Site icon Latteden Borsaya

Çok Borcum Var, Yatırım mı Yapsam Borcu mu Ödesem?

Herkese selamlar,

Bana en çok gelen sorulardan biri de borcu mu ödesem yoksa borcum varken yatırıma mı başlasam oluyor.

Her ne kadar sıfır borçla yatırım yapmak kulağa mükemmel gelse de maalesef burada pek mümkün değil. Gerekli de değil.

Bu yüzden yatırım yapmaya başlamak için her şeyin mükemmel olduğu durumu yaratmaya çalışmayın. Sıfır borca yatırım yaparken de ulaşabilirsiniz.

Denemelisiniz. Hata yapmalı ve bundan ders çıkarmalısınız. Sonra tekrar denemeli, tekrar hata yapmalısınız. Bu da yatırım yaparak olur. Borçlar da süreç içerisinde tasarruf ve yatırım kültürünün yerleşmesi ile ödenir.

Yatırıma başlamak için şartların olgunlaşmasını beklemeyin.

Voltaire’in dediği gibi: “En iyi, iyinin düşmanıdır.”

Hadi başlayalım.

Dünyanın Borcu Biter mi?

Sevgili arkadaşlar, dünyanın borcu bitmez. Hele Türkiye’de hiç bitmez. Neredeyse hiçbirimiz paraları har vurup harman savurmuyoruz.

Ya araba taksidiniz vardır, ya ev taksidiniz ya da düğün yapmışsınızdır. İstanbul’da doğru düzgün yaşamaya çalışmak bile başlı başına bir masraf ve borç kaynağıdır.

Tabii ki hatalarımız da vardır. Bunları da zaten tasarruf ve yatırım sürecinde fark edersiniz. Öncesinde değil.

İngiltere’deyken kredi kartım yoktu, hiç gerek de duymuyordum açıkçası. Ne alacaksam banka kartından çekiyordum. Para yetiyordu yani. Ama burada üniversite ikinci sınıftaki 200 TL limitli kredi kartımı aldığımdan beri her ay mutlaka kullanıp borç ödemişimdir. Neyse konumuz bu değil. Elimizdekinden devam edelim.

Burada bir şeylere sahip olmak için borç yapılmak zorunda. Üstelik bu borcun ödemeleri maaşınızın yüklü bir kısmını tutuyor. Kiralasanız bile çok tutuyor.

2010 model arabayı alırken bilmem kaç ay taksitli kredi çekmeniz gerekiyor. Çok bir şey değil, çalışan tek çocuklu bir aile olarak İstanbul’da 1+1 ev alalım deseniz yine 10 sene vadeli kredi çekmeniz ve maaşınızın büyük bir kısmını buraya yatırmanız gerekiyor.

Tabii insan olduğumuz için üç beş bir şey de yememiz lazım. Üstümüze arada sırada bir şey de almalıyız. Yani kısacası dostlar burada borç bitmez. Bir şekilde işi birlikte götürmemiz lazım.

Yatırım yapmak için borcunuzun bitmesini beklerseniz hiçbir zaman yatırıma başlayamazsınız. Bir yerde yeter ulen deyip ilk hissenizi almalısınız. İsterseniz gırtlağınıza kadar borç içinde olun, 100 TL’lik de hisse alacak olsanız mutlaka o hisseyi alın. O 100 TL’lik hisse bile sizin önünüzde inanamayacağınız kapılar açacaktır.

100 TL’lik hisseden 5 TL temettü alsanız bir sonraki sene geliriniz yıllık 5 TL artmış demektir. Bu da kalenizin duvarına koyacağınız ilk tuğla olur.

Burada da yapamazsın edemezsin diyenler olacak. Bilinen tarihin her safhasında birileri bir düş kurmuş, bir şeyler yapmak istemiş. Birileri de göbeğini kaşıyıp yapamazsın demiş. Çok biliyorlarsa size 100 bin TL ateşlesinler. Ben, bana laf atanlara bir 500 TL ateşle diyorum. Henüz veren çıkmadı.

Yani başlayın, deneyin, hata yapın. Sonra daha iyi bir hata yapın. Samuel Beckett’in dediği gibi: “Yine deneyin. Yine yenilin. Daha iyi yenilin.”

Ama başlayın.

Cebinizde Biraz Sermayeniz Olsun

Dört sene önce yatırıma başladığımda iki maaşı zar zor biriktirmiştim. Bir ton da borcum vardı. Ya borçlarımın bir kısmını ödeyecektim ya da bunu sermaye olarak kullanacaktım.

Ben hisse senedi almayı seçtim. Şimdi doğru hareketi yaptığımı anlıyorum.

Çünkü para biriktirmeye yeni başlayan insanların bence en büyük eksiklerinden bir tanesi hayatlarında hiç sermaye sahibi olamamış olmalarıdır.

Sürekli eksi bakiyede devam eden ve kenara hiç para atmayan bir insan sermayenin gücünü nereden bilebilir ki? Ben bilmiyordum.

Oysa elinde 100.000 TL olan bir insan için yatırım olanakları çok daha çeşitlenir. Dişe dokunur bir temettü almaya başlar. Geliri artar. Bileşik getiri onun için daha çok çalışır.

Üstelik yatırım yapacak para ile borç kapatırsanız ve tasarrufun ve yatırımın felsefesini oturtamazsanız tekrar borçlanmak zorunda kalırsınız.

Bilginin, Paranın ve Alışkanlıkların Bileşik Getirisini Erken Çalıştırmaya Başlayın

Diyelim borcunuz var ama aylık 100, 250 veya 500 TL – ne kadarına gücünüz yeterse – yatırıma başladınız. Evrendeki üç büyük güç sizin için ve sizinle çalışmaya başlar.

Bunlardan ilki bilginin bileşik getirisidir. Günde 500 sayfa rapor okuyan Warren Buffett bilginin de bileşik getirisi olduğunu ve okudukça getirisinin bileşik olarak arttığını söyler.

Okuduğunuz her raporla, kitapla birlikte biraz daha gelişirsiniz. Siz unutsanız da bundan uzun zaman sonra bu bilgi ile okuduğunuz başka bir bilgi arasında umulmadık bir bağlantı kurulmuş olur.

Eğer yatırıma başlamazsanız araştırmaya başlamak için motivasyonunuz da olmaz. Sırf araştırma motivasyonu için bile yatırıma başlamaya değer.

Yatırım yapmaya başlayınca bu işe yıllarını vermiş insanları taklit etmeye başlarsınız. Eskiden sadece forum varken şimdi sosyal medyada iyi kötü stratejilerini paylaşan bir sürü insan var. Onlardan başarılı ya da başarısız olanların ne yaptıklarını gözlemleme şansına sahip olursunuz. Böylelikle nasıl bilanço inceliyorlar, düşüşlerde ve yükselişlerde nasıl tepki veriyorlar, psikolojileri nasıl değişiyor, hangi hisseyi ne zaman neden alıyorlar ve satıyorlar gibi daha birçok kriteri değerlendirebilirsiniz.

Sonra dünyanın büyük yatırımcıları ile tanışırsınız. Onların tecrübelerini paylaştıkları kitapları okumakla işe başlarsınız. Türkiye piyasasının ABD ve diğer piyasalara benzemediği ve bu yüzden de kitapların yararsız olduğunu söyleyenlere kulak asmayın. Ticaretin ilk değiş tokuşun yapıldığı zamandan beri benzer kuralları vardır. Tabii ki zaman ve mekana göre değişen kısımları olabilir fakat insan hâlâ aynı insandır. Bu kitaplarla da ucuza tecrübe edinme şansına sahip olursunuz.

Yatırıma başlayınca ikinci güç olan paranın bileşik getirisi de sizin için çalışmaya başlar.

“Babil’in En Zengin Adamı”nda bunu parayı köle yapmak olarak görebilirsiniz. Öyle ki önce bir bakır parayı köle yaparsınız. Sonra onun faizini yani çocukları da sizin için çalışmaya başlar. Sonra onun çocukları da.

Alternatif olarak temettü veren bir hisse alırsınız. Temettüleri ile tekrar bir hisse alırsınız. Sonra o temettülerle alınan hisseler tekrar temettü verir. Böylece bileşik getiri makinası bilgide olduğu gibi çalışmaya başlar.

Son olarak da alışkanlıkların bileşik getirisi gelir.

Her şey önce 1 lot hisse senedi almakla başlar ama artık siz tasarruflu, boşa para harcamayan bir insan olmuşsunuzdur.

Sonra “Buna şu kadar para harcayacağıma 10 lot hisse alırım.” demeye başlarsınız.

Biriktirme, fayda-maliyet analizi yapma, gereksiz harcama yapmama gibi birçok alışkanlık kazanırsınız.

Kısacası iyi alışkanlıklar edinerek “tutumlu bir yatırımcıya” dönüşürsünüz.

Toparlarsam

Yazacak çok şey var ama hepsini yazmaya kalkınca maalesef yazıyı bir türlü bitiremiyorum. Bu yüzden artık toparlamam lazım.

Kısacası dostlar, yatırım yapmaya başlamak için borçlarınızın tamamını ödemeyi beklemeyin.

YATIRIMA HEMEN BAŞLAYIN. Böylece bilginin, paranın ve alışkanlıkların bileşik getirisinin gücünü arkanıza alın.

Kim ne der diye düşünmeyin, sadece satranç tahtasının önüne oturun ve önünüze açılacak olasılıklar denizinin keyfini çıkarın.

Borçlar ödenir, para biriktirilir. Yan gerisi kendiliğinden gelir.

Tasarrufa ve yatırıma devam.

Saygılar.

Image courtesy of Sira Anamwong at FreeDigitalPhotos.net

Exit mobile version