Site icon Latteden Borsaya

Ekim 2019 İtibariyle Portföy Durumu

Herkese selamlar.

Bugün İstanbul’da soğuk ve yağmurlu bir gün var. Her ne kadar akşam trafiğini iki katına çıkarsa da, yağmuru özlemişiz. Tabii etrafı sel olmadığı sürece.

Bu ay portföy değeri bir geldi bir gitti. Kısa zaman içinde %10 aşağı %10 yukarı oynadı. Biz uzun vadeli yatırımcılar için grafiklerde sadece bir çentik olarak kalacak bir ayı ekran izleyerek çok stresli bir şekilde geçildik.

Portföy dağılımım değişmedi. Yine Eurobond almadım ya da dolara geçmedim. Yüzde yüz hisse senedi ile devam ediyorum. Riskin farkındayım ve beni rahatsız etmiyor desem yalan olur.

Şirketlerimizin değerleri Türkiye’nin büyümesine ve bu büyümeden pay alabilmelerine bağlı. Uzun vadeli yatırımcıların asıl soracağı soru: “Ülkenin kaliteli bir şekilde büyüyüp büyüyemeyeceği ve şirketlerinin ondan pay alıp alamayacağı olmalı.”

Öte yandan temettü gelirim hızla artmaya devam ediyor. İleriye dönük 12 ayda almam muhtemel temettü gelirlerim 5.346 TL’ye ulaşarak 38 günlük finansal özgürlüğümü kazanmamı sağladı. Mücadele devam ediyor.

Portföye ALKIM ve TKFEN yeni girdi. ALKIM temettüsünü 6 senedir arttırıyor ve Temettü Padişahları 2019 listesinde, TKFEN’de 4 senedir temettüsünü arttırıyor. 2020’de de arttırırsa listedeki yerini alacak.

Az da olsa EREGL, FROTO, TUPRS’da ekledim. SODA’nın ağırlığını azalttım. Zaten az bir miktar olan ALARK’tan ise geçen ay tamamen çıktım.

HEKTS bedellisine katılmak için biraz HEKTS sattım. Kredi çekerek bedelliye katılabilirdim ama HEKTS’ın ağırlığını daha da arttırmak istemiyorum. Portföyün %20’sinin biraz üstünde olması şimdilik benim için yeterli.

Biraz uzun bir özet oldu. Hadi yazıya başlayalım.

Ekim 2019 İtibariyle Portföy Durumu Image courtesy of 89studio at FreeDigitalPhotos.net

Piyasalarda Son Durum

Herkes içeride neler olduğundan haberdar. Orayı geçiyorum.

Dışarıda ise ABD’de rekor düşük gelen işsizlik rakamları, faiz düşüşleri ve rekor kıran bir borsa izlemeye devam ediyoruz. Geçenlerde ABD borsası ile bizim borsamızın dolar bazlı grafiklerini inceledim. Bununla ilgili biz yazı yazacağım ama açık olarak belli ki bizim endeksimizde tarihsel olarak dolar bazlı yükseliş yok. Bu da endeks fonlarına olan yatırım çağını kaçırmamıza sebep oluyor.

ABD’de hiçbir şey bilmeyen yatırımcılar endeks S&P 500 endeks fonu alarak büyümeden nemalanabiliyor. Bizde ise böyle bir bağlantı şimdilik yok.

Dünyaya gelirsek yukarıda belirttiğim koşullar ABD için çok iyi gibi görünebilir. Fakat şu anda herkes pistte dans etmek istiyor ve tarihten biliyoruz ki herkes dans etmek için kalktığında müziğin sonu da geliyor demektir.

Herkesçe çok uzun süredir beklenen kriz ne zaman gelir bilmiyorum çünkü piyasa zamanlaması yapmak imkansızdır ama size iki tane balon işaretinden bahsetmek istiyorum. Bunlardan ilki uzun süredir devam eden rekor düşük faiz ortamı ve bunun kötü borçlanmaya yol açması.

Şu an adını hatırlamadığım bir yatırımcı balon arayan mutlaka önce borçlara bakmalı demişti. Rekor düşük faiz kötü şirketlerin bile borç almasını teşvik ederken bunların çevrimini de çok kolaylaştırıyor. Verimsiz işletmelerin yüksek borçlu olmaları herhangi bir faiz artışı ihtiyacı olduğunda büyük sorun yaratabilir. Ya da bu kötü şirketler ödeme sıkıntısına düşebilirler.

IMF’ye göre gelişmiş ülke borçlarının %40’ı olan 19 trilyon şirket borcu yeni bir resesyonda riske girebilir.

Ekonomik döngü tersine döndüğünde, yüksek borçlu ve kârsız işletmeler için çanlar çalıyor demektir.

Mesela İtalya’yı örnek olarak gösterelim. Devasa bir borcu var. Şu an faizler %1 desek 100 TL için 1 TL faiz ödüyor. Faiz gideri 1 TL. Faizler %5’e yükseldiğinde 5 TL faiz gideri olarak ve bunu ödeyebilir mi göreceğiz. Şirketlerde de aynı durum söz konusu.

İkinci olarak bir uyarı da başlıkta övdüğüm S&P 500 endeks fonlarına geldi. 2008 Konut Kredisi krizinde neredeyse yanlış zamanda, doğru pozisyon alan Michael Burry, 10 yıl içinde 3 trilyon doları aşan bir endeks fon pazarına ulaşıldığını ve burada bir balon gördüğünü söyledi.

“Tiyatro sürekli kalabalıklaşıyor, fakat çıkış kapısı hala aynı büyüklükte.” diye de ekledi.

Dışarıda herşey güllük gülistanlıkken bu konuda görüşlerimi paylaşmak istedim. Kendi adıma izlemeye devam edeceğim. İzleyeceksin de ne olacak derseniz, bir şey olacağı yok:)

Çok uzattım, hemen rakamları vereyim.

BIST 100 Eylül ayını 105.033 puandan kapatmıştı. Ekim ayını ise 98.469 puandan kapattı. Dolar geçen ay 5.65 TL idi, şimdi 5,72 TL.

Gram altın geçen ay 267 TL’ydi bu ayda 278 TL. Yıl sonu geldikçe bu konuda stresim artıyor. Artık getiride evde gün yapan teyzeleri geçmek istiyorum. Bu sene küçük altına yenilemem:) Olamaz.

Sterline gelirsek de 6,95 TL’den 7,40 TL’ye çıktı. İyi fırladı.

Kısacası bu ay genellikle her türlü yatırım enstrümanı TL’yi geçmiş durumda.

Tasarruf Yapanla Yapmayan Bir Olmaz

Geçen ay ülkemizin ekonomik olarak mahvedileceğini de içeren bazı tehditler aldık.

Kendi adıma iktisadi olarak güçlü olmanın, tasarruf etmenin ve yatırım yapmanın, BORÇSUZ OLMANIN, önemini bir kez daha hatırlamış oldum. Diplomatik olarak şaşırtıcı olsada, bunlar iş hayatımızda kişisel olarak bize çok uzak olmayan tehditler.

Bireysel olarak ise biz zaten bu tür davranışlara sürekli maruz kalıyoruz. Amirimiz, kimimizi tutturulması imkansız hedefleri tutturamadığımız için işten çıkarmakla tehdit ediyor, çocuk gibi azarlıyor. Bazen sırf mantıksız bir şeye itiraz ettiniz diye sürülmekle tehdit ediliyorsunuz.

Kimisi uzun ve karşılığı olmayan mesailere sesini çıkartamıyor, bazıları elli yaşında tokat yiyor hazır olda duruyor. Bezdirmeye maruz kalanlar dilsiz kalıyor.

Niye?

Çünkü çalışanların çoğunun ödemesi gereken birden çok kredi kartı borcu var, kredi borçları var. İşten çıkarılırsa kenarda kendini geçindirecek üç kuruş parası yok. Evi kira, arabası taksitli, sadece Youtube videosu izlediği ve İnstagram’da gezdiği telefonu bile taksitli.

Sonra bütün bunlara maruz kalınca, evde bakması gereken çoluk çocuğu düşünüyor. Birinin okulu, birinin kursu var. İşten atılsa ne yapacak? Çocuklar ne yiyecek? Borçlar zaten almış başını gitmiş.

Köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeyim diyor. Ama o köprünün sonu hiç gelmeyebilir. 30 yaşında birinin emekli olması için 37 yıl daha çalışması gerekecek.

Maalesef böyle durumlarda insanı; arabası, pahalı cep telefonu, dışarıda yediği pahalı yemekler, evdeki gereksiz abuk subuk eşyalar, her ay ufak ufak ödediği kablolu TV parası, bonkör cep telefonu faturaları kurtarmıyor.

Böyle durumlarda insanın dik durmasını sağlayan, tüketim çılgınlığına yenik düşerek aldığı gereksiz eşyalar değil, ettiği tasarruflar ve yaptığı yatırımlar oluyor.

Hiç 40 yaşında 50 bin TL pasif geliri olan adamın yukarıda saydığım durumlara karşı duruşu ile 50 bin TL borcu olan adamın duruşu bir olabilir mi? Aynı bir kölenin efendisine karşı olan duruşu ile özgür bir adamın duruşunun aynı olmayacağı gibi, bu iki insanın duruşları da tabii ki bir olmaz.

İşte temettü geliri elde ederek finansal bağımsızlığımı kazanamaya çalışmamdaki en önemli nedenlerden biri de bu. Kimseye eyvallahım olamaması…

Kredi kartı borcum olmasın, kredi borcum olmasın, yaşam masraflarımı karşılayacak bir gelirim olsun. Finansal bağımsızlığımı kazanamasam da iyi kötü çalışacak bir iş bulurum. Gerektiğinde kapıyı çekip çıkacak gücüm olur diye düşünüyorum.

Ne zaman abuk subuk bir eşya almaya yeltenseniz ya da finansal bağımsızlığınızı kovalamaktan vazgeçseniz aklınıza 65-70 yaşına kadar çalışmanız gerekeceği gelsin. Bu durumlarla gençken belki baş edebilirsiniz, yiyip yutabiliriz ama eminim 60 yaşında bunlarla baş etmek çok zor olacak. Tabii eğer kayda değer bir pasif geliriniz yoksa…

Tabii şu da var: Köle olmayı içinize sindiriyorsanız, kırbacı yiyince de ses çıkarmayacaksınız.

Ekim 2019 İtibariyle Toplam Portföy Büyüklüğü

Portföyün toplam büyüklüğü bu ay 61.116 TL oldu. Bir yıllık maaşımı geçtim. İkinciye doğru yol alıyorum.

2019 yılında aylık masrafımın 140*30= 4.200 TL olduğunu hesaplıyorum.

Erken emekli olmak için gereken 300 kuralına göre finansal bağımsızlığımı kazanmak için gereken portföy büyüklüğü aylık masrafım çarpı 300 olmalı. Buna göre;

4.200*300=1.260.000 TL para gerekiyor.

Bende 61.116 TL olduğuna göre şu anda bana gereken paranın %4,85’ini biriktirmiş durumdayım.

Tasarrufa ve yatırıma devam.

Ekim 2019 İtibariyle Toplam Nakit Durumu

Portföyün her zamanki nakit durumu sıfır. Aslında HEKTS’ın bedelli parası bloke olarak duruyor ama onu nakit saymıyorum. Zaten HEKTS’a gidecek.

Böylece Ekim 2019’u da %100 hisse, %0 nakit ile kapatmış oluyorum.

Bu durum beni büyük düşüşlerde çok savunmasız ve silahsız bırakıyor. Şu ana kadar az çok demeden her büyük düşüşte ve kriz anında alım yapmayı adet edindim. Ama maaştan gelen 300-500 TL’ye yapıyorum.

Kenarda param olsa onla yapabilirim. Fakat bu seferde paranın kenarda beklemesinin fırsat maliyeti var.

İlk üç yıl çok fazla hissetmesemde güvendiğim şey portföyün nakit yaratma gücündeki artış oluyor.

İlk başladığımda yıllık 500 TL’lerde olan temettü gelirimin 5.000 TL’yi geçmesi demek seneye 5.000 TL daha fazla para ile yatırım yapabileceğim demektir.

Açıkçası yeni alım yapabilmek için buradan gelen nakde güveniyorum.

Buna ileride Eurobond faiz gelirleri de eklendiğinde bu nakit akışı daha da hızlanacak ve yeni yatırımlara dönüşecek.

Ekim 2019 Toplam Hisse Senedi Varlıkları

Investing’deki portföyüm biraz karıştı. HEKTS’ın bedellisini göstermiyor. Bu yüzden onu çıkararak portföy durumunun resmini koyacağım. HEKTS’ı sonradan değere eklerim.

Eylül 2019 itibariyle portföy durumuma bu linkten bakabilirsiniz.

Ekim ayı hisse senedi varlığıma gelirsek;

HEKTS hariç hisse senedi varlığı

Yaklaşık olarak 15.000 TL’lik de HEKTS’ım olduğunu da tabloya ekleyelim.

Böylece toplam hisse senedi varlığım 61.116 TL’ye ulaşmış durumda. Bu aynı zamanda TL bazında yeni rekor anlamına da geliyor.

Şimdi de hisse bazında ne yaptığıma bakalım.

Bu ay HEKTS bedellisine katılmak için 110 adet HEKTS hisse senedi satışı gerçekleştirdim. Ona dışarıdan ayıracak param yoktu ve bulsam bile portföydeki oranı artacaktı onun için tercih etmedim. Kendi içinden karşıladım.

SODA hissesinin neredeyse üçte birini satıp satıp onları ALKIM, TKFEN’e geçirdim. Ay ay biraz daha geçiş yapmayı düşünüyorum. SISE’nin SODA hissesini alması hakkında bir sonraki başlıkta biraz konuşacağım. Bu arada SODA’nın düştüğünün de farkındayım. Bu işlemlerde hata yapıp yapmadığımı göreceğiz. SISE’nin SODA hissesi alması hakkında da bazı görüşlerim var. Onları da altta paylaşacağım.

İçimden bir ses ALKIM ve TKFEN’i güvenlik marjına dikkat etmeden aldığımı ve kısa vadede pahalı olabilecekleri söylüyor. Bunun içinde az az ve ortalama yapacak şekilde toplayacağım. Düşerse tutar temettülerini yerim.

Uzun vadede bir ortalama oluşacaktır. Yatırım tarzım en dipte alıp yüksek fiyattan satma üzerine kurulu değil. Zamana yayılı alımlar yaparak bir ortalama maliyet yapmak üzerine kurulu.

Yani baştan çok şey bilmediğimi, piyasadan ya da kısa vadeli etkilerden güçlü olmadığımı kabul ederek yatırıma başlıyorum.

Hisse Geri Alımı Üzerine Düşünceler

SISE büyük ortağı olduğu SODA’dan hisse senedi aldı. Bu bütün çevreler tarafından olumlu karşılandı fakat ben tam olarak aynı şeyi düşünmüyorum.

Ben SODA yatırımcısıyım, SISE değil. SODA kendi hissesini alsaydı sevinirdim çünkü belli başlı faydaları var. Fakat diğerinin bence faydası yok.

Şirketin kendi hisselerini geri almasının belli başlı faydaları vardır. Eğer şirket kendi hisselerini gerçek değerinin altında bir fiyata alırsa hissedarları için değer yaratmış olur. Hissedarların sahiplik oranı artar ve kârdan daha fazla pay alırlar. Hem de gerekenden daha az bir bedel ödemiş olurlar.

Düşen fiyatı durdurmak ve piyasanın algısını değiştirmek için de hisse geri alımı kullanılabilir.

SISE’nin SODA hissesi alımı da hissedar olarak benim açımdan sadece piyasada satıcıların karşısına yeni bir alıcı çıkartmaktır.

Fakat benim arzu ettiğim, SODA’nın kendi hissesini almasıydı. Böylece benim sahiplik oranım artacak, kârdan daha fazla pay alabilecektim.

Neyse bunu hisse geri alım işini daha ayrıntılı olarak bir yazıda inceleyebilirim.

Finansal Bağımsızlık Portföyünün Diğer Para Birimlerine Karşısındaki Durumu

Bu ay karşılaştırma ölçütü olarak kullandığım üç enstrüman da TL karşısında değer kazandı. Bu da portföyün değerini biraz azalttı.

Portföyün dolar olarak değeri hafif arttı fakat bu ay yaptığım eklemeleri çıkarırsak reel bir artış yok. Sterlin ve gram altın olaraksa portföy değer kaybetmiş.

Şimdi de dolar karşısındaki duruma ayrıntılı olarak bakayım.

Portföyün Dolar Karşısında Durumu

33 aydır kesintisiz olarak portföye ekleme yapıyorum. Ekim 2019 portföyün hem dolar hem de TL bazında en yüksek olduğu ay oldu.

Şimdi de portföyün dolar ve TL olarak grafiğini verelim.

Portföyün Dolar ve TL Olarak Değişimi

Portföyün Temettü Yönünden Değerlendirilmesi

Yine geldik temettülerle finansal özgürlüğü kazanma bilançomuza. Temettü emekliliği yolculuğunda en sevdiğim kısım burası.

İtiraf etmeliyim ki canım sıkıldığında temettü tablomu açıp bakıyorum. Moral oluyor.

Ekim 2019 Finansal Bağımsızlık Portföyü Temettü Durumu

(Açıklamalara geçmeden kısa bir not: Temettü gelirlerimi gösteren toplam satırı, gelecekteki 12 ayda alacağım muhtemel temettüleri gösteriyor. Yani bir öngörüden ibaret ve şirketlerimin verdikleri temettüleri aynen koruyacağını varsayıyor. 2020 temettüleri artarsa bu oran otomatik olarak artar, azalırsa da yine aynı şekilde azalır. Büyük ihtimalle ERELG bu sene verdiği temettüyü 2020’de koruyamayacak. Bu da temettü gelirlerimde düşüş anlamına gelebilir.)

Ekim 2019’u 5.346 TL temettü ile kapatmış bulunuyorum. Bir günlük finansal özgürlüğümün bedelinin 140 TL olduğunu hesaplarsam alacağım temettülerle 5.346/140=38,18 günüm için finansal özgürlüğümü kazanmış bulunmaktayım.

Yemek istemeyen, su istemeyen kölelerim benim için yılda iki asgari ücret kadar para kazanıyorlar. Ben uyurken bile… Kendimi aylık vergiden sonra 450 TL’ye bir ev alıp kiralamış gibi de düşünebilirim.

Tabii ki hedefler bitmiyor. Sırada 3. asgari ücret kadar temettü hedefi var. 2019 Hedeflerini belirlerken böyle olacağını tahmin etmemiştim, 2020 hedeflerini belirlerken daha bonkör olmam gerekecek.

Portföyün net temettü verimine baktığımda ise 5.346/61.116= %8,75 olduğunu görüyorum. Bu portföyün şimdiye kadar ulaştığı en yüksek muhtemel temettü gelirine denk geliyor.

Sabırla okuduğunuz için çok teşekkür ederim.

Saygılar.

Image courtesy of 89studio at FreeDigitalPhotos.net

Exit mobile version