Site icon Latteden Borsaya

Yatırımcı Olarak Psikolojim, Ayı Piyasası ve Ek Gelir Yaratma Çalışmaları

Herkese selamlar! Tekrar ayı piyasasına girdik. Moraller biraz bozuk. Bir yandan erken seçim bir yandan da dolarda, enflasyonda ve faizde yaşanan yükselişlerden dolayı herkesin kafası karışmış durumda. Olumsuzluk genele yayıldı.

Bu zor zamanlarda yatırımcı olarak psikolojimi kaydetsem ve son gelişmelerden bahsetsem iyi olacak.

Ek gelir yaratma çalışmalarım var. Bunun yanında, yükselen dolar Eurobondu faizlerinden yararlanma gibi bir düşüncem var.

Portföyde ise satış yok, ek alım var.

Hadi başlayalım.

Yatırımcı Olarak Psikolojim ve Ayı Piyasası

Yatırımcı Olarak Pozisyonum

Blogu açtığımdan beri bu zamanlara hazırlanıyorum. İlk yazmaya başladığımda 2008 krizinin etkisineden kurtulamamıştım. Bu yüzden krizde bile kârını koruyan şirketlere odaklanmıştım. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali.

Zamanla özsermaye kârlılık oranı kavramı ile tanıştım. Bu oranın enflasyonun altında kalmasının getiri olarak bizi geride bırakabileceğini farkettim.

Sonra Warren Buffett Mektuplarını çevirmeye başladım. Burada özsermaye kârlılığı kavramını iyice pekiştirdim. Ve, doğru bildiğim yanlışları düzeltme fırsatı yakaladım. Bunlardan birisi de krizlerde kârı azalmayan şirketlerin özsermaye kârlılık oranları düşük kaldığında getiri olarak piyasasın gerisinde kalabildikleriydi. Neyse işte, bunu düzelttim.

Bunları hallettikten sonra borç kavramına kafam takıldı. Hala bu konuda kafamda tam oturmayan yerler olsa da borcun faaliyet kârını törpülediğini öğrendim. Yüksek borçlu şirketler ne kadar iyi kâr ederlerse etsinler, kısa vadede kârlılıklarında azalma olabiliyordu. Faiz ve kur artışlarına karşı çok daha hassas oluyorlardı. Uzun vadede ise eğer borcu akıllı yatırımlarda kullanmadılarsa işleri daha da zorlaşıyordu.

Bu yüzden, şirketlerimi özsermaye kârlılıkları en az enflasyon kadar yüksek olan, tercihen çok daha yüksek olan, önemli derecede borcu olmayan, bazen de hiç borcu olmayan şirketlere yönelmeye başladım. İyi mi yaptım kötü mü yaptım onu göreceğiz. Fakat portföy artık bunlardan oluşuyor.

Portföyü fiziksel olarak olacaklara hazırlarken psikolojimi de geliştirmeye çalıştım. Aklıma gelenler şunlar:

İlk aklıma gelenle bunlar. Şu ana kadar stratejime bağlı kaldım. Değişen bir şey olmadı. Maaştan arta kalan parayla alım yapmaya devam ediyorum. Portföy ayarlamaları dışında satış yok. Zamanında dolara geçmeyerek tabii ki çok kârdan oldum fakat doların bu hale geleceğini bilemezdim. Sadece üstte yazdığım ayarlamaları yaptım.

Ek Gelir Yaratma Çabaları Devam Ediyor

Erken emekliliğin matematiğin çok açık. Ne kadar erken tasarruf etmeye başlarsanız, ne kadar çok tasarruf ederseniz ve ne kadar az harcarsanız o kadar çabuk emekli olursunuz.

Daha önce bununla ilgili iki yazı yayınlamıştım.

Yani kısacası ya daha az harcayacağım ya da daha çok kazanacağım. Neden ikisini de yapmayayım?

Bu yüzden tasarruf etmeye çalışırken bir yandan da ek gelir yaratmaya çalışıyorum. Bunun için internetten bazı yollar araştırıyorum: Anket siteleri, video siteleri, t-shirt tasarlayıp satmak gibi.Meyvelerini almaya başlarsam sizinle paylaşırım mutlaka.

E-ticaretin gerçekten çok büyük avantajları var. Ülkemizde de satılabilecek çok ürün var. Yalnız tek bir sıkıntı Pay-Pal’in çalışmaması. Bir çok site ödemesini Pay-Pal ile yapıyor ama bizde olmadığı için ödeme alamıyoruz. Umarım en kısa zamanda sorunu çözerler.

Belki yurtdışına satış yaparak doların yükselmesini avantaja çevirebilirim diye düşünüyorum.

Başka Yatırım Fikirleri

Bu arada yabancı para birimleriyle gelir elde etmenin de yollarını arama çalışmalarım da devam ediyor. Tavhil ve özellikle Eurobondları araştırmaya başladım.

Hipotezim de şu yönde: S&P 5’ün 90 yıllık ortalama getirisi %9.8. Türkiye 2040 Eurobondlarının faizleri %10’a gelirse bu dolar Eurobondlarından toplamayı düşünüyorum. Böylece uzun dönemli dolar getirisi elde edeceğim. Hangi parayla onu ben de bilmiyorum hehe:) Ama olsun plan bu yönde.

Şu anda Türkiye 2040 Eurobond’larının faiz oranları %7,56 civarlarında. Anladığım kadarıyla vadesini beklersen ana para kaybı olmuyor. Vadesi dışındaki riskleri de: ABD yüksek enflasyon riski, TR’nin ana parayı ya da faizleri ödeyememe riski ve mesela 2040 yılına kadar oluşacak daha yüksek faizden faydalanamayıp parayı 2040 yılına kadar sabit faize bağlama riski.

Hisse satmadan, aylık alımlarda kısıntı yapmadan, aylık ekstra gelenleri buraya yönlendirmek istiyorum. Yani dolar gelirimi… Bakalım görelim ne olacak.

Hisse.net’te Eurobond ile ilgili bir tartışma var halihazırda. Ayrıntılı incelemek isteyenler bakabilir. 

Toparlarsam

Bende gelişmeler böyle. Piyasalardaki oynaklıların planlarımda yeri yok, otomatik olarak toplamaya devam ediyorum. Piyasanın yönünü bilmiyorum tabii.

Ek gelir elde etme çabaları devam ediyor. Buradan gelecek dolarları da “zamanlamayı tutturabilirsem” yüksek faizli Türkiye Eurobondlarında değerlendirmek gibi bir düşüncem var. Ama tabii daha da öğrenmem lazım. Zaman gösterecek ne olacağını.

Siz Eurobond konusunda neler düşünüyorsunuz. Yurtdışından ek gelir yaratma gibi çalışmalarınız var mı?

Saygılar.

Exit mobile version