Herkese selamlar! Dolar aldı başını gidiyor. Akşam yattım 5.40, sabah kalktım 5.75. Sonra bir ara 6.40 oldu dediler. Böyle değişik değişik işler. Yazıyı tamamlarken 6.43 civarlarındaydı.
Bu tarihi günde uzun vadeli temettü yatırımcısı olarak neler düşündüğümü kaydetmek istiyorum. İşler güllük gülistanlıkken okurum.
Ayrıca sadece maaşımdan gelen para ile ek alım yaptığım sistemimde bu günlerde karşılaştığım bir açığı farkettim. Bakalım siz ne düşüneceksiniz?
Hadi başlayalım.
Olumsuz Haberler ve Algı
110.000 ve 120.000’lerde nasıl her taraf güllük gülistanlık iken şimdi tam bir panik havası var. Dolar borcum yok. Fakat bu roketleyen doların bize yüksek enflasyon olarak döneceğini de az çok biliyorum.
Tepelerde herkes olumlu havanın ödülünü toplamaya çalışırken, şu an sorumluluk alan yok gibi. Eski bir iktisatçı olarak önlemleri rakamlarla görmek ve o plana ikna olmak beni rahatlatırdı mesela.
Portföyümü her zaman pound bazında takip ediyorum. Bu yüzden TL bazında çok bir kaybım olmasada (%10 gibi) pound bazında portföy değerinin ve aşağı yukarı aynı şekilde yıllık temettü gelirimin de %40’ını da kaybettim (Kağıt üzerinde ve kısa vadede). Gram altın olarak da kayıp aşağı yukarı aynı şekilde. Uzun vadede ise konumlandığım şirketlere güveniyorum.
Yanlış olduğunu bildiğim halde biraz “moralim bozuldu“. Bozulmadı desem yalan söylerim. Oysa bütün ünlü yatırımcılar bunun tersini söylüyor. Sonuçta korkmak ayıp değil, önemli olan korktuğunda ne yaptığındır. Ben bu gün korktum ama paniklemedim ve planı uyguladım. Her ne kadar mantıksız gelse de nasıl daha yukarı gidebileceğini bile bile alım yaptıysam, dün de daha aşağı gidebileceğini bile bile alıma devam ettim.
Satmayı ise hiç aklımdan geçirmedim. Artık kafam başka türlü çalışıyor.
10 yıl sonrası için alıyorsam ve iyi şirketleri büyüdüğü sürece hiç satmayacaksam ucuza almak beni sevindirmeli, üzmemeli.
Fakat 2016 Kasım’dan beri uyguladığım ve 2017 Şubat’tan itibaren kayda aldığım sistemimde bir açık olduğu da kesin. Döviz şoklarına karşı dayanıklılığı yok denecek kadar az.
Şimdi biraz da bunu tartışalım.
Sistemimin Durumu
Sistemim her ay düzenli olarak az çok alım yapmak üzerine kurulu. İyi de olsa kötü de olsa alım yapacağım ki belli bir ortalamaya ulaşayım. Belli bir büyüklüğe ulaşınca portföye yapancı hisse senetleri ve Türkiye Eurobond’u da katacaktım. Böylece sağlam bir portföy oluşturacaktım.
Bir yandan da böyle bir krizin ve bizi hem düşüş hem de duygusal olarak yıpratan ayı piyasasının birikim yapmaya başladığım ikinci yıla gelmesini de olumlu buluyorum. 9. yılda gelseydi biraz daha zorlardı. Şimdi toplamaya devam edebilirim.
Bütün bunlar bir yana size bahsetmek istediğim sistemimdeki açık. O da döviz pozisyonumun olmaması! Bu, sistemin dengede kalmasını ve psikolojimin biraz daha rahatlamasını sağlayabilirdi. Fakat bu döngüye dövizsiz ya da yurtdışı yatırımsız yakalanmış oldum. Erken olması yurtdışı hisse senedi ve eurobond varlığım olmadan yakalanmama sebep oldu. Portföy ayarlarken bundan sonra kulağıma küpe olsun.
Şimdi bu işin arka planındaki olumsuzluklara gelirsek: Tarihsel olarak döviz tutmak hiç bir zaman en iyi seçenek olmamış. Bu yüzden portföyün belli bir kısmını döviz tutmak beni borsaya göre getiri olarak geride bırakabilir.
Olumlu yanları ise özellikle bu ortamlarda daha da belli oldu. Mesela, eğer Eurobond faizleri %9 civarına gelecek olursa ki bu S&P 500’ün 100 yıllık ortalaması oluyor, Türkiye 2040 Eurobonduna geçip getiriyi sabitleyebilirdim. Fakat şu an faizi %8,68 olmasına rağmen alamıyorum. Nedeni ise elimde doların olmaması ve roketleyen dolar yüzünden artık geçiş maliyetimin çok artması. Burada portföyün birazını yabancı parada tutmamamın negatif etkisini yaşadım.
İkinci olumsuzluk da bazı zamanlarda doların böyle çok yükselmesini kaçırmış olmak. Biliyorum bunu yakalamak çok büyük bir mantalite değişikliği gerektiriyor ama ben yine de belirteyim.
Toparlarsam
İlginç bir Cuma oldu. Portföyümün bir günde eridiğini ve dövizin zıpladığını portföyü oluşturduğum ikinci yılda yaşamış oldum.
Bundan sonra portföyün döviz korumasını da düşünmem gerekecek. Maalesef bunu Warren Buffett’tan öğrenemeyeceğim. Öyle bir derdi yok çünkü. Eğer etkili bir yolunu bulamazsam da bundan sonra oyun sahasını çeşitlendirmek zorunda kalacağım.
Olumsuz olmak için her türlü sebebim olsa da yine de olumlu tarafta olmayı seçiyorum.
“Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Bundan on, yirmi yıl sonra Türkiye’yi çok daha gelişmiş ve refah içinde olarak göreceğim umuduna ihtiyacım var. Aksi durumda zaten 30 bin TL’lik portföy de beni, bizi kurtarmaz. Dolarda olsa ne olur olmasa ne olur.
Bu arada bir şeyi de eklemeden geçmeyeyim. Günün en cafcaflı ve en zor zamanında iki bankamın mobil uygulaması çalışmadı. Girip alım yapmak için beklemek zorunda kaldım. Bunu da işler güllük gülistanlıkken okuduğumda her şeyin doğru düzgün çalışmadığını da bilmeliyim.
Şimdilik benden bu kadar.
Cuma günü siz neler yaşadınız? Planlarınıza sadık kalabildiniz mi? Biraz da siz anlatın:)
Saygılar.