Site icon Latteden Borsaya

Mart 2023 Sonunda Portföy Durumu

Herkese selamlar.

Belirsizlik içinde, risklerin hiç olmadığı kadar fazla olduğu bir ortamda yatırıma devam ediyorum. Yani eskiden de risk vardı tabii ki ama çoğunlukla öngörüp alabildiğimiz risklerdi. Fakat bu sefer bana daha farklı geliyor.

Bakalım sene sonunda buraları tekrar okuduğumda gülebilecek miyim?

Bu ay aslında portföy bakımından iyi başlamıştı. Fakat ilk 15 gün ne kadar iyiyse son 15 gün de o kadar kötüydü.

Resmen neye elimi attıysam kurudu. Öyle ya da böyle ayın sonunu getirmeyi başardık.

Elim yavaş yavaş Eurobondlara gitmeye başlamıştı. Neyse ki kemik sesi gelmeden devre arası geldi.

Eski notlarımı karıştırırken Charlie Munger’ın not ettiğim bir sözüne denk geldim:

Hisse senedi piyasasının zaman zaman düşmesi doğaldır. Kötü bir piyasadan kaçınmak için geliştirilmiş bir sistem de yoktur. Piyasa zamanlaması yapmadan bunu yapamazsınız ki bu da çok ahmakça bir davranıştır. Mucize beklemeden, istikrarlı tasarruf yaparak muhafazakâr yatırım yapmak; gidilecek tek yoldur.

Charlie Munger

Bazen insan aldığı dersleri unutabiliyor.

Hadi başlayalım.

(Bu arada bu yazının seslendirmesini Lattedenborsaya Youtube kanalından da dinleyebilirsiniz. Videoyu aşağıya bırakıyorum)

Türkiye ve Dünya Piyasalarındaki Gelişmelerden Aklımda Kalanlar

Mart ayında Türkiye’de ve yurt dışında çok yoğun bir gündem vardı.

Olay örgüsü, önce finansal kriz ve ardından da pandemi dolayısıyla faizlerin tarihin en düşük seviyesinde yıllarca tutulması ile başladı.

Howard Marks; düşük faiz ve parasal genişlemenin hastanın hayatını kurtarmak için ona adrenalin iğnesi vurmaya benzediğinden, bunun olağanüstü bir önlem olduğundan, dolayısıyla FED’in (ABD’nin merkez bankası) uzun süre düşük faiz ve parasal genişlemeye devam ederek insanları adrenalin bağımlısı yaptığından bahsediyordu.

Bahsettiği sonuçlardan en önemlisi yüksek enflasyondu. Fakat yüksek enflasyon riski uzun süre lafta kaldı. Para basmanın enflasyona yol açmayacağını söyleyen teoriler dolaşmaya başladı. Ta ki Covid-19 salgını küresel tedarik zincirini bozana kadar. Üstüne de Rusya’nın Ukrayna işgali geldi. Gıda ve enerji fiyatları fırladı. Tedarik zinciri daha da bozuldu.

Önce insanların salgında biriktirdikleri bol para sisteme aktı ve talep enflasyonu yarattı. Talep enflasyonunun üzerine tedarik zincirinde yaşanan enerji kaynaklı bozulmalar ve darboğazlar arz enflasyonu yarattı.

Sonunda dünyada enflasyon hızla artmaya başladı. FED önce bunun geçici (transitory) olduğundan ve düşeceğinden bahsedip önlem almadı. Sonrasında ise geçici olmadığı ortaya çıktı ve banka agresif şekilde faiz artırmaya başladı.

Öyle agresif dediysem de lafta kalmasın.

62 Yıllık Fed Faiz Oranları Kaynak: Macrotrends.net

1980’lerde Paul Volcker’ın faizleri %20’nin üstüne çıkarıp, piyasaları dümdüz edip enflasyonu aşağı çektiği zamandan beri en hızlı artışlardan birini yaşıyoruz.

Daha kısa vadeli grafiğe bakarsak:

FED Faiz Oranı Artışı Kaynak: Tradingeconomics

Şu anda ABD faiz oranları %4,75-5 aralığında bulunuyor. Bunun ABD ve dünya bankacılık sektörü ile reel sektör için ciddi sonuçları oldu, olmaya da devam edecek. Bol ve ucuz para döneminin bitişine şahit oluyoruz.

Bütün bunlara nereden geldik? Mart 2023’te ABD’de tarihin en büyük banka batışlarından ikisine birden şahit olduk.

ABD tarihinde batan en büyük bankalar Kaynak: Wikipedia

Önce Silicon Valley Bank, ardından da Signature Bank tarihin tozlu sayfalarına karıştı. Bunların batmasındaki temel etkenler sırasıyla şunlardı: Müşteri tabanlarının start-uplar ve girişim sermayeleri olması yani konsantre müşteri tabanı sahibi olmaları, kendilerine yatırılan mevduatları uzun vadeli tahvillere yatırmaları, start-upların faiz artışı ve bozulan ortam yüzünden para yakmaları ve bankadan hızla yatırdıkları paraları talep etmeleri, faiz artışı sebebiyle uzun vadeli tahvillerin değerlerinin düşmesi ve bankanın bunları satıp mudilerin paralarını ödemeye kalkınca sermayesinin erimesi oldu.

Bütün bunlar mevduat çıkışını hızlandırdı ve sonuç olarak banka(lar) battı.

Bütün bunların sebebi, yüksek oranlı faiz artışı ve buna hazır olmayan kurumlar oldu. Bu hatalar zincirinin kurbanının sadece birkaç kötü yönetilen banka olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat Nassim Nicholas Taleb faiz artışını yavaş yavaş devam eden bir kanamaya benzetiyor. Faizler piyasaya göre “yüksek” seviyede kaldıkça bu kanama devam edecek. Zayıflar (şirketler veya devletler) batacaklar, iflas edecekler.

Şimdi sorabilirsiniz, “Yiğit bu kadar şeyi bize neden anlattın?” Hemen açıklayayım. Gelecekte FED ne yapar; enflasyon, faiz ne olur; kimler batar, kimler kalır; bunların cevaplarını bilemeyiz ama bulunduğumuz ortam zayıflar için çok tehlikeli bir ortam. Çok dikkatli olmalıyız.

Kaynak: FT. Para Piyasası Fonlarına Kaçış Sürüyor

Artık ABD’de %5, Türkiye’de %8-10 arasında döviz faizinin normal olduğu bir ortamda bulunuyoruz. Yatırım alternatiflerimiz oldukça artmış durumda. Çok büyük getirilere alışsak da dünyada %10 üstü dolar getirisi çok büyük paradır. Bunu istikrarlı şekilde yatırımcıların çoğu rüyalarında zor görürler.

Hisse seçiminin hatta ülke seçiminin bile çok önemli olduğu zamanlar var önümüzde.

“Şimdi bu kadar çok şey anlattın, Türkiye’de olan biteni neden anlatmadın?” diye de sorabilirsiniz. Kısacası enflasyonun uzun süre bizimle olacağını düşünüyorum.

Daha önce günah keçisi olarak ilan edilen doların fiyatının uzun süredir görece sabit olmasına rağmen fiyatlarda acayip bir artış yaşanmaya devam ediyor. Benzin-mazot fiyatları da zirveden %30-40 aşağıda neredeyse. Buna rağmen fiyat artışı hız kesmiyor.

Özellikle gıda başta olmak üzere her şeyin fiyatında sürekli bir artış var. Enflasyon fiyatlama davranışlarını bozmuş durumda. Geçenlerde çok komik bir olay yaşadık. 1 sene önce 2.5 TL’ye aldığımız halka tatlısı, 1 ay önce 5, sonra da 10 TL olmuş mesela. Görünce çok şaşırdık. Bütün yemek fiyatları böyle absürt şekilde artıyor.

Kiralar ve ev fiyatlarında artış devam ediyor.

Yani başkalarının korktuğu enflasyon bizin rutinimiz olmuş durumda. Bunun tabii ki sonuçları olacak.

Enflasyonu indirmek için hepimizin, başta ücretli kesimin çok fedakârlık yapması gerekecek. Yani bütün yollar bize çıkacak.

Bulunduğumuz ortamda yatırım planlarımı enflasyonun yüksek seyredeceği üzerine kurup ona göre hareket etmek zorundayım.

Birkaç Veri

Dünyada hâl böyleyken şimdi de ülkemizdeki kurlara bakalım.

Mart 2023 Sonunda Döviz Durumu

Dolarda ufak da olsa hareketlenme başladı. 18,88’den 19,18’e çıktı. Aynı hareket sterlin ve euroda da yaşandı.

LTB’nin kurulduğu günden beri ezeli rakibi güncü teyzelerin en önemli silahı altında ise yükseliş %10 civarı oldu. Acaba altın geçen senenin intikamını almak için geri mi dönüyor? Hep birlikte göreceğiz.

Fakat duyduğuma göre artık çeyrek altın alamıyorlarmış. 0,5 grama düşmüşler.

Gelelim borsaya. BIST 100 mart ayını 4.812 puandan kapattı. 1 Mart’ta 5.322 puanmış. Yani %10’a yakın bir düşüş yaşanmış. Bana nedense çok daha fazla hissettirdi.

BIST 100, 30 Aralık 2022’yi 5.509 puandan kapatmıştı ve ilk çeyrekte %12,65 değer kaybetmiş oldu. Aynı zaman aralığında LTB %11 getiri elde etti.

Mart 2023 Sonunda Portföy Durumu

Bu ay ise LTB %2,5 değer kaybetti.

Yaptığım hamlelere bakarsam TUPRS azaltıp, GARAN ve ISCTR pozisyonlarını artırmıştım. Silicon Valley Bank batana kadar bu pozisyonlardan istediğim sonucu da elde etmiştim.

Fakat sonra banka pozisyonlarını kapatıp PGSUS ve TUPRS pozisyonlarını yeniden açtım. Onlarda yaşanan %10’a varan düşüşler, bu ay pozisyonlardan elde edilen kârı götürüp zarara sebep oldu.

Şimdi bakıyorum da biraz kenarda beklesem iyi olurmuş ama dikiz aynasından bakınca her şey daha net gözüküyor. O yüzden yatırıma devam ediyorum.

Şimdi LTB portföy dağılımına bakalım:

Karşılaştırma yapmak isteyenler, Şubat 2023 portföy durumuna burayı tıklayarak ulaşabilirler.

LTB Hisse Pozisyonu

Bu ay TUPRS pozisyonlarımı azaltıp PGSUS’a kaydırdım. Tekrar değerlendirdiğimde biraz acele bir karar olmuş olabilir. Kararım değişirse pozisyonu da azaltıp artırmaktan kaçınmayacağım.

Bu yazıyı yazarken Mart 2023 trafik verileri gelmedi ama ocak ve şubat verileri umut vericiydi.

Kaynak: Pegasus Yatırımcı İlişkileri Pegasus Ocak-Şubat Trafik Verileri

Stratejik açıdan bakarsam benim gördüğüm, THY’nin artan transit ve yurt dışı yolcu sayısı yurt içinden uçanlar için bilet fiyatlarını yükseltiyor. Yani THY’den bilet almak isteyen bir kişi, yurt dışında yaşayan ve THY kullanan transit yolcularla rekabet etmek zorunda kalıyor. Bu da Pegasus’un düşük maliyet ve fiyatlı bir hava yolu olmasına rağmen yurt dışı operasyonları için daha yüksek fiyatlandırma yapma avantajı elde etmesini mümkün kılıyor.

Doluluk oranları artıyor. Jet yakıtı marjları tarihsel ortalamaların üstünde olmasına rağmen jet yakıtı fiyatlarının düşmesi şirkete maliyet avantajı sağlıyor.

Peki her şey güllük gülistanlık mı? Tabii değil.

Burada şirketi inceledikten sonra kafama takılan şeyler var:

Bunlardan ilki, şirketin sahiplerinin 22 Kasım 2022’de 7.16 milyon lotu yabancı kurumsal firmalara satmış olması. Hisse satışı -nereden bakacağınıza göre- değişen şekillerde yorumlanabilir.

Belki ortakların paraya ihtiyacı vardı, ondan sattılar. Belki de şirketlerinin ederinin o fiyat olduğunu düşünüyorlardı ya da kurumsal yatırımcılardan gelen talebi geri çeviremediler. Olumlu ve olumsuz yorumlamak mümkün. Fakat devamı gelirse hisse arzı artacağı için olumsuz yorumlarım.

İkinci olarak bu fiyatlar Euro bazlı zirveye çok yakın.

Pegasus Euro Bazlı Grafik

Tepesi 26 Euro olmakla beraber şu anda 21.94 Euro’dan işlem görüyor. Yani güvenlik marjı görece düşük. Benim maliyetim ise 24 Euro civarında.

Yani alımları yapmakta acele ettiğimi düşünmeye başlıyorum. Teknikten de anlamıyorum zaten.

Bir diğer çekincem de şirketin uçaklar için ödeyeceği kiraların hepsini bilançosunda borç olarak göstermesi. Yani 10 yıllık vadedeki bütün borçlar bilançoda. Bunu da ALARK’ın Cenal borcundan hatırlayanlar olacaktır. Sizin de bu konuda görüşünüzü merak ediyorum açıkçası.

Son olarak da Sabiha Gökçen’in 2. pistinin yapımının tamamlanması ve iki pistin birden aynı anda devreye alınması 2024’ü bulacakmış. Bu da şirketin daha da büyümesine kapı açacaktır fakat bunun erken olması daha iyi olurdu.

Toparlarsam; elimizde büyümesini sürdüren, 2022’den GM’nin beyanına göre kapasitesi %20 artacak ve -doluluk oranından da %10 eklersek- %30 büyüyebilecek, 6.5 F/K’lık kârlı bir havacılık şirketi var. Dikkat ederseniz şu an havacılık konuşulmaya başlanmadı, yok sayılıyor. Gelen doluluk verileri de göz ardı ediliyor. Hissede hacim de düşük.

Hâl böyle iken pozisyonumu aldım ve fark edilmesini bekliyorum.

İkinci en yüksek pozisyonum TUPRS. Yıl boyunca ara sıra portföyün tamamını oluşturan şirkette %25’lik pozisyon tutuyorum. Pazartesi yatırımcı sunumu ile birlikte marjları görürüz. 1. çeyrek gayet iyi tamamlandı. Murat Hoca’nın analizlerinde 1. çeyrek verilerinin iyi geleceği gözüküyor.

Doğal gaza gelen %20’lik indirim, şirketin maliyetlerinde iyi bir düşüşe sebep oldu. Marjlardaki düşüşü karşıladı. Ağır-hafif petrol makası da şirkete yarıyor. Tabii bunu da pazartesi günü göreceğiz.

Doğal gaz hakkında şimdilik konuşmak için erken ama galiba %5 civarı bir indirim yeri daha kaldı. Bununla birlikte önümüzde bunu belirleyecek 30 gün var.

Şu anda elimde 3.6 f/k’sı olan, net nakitte, güçlü kâr elde etmeye devam eden bir şirket var. Bu yüzden rahatım. Tabii bu durum fiyatının düşmeyeceği anlamına gelmiyor. Fiyat şirketten bağımsız hareket edebiliyor.

Ayrıca dünyada 2023 yılının 2. yarısı ve 2024 yılında birçok rafineri açılışı olacak. Bu ekstra kapasite de şirketi etkileyebilir. Göreceğiz.

3. pozisyonum da SISE. Şişecam’ın da maliyetlerinin büyük kısmını doğal gaz oluşturuyor. 1. çeyrekte maliyetler artık rahatlamıştır. 2. çeyrekte de bunun etkilerini daha fazla göreceğimizi düşünüyorum.

Şirket yatırım döneminde. ABD’deki soda külü yatırımları ve diğer yatırımların meyvelerini almamız yıllar alacak.

Bu arada şirketin geri alımları da bana güven veriyordu. Bir süredir suskunlar ama.

Son olarak, portföydeki yeni pozisyonum 132.64 maliyetli DOAS. Yapacağı GYO satın almasından dolayı piyasa tarafından iyice cezalandırıldığını düşünüp, kısa vadeli pozisyon almıştım. Fakat maalesef şimdilik ters tepti ve çıkmadım, bekliyorum.

Bu bölümü kapatmadan şunu belirteyim: 4 şirkette de pozisyonum var fakat bu durum onlara körü körüne bağlandığım anlamına gelmiyor. İşlem yaparken zayıf savunulan güçlü fikirlerim olmasına özellikle çok dikkat ediyorum. Yani bugün ak dediğime iki dakika sonra kara diyebilirim. Demek zorundayım. Bu yüzden de ben aldım diye alıp, ben sattıktan çok sonra satmak zorunda kalabilirsiniz. Bu da zarar etmenize sebep olabilir. Küçük bir uyarıdan sonra 2017 yılından beri yaptığımız dolar grafiği ile burayı kapatalım.

LTB Dolar-TL Portföy Durumu

Finansal Özgürlük Portföyü

Bu ay temettü portföyüne ufak eklemeler yaptım. İki yeni hisse ekledim. Temettülerini uzun süredir artırma başarısı gösteren BIMAS ve SAHOL’ü ufak ufak eklemeye başladım.

Bunun yanında elimdeki hisselerden de portföye alım yaparak büyütmeyi sürdürdüm. Bu hisselerde de düşüşler yaşandı ama nasıl olsa hiç satmayacağım diye fiyatlarına bakmıyorum bile. Biriktirmeye odaklanıyorum.

LTB Temettü Portföyü

Portföyden alacağım temettü miktarı 1.654 TL’ye ulaştı. Eurobondlarda ise bir hareket yok.

LTB Eurobond Portföyü

Aldığım yıllık kupon faizi de 2.346 dolarda bulunuyor. Bu ay iki kupon ödemesi vardı. Oradan gelen dolarları bozdurarak uzun vadeli hisse senedi portföyüne ekleme yaptım. Bileşik getiri makinesı çalışmaya devam ediyor.

Böylece toplam elde edeceğim pasif gelir 46.671 TL’ye ulaştı.

1 günlük kişi başı özgürlük miktarım 700 TL idi. Böylece 46.671/700 = 67 günümü özgürleştirmiş oldum.

Biraz da sizden dinleyelim. Sizin için bu ay nasıl geçti? Çok fazla kaybınız oldu mu? Yoksa hedefinize bir adım daha mı yaklaştınız? Hisselere eklemek istediğiniz bir şey varsa lütfen yazın. Her türlü eleştiriye açığım:)

Şimdilik benden bu kadar. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.

Saygılar.

Mart 2023 Sonunda Portföy Durumu LattedenBorsaya
Exit mobile version