Portföy Çeşitlendirmesi Nedir? Ben Nasıl Yapacağım?

Aslında portföy çeşitlendirmesinin bilimsel tanımını yapacaktım. Ama önce Warren Buffet’in sözü ile başlamak istiyorum… Şöyle demiş kendisi:” Çeşitlendirme cahilliğe karşı korumadır. Eğer ne yaptığınızı biliyorsanız pek bir anlamı yoktur.” Yani bir kaç sektörü çok iyi bilmek, onu çok yakından takip etmek ve portföyü bu sektörlere dağıtmaktan bahsetmiş üstad.

Peki bunu neden ve nasıl?

Çeşitlendirme Nedir?

Şimdi kısa bir tanım ile başlayabilirim. Çeşitlendirme; portföyün içinde değişik yatırımların bulunmasıdır. Arkasındaki mantık, riski azaltarak ortalama üstü bir getiri elde etmeye çalışmaktır.

Neden Çeşitlendirme?

Çeşitlendirme teorisinin arkasında, aslında bizim çok yakından bildiğimiz bir deyiş var. “Tüm yumurtalar aynı sepete konulmaz”. Sepeti elinden düşürürsen hepsini kırarsın Şimdi bunu bir örnekle açıklayayım:

Türkiye’den buna, iflas eden ya da fiyatları 10’da bire düşen bir çok firmayı örnek verebilirim. Eğer tüm paramı  bir firmaya yatırırsam belki yüksek getiri de elde edebilirim ama tahtası kapanırsa ya da iflas ederse tüm param gidebilir. Tek firmaya para yatırmanın böyle bir sorunu var. Peki sadece o mu? Bir tek borsaya yatırırsam orada da sıkıntı olabilir, sadece ev kiralarsam kiracıyla sorunum çıkabilir, sadece arsa alırsam yol geçer, istimlak olabilir, sadece mevduat, sadece dövizin de böyle teker teker dejavantajlarını sayabiliriz.

Şimdi, hem Warren Buffet’dan örnek veriyorsun hem de sadece borsayla birlikte başka yatırım araçlarına da yatırım yapmaktan bahsediyorsun denebilir. Ne ben Warren Buffet’ım ne de burası Amerika. Burada riskler daha fazla ve çeşitlendirme benim başımı yastığa daha rahat koymamı sağlıyor. Yani kişisel bir tercih.

Ama bunun ağırlığının, düzgün senetlerde ve borsada olması gerektiğini düşünüyorum çünkü en fazla getiri orada var.

Bir de yurtdışı örnek vereyim. 2000’li yılların başlarında hatırlarsanız bir Amerikalı enerji firması vardı ENRON diye. Muhasebelerinde katakulli yapmışlar, bu da fark edilince battılar. Bu şirket çalışanlarının emeklilik paralarını sadece kendi hisselerine yatırtıyormuş. Şirket batınca da bir çok kişinin emeklilik paraları uçmuş gitmiş. Tek hisse, batık bir şirket ve kaybedilen emeklilik.

Ben Nasıl Yapacağım?

Peter Lynch hisse sahibi olmayı çocuk sahibi olmakla bir tutar ve bakabileceğinizden daha fazla çocuk yapmayın der. Bu yüzden ben de derinden inceleyebileceğimden daha fazla hisse senedi sahibi olmak istemiyorum. Bu yüzden de sayıyı beşte tutacağım. Hepsi farklı sektörlerden beş şirket. On diyordum ama on şirketi takip edemeyeceğim. Fabrikasına git, genel kurulları takip et, arada haberlerine bak, araştırma yap. Zor o iş.

  1. Şu anda düşüncem bir tane çimento, bir GYO, bir tarım, bir imalat ve bir yüksek teknoloji olmak üzere  beş sektörde kalmak. Tabi sadece yeşillik olsun diye çeşitlendirme yapmayacağım. Bunların temettü veren, verdiği temettüyü arttıran ve bunu sürdürülebilir şekilde yapan senetler olmasına dikkat edeceğim.
  2. Ama sadece sektör olarak da sınırlandırmak istemiyorum kendimi. Bunun yanında Türkiye’nin büyük gruplarından da sadece birer hisse alacağım. Yani her grubun bir adet şirketi olarak. Riski buradan da dağıtmak istiyorum.
  3. Maliyet olarak da bir şirketin hissesi portföyün %30’unu geçmeyecek. Satış fiyatı olarak bakmıyorum. Maliyet odaklı bakıyorum çünkü fiyatlar değişkenlik gösterirken maliyetler aynı kalıyor. Aslında yine fazla, birine bir şey olsa %30 gitse çok fena olur ama yakından takip ederek bu riski minimize edeceğim.
  4. Bende 5 olan sayı yurtdışı borsalarda takip ettiğim bloggerlarda yaklaşık 50 kadar. Bunun sebebi de biri batarsa en fazla %2 kaybederim o da bana koymaz demeleri. Şimdilik o kadar hisseyi takip edemeyeceğim. 5 yeter. Yurtdışında işlem yapmaya başlarsam arttırırım bu sayıyı.
  5. Mümkün olan en kısa zamanda bir arsa almak istiyorum. Al unut tarzında. Biraz da altın biriktireceğim. Her ay 1 gram kadar. Ne olursa olsun bozmamak kaydıyla, 1’er gram altın.

Bütün bunları yapınca riski borsada senetlere dağıtmakla kalmayacağım, aynı zamanda arsa ve altın ile de dengeleyeceğim.

Aslında bunların teker teker korelasyonlarına bakmak lazım. Aşağıdaki durumla karşılaşmayayım:

Diversification ve Diworsification

İngilizce çeşitlendirme kelimesinden ünlü yatırımcı Peter Lynch tarafından türetilmiş. Çeşitlendirme kelimesinin içine kötü veya beter anlamına gelen “worse” kelimesini yedirmiş amcam.

Bu olayda; yatırımcı portföyünü öyle bir çeşitlendirir ki risk ve kazanç oranları çok kötü bir hal alır. Risk ve kazanç o kadar çok azalır ki hisseler çok az getiri elde eder. Çoğu zaman endeksten de daha az getiri olur bu. Yani çeşitlendireceğim derken endeks altı getiri de elde etmemek gerekiyor. Fazlası zarar.

Toparlarsam

Kişiden kişiye değişir ama benim kafam çeşitlendirme yapınca daha rahat ediyor. Onun için hisse yatırımının yanında arsa ve altın olayını da düşünüyorum. Bunun yanında borsada da farklı grupların şirketlerini almaya dikkat ederek dengeli bir portföy oluşturmaya çalışıyorum. Sonrasını onlar halledecek inşallah. Temettüleri büyüyecek daha fazla gelir elde etmemi sağlayacaklar.

Sizin de portföy çeşitlendirmesi hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Tek bir hisseye mi yatırım yapıyorsunuz? Yoksa elinizde onlarca çeşit hisse mi var? Sadece borsaya yatırım yapmayı mı mantıklı buluyorsunuz? Yoksa fırsatınız olsa çeşitlendime yapar mısınız başka yatırım enstrümanlarına?

Saygılar.

Tek Yorum

Yorumunuzu Ekleyin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.