Site icon Latteden Borsaya

Borsada Kaybederken Yapılacaklar-2: Avcıların Düşen Hisselere Ekleme Yapması

Herkese selamlar.

“Uygulama Sanatı” isimli kitabı inclemeye devam ediyoruz.

Bir hisse senedi aldığınızda kaybederken yapılacak üç şey vardır. Hiçbir şey yapmamak, belli bir noktada zarar kesmek ya da düştükçe daha fazla almak.

İlk önce “Kaybederken hiçbir şey yapmayan” tavşanları inceledik ve Lee Freeman-Shor’un yaptığı araştırmada ünlü yatırımcı işlemlerinden çıkardığı istatistiklerde yapılacak en kötü tercih düşen hissede hiçbir şey yapmamaktı. Zaten kitabın adı da bu yüzden “Uygulama Sanatı”. Sonucu kaybederken ya da kazanırken planınızı nasıl uyguladığınız belirliyor.

Sonrasında da “Kaybederken zararını %20-33 arasında kesen” süikastçi tipi yatırımcıları inceledik. Bunlara süikastçi dediğim için çok fazla eleştiri geldi. Ama ne yapalım kitapta öyle adlandırmışlar. Değiştirmedim.

Şimdi de kendilerini zarar ettikleri bir hisseyi bir avcı gibi takip ederek, düştüğünde daha fazla alım yapıp maliyet düşüren “Avcı”ları inceleyeceğiz.

Böylece kendilerini zarar eden bir pozisyonda bulduklarında yaptıkları ile birbirinden ayrılan üç yatırımcı tipini tanımış olacağız. Zaten en ünlü yatırımcıların bile her 10 kararından 6-7 tanesinin hatalı olduğu bilindiğine göre bol bol kendilerini bu durumda buluyorlar.

Sonrasında da kazanırken yapılacaklara geçeceğiz.

Hadi başlayalım.

Düşen Hissenin Peşinden Gitmek

Süikastçilerin aksine Avcılar değer kaybeden hisselerinde daha fazla alım yaparak maliyet düşürürler.

Düşen Hissenin Peşinden Gitmek

Buna Martingale Yaklaşımı deniyor ve genellikle kumarbazların mahvolmasına sebep oluyor. Bu sebeple sadece çok dikkatli seçilmiş hisse senetlerinde ve bir cerrah hassasiyeti ile yapılması gerekiyor. Çünkü her düşen hisse alınmaz ve düşen hisselerde ortalama yapmak sizi bataklıkta daha da dibe çekebilir.

Süikastçiler nasıl ki alım yaparken daha en başından %20-33 arasında değer kaybeden hisseleri satacakları kuralını koyarlarsa, Avcılar da hisse ne kadar değer kaybederse ne kadarlık alım yapacaklarını daha alım aşamasında belirliyorlar. Bu da bir hisse senedi için ayırdıkları tutarın hepsini hemen bir hisse senedine yatırmadıkları anlamına geliyor.

Bu yatırımcıların sırrı genellikle hepsinin “değer yatırımcısı olması” ve karşıt yatırım felsefesini benimsemelerinde gizli.

Genellikle herkes satarken onlar kendilerini daha çok hisse alırken buluyorlar. Bu da psikolojik olarak sürünün karşısında durmalarına sebep oluyor (Tabii tahmin edersiniz ki bu psikolojik olarak oldukça zor bir durum) ve nakit yönetiminin kusursuz olmasını gerektiyor. Eğer bu yaklaşımı benimsediyseniz, hissenin fiyatı düşerken nakdinizin olmaması bu yaklaşımda yapılacak en büyük hatadır. Tabii yanlış hissede maliyet düşürme hatasından sonra…

Peki bu yaklaşım temelde neye dayanır? Benjamin Graham’ın Akllı Yatırımcı isimli kitabında bize bahsettiği Bay Piyasa’nın kaprisli ve manik depresif ruh hailini sömürmeye ve ondan faydalanmaya dayanır.

Normalde bir malın fiyatı yarıya düştüğünde o maldan daha çok alınmasını beklersiniz. Fakat hisse senetlerinde işlem yapan Bay Piyasa fiyatı düşen bir varlığı daha fazla satma eğilimine girer. Avcılar da bunun bilincindedir.

Avcıların Kuralları Büyük Zararlar Sonucu Ortaya Çıkmıştır

Avcılar da, süikastçiler gibi kariyerlerinin başında büyük badireler atlatmış, zararlar etmiş ve bu kayıplarının sonunda;

Avcıların Kuralları Büyük Zararlar Sonucu Ortaya Çıkmıştır

“Şu anki bilgimle bu hisseyi bu fiyattan alır mıydım? sorusu hisseyi alırken ve satarken kendinize sormanız gereken en önemli sorulardan bir tanesidir.

Böylece kendimizi kaybeden bir pozisyonda bulduğumuzda yapmamız gereken iki şeyi görmüş olduk

Dibi Bulmaya Çalış ya da %20 Üstü Düşüşlerde Ekle

Kitap iki tür Avcı tipi yatırımcıdan bahsediyor.

Yazar dibi bulan yatırımcıların bunu nasıl yapabildiğini hala anlayamadını belirtiyor.

Bizim gibi bu konuda daha tecrübesiz yatırımcılar için alış yaparken hangi seviyelerde ekleme yapacağını belirlemek bana dibi bulmaya çalışmaktan daha ulaşılabilir geliyor.

Tabii ki bunun için nakit varlığınızı ve portföy durumunuzu önceden ayarlamış olmanız gerekiyor.

Avcıların en büyük özelliklerinin düşen hisselere yaptıkları müdahaleler ile değer yaratmaları olduğunu da unutmayalım.

Şimdi de avcı olmanın avantajlarına bakalım.

Kendi adıma bazen düşen hisselerde alım yapıyorum fakat bu alımları %3-5 düşüşlerde yapmaya başlıyordum. Kitabı okuduktan sonra ek alımlarımı çok daha düşük seviyelerde yapmaya başlama kararı aldım. %3-5 aşağıdan başlayınca çok da maliyet düşürmüş olmuyorsun ve aynı zamanda nakdini de çok önceden harcamış oluyorsun.

Avcı Olmanın Avantajları

İyi bir hissede fiyat haricinde hiçbir şey değişmediyse, bu yaklaşım sonucu düşük fiyatlardan daha fazla hisse sahibi olursunuz ve düşüşü avantaja çevirirsiniz.

Avcı Olmanın Avantajları

Burada şirketin temelinde yaşanan bir değişim ise kararınızı kökten değiştirebilir. Sonuçta işler kötüye gidiyorsa, ekleme yapmak batan gemide daha da altlara inmek gibi bir şey oluyor.

Avcı olmak çeşitlendirme yolu ile riski (yani dalgalanmayı) azaltmaktan vazgeçmek demektir. Sürecin doğal bir sonucu olarak elinizde az sayıda hissede büyük pozisyon sahibi olursunuz. Yani çeşitlendirme yerine yoğunlaşma stratejisi uygularsınız.

Bu da az sayıda şirket hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmak anlamına geliyor.

Warren Buffett Hissedarlara yazdığı 1993 Mektubunda şöyle der:

Eğer bir yatırımcı olarak şirketlerin nasıl para kazandığını, işlerinin mantığını gerçekten anlayabiliyorsanız, uzun vadeli güçlü rekabet avantajlarına sahip ve makul fiyatlı beş ila on şirketi doğru şekilde seçebiliyorsanız, klasik anlamda çeşitlendirme sizin için pek anlamlı değildir. Hatta çoğu durumda getirinizi düşürür, riskinizi ise artırır.

Böyle bir yatırımcının, en iyi bildiği, en güvendiği ve en yüksek potansiyeli gördüğü şirketlere daha fazla yatırım yapmak yerine, neden “20. sıradaki” bir şirkete para ayırmayı tercih ettiğini anlamak zor. Sonuçta en iyi anladığın işler hem daha az riskli hem de daha fazla kazanç vaat eder.

Mae West’in meşhur sözüyle söyleyecek olursak:
“İyi bir şeyin fazlası bazen harika olabilir.”

Avcıların portföylerinde %20 yer tutan bir hisseyi düştüğünde bir %20 daha ekledikleri çok olmuş.Tabi ki bu herkesin rahat uyuyabileceği bir durum yaratmıyor. Bu sebeple de herkes Avcı olamıyor.

Monhish Pabrai, hisselerinin mutlaka o aldıktan sonra dibi gördüğünü esprili bir şekilde her yerde anlatıyor.

Kitapta Avcıların genellikle alımlarını üç parçaya böldükleri ve %20’lik düşüşler halinde pay arttırdıklarından bahsediyor. Tabii ki başta alım yaparken ortaya koydukları tez değişmediği ve değişenin sadece fiyat olduğu varsayımı ile.

Sonuç

Sürekli portföyden para çıkarmak zorunda kalıyorsanız, kısa vadeli performans ölçümü sizin için önemli ise Avcı olamazsınız.

Çoğu fon stratejisi para kazanmaktan daha çok kısa vadede toplum önünde aşağılanmamak için kurulur. Bu da size para kazandırmaz.

Hisseniz düşüyorsa hiçbir şey yapmamak bir seçenek değildir. Kaybedenlerin oyunudur.

“Teslim Yanılgısı” sebebi ile genellikle yükselen hisseler iyi bir yatırım olarak algılanırken, fiyatı düşen hisseler kötü birer yatırım olarak görülür. Bu da düşerken alım yapmayı daha da zorlaştırır. Çoğu insan yükselen varlıkların rüzgarına kapılmayı seçer.

Düşüşlerde alım yapmak çok tehlikeli ve uzmanlık gerektiren bir durumdur.

Tezinizin hala geçerli olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Eğer teziniz geçerli değilse hissenin gözünün yaşına bakmamalısınız.

Gerçekler değiştiğinde, fikrimi değiştiririm. Siz ne yaparsınız Efendim?
John Maynard Keynes

Fakat teziniz geçerli ise daha fazla alım yapacak cesaretiniz olmalı. Bunun yanında bu müdahaleyi yapacak nakdiniz de bulunmalı.

Böylece “Hissem düşüyor, ne yapmalıyım? sorusuna üç yazı ile cevap vermiş olduk.

Hisseniz düşüyorsa hiçbir şey yapmamak bir seçenek değildir. Kaybedenlerin oyunudur.

Olaya fiziki olarak adapte olmalısınız. “Uygulama Sanatı” isimli kitaptaki yüzlerce hamlenin analizinde belirttiği gibi: Belli kurallar dahilinde ya zarar-kesmeli ya da daha fazla alım yapmalısınız.

Bu iki eylem de kendi içinde incelikleri olan ve çok dikkatli olmanız gereken nüanslar içeriyor. Uygulandığında ise hayat kurtarıcı bir role bürünüyor.

Kitaptaki bir sonraki soru “Kazanıyorum, peki şimdi ne yapmalıyım?”

İleriki yazılarda bunun cevabını bulmaya çalışacağız.

Saygılar.

Exit mobile version