Finansal dünyada sıklıkla duyduğumuz bir klişe vardır: “Herkesin yatırım tarzı farklıdır.”
Evet, herkesin yatırım tarzı farklıdır — ama bu farklılıklar yalnızca tercih değil, ihtiyaç ve yaşam koşullarının bir yansımasıdır.
Asıl mesele, kişisel farklılıklarımızın yatırım portföyümüze nasıl yansıması gerektiğini fark etmektir.
Yatırımda başarı, sadece “iyi yatırım aracını” bulmakla değil, kendini iyi tanımakla ve şartlarına göre portföyü oluşturmakla başlar.
Kendinizi tanırsanız, hem ihtiyaçlarınıza hem de psikolojinize uygun portföyü oluşturabilirsiniz. Hem sizin ve hem de sevdikleriniz maddi ihtiyaçları, arkadaşınızın ihtiyaçlarından çok farklı olacaktır.
Bu yazıda yatırımcılar arasındaki temel farklardan bahsedeceğim. Bunları sıralarsam:
- Yaş,
- Varlık Düzeyi,
- Gelir Düzeyi,
- Zaman Ufku,
- Bakmakla Yükümlü Olduğunuz Kişiler,
- Yatırım Deneyimi,
- Risk Toleransı,
- Beklenen Miras,
- Planlanan Miras Bırakma,
- Hayırseverlik Hedefleri.
Hadi şimdi bunları tek tek inceleyelim.
Yatırımcılar arasında bazı temel farkları aşağıda sizin için teker teker ortaya koymaya çalıştım. Bu farkları tanıdıktan sonra kendinize uygulayın. Böylece ihtiyaçlarınıza göre daha bilinçli bir portföy oluşturabilirsiniz.
1) Yaş
Yaşınız, risk algınızı ve telafi kapasitenizi doğrudan etkiler.
Üç çeşit bileşik getiri var: Paranın, zamanın ve bilginin bileşik getirisi. Bu üç getirinin üçü de yatırımcının en önemli dostudur ve dünyanın sekizinci harikasıdır.
Ne kadar erken başlarsanız o kadar çok bileşik getiriden faydalanabilirsiniz. Tabii önce bileşik getiriden faydalanabileceğiniz bir yatırım enstrümanı bulmalısınız.
Ayrıca yaşın risk algısı üzerinde de çok önemli bir etkisi var.
Genç bir yatırımcı, uzun vadeli düşünerek iniş çıkışlara dayanabilir. Büyük kayıplar, önünde çok zaman olduğu için telafi edilebilir. Tecrübe olarak görülebilir.
Fakat emekliliğe yaklaşan biri için zaman daralır, hataların telafi şansı çok azalır. Bu da yatırım kararlarında daha temkinli olunmasını gerektiği anlamına gelir.

30 yaşındaki yatırımcı bir krizden güçlenerek çıkabilir. 60 yaşındaki yatırımcı ise aynı krizi atlatamayabilir.
Yatırım yaparken herkesin koşulları aynı değil. Bu farkların ilki, belki de en önemlisi: yaş. Çünkü zaman, yatırımcının hem dostu hem de sınavıdır. Şimdi varlık düzeyine geçelim.
2) Varlık Düzeyi
Yaş kadar belirleyici olan bir başka unsur ise sahip olduğunuz toplam varlık düzeyidir. Portföyünüzün büyüklüğü, alabileceğiniz riskin şeklini doğrudan etkiler.
Milyon dolarlık bir portföyü olan biriyle, yatırım hayatına yeni başlamış birinin aynı yatırım araçlarını kullanması ve aynı riski alması beklenemez.
Bunu iki aşamada değerlendirelim. İlki portföy dağılımı yönünden olsun. Mesela yatırıma ilk başladığımda %100 hisse senedi tutuyordum. Şimdi ise %60’lardayım. %60’larda olmama rağmen bu büyüklük yeterli oluyor. Ama ilk başladığımda %100 hisse senedi tutmasaydım bu büyüklüğe de ulaşamazdım.
Çok sevdiğim bir söz var: “Hayatta sadece bir kez zengin olmanız yeterli” diye. İş belli bir seviyeden sonra portföyü korumaya ve dengeli bir şekilde büyütmeye geliyor.

Portföy büyüdükçe, “koruma” önceliği artar. Küçük portföylerde ise “büyüme” ön plandadır.
3) Gelir Düzeyi
Bir portföyün büyüklüğü kadar, onu besleyen kaynaklar da önemlidir. Bu noktada, düzenli gelir düzeyiniz devreye girer ve yatırım sürecinizi doğrudan şekillendirir.
Ne kadar çok akar geliriniz varsa portföyünüzü o kadar çok destekleyebilirsiniz ve o kadar çok risk alabilirsiniz.
Biliyorsunuz ben gelecekte olacakların kimse tarafından istikrarlı şekilde bilinemeyeceğiniz, hele kendini uzman sayanlar tarafından hiç belirlenemeyeceğini düşünüyorum.
J.K. Rowling’in yazdığı, bütün dünyada 600 milyondan fazla satarak en çok satan kitap ünvanını elinde bulunduran Harry Potter serisi tam 12 yayın evi tarafından red edilmişti. Kitabı zar zor yayınlamayı kabul eden Bloomsbury Yayın Evi de Rowling’e tam zamanlı başka bir işe de devam etmesini tembihlemişti.
Dünya sinema tarihinin en önemli serilerinden Star Wars, kimsenin projeyi anlamamaması ve çok riskli bulunması yüzünden zar zor yayınlandı, John Wick serisi senaryosu bir çok kez red edildi.
Apple ilk Iphonu çıkardığında herkes Blackberry karşısında bir şansı olmadığını düşünüyordu.
Bu örnekler bize şunu hatırlatıyor: Gelecek belirsizdir. Bu yüzden gelirimiz, yatırımımıza ve dolayısı ile gelecekteki bize güvence sağlar.
Bütün bu belirsiz ve kimsenin gelecek hakkında bir şey bilmediği dünyada portföyünüz genç bir fidan gibidir. Korunmaya, suya ve besine ihtiyacı vardır.
Maaşınız ya da geliriniz ne kadar yüksekse onu o kadar güzel beslersiniz. Acil ihtiyaç halinde bozmazsınız. Büyük krizlerde kenarda paranız olmasa bile maaşınızdan portföye ekleme yaparak krizi fırsata çevirirsiniz.
Dalgalanmalara karşı daha güvenli hale gelirsiniz
Tasarruflar bir yere kadar gidebilir. Bu sebeple asıl önemli olan akar geliri arttırmaktır.

Yatırım birikimle yapılır, ama sürdürülebilirliği gelir belirler.
4) Zaman Ufku
Geliriniz kadar önemli bir diğer faktör, paraya ne zaman ihtiyaç duyacağınızdır. Çünkü yatırım vadesi, risk ile getirinin hangi dengede olacağını belirler.
Boşuna ihtiyacınız olmayan para ile yapılır demiyoruz.
Ne kadar zamanınız olduğu ve bileşik getiriden ne kadar faydalanacağınız getiri açısından çok önemlidir.
Fakat işin daha da önemli bir yönü vadeniz azaldıkça kaybetme riskinizin artmasıdır.
Hisse senedi piyasasının kısa vadede ne yapacağı hiç belli olmaz. İnsan psikolojisi ve Keynes’in deyimi ile “güzellik yarışması kafası” etkili olur.
Ancak uzun vadede şirketin değeri ettiği ve edeceği kâr toplamına yaklaşır.
Eğer kısa vadede ihtiyacınız olan para ile hisse senedi yatırımı yaparsanız kazanç ya da sizi derinden etkileyecek büyük bir kayıp arasında ince bir çizgide kalırsınız.

Zaman, yatırımcının en büyük kaldıraçlarından biridir.
5) Bakmakla Yükümlü Olduğunuz Kişiler
Yatırım sadece bireysel kararlarla şekillenmez. Ailevi sorumluluklar, bakmakla yükümlü olduğunuz kişiler portföyünüzün güvenliğini daha da öncelikli hale getirebilir.
Herkes getirilerini yarıştırır ama kimse bakmakla yükümlü kimi kimsesi var mı diye düşünmez.
Eğer üzerinizde yaşlı aile bireylerinin, çocuklarınızın ve eşinizin sorumluluğu varsa portföy yapınız da ona göre değişiklik göstermelidir.
Bu etki genellikle düzenli akar gelir elde etme zorunluluğu şeklinde kendini gösterir. Bu da daha istikrarlı ve düşük riskli yatırımları ön plana çıkarabilir.
Portföy yaparken bunu da dikkate almalısınız. Bence daha da önemlisi başkaları ile getiri karşılaştırması yaparken, üzülmeden önce bunu da göz önünde bulundurun:)

Sadece kendiniz için yatırım yapmıyorsanız, kararlarınızda daha muhafazakâr olmanız doğaldır.
6) Yatırım Deneyimi
Sorumluluklar portföy yapısını nasıl etkiliyorsa, bilgi birikimi de öyle etkiler. Çünkü yatırımda tecrübe, karar kalitesini belirleyen en önemli faktörlerden biridir.
Bilginin bileşik getirisinin olgunlaşması kolay değildir. Birçok kaynaktan uzun süren okumalar, dinlemeler gerektirir.
Burnunuz çok fazla sürtmeli ve ter dökmelisiniz.
Her şey basitleşmeden önce karmaşıklaşmalı.
Bütün bunlar her şeyin olasılıklara bağlı olduğu bir dünyada başarınızı garanti altına almaz ama şansınızı arttırır.
Bence yeni başlayan bir yatırımcı, karmaşık araçlardan uzak durmalıdır. Kaybedenlere baktığınızda bunların genellikle anlamadıkları şeylere yatırım yaptığını görürsünüz. Anlamadıkları yatırım araçları, anlamadıkları şirketler, anlamadıkları işler diye gider.
Charlie Munger’ın “güvenlik çemberi” dediği anladığınız işlere odaklanın ve kaybı azaltıp tecrübenizi arttırın. Anladığınız şeyler arttıkça isterseniz yatırım araçları ve onlarda aldığınız riski arttırabilirsiniz.
Şunu hiç unutmayın! Tecrübe zamanla oluşur ve her hatanın bir bedeli vardır.

Küçük kayıplar, büyük derslerdir. Tecrübe parayla alınır.
7) Risk Toleransı
Deneyim arttıkça risk algısı da değişebilir. Ancak her yatırımcının risk toleransı doğası gereği farklıdır. Bu fark, portföy davranışlarını büyük ölçüde etkiler.
Artık sona yaklaştıkça konular arasında bağlantı oluşmaya başladığını siz de fark etmişsinizdir.
Risk toleransı, doğuştan gelen mizaçla ve yaşanmışlıklarla şekillenir.
Bazı insanlar %10’luk bir düşüşte panikler ve gece uyuyamazken, bazıları %40’lık kaybı fırsat görür. Tabii ki bunda yaşın, gelir düzeyinin ve servetinizin dağılımının da çok büyük önemi vardır.
Düşüşlere düşüş anında tepki verilmez, düşüşten önce hazır olmanız gerekir.

Risk, sadece rakam değildir; geceleri uykunuzu kaçırıyorsa, risk fazladır.
8) Beklenen Miras
Geleceğe dair beklentiler de bugünkü kararları etkiler. Yakın zamanda alınması beklenen bir miras, yatırımcı psikolojisini ve risk alım davranışını dönüştürebilir.
Yakın gelecekte yüklü bir miras alacak olan biri, kısa vadede daha riskli yatırımlara yönelebilir. Olası bir güvence, risk alma iştahını artırır. Yatırım portföyünü gelecek paraya göre düzenlemesine sebep olabilir.
Hep söylediğim gibi her insan birbirinden farklıdır. Hepimiz aynı dünyada yaşıyor olsak da farklı gerçekliklerle karşı karşıya kalıyoruz.
Bu sebeple portföyünüzü buna göre düzenlemek çok önemli hale geliyor.

Bazı yatırımcılar diğerlerinden daha cesur olabilir. Belki de güvendiği bir yerler vardır:)
9) Planlanan Miras Bırakma
Bazı yatırımcılar ise gelecekte alacakları mirasla değil, bırakacakları mirasla ilgilenir. Bu da yatırım stratejilerinde temkinli ve sürdürülebilir bir yapı gerektirir.
Portföyünüzü belki de kendiniz için değil de çocuklarınız için oluşturuyor olabilirsiniz.
Tabii ki bu durumda sermayeyi korumak ve sürdürülebilir kılmak öncelik haline gelir. Bu da takdir edersiniz ki yeni başlayan birinin yapacağı portföyden çok farklı araçlar içerebilir.
Özellikle vefat sonrası vergi durumunun ayarlanması, çocuklara kalacak mirasın düzenlenmesi gibi bir çok durum devreye girer.
Portföyü oluştururken bütün bunların çok dikkatle incelenmesi ve denkleme katılması gerekir.

Bir miras bırakmak istiyorsanız, sabit gelirli ve düşük riskli yatırımlar daha cazip hale gelir.
10) Hayırseverlik Hedefleri
Mirasın bir başka yönü de sosyal sorumlulukla ilgilidir. Bazı yatırımcılar, sadece servet biriktirmek değil, bu servetle dünyada bir iz bırakmak isterler.
Özellikle zenginlerin bütün paralarını çocuklarına bırakmadıklarını çok görmeye başlıyoruz.
Bu durumda getiri kadar, yatırımın etik yönü de önem kazanabilir.
Tabii çoğumuz için bu başlık çok önemli değil sanıyorum. Ama portföy oluştururken ayrı bir planlama gerektirdiği de su götürmezdir.

Kazancınızın anlamı, onu nerede kullanacağınıza bağlıdır.
Sonuç: Şartlar Değiştikçe Portföy Değişir, Bir Elin Parmakları da Birbirinden Farklıdır
Finansal hedefler, hayat tarzı, karakter özellikleri, yaşınız, geliriniz gibi bir çok etmen yatırım kararlarının temelini oluşturur.
Bir yatırım aracı, iki farklı yatırımcı için bambaşka sonuçlar doğurabilir. Bu yüzden, başkasının portföyünü kopyalamak yerine, kendinize uygun portföyü oluşturmak en doğrusudur.
Bunun için en başta halletmeniz gereken bazı şeyler var!
- Kendinizi tanıyın.
- Hedeflerinizi netleştirin.
- Ve en önemlisi: Gerçekçi olun.
Çünkü yatırımda en önemli şey, kendinizi doğru tanımanızdır.
Ancak bundan sonra hedefe yönelik doğru adımlar atabilirsiniz.
Şimdi kendinize bu 10 soruyu sormanızı tavsiye ediyorum. Alın kahvenize önünüze bir defter açın ve bu 10 soruya teker teker cevap verin. Sonra da portföy yapınızı bu cevaplara göre gözden geçirirsiniz. Size ufak bir PDF de hazırladım.
https://www.lattedenborsaya.com/wp-content/uploads/2025/06/10_Yatirim_Sorusu_Kontrol_Listesi-2.pdf
Kendinize Sormanız Gereken 10 Soru
- Yaşım portföy riskimi nasıl etkiliyor?
- Mevcut varlık düzeyim hangi stratejiye uygun?
- Gelir durumum yatırımı sürdürebilecek güçte mi?
- Paraya ne zaman ihtiyacım olacak?
- Üzerimde kimlerin maddi sorumluluğu var?
- Yatırım deneyimim ne kadar?
- Düşüşlerde nasıl tepki veririm?
- Yakın zamanda miras bekliyor muyum?
- Miras bırakmak istiyor muyum?
- Hayırseverlik hedefim var mı?
Bundan sonra getirinizi başkalarınınkiyle karşılaştırırken sizin şartlarınızın diğerlerinin şartlarından tamamen farklı olduğunu da unutmayın.
Yazıyı beğendiyseniz bloga abone olarak ve bu yazıyı paylaşarak destek olabilirsiniz.
Saygılar.
İlk Yorumu Siz Yapın