Neden Tasarruf Ediyorum? Ankara Güneşinin Keyfini Çıkarmak İçin

Bugün bitirdiğim bir kitabı tanıtacaktım ama yarına bırakıyorum. Daha acil bir şey var. Kendime neden tasarruf ettiğimi hatırlatmam gerekiyor.

Bizi hedeflerimize ulaştıran ve hedeflerimizden saptıranlar küçük ayrıntılarda gizlidir. Hiç tasarruf etme alışkanlığı olmayan birinin ise yolundan sapması an meselesi.

Neden diye sormaya başlıyor insan kimi zaman. Neden bu kadar sıkıyorum kendimi, neden para biriktirmeliyim? Eğer cevap bulunmazsa bu sorular artarak devam eder.

İşte bu gibi durumlarda, nöbetleri geçiştirmek için ufak ufak sebepler bulmaya başladım. Bu ayki para biriktirme sebebim Ankara’nın güneşinin tadını çıkarmak oldu.

Çok sade bir sebep. Şimdi için iç yüzünü anlatayım.

child-2887483_1920
Neden Tasarruf Ediyorum? Ankara Güneşinin Keyfini Çıkarmak İçin

Ankara’nın kışını bilenler bilir. Ben ikinci yılımı dolduruyorum ama hala alışmış değilim. Bu yaşa geldim, neredeyse bütün büyük şehirlerde yaşadım,  kulaklarım ilk kez soğuktan burada acıdı. İlk geldiğimde sürekli grip oluyordum. Kağıt mendil aldığım parayla ne hisseler alırdım kim bilir 🙂 Artık apartmandan çıkarken psikolojik olarak kulaklarım acımaya başlıyor. Kafada bere de durmadığı için malum dört kere bere kaybettim :)) Bere almaya da elim gitmiyor. Fakat her kötü şeyin bir sonu olduğu gibi kışın sonunda da bahar geldi.

Baharın daha çok da güneşin bende büyük etkisi var. Sanki bütün kışın yorgunluğu, bezmişliği baharla üzerimden gidiyor. Her taraf günlük güneşlik ama aynı zamanda da serin. Kendimi sürekli dışarı atasım geliyor, duramıyorum.  Ankaralılar bilir dört beş gündür de muhteşem bir hava var. Perşembe günü yaşadığım olayın zanlısı da bu güzel havalardır!

Güzel Havalarda Kim İşe Gider?

Her zamanki gibi  sabah erkenden kalkıp işe gitmek üzere hazırlandım. Fakat bir fark var. Dört ay önce aldığım önlemler dolayısıyla artık evde kahvaltı ediyorum. Hem sağlıklı besleniyorum hem de kahvaltıya para vermemiş oluyorum. Bu arada sabah kalkmakla aramın iyi olmadığı da bir gerçek. Bir şeyi zorunda olduğum için yapmak çoğu zaman büyük bir eziyet oluyor. Paramın benden daha çok çalışacağını ve sonunda erken emekli olabileceğimi keşfetmemdeki ana etmenlerden biri de buydu.

Neyse çıktım dışarı hava muhteşem, hafif serin bir rüzgar esiyor. Tam benlik yani. Çiçekler, böcekler baka baka gidiyorum. Ama nereye… Tabi ki servise 🙂

Servis geldi, bindim işe gidiyorum. Nasıl canım sıkıldı. Nankörlük ediyor da değilim aslında, işim olduğu için şükrediyorum. Fakat canım sıkıldı işte.  Normalde etrafı seyretmem ama oturdum güzel güzel bakındım. Sonra içimi bir his kapladı. Tam da iş yerine varmaya beş dakika kala. Dedim ki kendi kendime, senin kapalı ofiste ne işin var şimdi. Çık dışarı bu güzel havada gez, dolaş, yürüyüş yap, güneşin tadını çıkar!

Yani hiç o kapalı ortama girmek istemedim. Pencere yok, havasız, günlük telaşlar, sonu gelmeyen işler, boşa çabalamalar. Aslında ofise dönmek benim için biraz da bunlar demekti.

Sonra hayatın gerçekleri yavaş yavaş ağır basmaya başladı. Kendimi frenledim ve servisten inip doğrudan işe gittim. Pek tabii  bir gün izin alıp gezebilirdim ama sadece bir illüzyon olurdu. Kendimi kandırırdım. Ertesi gün hoooooppp tekrar ofise.

Toparlarsam

Anladım ki bu işi kökten çözmem lazım. İşte Mart ayında para biriktirme sebebim, Ankara’nın güneşinin tadını istediğim gibi çıkarabilmek. Paramın benim yerime çalışması ve zamanımın hepsinin bana ve aileme kalması. Yani özgürlüğümü satın almak istiyorum. Bu küçük motivasyonların büyük resimdeki erken emeklilik hedefime ulaşmamda çok büyük katkısı olacağını düşünüyorum.

Zamanımın bana kalması da yanlış anlaşılmasın. Yan gelip yatamam zaten bir şeylerle meşgul olmam, çalışmam lazım kafamı dinç tutmak için. Fakat istediğim işte, istediğim kadar.

Bu blogta yazmaya dört ay önce başlamıştım. 2017 hedeflerimden birisi borcumu sıfırlamaktı. Şu an yarısını hallettim ve kararlılıkla azaltmaya devam ediyorum. Zor bir süreç ama imkansız da değil. Özgürlüğümü satın almaya adım adım devam ediyorum. Azar azar, damla damla ama sürekli olarak. Daha sonrası akıllı yatırım yapmaya kalıyor.

Benim için Ankara güneşi şu an özgürlük demek. Peki siz ne için tasarruf ediyorsunuz? Kendinize böyle ara hedefler belirliyor musunuz? Motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz? Biraz da siz anlatın 🙂

Saygılar.

3 Yorum

  1. Umut demiş ki:

    Özel sektörde çalışıyorum. Kriz durumunda ailemi hayatta tutmak için tasarruf ediyorum:) Fazlasında inanın gözüm yok…

    Şubat 16, 2018
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Sayın Umut Bey,

      Nedenlerimiz farklı olsa da hepimiz daha iyi bir gelecek için yatırım yapıyoruz. Umarım başarılı da oluruz sonunda.

      Saygılar.

      Şubat 16, 2018

Yorumunuzu Ekleyin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.