Site icon Latteden Borsaya

Olağanüstü Yatırımcıların Kopyalanamayan 7 Özelliği

Herkese selamlar.

Bugün çok ilginç bir makale keşfettim. Hedge fonu yöneticisi Mark Sellers Harvard MBA öğrencilerinin karşısına çıkıyor ve neden aralarından sadece çok az bir kısmının olağanüstü yatırımcı olma şansı olduğunu anlatıyor.

Rekabetçi üstünlüklerden, taklit edilemeyen özelliklere kadar bir çok doyurucu bilgi var makalede.

Başlamadan önce şunu da eklemeliyim. Hayatta imkansız diye bir şeyin olduğuna inanmıyorum. Beynimizi yeniden programlamamızın bile mümkün olduğuna yönelik bilimsel çalışmalar varken değişime inanmak en büyük rekabetçi avantajımızdır.

Fakat bu makalenin bir şeylerin farkına varmak için bir araç olduğunu düşünüyorum.

Hadi başlayalım.

Demek yeni Warren Buffett Olmak İstiyorsunuz? İyi bir yazar mısınız?

İlk olarak, Daniel Goldberg’e beni buraya çağırdığı için ve hepinize de buraya geldiğiniz için teşekkür etmek istiyorum. Bir süredir Boston’a gelmiyordum fakat Berkley School of Music’e giderken 1991 ve 1992’de kısa bir süre burada yaşamıştım. Jazz piyano sanatçısı olmaya uğraşıyordum fakat birkaç sömestr sonra okulu bıraktım. Los Angeles’e taşındım ve müzik gruba katıldım. Burada yaşarken o kadar meteliksizdim ki Boston’un bir çok güzelliğinin keyfini çıkaramadım  ve New England’ı keşfetmek için bir arabam da yoktu. Günümün 10-12 saatini çalışma odasında piyano çalarak geçirdim. Yani ne zaman Boston’a gelsem, sanki yeni bir şehre gelmiş gibi oluyorum.

En başta şunu söylemem gerekiyor: Size nasıl olağanüstü bir yatırımcı olacağınızı söylemek için burada bulunmuyorum. Aksine, bu statüye çok azınızın ulaşabileceğini söylemek için geldim.

Charlie Munger, Warren Buffett, Bruce Berowitz, Bill Miller, Eddie Lampert, Bill Ackman ve dünyada benzer başarıları elde etmiş yatırımcılar hakkında çalışmaya yeterince zaman harcadıysanız, ne demek istediğimi anlarsınız.

Bu salondaki herkesin fazlasıyla akıllı olduğunun ve hepinizin olduğunuz yere ulaşmak için çok çalıştığının farkındayım. En parlak öğrencilersiniz. Yine de konuşmamdan tek bir şey hatırlayacaksanız o da şu olmalı: Büyük bir yatırımcı olma şansınız neredeyse yok. Gerçekten %2 gibi çok düşük bir olasılığınız var. Ayrıca bu olasılığı hepinizin yüksek IQ’lu olmanız, çok çalışmanız ve ülkedeki en iyi üniversitelerinden birinden yakın zamanda MBA derecesi alacak olmanız sebebiyle arttırdım. Eğer şu anki dinleyiciler toplumun genel popülasyonundan alınmış rastgele örnekler olsaydı bu olasılık %1’in 1/50’si civarında olurdu. Sıradan bir yatırımcıya göre bir çok avantajınız var ve yine de uzun vadede sürüden ayrılma şansınız neredeyse sıfır.

Bunun sebebi de ne IQ’nuzun, ne kaç kitap, magazin ya da gazete okuduğunuzun, ne kadar tecrübeli olduğunuzun veya kariyerinizin ilerleyen vakitlerinde kazanacağınız tecrübenin bir öneminin olmadığıdır. İnsanların çoğu bu özelliklere sahip ve yine de neredeyse hiçbiri kariyerleri boyunca bileşik %20-25 getiri elde edemiyor.

Bunun söylemesi tartışmalı bir şey olduğunu biliyorum ve dinleyicilerden kimseyi rencide etmek de istemem. Özellikle birini işaret edip “Olağanüstü olma şansın sıfır” demiyorum. Muhtemelen bu odadan bir ya da iki kişi kariyeri boyunca bileşik %20 getiri elde edecek fakat hepinizi kişisel olarak tanımadan bunun kim olduğunu baştan söylemek çok zor.

İşin iyi tarafı, çoğunuz kariyeriniz boyunca bileşik %20 getiri elde edemeyecek olsanız bile, ortalama bir yatırımcıdan daha iyi getiri elde edeceksiniz çünkü Harvard MBA öğrencileri olarak asimetrik bir örneklemsiniz. İnsan ortalama üstü bir yatırımcı olmayı öğrenebilir. Akıllıysanız, çok çalışıyorsanız, iyi eğitimliyseniz bütün kariyeriniz boyunca yatırım dünyasında yüksek maaşlı iyi bir iş bulabilirsiniz. Olağanüstü bir yatırımcı olmadan milyonlar kazanabilirsiniz. Birkaç yıllık sıkı çalışma, ortalamanın üzerinde IQ ve bolca okuyarak ortalamanın birkaç puan üstünde getiri elde etmeyi öğrenebilirsiniz. Yani bugün söylediklerimde moral bozacak bir şey yok. Sıradaki Warren Buffett olmasanız bile gayet başarılı ve bol kazançlı bir kariyere sahip olabilirsiniz.

Fakat beyninize 10-11 ya da 12 yaşında gerekli şeyler işlenmediyse, paranıza sonsuza kadar yıllık %20 bileşik getiri elde edemezsiniz. Yaratılış mı yetiştirme mi olduğundan emin değilim fakat ergenliğe ulaştığınızda eğer bu içinizde yoksa, onu sonradan elde edemezsiniz.

Beyniniz gelişimini tamamladığında ya diğer yatırımcıları geride bırakacak özellikleriniz vardır ya da yoktur. Harvard’a gitmek bunu değiştirmez ya da yatırım hakkında yazılmış her kitabı okumak da. Ya da yıllar boyu kazanılan tecrübe de. Bütün bunlar olağanüstü bir yatırımcı olmak istiyorsanız gereklidir fakat özünde, bütün bu özellikler yeterli değildir çünkü hepsi rakipleriniz tarafından kopya edilebilir.

Karşılaştırmak için, iş dünyasındaki rekabetçi stratejileri düşünün. Eminim ki buradayken hepiniz ya strateji dersi aldınız ya da alacaksınız. Belki Michael Porter’ın araştırmalarını ve kitaplarını okuyacaksınız ki ben işletme fakültesine girmeden hepsini okumuştum. Kitaplarını okuyarak çok şey öğrendim ve şirketleri analiz ederken hala da kullanıyorum.

Şimdi, şirketin CEO’su olarak, sizi rekabetten koruyacak avantaj türleri nelerdir? Buffett’ın dediği gibi geniş “ekonomik hendeğe” sahip olduğunuz nokta neresidir?

Hendeğin kaynağı olmayan bir şey teknolojidir çünkü eğer tek avantajınız buysa teknoloji eninde sonunda kopyalanır. Burada en büyük umudunuz birinin şirketinizi satın alması ya da yatırımcılar sürdürülebilir bir avantajınız olmadığını anlayana kadar hisselerinizi halka açmaktır. Teknoloji, ömrü çok kısa olan bir avantaj türüdür. Diğerleri: İyi yöneticiler ya da ilgi çekici reklamlar veya yeni bir moda trendidir. Bunlar geçici avantajlar yaratır fakat zamanla değişirler ya da rakipler tarafından kopyalanırlar.

Ekonomik hendek yapısal bir şeydir.1990’lardaki Southwest Havayolları gibidir – şirket kültürüne, her çalışana öyle bir işlemiştir ki, herkes Southwest’in ne yaptığını aşağı yukarı bilse bile kimse onu kopyalayamaz. Eğer rakipleriniz sırrınızı biliyor ama yine de kopyalayamıyorsa, bu yapısal bir avantajdır. Hendek budur.

Benim bakış açıma göre, kopyalanması zor ve bu yüzden de dayanıklı olan dört çeşit ekonomik hendek kaynağı vardır. Bir tanesi ölçek ekonomisi ve faaliyet alanıdır. Wal-Mart buna örnektir. Üniforma kiralama işinde Cintas ya da Procter & Gamble ya da Home Depot ve Lowe’s buna örnek olabilir. Diğer bir kaynak ağ etkisidir. eBay, Mastercard, Visa ya da American Express buna örnek olabilir. Üçüncüsü de patent, marka, düzenleyici otorite kabulleri ya da müşteri itibarı gibi fikri mülkiyet haklarıdır. Disney, Nike ya da Genentech buna iyi örneklerdir. Dördüncü ve son hendek tipi de yüksek müşteri değiştirme maliyetidir. Paychex ve Microsoft yüksek müşteri değiştirme maliyetinden faydalanan müthiş örneklerdir.

Bunlar dayanıklı olan dört rekabetçi üstünlük türü çünkü rakipler tarafından kopyalanması çok zor. Şirketlerin vasatlıktan kurtulmak için hendek inşa etmesi gibi, yatırımcılar da rekabette öne çıkmak için benzer avantajlar elde etmelidir ya da onlar da sıradanlıktan kurtulamazlar.

Şirketlerin vasatlıktan kurtulmak için hendek inşa etmesi gibi, yatırımcılar da rekabette öne çıkmak için benzer avantajlar elde etmelidir ya da onlar da sıradanlıktan kurtulamazlar.

Mark Sellers

Şu an her gün hisse senedi piyasasında işlem yapan 8.000 hedge fund, 10.000 yatırım fonu ve  milyonlarca bireysel yatırımcı var. Bütün bu insanlar arasında nasıl bir avantaj kazanabilirsiniz? Hendek kaynakları nelerdir?

Pekala, bunun kaynağı çok kitap, dergi ve gazete okumak değil. Herkes kitap okuyabilir. Okumak olağanüstü derecede önemlidir fakat diğerleri karşısında size büyük bir avantaj sağlamaz. İş dünyasında herkes çok okur. Bazıları diğerlerinden fazla okur fakat okunan kitap sayısı ile yatırım performansı arasında bir korelasyon olduğunu düşünmüyorum. Belli bir bilgi seviyesine ulaştığınızda, azalan verimler kanunu devreye girer ve fayda azalmaya başlar. Doğrusu, çok fazla haber okumak performansa zarar verebilir çünkü gazetecilerin daha fazla satmak için pompaladıkları bütün paçavraya inanmaya başlarsınız.

Sizi olağanüstü bir yatırımcı yapmayacak başka bir şey de en iyi okullardan aldığınız MBA derecesi, CFA, Doktora, CPA, yüksek lisans ya da elde edebileceğiniz onlarca olası unvan ya da diplomadır. Harvard size olağanüstü bir yatırımcı olmayı öğretemez. Benim mezun olduğum Northwestern University, Chicago, Wharton ya da Stanford da. MBA’ın piyasada tamı tamına ortalama getiri elde etmeyi öğrenmek için en iyi yol olduğunu söylerim. MBA sahibi olarak izleme hatanızı büyük oranda düşürebilirsiniz. Bunun sonucunda, olağanüstü yatırımcıların yaptığının tersi olsa da büyük bir maaş çeki kazanabilirsiniz. Para ödeyerek ya da çalışarak olağanüstü bir yatırımcı olamazsınız. Bunlar size hendek kazandırmaz. Bunlar sadece sizin poker masasına oturmanızı kolaylaştırır.

Tecrübe bir diğer fazla abartılmış şeydir. Yani aşırı derece önemlidir fakat bir rekabetçi üstünlük kaynağı değildir. Giriş kabulü için gerekli olan bir şeydir. Bir noktaya ulaştıktan sonra tecrübe de azalan verimler kanunundan nasibini alır. Eğer bu doğru olmasaydı, bütün olağanüstü yatırımcılar en iyi performanslarını 60-70 -80 yaşlarında gösterirlerdi fakat bunun doğru olmadığını biliyoruz. Yani oyunu oynamak için bir miktar tecrübe gerekiyor. Bir noktadan sonra daha fazla yardımı olmuyor ve her durumda yatırımcılar için bir ekonomik hendek kaynağı değil. Charlie Munger bunun hakkında konuşurken bazılarının hemen “olayı anladığını” ve bazen de bunun neredeyse hiç tecrübesi olmayan biri olduğunu söylüyor.

Peki yatırımcılar için rekabetçi üstünlük kaynakları nelerdir? Aynı bir şirket ya da endüstride olduğu gibi, yatırımcıların hendekleri de yapısaldır. Psikoloji ile ilgilidir ve psikoloji de beyninize gömülüdür. Sizin parçanızdır. O konudaki tüm kitapları okusanız da değiştirmek için elinizden pek bir şey gelmez.

Benim görüşüme göre olağanüstü yatırımcıların paylaştığı ve insan yetişkinliğe ulaştığında öğrenilemediği için de gerçek avantaj kaynağı olan yedi özellik vardır. Ya bunlara doğuştan sahipsiniz ya da değilsiniz.

            Birinci özellik herkes paniklerken hisse alma ve herkes coşkuluyken de hisse satma kabiliyetidir. Herkes bunu yapabileceğini düşünür fakat 19 Ekim 1987 geldiğinde ve etrafınızdaki tüm piyasa çökerken neredeyse kimsede alım yapacak yürek yoktu. 1999 yılı geldiğinde ve piyasa neredeyse her gün yükselirken kendinizi satış yapmaya ikna edemezdiniz çünkü rakiplerinizin gerisine düşebilirdiniz. Para yöneten insanların büyük çoğunluğu MBA sahibi, yüksek IQ’su olan ve çok kitap okuyan insanlardı. 1999’un sonlarında, bütün bu insanlar büyük olasılıkla hisse senetlerinin aşırı değerlenmiş olduğunun farkındaydı fakat yine de, Buffett’ın deyimiyle “kurumsal zorunluluktan” dolayı  kendilerini poker masasından kalkmaya ikna edemediler.

            Olağanüstü yatırımcıların ikinci özelliği de oyunu oynamaya takıntılı olmaları ve kazanmak istemeleridir. Bu insanlar yatırım yapmaktan sadece zevk almaz, onu yaşarlar. Sabah uykudan uyanırlar ve daha yarı uyanıkken ilk düşündükleri şey araştırdıkları hisse senedidir ya da satmak istedikleri hisse senedi veya portföylerinin maruz kaldığı en büyük risk ve onu nasıl elimine edecekleridir. Kişisel ilişkilerinde zor zamanlar yaşarlar çünkü diğer insanlarla vakit geçirmekten hoşlansalar bile onlara pek de vakit ayıramazlar. Akılları hep havadadır ve hisse senetlerinin rüyasına dalarlar. Ne yazık ki, bir şey hakkında takıntılı olmayı öğrenemezsiniz. Ya içinizde vardır ya da yoktur. Ve eğer yoksa, sıradaki Bruce Berkowitz olamazsınız.

            Üçüncü özellik de geçmişteki hatalardan ders alma istediğidir. Diğer insanlar için çok zor olan ve bazı yatırımcıları diğerlerinden ayıran bir diğer özellik de  bir daha aynı hatayı tekrarlamamak için hatalardan ders almaya duyulan yoğun istektir. Çoğu insan devam etmeyi ve geçmişte yaptıkları aptalca şeyleri görmezden gelmeyi seçer. Bunun için doğru tanımın “bastırma” olduğunu düşünüyorum. Fakat hatalarınızı “tamamiyle analiz etmeden” görmezden gelirseniz, kuşkusuz aynı hatayı kariyerinizin ilerleyen zamanlarında tekrar yaparsınız. Doğrusu, analiz etseniz bile aynı hatayı yapmaktan kaçınmak çok zordur.

            Dördüncü özellik de sağduyuya dayalı doğuştan gelen risk algısıdır. Çoğu insan, aşırı derecede kaldıraç kullandıkları şimdi bakınca çok açık olan ama 60-70 doktora sahibi insandan oluşan bir takımın kurduğu risk modelinin fark edemediği Long Term Capital Management hikayesini bilir. Hiçbir zaman bir an durup kendilerine “Hey, bilgisayar her şeyin yolunda olduğunu söylese bile, gerçek hayatta yaptığımız mantıklı mı?” diye sormadılar. Bunu yapma yeteneği düşündüğünüz gibi insanlar arasında yaygın değil. En büyük risk kontrolünün sağ duyu olduğuna inanırım fakat insanlar sırf bilgisayar onlara yapmalarını söylediği için geceleri rahat uyuma alışkanlığı kazanan insanlar var. Sağ duyuyu görmezden geliyorlar ve bu benim yatırım dünyasında sürekli tekrarlandığını gördüğüm bir hata.

            Beşinci özellik: Olağanüstü yatırımcılar kendi doğru bildikleri gibi hareket ederler ve eleştirilere maruz kalsalar da buna sadık kalırlar. Buffett, kamuoyu önünde teknoloji hisselerini görmezden geldiği için eleştirilse bile hiçbir zaman dot.com çılgınlığına katılmadı. Herkes değer yatırımcılığını terk ederken o terk etmedi ve Barrons kapağına bir resmini koyup “Sorun ne, Buffett” diye sorarken o fikirlerine bağlı kaldı. Tabii ki bu onun için işe yaradı ve Barron’s mükemmel bir ters indikatör olarak tarihe geçti. Kişisel olarak, yatırımcıların aldıkları hisselere ne kadar az inandıkları beni hep hayrete düşürmüştür. Portföylerinin %20’sini bir hisseye yatırmak yerine, Kelly Formülü’nün dediği gibi sadece %2’sini koyuyorlar. Matematiksel olarak, Kelly Formülünü kullandığınızda, %2’lik bir pozisyonla hissenin %51 artacağına ve %49 düşeceğine oynarsınız. Bu tür bir bahse girmek için neden zamanınızı harcayasınız ki? Bu adamlar 1 milyon doları yükselme olasılığı %51 olan hisseleri bulmak için mi alıyorlar? Bu delilik.

            Altıncı olarak, sadece beyninizin sol kısmını değil (matematik ve organizasyon ile ilgili kısım) beyninizin her iki kısmını da çalıştırmanız önemlidir. İşletme fakültesinde son derece zeki birçok insanla tanıştım. Finans okuyan bu insanlar hiçbir şey yazamazlar ve sorunları çözmek için yaratıcı fikirler bulma konusunda zorlanırlardı. Bu beni biraz şok etti. Sonradan gerçekten akıllı bazı insanların beyinlerinin sadece bir kısmının çalıştığını ve bunun günümüz dünyasında iyi şeyler yapmak için yeterli olduğunu fakat kitlelerden farklı düşünen girişimci bir yatırımcı olmak için yetersiz olduğunu öğrendim. Diğer taraftan, eğer beyninizin sağ tarafı baskınsa matematik konusunda isteksiz olursunuz ve bu yüzden de bu insanları finans dünyasında pek göremezsiniz. Yani finansın içindeki insanlar genellikle sol beyni baskın insanlardır ve bunun bir sorun olduğunu düşünüyorum. Olağanüstü yatırımcıların beyinlerinin iki kısmını da kullandıklarını düşünüyorum. Yatırımcı olarak, hesaplamalar yapmalı ve mantıklı bir yatırım tezine sahip olmalısınız. Bu kısımda beyninizin sol tarafı çalışır. Fakat ayrıca, verdikleri küçük ip uçlarından şirketin yönetimini de tartmanız gerekir. Bir adım geri çekilebilmeli, mevcut durumu ölümüne analiz etmektense büyük resmini çekebilmelisiniz. Ve en önemlisi, iyi bir yazar olmanız gerektiğine inanıyorum. Buffett’a bakın; iş dünyasındaki en iyi yazarlardan bir tanesi. En iyi yatırımcılardan biri olması da tesadüf değil. Eğer açık bir şekilde yazamazsanız, benim görüşüme göre sağlıklı düşünemezsiniz. Eğer sağlıklı düşünemezseniz, başınız belada demektir. Dahi derecesinde QI’su olup zihinden opsiyon ve tahvil fiyatlaması yapabilen fakat sağlıklı düşünemeyen birçok insan var.

             Ve son olarak, en önemli ve en nadir özellik: Yatırım düşünce sürecinizi değiştirmeden dalgaları yaşama yeteneğidir. Bunu çoğu insan için yapmak neredeyse imkansızdır; poker masasındaki fişler azaldığında, hisse senetlerini zararına satmamak için korkunç zamanlar geçirirler. Piyasa düşerken ortalamayı düşürmekte ya da hisse senetlerinde alıma geçmekte çok zorlanırlar. İnsanlar, uzun vadede daha iyi sonuçlara yol açsa bile, kısa süreli acıyı sevmezler. Çok az yatırımcı, yüksek portföy getirileri için gerekli olan oynaklığı kaldırabilir. Birçok yatırımcı kısa vadeli oynaklığı risk ile eş görür. Bu mantıksızdır; risk girdiğiniz bahiste yanılmanız ve para kaybetmenizdir. Göreceli kısa vadeli bir zaman aralığında yaşanan aşağı ya da yukarı hareketler, panikleyip dipte satıp zararı realize etmezseniz kayba neden olmaz bu yüzden de risk değildir. Fakat çoğu insan bunu böyle göremez; beyinleri buna izin vermez. Panik içgüdüleri devreye girer ve beynin normal işlevini kapatır.

            Bir kişi yetişkinliğe ulaştığında bu özelliklerin hiçbirinin öğrenilemeyeceğini savunuyorum. O zamana kadar, daha sonraki yaşamda olağanüstü bir yatırımcı olma potansiyeliniz zaten belirlendi. Bu özellik varsa geliştirilebilir fakat sıfırdan oluşturulamaz çünkü çoğunlukla beyninizin bağlantı şekillerine ve çocukken yaşadığınız tecrübelere bağlıdır. Bu finansal eğitimin, okumanın ya da yatırım tecrübesinin önemsiz olduğu anlamına gelmez. Bu özellikler oyuna başlamak ve oynamayı sürdürmek için kritik derecede önemlidir. Fakat bunlar herkes tarafından kopyalanabilir. Üstteki yedi özellikse kopyalanamaz.

            Mark Sellers-2007

Saygılar.

Exit mobile version