Borsada kazananlar şansa güvenmez; davranış ve disiplinle kaybedenlerden ayrışırlar.
Geçen yazıda kaybeden yatırımcıların yaptığı 10 hatayı ele almıştık. Şimdi oyunun diğer tarafına geçiyoruz:
Kazanan yatırımcılar hangi davranışlarla öne çıkıyorlar? Neleri farklı yapıyor?
“The Art of Execution” kitabından yola çıkarak sizi “kaybeden bir tavşan” olmaktan kurtarıp, “kazanan bir yatırımcı” yapacak özellikleri paylaşacağım.
İşte sizi tavşandan yatırımcıya dönüştürecek ilk 6 davranış.
Hadi başlayalım.
1) Plan Yap!
Borsada en sık yapılan hatalardan biri alış işlemi yaparken kafamızda bir planın olmamasıdır.
Yatırımın aslında bir karar alma eylemi olduğunu sık sık belirtmiştim. Gelecek ile ilgili karar aldığımızda geleceğin de belirsiz olduğu aklımızın bir köşesinde bulunmalı ve her senaryoya hazırlıklı olmalıyız.
Tabii ki elimizdeki veriler doğrultusunda kazanma olasılığımız yüksekken yatırım yapmaya gayret etmeliyiz.

Aldığımız hisse %20 düştüğünde ne yapacağız? Ya da %50 yükseldiğinde ne yapacağız? Bunların hepsini al tuşuna basmadan önce kararlaştırmalıyız.
Çoğu yatırımcı, özellikle de kaybeden tavşanlar bu sorulara cevap vermeden pozisyona girer.
Çünkü planları yoktur. İşler ters gittiğinde “far görmüş tavşan” gibi donar ve hiçbir şey yapamazlar. Zaten etraf toz dumanken sağlıklı karar vermek de çok sağlıklı olmaz.
Zamanla sorunların kendi kendine çözülmesini umarlar. Yeni bilgiye kendilerini kapatırlar.
Oysa bu, ön yargıların ve duyguların kontrolü ele almasına davetiye çıkarmaktan başka bir şey değildir. Unutmamalıyız ki ne ön yargılarımız ne de duygularımız yatırım yapmak için uygun değildir. On binlerce yılda evrimleşmiş bir beynin son 100 senede ortaya çıkan bir yatırım ortamına ayak uydurmasını nasıl bekleyebiliriz ki?
Öte yandan bir planımızın olması, beklentimizin tersine gerçekleşen durumlarda, duygulardan ve ön yargılardan bağımsız olarak harekete geçmemizi sağlar.
Bu sebeple de kaybeden bir yatırımcıdan kazanan bir yatırımcıya dönüşmenin ilk kuralı pozisyona girmeden önce olası senaryoları içeren bir eylem planı hazırlamaktır.
Kendinize bir not defteri alıp bunu çok kolay bir şekilde planlayabilirsiniz. Böylece işler ters gittiğinde başvuracak bir kaynağınız olur. Hatta ben bu not defterine o hissenin başlığı altında meydana gelen gelişmeleri de yazıyorum.
Plan, plan deyip durduk. Peki para kaybederken yani aldığımız hisse düşerken, kazanan yatırımcılar ile kaybeden yatırımcıları birbirinden ayıran eylem nedir? Şimdi ona bakalım.
2) Aldığın Hisse Düşerken Zarar Kes ya da Daha Fazla Al
Bir hisse senedini aldık ve düşmeye başladı. Bu arada bu benim için çok sıradan br durum halini aldı. Uykularımız kaçıyor, içimiz cayır cayır yanıyor. Keşke diyoruz almasaydım, biraz daha bekleseydim.
Bernard Baruch’un çok sevdiğim bir sözü vardır: “Sadece yalancılar en dipten alıp en tepeden satar” diye. Yani çok büyük ihtimalle bir pozisyona girdiğinizde, aldığınız hisse düşmeye devam edecektir. sattığınızda da yükselmeye devam edecektir.
Peki böyle bir durumda ne yaparsınız? Kaybeden yatırımcılar hiçbir şey yapmıyor.

Hatta çoğumuz çıpalama ön yargısına kapılıp maliyetime gelsin, satacağım bir daha da borsaya bulaşmayacağım diyoruz.
Peki kazanan yatırımcılar aldıkları hisse düştüğünde ne yapıyor? İki şeyi:
- Ya yanıldıklarını kabul edip belli bir düşüş oranında hisselerini satıyorlar yani zarar-kes yapıyorlar. (Daha sonra ayrıntılı olarak göreceğiz ama zarar kes oranı %20-35 arasında değişiyor)
- Ya da tezlerinin doğru olduğunu teyit edip ciddi şekilde pozisyonlarını arttırıyorlar.
Çünkü bir hisse ben aldıktan sonra düşüyorsa piyasa bir mesaj veriyor demektir. Ya şirket yanlıştır ya da zamanlamam. Yatırımcı olarak görevim piyasanın bana verdiği bu mesajı almaktır. Kişisel olarak algılayacak bir durum da yok. Zaten %50-70 arası yanılabilirim. Yanılmak bu oyunun gerçeklerinden biri.
Kayıp yaşadığım hissede daha fazla alıp maliyet düşürmek ya da zarar kes yapıp satmak arasında karar verirken kendime şunu sormam gerekiyor: “Bugün elimde nakit olsa ve yeniden hisse seçmem gerekseydi bu hisseyi alır mıydım?”
Eğer cevap “hayır” ya da “belki ama…” ise kazanan yatırımcılar için bu hisseyi satma zamanı gelmiştir.
Eğer bu cevabı veriyorsan ve sat tuşuna basamıyorsan, bu yatırımda planının ve mantığının değil duygularının ve zihnindeki sahiplik ön yargısının (endowment bias) seni durdurduğu anlamına gelir. Bu tuzaklara düşmemek için olayın en sıcak anında değil de alış işlemini yaparken satış planını da yapmak çok daha önemli hale geliyor.
Burada kitapta yer alan ünlü yatırımcı Peter Lynch’ten bir örnek verelim: Her birkaç ayda bir hikâyeyi ilk defa duyuyormuş gibi yeniden kontrol ederdim… Eğer temel göstergeler kötüleşmiş ama fiyat yükselmişse pozisyondan çıkardım… Eğer temel göstergeler iyileşmiş ama fiyat düşmüşse alım yapardım… Fiyat düşüşü, iyi performans gösteren hisselerdeki fırsatlardan yararlanmak için her zaman bir fırsattır… Eğer kendine ‘%25 düştüğümde ben alıcıyım’ diyemiyorsan, asla hisselerden ciddi bir kâr elde edemezsin.”
Şunu unutmamak gerekiyor, zarardaki pozisyonda hiçbir şey yapmamak seçenekler arasında en kötüsüdür ve bu kaybedenlerin ortak özelliğidir.
Şimdi de bize gerektiği zaman müdahale etmemizi sağlayacak diğer noktaya yani yedek akçe konusuna gelelim.
3) Kenarda Nakit Tut
Hisse fiyatı düştü, yatırım tezini gözden geçirdin ve hissenin temelinde ya da beklentilerinde bir değişme olmadığını fark ettin. Fakat daha fazla alman gereken zamanda elinde nakdin kalmadı.
Belli bir fiyattan bütün varlığınla pozisyona girmek ve kendini gerektiğinde ekleme yapamayacak pozisyonda bırakmak kaybeden yatırımcıların bir diğer ortak özelliğidir.

Yatırımda her zaman biraz “yedek akçenin” bulundurulması gerekir. Yani kenarda daha fazla alım kararı verdiğimizde buna imkân sağlayacak nakit rezervimiz olmalı.
Kazananlar ile kaybedenler arasındaki en büyük farklardan biri de para yönetimlerinin onlara çeşitli olasılıklarda çeşitli imkanlar sağlamaları yatıyor.
Bu benim en çok yaptığım hatalardan bir tanesi. Kendimce bunu aşmanın yolunu gerektiğinde hisse sayısını azaltıp, ekleme yapmak istediğim hisselerde yoğunlaşmakta buldum. Tabii ki bu da para yönetiminde kendi adıma yaşadığım bir eksiklik.
Şimdi kazanan yatırımcıların bir diğer özelliği olan pozisyonlarını yavaş alırken zarar keserken acımasız ve hızlı olmalarına geleceğiz.
4) Yavaş Al, Hızlı Sat
Pozisyon alırken acele etmek ve zarar kesmekte yavaş kalmak daha önceki yazılarda tavşan olarak tanımladığımız kaybeden yatırımcıların bariz özelliklerinden biriydi.
Kazanan yatırımcılar ise zararlarını hızlıca keserken pozisyonlarını zamanla oluştururlar.

Kitapta Ned Davis’in 1929-1998 arasındaki dönemdeki ayı piyasalarını incelediği bir çalışmaya atıfta bulunulmuş. Yapılan çalışmada, yatırımcıların en çok parayı ayı piyasasının üçüncü fazında kaybettiğini keşfetmişler.
Yani özellikle ayı piyasalarında alımları yaymak ve zararı kısa kesmek çok daha uygun bir yol olarak gözükmüş.
Tabii bunun istisnaları da var. Mesela Covid Çöküşünün toparlanması çok hızlı oldu.
Kitabın ilerleyen kısımlarımda göreceğiz ama şimdiden belirtmekte fayda var. Kaybeden yatırımcılar zararlarında ısrar ederken, kârlarını çok erken alıyorlar. Bu kaybetmenin kesin formülü olarak karşımıza çıkıyor. Hedefimiz bunun tam tersini yapmak olacak.
Yani en çok kaybedenler kimler oluyor? Kayıplarına tutunup, kârda oldukları pozisyonlarını erken kapatanlar.
Şimdi de haklı olmak ve paza kazanmak arasında farka bakalım.
5) Haklı Olmaya Değil, Para Kazanmaya Odaklan
Yatırımda en çok düşülen tuzaklardan bir tanesi de “haklı olmaya çalışmak”tır. Bu da kaybeden yatırımcıların en büyük özelliklerinden biri olan “Ego” ile ilgilidir.
Fakat haklı olmak ile para kazanmak aynı şey değildir. Bir önceki yazıda en ünlü yatırımcıların bile %30-70 arasında hatalı olduklarından bahsetmiştik. Yani bu oyunda yanılmak çok normal. Kişiliğiniz ile ilgili değil. Oyun böyle.

Bu da bizi her zaman haklı olmaktan çok, oluşan duruma göre doğru pozisyon almanın önemine işaret ediyor. Yani inanmak değil bilmeyi önceliklendirmeliyiz. Böylece hatalı olduğumuzu kabul etme esnekliği kazanmayı umabiliriz.
Ayrıca haklı olsak bile zamanlamada yanılıyor olabiliriz. Bu da zarar etmemize neden olabilir.
Verdiğimiz kararların çoğunda hatalı olacağımız gerçeği ile yüzleşmek bence yatırım yaparken en önemli meziyetlerden bir tanesi. Kazananlar ile kaybedenler arasındaki farklardan biri de bu.
Şimdi kazanan yatırımcıların bir diğer özelliğine bakacağız. Ön yargılarının farkında olarak karşıt fikirleri dinlemeye özel bir önem vermelerine.
6) Karşıt Fikir Aramalısınız
Para kaybettiğimizde çoğumuz teselli ararız. Birinin bize, yanılmadın, her şey yolunda demesini bekleriz.
Fakat yaptığınız yatırımda işler tersine gidiyorsa yapılması gereken teselli aramak değil harekete geçmek ve yatırım hakkında karşıt bilgiler toplamaya çalışmak olmalıdır. Hatta işlerin kötüye gitmesini beklemek yerine, sürekli karşıt fikirleri dinlemek muazzam bir öneme sahiptir.

Daha önceki yazıda kaybedenlerin yani tavşanların karşıt fikir aramak yerine pozisyonda kendilerini tutmak için kendilerinkine benzer fikirleri aradığından bahsetmiştim.
Doğru olan, tam ters görüşte olan birini dinlemektir. Yatırım planındaki açıkları bulmaya çalışmak. Çünkü gerçekler genellikle konfor alanının dışında gizlidir. Size büyük ihtimalle yanıldığınız yeri söyleyeceklerdir. Tabii ki ön yargılarınızdan arınıp ne söylediklerini anlamaya istekli olursanız.
Kitapta bir şey daha öneriyor. Kötü giden bir yatırım hakkında bilgi toplarken bu hisseyi satmanız gerektiğini yoksa sahiplik ön yargısının (endowment bias) devreye gireceğini ve görüşünüzü gölgeleyebileceğini söylüyor.
Kazanan düşünceye sahip yatırımcılar “Bugün bildiklerimle, bu hisseye yeniden para koyar mıyım?” diye soruyorlar. Burada “bugün bildiklerimle” kısmı çok önemli. Bildiklerinizi ararken objektif olmalı ve karşı tarafı da dinlemelisiniz.
Eğer cevabın “Hayır” ise, o yatırım artık ölüdür. Hâlâ satmadıysanız da, şimdi satma zamanı gelmiştir.
Teselli aramak bizi rahatlatsa da bizim teselli aramadığımızı, para kazanmaya çalışmaya çalıştığımızı unutmayalım.
Sonuç
Kazanan yatırımcılar şansa güvenmez; plan yapar, zararlarını hızlı keser, gerektiğinde alım yapmaktan çekinmez ve her zaman farklı bakış açılarını dinler. Bu ilk 6 davranış, sizi “kaybeden tavşan” psikolojisinden çıkarıp disiplinli bir yatırımcıya dönüştürmenin temel adımlarıdır.
Ama oyun burada bitmiyor. Önümüzdeki yazıda, kazananları uzun vadede ayakta tutan diğer 6 davranışı paylaşacağım.
İkinci bölümde görüşmek üzere.
Saygılar.

İlk Yorumu Siz Yapın