Hayatta İstediğinizi Elde Etmeniz İçin Beş Aşamalı Planlama Süreci

Herkese selamlar! Hisse senetlerinden gelecek temettülerle erken emekli olup finansal bağımsızlığımı kazanmaya çalışıyorum. Ray Dalio’nun “Prensiplerim” isimli kitabında bana bu konuda yardımcı olacak bir bölüm buldum.

Her ne kadar tasarruflarım istediğim miktarın altında seyretse de şu an için aldığım sonuçlardan memnunum. Tabii ki portföyün uzun vadeli büyümesinin Türkiye’nin büyümesine bağlı olduğunun da gayet farkındayım.

Kısa girişten sonra işin aslına gelelim. Şu anda Ray Dalio’nun hayatta başarılı olmasını sağlayan ve karar almasına yardımcı olan tecrübelerini yazdığı “Prensiplerim” isimli kitabını okuyorum.

Kitabın incelemesini daha sonra yapacağım fakat size şimdi bahsetmek istediğim bir şey var: “Hayatta İstediğinizi Elde Etmeniz İçin Beş Aşamalı Planlama Süreci” bölümü.

Şimdi planın aşamalarını biraz da yorum katarak çevireceğim. Bir sonraki yazıda da “Finansal Bağımsızlık Oyun Planı”mı bu tekniğe göre tekrar kurmaya çalışacağım.

Hadi başlayalım.

Sürecin Aşamaları

Beş aşamaya bölünmüş bir plan yazarın dediğine göre evrim süreci ile uyumlu bir tablo çiziyor ve sürecin en önemli kısımlarını oluşturuyor.

Eğer bu beş aşama hakkıyla planlanıp uygulanabilirse başarılamayacak şey yok.

Şimdi aşamalara kısaca bakalım:

  1. Açık hedefleriniz olsun.
  2. Bu hedeflere ulaşmanın önünde duran sorunları belirleyin ve bu sorunların sizin ve hedefinizin arasında durmasına müsamaha göstermeyin.
  3. Kök nedenleri bulmak için sorunlara doğru teşhisi koyun.
  4. Sorunları halletmek için planları tasarlayın.
  5. Tasarımlarınızın sizi sonuca götürmesi için ne gerekiyorsa yapın.
Ray Dalio Beş Aşamalı Plan

Gördüğünüz gibi herhangi bir hedefe ulaşmak için bu beş aşamalı planı kullanabiliriz.

Bunu uygularken

Şimdi teker teker maddeleri açıklayayım ve oyun planımı kurayım.

1) Açık Hedefleriniz Olsun

Peşinden gideceğimiz amaçları belirlemekle işe başlıyoruz. Bunu yaparken dikkat etmemiz gereken bazı şeyler var:

a) Önceliklendirme: Teorik olarak istediğimiz herhangi bir şeyi başarabiliriz fakat istediğimiz herşeyi başaramayız.

Hedef seçmek ilk aşama ve belki de en zor olanı. Çünkü hedef seçtiğimizde aslında çok istediğimiz bir şeyi elde etmek için diğerinden daha az istediğimiz bir şeyden vazgeçmemiz gerekiyor. Eğer çok fazla alternatife sahip olursak ve seçim yapamazsak odaklanamayız ve hedeflerimize ulaşamayız.

Aynı anda iki tavşanı kovalarsan ikisini de elinden kaçırırsın.

Kızılderili Atasözü

Hayatta elde edebileceklerimiz bizi mutlu etmeye yeter bile. Onun için fazla hedef belirlemenin anlamı yok.

b) Hedefleri arzularla karıştırmayın.

Düzgün bir hedef bizim gerçekten başarmaya ihtiyaç duyduğumuz hedeftir. Arzular ise istediğimiz fakat bizi hedeflerimizden uzaklaştıracak şeylerdir. Örnek olarak, finansal bağımsızlığı kazanmak bir hedefken bir hafta Antalya’da 10.000 TL’ye tatil yaparak kendini güneşe teslim etmek bir arzudur:)

c) Hedeflerinizi ve arzularınızı uzlaştırarak hayatta gerçekten ne istediğinize karar verin.

Tutku olmadan hayat boştur. Onsuz yaşayamayız. Anahtar olan tutkunuzla ne yapacağınızdır. Sizi yok etmesine izin verebilirsiniz ya da onu kullanarak hayattaki hedeflerinize ulaşırsınız. Bizim için anlamlı olan şeyler ise hem hedeflerimizi hem de arzularımızı karşılayan şeylerdir.

d) Başarının getirdiği süslü eşyaları başarının kendisi ile karıştırmayın.

Lüks bir ayakkabı ya da araba alma hedefinde olanlar çok nadir olarak mutlu olurlar. Çünkü bu insanlar gerçekten ne istediklerini ve onları neyin mutlu ettiğini bilmezler.

e) Bir hedefi ulaşılamaz olduğunu düşündüğünüz için elemeyin.

Cesur olun. Başarıya giden bir yol mutlaka bulunur. Bizim amacımız da bunu bulmaktır. Ulaşılamaz olduğunu düşündüğümüz hedefler, sadece bugün bildiklerimizin bir sonucudur. Hedefe doğru ilerledikçe ve mücadele ettikçe yeni yollar ortaya çıkar. Tabii bazı imkansız hedefler de yok değil:) Mesela 1.50 cm boyunda birisinin NBA’de oynamak istemesi gibi.

f) Büyük beklentilerin muazzam yetenekleri ortaya çıkardığını unutmayın.

Eğer hedeflerimizi başarabileceklerimizle sınırlarsak hedefi çok alçağa koymuşuz demektir.

g) Eğer yeterli esnekliğiniz ve sorumluluk duygunuz varsa başaramayacağınız neredeyse hiçbir şey yoktur.

Esneklik bize gerçeği kabul etme gücü verir. Sorumluluk da başarısızlığımızın sorumlusunun biz olduğunu hatırlatır. Başarı için ne gerekiyorsa yapmamızı sağlar. Sonuçta hatalarından başkasını sorumlu tutan nasıl gelişebilir ki?

h) Yenilgilerle başa çıkmayı bilmek ilerlemeyi bilmek kadar önemlidir.

Bazen uçuruma doğru gidersiniz ve düşüşünüzü engelleyecek bir şeyin olmadığını bilirsiniz. Kimi zaman böyle çok kötü görünen şeyler başımıza gelir. Bu gibi zamanlarda hedefiniz durumu en az zararla atlatmak ve mevcudu korumak olmalıdır. Sonuçta görevimiz bize en iyi sonucu getirecek tercihi yapmaktır.

2) Sorunları Belirleyin ve Hedefinizle Aranızda Durmasına Müsamaha Göstermeyin

Hedeflerimizi belirledikten sonra sorunlarla karşılaşırız. Bunların bazıları bizi en zayıf noktalarımızla karşı karşıya getirir.

a) Acı verici problemleri, size bas bas bağıran potansiyel gelişim noktaları olarak görün.

Başta öyle görünmese de her sorun potansiyel bir fırsattır ve bu sebepten dolayı gün yüzüne çıkmalıdır. Çoğu insan bunu kendi ya da sevdikleri birinin zayıflıklarını ortaya çıkarır diye yapmak istemezler fakat başarılı insanlar bunu yapmaktan çekinmezler.

b) Sorunların karşısına çıkmaktan, sırf hoş olmayan gerçek kökleri var diye çekinmeyin.

Çözülmesi zor sorunlara kafa yormak sizi tedirgin edebilir fakat onları görmezden gelmek de sizi tedirgin eder. Eğer sorunun sebebi kendi yetersizliği ise çoğu insan utanır. Bunu aşın, sorunların farkında olmak onlara teslim olmak demek değildir. Onların üstesinden gelmenin ilk yoludur.

c) Sorunlarınızı belirlemede açık olun.

Sorunları belirlerken titiz olmalısınız çünkü her sorunun farklı bir çözümü vardır. Eğer belli bir beceri eksikliğiniz varsa eğitim alırsınız, eğer doğuştan gelen bir zayıflık varsa başkasından yardım istersiniz ya da rolünüzü değiştirirsiniz. Örnek olarak eğer muhasebe konsunda yetersizseniz muhasebeci tutarsınız. Her şeyi bilmenize gerek yok.

d) Sorun ile sorunun sebebini karıştırmayın.

“Yeterince uyuyamıyorum” bir sorun değildir. Bir sorunun potansiyel sonucudur. Düşünceyi berraklaştırmak için sonucu bulmaya çalışın. Mesela “işimde kötü performans gösteriyorum. Sebebi uykusuzluğum olabilir” gibi.

e) Büyük Problemleri Küçüklerinden Ayırın

Kısıtlı zamanımız var. Bu yüzden de çözülünce en çok getiriyi verecek sorunlara odaklanmak gerekiyor. Aynı zamanda küçük problemlerle de yeterince ilgilenmeli ve büyük problemlerin bir sonucu olmadığı belirlenmelidir.

f) Sorunu belirledikten sonra müsamaha göstermeyin.

Sorunun varlığını sürdürmesine izin vermek de onu belirleyememek ile aynıdır. İster çözülemeyeceğini düşündüğünüz için görmezden gelin, ister yeterli kaynak ayıramayacağınızı düşünün ya da umursamayın, durumunuz umutsuz olur. Ne kadar şiddetli olursa olsun, bunun için kötülüğe karşı muazzam şekilde tahammülsüz olmalısınız.

3) Kök Nedenlerini Bulmak İçin Sorunlara Doğru Teşhisi Koyun

a) “Ne yapmalı” sorusundan önce “bu nedir” sorusuna odaklanın.

Sorunu bir nano saniyede tanımlayıp çözümler üretmek genel bir hatadır. Stratejik düşünce, hem teşhis hem de tedavi gerektirir. Sorunun boyutu ve analizin detayına göre sorunu teşhis etmek 15 dakika ile 1 saat arasında zaman alır. Kök nedenleri bulmak, ilgili kişilerle konuşmayı ve kanıt aramayı gerektirir. Prensiplerde olduğu gibi, kök nedenler de kendilerini farklı durumlarda tekrar tekrar gösterirler. Onları bulmak ve halletmek size meyvelerini tekrar tekrar verir.

b) Yan nedenleri kök nedenlerden ayırın.

Yan nedenler, sorunlara yol açan davranış ya da davranış eksikliğidir ve bundan dolayı fiillerle ifade edilirler (Treni kaçırdım çünkü tren zaman çizelgesini kontrol etmedim). Kök nedenler çok daha derinlere iner ve genellikle sıfatlarla açıklanırlar (treni kaçırdım çünkü unutkanım).

Sorunları sadece kök nedenleri ortadan kaldırarak çözebilirsiniz ve bunu yapmak için de semptomları hastalığın kendisinden ayırmalısınız.

c) Birini tanımak (kendiniz dahil) size onlardan ne beklemeniz gerektiği hakkında bilgi verir.

İhtiyacınız olan insanları çevrenizde toplamanız için insanları değerlendirme eksikliğinizi gidermeniz gerekiyor. Bu kendiniz için de geçerli. Bir çok insan kendi hatalarını belirleyip kabul etme konusunda zorluk yaşar. Bazen kör olduklarından ama çoğu zaman da egoları izin vermediği için bunu göremezler. Bazen arkadaşlarınız da sizi incitmemek için hatalarınızı görmezden gelir. Bazen başarılı insanla başarısız insanı ayıran nokta, kendilerine ve başkalarına objektif olarak bakabilmesi ve önlerinde duran kök nedenleri anlayabilmesidir.

4) Bir Plan Tasarlayın

a) İleri gitmeden önce geri gidin.

Mevcut duruma nasıl geldiğinizi (ya da bu duruma gelmek için ne yaptığınızı) düşünün. Sonra da hedeflerinize ulaşmak için sizin ve çevrenizdekilerin neler yapması gerektiğini gözünüzde canlandırın.

b) Sorunlarınızı, bir makine tarafından üretilen sonuçlar olarak düşünün.

Sorunlarınızı üreten makineyi nasıl daha iyi sonuçlar üretebilecek şekilde tasarlayabileceğinizi düşünün.

c) Hedefe ulaşmak için birden fazla yolunuz olduğunu her zaman hatırlayın.

İşe yarayan sadece bir tanesini bulmalısınız.

d) Planınızı, kimin ne yaptığını görselleştirebileceğiniz bir film senaryosu olarak düşünün.

Önce genel bir plan çizin (iyi insanları işe alacağım) sonra da o planın ayrıntısına inin. Genel plandan zaman çizelgesinin de olduğu dar bir plana inin (iki hafta içinde insan kaynakları uzmanlarını işe alacağım). Zaman, maliyet ve insan sorunu gibi sorunlar çıkacak fakat bunlar sadece tasarımlarınızı mükemmelleştirmek için birer fırsat olacaktır.

e) Planlarını herkesin görebileceği ve ilerlemeyi takip edebileceği şekilde yazın.

f) İyi bir plan tasarlamanın çok fazla zaman almayacağını bilin.

Bir kaç saatte ya da haftalarca süren bir zaman diliminde de plan yapabilirsiniz. Planlama süreci ne yapacağınıza karar vereceğiniz için gereklidir. Bir çok insan uygulama ile çok fazla haşır neşir olduklarından dolayı planlamaya zaman ayırmazlar. Fakat unutmayın: Tasarım yapmaktan daha üstündür.

5) Sonuca ulaşmak için ne gerekiyorsa yapın.

a) Planını uygulamaya koymayan büyük planlamacılar hiçbir şeyi başaramazlar.

İlerlemek ve planlarınızı uygulamak disiplin gerektirir. Görevlerinizin amacınıza ulaşmak için tasarlandığının farkında olun. Bu aklınızdan çıktınızda durup kendinize “neden” diye sorun. Eğer “neden” sorusunun cevabını unutursanız amaçlarınızı da unutursunuz.

b) İyi çalışma alışkanlığı büyük oranda hafife alınmaktadır.

Planları başarı ile uygulayanların hepsinin yapılacaklar listesi vardır ve bunu da önceliklendirerek yaparlar.

c) Planınızın uygulamasını ölçmek için açık ölçüler koyun.

İdeal olan birinin sizi gözlemlemesi ve nasıl gittiğinizi rapor etmesidir. Eğer hedeflerinize ulaşamıyorsanız teşhis ve tedavi edilmesi gereken başka bir problem var demektir. Uygulaması zayıf olan bir çok başarılı ve yaratıcı insan vardır. Başarılarının sebebi ise görev adamları ile simbiyotik ilişkiler kurmalarıdır.

İşte bu kadar… Bir aşamayı tamamlarsanız diğer aşamalar için de bilgi edinmiş olacaksınız. Beşini de tamamladığınızda ise yeni bir hedef için bunu tekrarlayabilirsiniz.

İlk üç aşama sentezleme iken son iki aşama da uygulamaya yöneliktir.

Bir sonraki yazıda bu sistemi temettü emekliliği hedefim için uygulayacağım. Bakalım nasıl olacak.

Saygılar.

4 Yorum

  1. İnanç Taşkıran demiş ki:

    Yazı çok bilgilendirici, elinize sağlık. “Principles”, son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan. Ancak şahsen ben kitabın ilk bölümünü, “yaşam prensipleri” kısmını, daha çok beğendim. Nedense, iş ile ilgili presinplerden oluşan ikinci kısım çok fazla kişiye özgü ve çok mekanik geldi – hatta bazı zamanlarda ürkütücü seviyede mekanik, hatta şirkette uygulanan sistemin demokrasi olmadığını yazar kendisi de söylüyor açıkça. Yine de sonuçta “idea meritocracy” etkili olmuş ki, ortaya Ray Dalio’nu başarı öyküsü çıkmış. Kitabı ben de yeni okuduğum için gevezelik ettim, kusura bakmayın. Tekrar teşekkürler.

    Mayıs 17, 2019
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Sayın İnanç Bey,

      Blogun amacı zaten gevezelik yapmak, sorun yok yani:)

      İlk kısım benim de ilgimi çekti fakat ikinci kısımı daha okumadığım için yorum yapmayayım.

      Genel olarak ise “Principles”i çok önemsiyorum. Başarılı olmuş bir yatırımcı ve iş adamının tecrübelerinden faydalanıyoruz. İleriki zamanlarda daha da fazla eğilmeyi düşünüyorum.

      Saygılar.

      Mayıs 17, 2019
  2. EREN demiş ki:

    Öncelikle teşekkürler. Yazınızı tesadüfen fark ettim. Daha önce kitabı okumamıştım. Ancak paylaşımınızı okudukça sorunlarıma, amaçlarıma, hedeflerime yönelik not alırken buldum kendimi. Benim için iyi bir başlangıç yaptı diye bilirim. Blogunuz takibimde olacak.

    Mart 13, 2022
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Selamlar Eren Bey,

      Ray Dalio’yu ben de ilk gördüğümde hazine bulmuş gibi olmuştum. Bilgisini sınırsız şekilde paylaşıyor.

      Faydalı olduğuna çok sevindim.

      Saygılar.

      Nisan 3, 2022

Yorumunuzu Ekleyin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.