyon açmış oldum.

Şimdi teker teker hisselere bakalım.

…

RYGYO

RYGYO uzun zamandır portföyümde olan şirketlerden bir tanesi. EKGYO ve KTLEV pozisyonunu azaltmamdan dolayı, portföyde ilk sıraya yerleşti.

İşlem yapmak için aldığım kısa vadeli pozisyonları RYGYO özelinde kapattım. Uzun vadeli hesaplarda da %10’arlık pozisyonu TAVHL ve PGSUS ile değiştirdim. Böylece toplam pozisyonumu %35 civarında azaltmış oldum.

Buna rağmen değer artışı sebebiyle yerini korumayı başardı.

Şirket yatırım yapmaya ve büyümeye devam ediyor. En sonra 2 milyar TL’ye Tuzla’da Özelleştirme idaresinden arsa alımı yaptık. Buraya yapılacak şeyi dört gözle bekliyorum.

Bu arada yabancı alımı da AK Yatırım üzerinden devam ediyor.

Fakat bu arada aynı aracı kurum üzerinden çok da satış olmuş. Bakalım neler olacak heyecan ile bekliyorum. Bu yükselişler pozisyonumu kapatmak ile kapatmamak arasında bırakıyor beni. Gerçekten almak kolay ama satmak benim için çok zor!

GLYHO

Bu ay GLYHO pozisyonu ile hiç oynamadım. %16,61 ile en büyük ikinci pozisyonum haline geldi.

Temmuzda hiç geri alım yapmadılar. Bence şu an için borç ödemesi yapılması ve yeni ihalelere kaynak oluşturulması çok daha önemli olabilir.

Yolcu sayısında geçen seneye göre %1’lik bir artış var.

Meksika ve ABD’deki olası yeni ihale haberlerini beklemeye devam ediyoruz.

THYAO -TAVHL – PGSUS

Uzun zaman sonra havacılık hisseleri yeniden portföye giriş yaptı. Eurodaki değer artışı ve yolcu sayılarındaki artış beni bu pozisyonu almaya teşvik etti.

Fakat şu anlık bu pozisyonların hepsi zararda. Tabii ki bu benim için normal bir durum. İsterseniz sonra bunu daha çok açabilirim.

FROTO

Froto’nun sonuçları geldi. Maşallah her aracı kurum nokta atışı yapmış. Bir tanesi de sektirmemiş.

Bilançodan önce buradaki pozisyonu iki katına çıkarmıştım.

Bence olması gereken yer buraları değil.

TRGYO – EKGYO

Bu pozisyonu az da olsa tutmaya devam ediyorum fakat ayın ilerleyen zamanlarında iki hisseyi teke düşürebilirim.

EKGYO özelinde başarılı geçecek bir sertifika arzı ilerisi için büyük bir potansiyele sahip bana göre.

KTLEV

KTLEV’de Temmuz 2025 sözleşme büyüklüklerinde yeni bir rekor geldi.

Bu ay bilançosu da gelecek. Portföyde az da olsa durmaya devam ediyor.

ISMEN

Bence faiz düşecekse aracı kurumlar bundan olumlu etkilenecek sektörlerden bir tanesi olacak. Bu sebeple gelecekte arttırma opsiyonunu da elimde bulundurarak ISMEN pozisyonu açtım. Şu anda portföy ağırlığı %4.

Portföydeki Dönüşümler: Eurobond, Gayrimenkul ve Yeni Planlar

Temmuz ayı da Hazirandan sonra dolar getirisi anlamında güzel geçti.

Portföyün yapısı şu anda %55 hisse senedi, %13 PPF, %19,50 Eurobond ve döviz, %12,50 gayrimenkulden oluşuyor.

Şu an portföy yapısından memnunum.

Bakalım ilerleyen zaman neler gösterecek.

Toparlarsam

Temmuz 2025, portföyümde önemli yapı taşlarını yerinden oynattı.

GYO ağırlığını azaltıp havacılık sektörüne geçerken, global piyasalardaki gelişmeleri dikkatle izlemeye devam ediyorum.

S&P 500’deki yoğunlaşma ve teknoloji devlerinin yatırım yarışları kafamda soru işaretleri yaratmaya devam ediyor.

Ama bir yatırımcı olarak görevim, öngöremeyeceğim sorulara karşı portföyünü sağlam bir temele oturtmak. Yani olaylara olmadan önce gerekli tedbirleri almaya çalışmak.

Önümüzdeki ay, bilanço sezonunun etkilerini daha net göreceğiz. Büyük ihtimalle de portföy şimdi olduğu gibi kalmayacak.

Ben izlemeye, öğrenmeye ve paylaşmaya devam edeceğim. Siz de düşüncelerinizi, tecrübelerinizi ve sorularınızı yorumlara yazın. Konuları birlikte derinleştirelim.

Sağlıklı ve bol kazançlı yatırımlar diliyorum.

Saygılar.