Site icon Latteden Borsaya

2022 Üçüncü Çeyrek Bilançoları Biterken Son Gelişmeler

Herkese selamlar.

Blog yazısı yazmayalı uzun zaman oldu. Daha çok çevirilerle devam etmeye çalışıyorum ama onlar da suyunu çekmek üzere. Hal böyle iken hem parmaklarımdaki pası sileyim hem de size güncel gelişmeler hakkında biraz kendi düşüncelerimi aktarayım dedim.

Hem piyasalardaki son gelişmelerden hem de portföyle ilgili biraz konuşalım.

Hadi başlayalım.

Piyasa ve Portföydeki Son gelişmeler

Üçüncü çeyrek bilançolarını geride bıraktık. Artık Ocak 2023 sonunda bilançoları almaya başlarız. Sonra da temettüler açıklanır. Benim için tekrar hareketli dönem başlar. O zaman kadar şirketlerimizin bacalarını ve sattıkları ürünlerin marjlarını takip etmeye devam edeceğim. Özellikle stresli geçen son iki aydan sonra artık biraz rahatlama zamanı geldi de geçiyor bile.

Bu sene herkeste olduğu gibi benim portföyümde de önemli gelişmeler oldu. Sene başında hayal bile edemeyeceğim noktalara geldi. Bundan sonra ne olur bilinmez ama ihtiyatlı şekilde yatırım yapmaya devam ediyorum.

Okuduğum, dinlediğim şeyler sonucu hiçbir hamlemden %100 emin olamıyorum. Dışarıda her zaman ters gidebilecek olayların (kuyruk riski-tail risk) olma olasılığının düşük de olsa olması, sürekli kafamda soru işaretlerine sebep oluyor. Her zaman böyle oldu. Fakat sanırım öğrendiğim en önemli şey, şüphe içinde olsam da bildiğim şeyi yapmaya devam etmek oldu.

Bu yüzden de istisnalar hariç yatırım yapmayı hiç bırakmadım. Ama sabit getirili varlıklar eklemeyi de sürdürdüm.

Portföy Dağılımı

Portföyün %70’i BIST’teki hisse senetlerinden. %20 Eurobondlardan, %5 hiç satmamak üzere aldığım hisse senetlerinden oluşurken, %5’te nakit bulunuyor.

%20 Eurobond ve %5 satmamak üzere “biriktirdiğim” hisse senetleri tamamen benim psikolojik durumumdan kaynaklı olarak oluştular. Güven ve nakit akışımın olmaması beni her zaman rahatsız etmiştir. Portföyün bu tarafı bana o güveni sağlıyor.

Eurobond varlığını genellikle en yüksek kupon ödemesi yapan hisselerden seçiyorum. Faizler yükseldikçe vadeyi uzatıyorum. Faizler düştükçe ya bekliyorum ya da en yüksek kupon ödemesi olan varlıkları seçiyorum. Financial Times’ta okuduğum bir yazıdaki grafik size stratejimi daha iyi anlatacaktır.

Kaynak Financial Times.

Bu gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkelerin faiz farkı. Bu faiz farkı açılıp kapanıyor ama ABD’de faizler arttığı için genellikle yukarı yönlü bir trend var. Tabii bir de CDS de var. Bu fark açılırken uzun vadeli Eurobondları almayı tercih ediyorum. Fark kapanınca bekliyorum ya da vadeyi kısıyorum.

Ama ana amacım her zaman borsada kazandığım paranın bir kısmını sabit nakit akışı yaratacak varlıklara aktarmak. Zor zamanlar, ne zaman olduğunu bilmesem de gelecek (Kimin çıplak yüzdüğü ancak sular çekilince belli olur) ve o zaman herkes korkudan satarken iyi varlıkları alacak nakit akışına sahip olmak çok önemli olacak.

Portföyün diğer %5’lik kısmı da hiç satmamak üzere aldığım hisse senetlerinden oluşuyor. Portföyün bu kısmına dönüp bakmıyorum bile. Elden çıkarmayacağım için sanırım paylaşmamda bir sıkıntı olmaz. Her ay düzenli aldığım hisse senetlerim şu an için: EREGL, SİSE, AKSA, ALGYO, TAVHL ve FROTO’dan oluşuyor. Neden bu hisseler diye soranlara mantıklı bir cevabın pek yok. Yatırım yapan büyüyen ve kârını paylaşan şirketleri “biriktirmeyi” seçiyorum genellikle.

Portföyün %70’lik kısmı ise kısa-orta vadeli değer yatırımı hisselerinden oluşuyor. Burada da ağırlık Tüpraş’ta. Rafineri marjlarını takip etmeye devam ediyorum.

Bunun yanında portföyün %7’si kadar da günlük kredili işlem yaptığım bir bölüm var. Burada momentum yatırımı yapmaya çalışıyorum. Yakın stop stratejisi ile gitmeyeni satıp gideni tutuyorum. Amaç zararda az kalıp kârda çok oturarak hareketten olabildiğince faydalanmak.

Piyasamıza Birçok Yeni Oyuncu Giriyor

Son aylarda o kadar telefon almaya başladım ki arkadaşlarımdan. İnanılmaz sayıda çok kişi hisse senedi yatırımı yapmaya başladı. Bunda alternatif getiri getiren enstrümanların alternatif getirilerinin düşük olmasının payı çok büyük.

Piyasa yeni giren bu oyuncuların çoğu maalesef temel bilgiden, vade ve şirket riskinden haberi yok. Hisse senetlerini birer harf dizisi zannediyorlar. Altı ay sonra ev alacağım altı ay için hangi hisseye girilir gibi bir çok soru ile karşılaştım.

Piyasaya ne zaman çok para girse, değerleme oranları, kârlılık ve mantığın sesi bir kenara atılır. Kaliteli ve kalitesiz hisse senedi arasındaki ayrım ortadan kalkar. Ucuz ve serseri para hikâyenin peşinden gider. Müritler oluşur. Bazıları çok para kazanır. Bazıları kaybeder ama kaybettiğinin farkında değildir. Aynı şey krizlerde alım yapan insanların çok para kazanmaları ama o zaman farkında olamamalarında da yaşanır.

Paranın bol olduğu ve borsaya aktığı zamanlarda, ben bildim diyen insan sayısında artış olur, hep yukarı giden hisse senetleri ve onlara yatırım yapanların kendine güvenleri artar. Ellerindeki hisse senetleri yükseldikçe ihtiyatsızlaşırlar, ihtiyatsızlaştıkça daha fazla mürit toplarlar, daha mürit topladıkça daha çok serseri para bu tip hisselere akar.

Fakat değerlemeler, eninde sonunda tekrar önemli hale gelir. Bunun ne zaman olacağı ise işaretler verse de tamamen belirsizdir.

Bu yüzden, ben kendi adıma değeri kovalamaya devam ediyorum. Bir şirketi alırken “şaşırtıcı gelebilir” ama hala piyasa değerine bakıyorum. Risk-getiri rasyosu, temettü verimi, kârın ne kadar artacağı gibi fiyat üzerinde belirleyici olan şeyleri tartmaya çalışıyorum.

Burada Howard Mark’ın kullandığı bir Warren Buffett sözünü kendime düstur edinmiş bulunmaktayım:

Diğerleri işlerini yaparken daha az ihtiyatlı oldukça, biz kendi işimizi yaparken o kadar çok ihtiyatlı olmalıyız. 

İşi Bırakmaya Yaklaşırken

Finansal özgürlüğe biraz daha yaklaştım. Şimdi ise finansal özgür olduktan sonra yapacağım şeylerin temellerini atmakla meşgulüm.

İlk olarak CFA sınavına tekrar kayıt oldum. Bu sefer 1. seviyeyi geçme niyetindeyim:) Sertifikayı alsam bile finans sektöründe bir şeyler yapar mıyım bilmiyorum. Bu daha çok kendime bir şeyleri kanıtlamak ile ilgili sanırım.

Bir de zamanımı verebileceğim ikinci bir iş oluşturma aşamasındayım. Finansal özgür olunca sevebileceğim ve zamanımı harcayabileceğim bir şey yapmaya çalışıyorum. Bakalım, neler olacağını zaman gösterecek.

Şimdilik benden bu kadar.

Herkese bol kazançlar.

Saygılar.

Exit mobile version