Site icon Latteden Borsaya

Bir Borsa Spekülatörünün Anıları Kitap İncelemesi

Herkese selamlar.

Edvin Lefevre’nin yazdığı ve tarihin en ünlü spekülatörlerinden “Jesse Lauriston Livermore’un” hayatını kendi ağzından anlatan “Bir Borsa Spekülatörünün Anıları” isimli kitabı bitirdim. (İngilizcesini okumak isteyenler için ismi: The Reminiscences of a Stock Operator.)

Livermore, 14 yaşında borsaya başlamış, geçimini ömrü boyunca borsadan sağlamış birisi.

Hayatı boyunca akıllanması için iki kere batması gerekmiş, kuralları gözyaşı ile yazılmış bir işlemci.

Hakkında bölük pörçük şeyler duymuş olsam da kendisi ile ilk kez karşılaşmam Borsa Sihirbazları isimli kitap sayesinde oldu. Röportaj yapılan ünlü işlemcilerin hemen hemen hepsi, kendilerine en sevdikleri kitap sorulduğu zaman “Bir Borsa Spekülatörünün Anıları” ismini veriyorlardı.

Merakla kitabı aldım ve okumaya başladım. Sürükleyici bir tarzı var ve Jesse Livermore sanki sizi karşısına alıyor ve öğütler veriyor.

Şimdi kitabı incelemeye başlayalım.

Bir Borsa Spekülatörünün Anıları Kitap İncelemesi

Genel Bilgiler

Kitap Scala Yayıncılık tarafından basılmış. Kendilerine çok teşekkür ederim. Tabii ki daha çok klasiği Türkçe’ye kazandırmalarını bekliyorum.

Yazarı Amerikalı gazeteci Edvin Lefevre. 1923 yılında Jesse Livermore ile olan söyleşilerini derleyerek kitabı oluşturmuş.

Toplam 293 sayfadan oluşuyor ve okunuşu çok sürükleyici.

Çevirmeni de Sayın Şehnaz Tahir. Kendisine emekleri için çok teşekkürler.

Aklımda Kalanlar

Kitap bir spekülatörün, hatta son bölümlerde bir manipülatörün aklına girmenizi sağlıyor. Sizden, bizden “halk” diye söz ediyor. Bir hissenin fiyatı nasıl yükseltilip halka satılır, durgun hisseler nasıl hareketlendirilir, insan borsayı (aslında kendini nasıl yener); bunların hepsini en ince ayrıntısına kadar anlatıyor.

Tabii bu kadarla da kalmıyor. Bir Borsa Spekülatörünün Anılarında Jesse Livermore ile gelişiyorsunuz. Önce işe “bucket shop”larda al-sat yaparak başlıyorsunuz. Sonra büyük oynamaya karar verip New York’a gidiyorsunuz. Batıyorsunuz!

Sonra bir daha bucket shoplara gidip para biriktiriyorsunuz. Dönüp çok zengin olup tekrar batıyorsunuz. Üstelik milyonlarca dolar da borca giriyorsunuz. Her batışınız size bir şeyler öğretiyor.

Önce sadece kendinizi dinlemeyi öğreniyorsunuz. Ondan sonra kendinizi sürekli geliştirmeyi…

Daha sonra da size minnet borcu olan bir brokerdan 500 hisse hibe alıp tekrar başlıyorsunuz. İşte Jesse Livermore ancak bu sefer kalıcı olarak zengin olabiliyor, üstelik tüm borçlarını ödeyerek…

Bedel ödüyor ama ders de çıkarıyor.

Mesela iki kere batan bu adam, artık asla tüm servetiyle borsada işlem yapmıyor.

İkinci batışından sonra kendine bir daha fakir olmayacağına dair yemin ediyor. Broker hesabı dışındaki bir yerde; hem kendine, hem eşine, hem de çocuklarına isteselerde dokunamayacakları gelir getiren (temettü hisseleri) portföyü kuruyor.

Dostlarına büyük önem veriyor ama ne olursa olsun tek başına çalışıyor.

Ben mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Bu yüzden “Finansal Bağımsızlık İçin Okunması Gereken Kitaplar” listeme ekliyorum.

Kitaptan Birkaç Aforizma

Şimdi de kitaptan altını çizdiğim bazı sözleri sizinle paylaşmak istiyorum.

Hadi başlayalım:

Bence borsanın en eğlenceği yanı, insanın kafasını kullanarak haklı çıkmasıdır.

Her şeyin bir zamanı vardır. İşte Wall Street’te kazananlarla kaybedenleri ayıran şey budur. Bildiğimiz aptallar vardır, bunlar her şeyi yanlış yerde yanlış zamanda yaparlar, bir de Wall Street aptalları vardır, her zaman bir şeyler alıp satması gerektiğini düşünür. Hiç kimse, her gün durmadan hisse alacak şansa ya da bilgiye sahip olamaz. Ben bunun canlı kanıtıyım.

İnsan para kaybetmemek için ne yapması gerektiğini anlayınca, para kazanmak için ne yapması gerektiğini de anlamaya başlıyor.

İnsan isabetli tahminlerde bulunabilir ama beklediği şeyin gerçekleşmesi düşündüğünden çok daha uzun süre alınca, kendinden kuşkulanıp sabırsız davranmaya başlayabilir. İşte bu yüzden Wall Street’te acemi sayılmayacak pek çok insan para kaybeder. Onlara para kaybettiren şey borsa değil kendileridir. Akıllı olmalarına karşın çok da sabırlı davranmazlar.

Ben hiçbir hisseyi fazlasıyla ucuz ya da fazlasıyla kolay satın almak istemem.

Yıllar boyunca deneyimsizlik, gençlik ve parasızlık gibi üç büyük talihsizlik peşimi bırakmamıştı.

Eğer insan hiç hata yapmazsa bir ay içinde dünyayı ele geçirebilir. Ama yaptığı hatalardan ders almazsa dünyada bir dikili ağacı bile olmaz.

Hem hatalarımızdan, hem de başarılarımızdan ders almasını bilmeliyiz. Doğal olarak kimse cezalandırılmaktan hoşlanmaz. Size zarar veren bazı hataların kaynağını bulduğunuzda, o hataları bir daha işlememeye gayret edersiniz, borsada yapılan hatalarsa insanı iki nazik yerinden vurur – cebinden ve gururundan.

Benim için para kaybetmek önemli değildir. Zarar etmek beni üzmez. Bir gecede unuturum. Ama o haksız çıkmak var ya, insanı yiyip bitiren şey, odur.

Bir spekülatörün en büyük düşmanı kendi içindedir. Umut ve korku insan doğasının ayrılmaz bir parçasıdır.

Bir düşünün! Borsada kaç tane aracı kurum ve hayatını borsadan kazanmayı uman kaç tane müşteri vardır. Bu umut, Wall Street’in en önemli geçim kaynaklarından biridir. Hayatlarını borsada kazanmaya kararlı olanların çoğu, yavaş yavaş ellerindekini de avuçlarındakini de tüketirler.

İnsan borsadan para kazanmak istiyorsa, kendisini çok iyi tanımalı.

İnsan olduğunuz için kendinize kızmanız gerekmez. Sadece hisse fiyatlarını nasıl inceliyorsanız, kendinizi de öyle incelemeniz gerekir. Ben belli dürtülere verdiğim tepkileri, borsa aktifken kaçınılmaz olarak kendimi kaptırdığım alım isteklerini, aynen hasat durumunu inceler ya da kazanç raporlarını okur gibi değerlendirmeyi öğrendim.

Kimse borsanın tam olarak ne getireceğini bilemez, her zaman bir kaza payı bırakmak gerekir. Spekülasyon yaparken hiçbir şeyden kesin olarak emin olamazsınız.

Mucizelere inanmak kendini fazlasıyla umuda kaptırmaktır. Düzenli aralıklarla kendilerini bir umut furyasına kaptıran insanlar vardır, kimileri bu umutkoliklere iyimser adını verir. İşte tüyo avcıları bunlardır.

Borsada başarılı olmanın sırrı, insanların geçmişte işledikleri hataları gelecekte de işleyecekleri ilkesine dayalıdır.

Parasız vizyon insanı yer bitirir, parası varsa vizyonu ona başarı getirir. Bu da daha fazla başarı demektir ve bu böyle uzar gider.

Borsada genel yükseliş görüldüğü zamanlarda, özellikle canlanma dönemlerinde, halk önce kâr eder, ondan sonra elindeki hisseleri zamanında satmasını bilmediği için zarara uğrar. Hisselerini satmalarını önleyen şey, yetkilililerin yaptığı açıklamalardır. Oysa isimsiz yetkililerin yaptığı açıklamalar, insana zarar getirmekten başka işe yaramaz.

Jesse Livermore

İşte bu kadar. İmkânı olanlar “Bir Borsa Spekülatörünün Anıları”nı mutlaka okusunlar. Aradan yüz yıl geçmesine rağmen aslında hiçbir şeyin değişmediğini çok daha iyi anlayacaklar.

Saygılar.

Exit mobile version