Konuk Yazar Sayın Engin Yılmaz’dan: Ultra Tasarruf Süreci ve Zenginlik Döngüsü

Herkese selamlar.

Tasarruf etmek ve bu tasarrufları en iyi şekilde değerlendirerek kendimize akar gelir yaratmak finansal özgürlüğümüzü kazanmamız için olmazsa olmaz.

Burada, ikisine de arada sırada değinmeye çalışıyorum.

Bu sefer bir değişiklik yapıyorum ve ilk kez bir konuk yazarın yazısına yer veriyorum.

Sayın Engin Yılmaz bize finansal bağımsılığını kazanmasında çok yardımı olan ilk 100.000 TL’yi biriktirmekte kullandığı “Ultra Tasarruf Süreci ve Zenginlik Döngüsünü” anlatacak.

Hadi başlayalım.

ULTRA TASARRUF SÜRECİ VE ZENGİNLİK DÖNGÜSÜ

Merhaba, öncelikle bu yazıyı bloğunda paylaşmama izin veren sevgili dostum Yiğit’e (@lattadenborsaya) çok teşekkür ederim. Ben blog açıp, bu bloğu yönetmeye çok üşeniyorum :). Bu nedenle, yazmaya değer olduğunu düşündüğüm bir konu olduğunda da böyle sevgili dostlarımın vasıtasıyla bu yazılarımı sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Peki, nedir bu “Ultra Tasarruf Süreci ve Zenginlik Döngüsü?”

Öncelikle tasarruf nedir, neden yapılır ve tasarruflarımızın bizim ve ülkemiz için ne anlama geldiğine kısaca değineyim. Tasarruf; yeni yatırımlar yapmak için kenara para koymak, bu parayı borsaya (hisse senetlerine), bankaya ya da faiz getiren başka bir yatırım aracına vererek ekonomide yeniden para yaratılmasını ve böylece yeni yatırımlar yapılmasını sağlamaktır. Kısacası tasarruf yapmamızın amacı yatırımlar yapmak ve bu yatırımlardan gelir elde etmektir. Bu bizim ve aile üyelerimizin geleceğini göbekten ilgilendirdiğinden çok önemli bir konu. Nitekim tasarruf, sadece birikim yapan kişi ve ailesi için değil, ülkenin dış finansmana ihtiyacını azalttığı için ülkeye de büyük katkı sağlamaktadır.

Tasarruf, sadece masrafları kısmakla alakalı değildir. Aynı zamanda gelir getirecek yatırımlar yapmayı da gerektiren bir “KÜLTÜR’dür.” Tasarrufun ülkemiz için önemine gelecek olursak, Japonya’ya bakmamız yeterli olacaktır. Japonya, Dünya’nın en borçlu ikinci, borcun milli gelire oranına göre ise birinci sırada yer alır. Ama bu borcun büyük kısmı yerli finans şirketleri tarafından finanse edildiği için bu borcu çevirebilmektedir. Yani Japon halkının o kadar fazla tasarrufu vardır ki, Japonya’da kriz yaşanmaz. Tabi bunun başka ekonomik nedenleri de var ama onlar bu yazının konusu değil.

Tasarrufu ve önemini anladığımıza göre şimdi bunu nasıl yapabileceğimize gelelim. Burada artık ben kendimden örnekler vererek ilerlemek istiyorum. Çünkü ben bu zamana kadar çalıştığım işlerde öyle çok yüksek maaşlar kazanmadım. Ama “ULTRA TASARRUF” felsefesini erken yaşlarda fark ettim. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki herkesin hayat standardının, ailesinin ekonomik durumunun ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin benzer olmayacağını, her bireyin kendi ekonomik habitatı olduğunu bir kez daha belirtmek ve bunun bilincinde olmamız gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Ultra Tasarruf Süreci, esasen benim bireysel olarak keşfettiğim bir şey değil. Ciddi olarak tasarruf yapmaya başladığım ilk yıl olan 2012 (20 yaşındayken) senesinde okuduğum bazı yazılar sayesinde tahayyül ettiğim ve sonrasında Charlie Munger’in, ‘’Alışveriş çekleriyle mi yaşarsınız, her yere yürüyerek mi gidersiniz bilmem ama ilk 100.000 doları yapmak zorundasınız.’’ sözüne denk gelmemle birlikte kafamda iyice oturttuğum bir felsefe oldu. Ailenizden size bir sermaye kalmamışsa yada kalmayacaksa bunu siz yapmak zorundasınız. Ama ben Munger kadar acımasız değilim. Nasıl yaparsanız yapın deyip bırakmayacağım. Bunu nasıl yapabileceğinizi ve benim nasıl yaptığımı anlatacağım. 🙂

‘’Zenginlik Döngüsü’’

Bu başlıkta size zengin olmanın yolunu ve esasen tasarrufun önemini iyice kavrayabilmeniz için yine birçok fikir sonucu formülize ettiğim bir felsefeden bahsetmek istiyorum. Aşağıda tablo halinde verdiğim şeye ben ‘’Zenginlik Döngüsü’’ diyorum. Zenginliğin oluşturulabilmesi için bu döngüye kusursuz şekilde uymak gerektiğine inanıyorum. Kısaca bahsetmek gerekirse;

1. TASARRUF

Dediğim gibi zengin olmanın yada en azından finansal olarak bağımsız olabilmenin ilk temel taşı tasarruf etmektir.

2. BİRİKİM

İnsanların büyük kısmı tasarruf ve birikimin aynı şey olduğunu düşünür ama aslında aynı şey değildir. Birikim, tasarrufların bir araya getirilmesi ile oluşur. Yani iki üç ay tasarruf edip bu tasarruf ile bir şeyler satın alırsanız para biriktiremezsiniz.

3. YATIRIM

Bu konu işin en önemli ayaklarından biri… Çünkü birikimlerinizi yanlış bir yatırımda heba edebilirsiniz, ki bu da tasarruf yapmaya devam etmenizi engelleyecektir ve böylelikle zengin olmanızın önü kapanacaktır. Yatırım konusu en çok ayrıntıyı barındıran konu olduğu için bu konuya bu yazıda değinmeyeceğim.

4. REINVESTMENT (Yatırım gelirleri ile tekrar yatırım yapmak)

Doğru yatırımlar yapmayı öğrendikten sonra bu aşama işin en kolay kısmını oluşturuyor. Yatırımlarınızdan elde ettiğiniz gelirler ile tekrar size gelir getiren o varlıklara yatırım yapmalısınız.

5. DÖNGÜDE KAL

Bu kısım ise sizi gerçek anlamda zengin veya finansal özgür yapacak olan kısım. Bu süreci sürekli olarak devam ettirmelisiniz. Yukarıda da kalın harflerle yazdığım gibi tasarruf bir ‘’KÜLTÜR’dür.’’ Bildiğiniz gibi herkes bir şekilde para kazanıyor ve para kazanmak bir kültür değildir, kazanılan az yada çok parayı kullanmak kültürdür.

Tasarruf ve zenginlik oluşturmak için gerekli olan benim hâkim olduğum bu felsefeleri iyi şekilde anlattığıma inanıyorum bu nedenle artık bu yazının asıl konusu olan ‘’ULTRA TASARRUF SÜRECİ’’ meselesine girebiliriz.

“Ultra Tasarruf Süreci”

Bu sürecin amacı Munger’in da dediği gibi ilk 100 bin birim parayı yapmaktır. Bu bir birim Amerikalı için ‘Dolar’ bizim için ise ‘Türk Lirası’ olabilir. Burada tabiî ki iki para biriminin alım gücünün aynı olmadığının bilincindeyim. Ama milyonlarca adım atmanın ilk koşulu ilk önce tek bir adım atmaktır. 100 bin Dolar yapmanın ilk koşulu da ilk önce 100 bin TL yapmaktır.  Evet, bu para birimi sorunsalını da aştığımıza göre asıl meseleye gelebiliriz. 🙂

UYARI!!!

Bu sürecin oldukça sert ve bazı noktalarda oldukça acımasız görünebilecek yanları olabilir. Ama şunu unutmayın her şeyin bir bedeli vardır ve Bernard Shaw’ın da dediği gibi; Eğer yürüdüğünüz yolda hiçbir engel yoksa, o yol sizi hiçbir yere götürmez…

Ultra Tasarruf Süreci dediğimiz şey adından da anlaşılacağı gibi bir süreç ve bu sürecin belli aşamaları var. Size bu aşamaları adım adım anlatmak istiyorum. Ben bu aşamaları 7 alt başlık altında sınıflandırıyorum ve size de bu şekilde anlatmak istiyorum. Öncelikle bu 7 alt başlık nedir onları yazayım sonra da bu başlıkları tek tek açıklayayım.

1.TASARRUFA BAŞLAMAK

2.İHTİYAÇLARI BELİRLEMEK

3.İHTİYAÇLARI AZALTMAK

4.KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN KURTULMAK

5. YÜK ATMAK

6.EK GELİR ELDE ETMEK

7.YATIRIM YAPMAK İÇİN KENDİNİ GELİŞTİRMEK

Bu sıralama benim gittiğim yol olduğu için size bu şekilde anlatacağım ama siz kendi önceliklerinize göre bu konularda değişiklik yapabilir ve önceliklendirmenizi oluşturabilirsiniz.

1.TASARRUFA BAŞLAMAK

Henüz tasarruf yapmıyorsanız, direkt Ultra Tasarruf yapmaya başlarsanız çok büyük ihtimalle birkaç ay sonra sıkılıp bu sürece devam edemeyeceksiniz. Bu nedenle, tasarruf etmeye küçük rakamlarla başlamanızı ve tasarruf kültürüne yavaş yavaş adapte olmanızı öneririm. Kendimden örnek vermek gerekirse ben ilk başta sadece bozuk paraları biriktiriyordum. Sonra en küçük kağıt para olan 5 TL’leri biriktirmeye başladım. Cüzdanımda 5 TL olduğunda onları hep kumbarama atardım. Sonrasında 10 TL’leri de atmaya başlamıştım. Sizde böyle başlayabilirsiniz. Sonrasında ise maaşınızın %5’ini tasarrufa ayırabilir ve bu oranı zaman içinde arttırabilirsiniz.

Yukarıda da bahsettiğim gibi tasarruf bir kültür ve bu kültürün bir parçası haline gelebilmek biraz zaman alacaktır. Bu kültüre adapte olabilmek için birkaç küçük adımla başlamanızı tavsiye ederim.

2.İHTİYAÇLARI BELİRLEMEK

Günümüzde kullandığımız ve satın aldığımız birçok şey bize temel ihtiyaçmış gibi gösteriliyor ve hissettirilmeye çalışılıyor. Bunları belirleyerek gerçekten nelere ihtiyacınız olduğunu ve nelerin zengin olmak isteyen sizler için engel teşkil ettiğini belirlemelisiniz.

Bizlerin en temel ihtiyaçları olan yeme-içme, barınma ve giyinme dışında kalan birçok şey (ki bu en temel ihtiyaçlarda bile lükse kaçılabilir) aslında bizler için lüks sayılabilir. Günümüzde bizlerin en çok para harcadığı şeylerde bunlardır aslında. Bu nedenle bu ihtiyaçlarımızı doğru belirlemeliyiz.

3.İHTİYAÇLARI AZALTMAK

Sizin de bildiğiniz gibi bir sorunu çözebilmenin ilk yolu sorunun kaynağını belirlemektir. Tasarruf yapamamanın nedeni de ihtiyaçların belirlenememesi olarak genel bir tanım olarak ifade edilebilir.

İhtiyaçlarınızı belirledikten sonra bu ihtiyaçlarda azaltmaya gidilmelidir. Yukarıda da dediğim gibi bunların bir kısmı zaten sizin ihtiyacınız olmayan şeyler olacağı için bunlardan kurtulmanın kolay olabileceğini düşünüyorum. Öte yandan gerçekten ihtiyacınız olan şeylerde ise şu yollarla azaltmaya gidebilirsiniz; Oturduğunuz ev size aitse zaten şanslısınız. Ama size ait değil ve kirada iseniz daha düşük kiralı bir eve taşınabilirsiniz. Bu konuda kendimden örnek vermem gerekirse ben bu konuda şanslıydım.  Ailemin evinde yaşadığım için kira ve fatura derdim olmadığından tasarrufa ayıracak daha fazla kaynağım vardı. Kira ve fatura ödemeyince para biriktirmek kolay tabii, dediğinizi duyar gibiyim. Ama etrafınıza bakın. Türkiye’de birçok genç evlenene kadar ailesinin yanında yaşar ve onların da büyük kısmı kira ve fatura ödemezler ama tasarruf da etmezler. Çünkü bu aile hayatı insana refah bir alan oluşturur ve bu refah ortamında birçok insan tasarrufu aklına bile getirmez ve sadece para harcamaya odaklanır. Bu nedenle aile yanında olmanın büyük şans olduğuna katılmakla birlikte bu şansı iyi kullanamadıktan sonra bu şansın bir anlamı olmayacağını belirtmem gerekiyor.

Diğer temel ihtiyaçlarda olan yeme-içme ve giyinme konularında ise ihtiyaç azaltması yapmak daha kolaydır. Yeme-içme konusunda dışarıda yemek yemekten vazgeçilmelidir. Kesinlikle bu bırakılmalıdır. Bu sorun evde daha az maliyetle halledilmelidir. Giyinme konusunda ise mevcut kıyafetlerinizi gerçekten artık kullanılamayacak duruma gelene kadar kullanmak şarttır. Yeni kıyafetler, aksesuarlar, ayakkabılar ise kesinlikle alınmamalıdır. Bunlara gerçekten ihtiyaç olduğunda ise fiyat performans olarak en iyi seçenek seçilmeli ve marka takıntısı olmamalıdır.

4.KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN KURTULMAK

Bu maddenin neden dördüncü sırada olduğunu merak ettiğinizi tahmin edebiliyorum. Aslında ilk vazgeçilmesi gereken bu madde gibi düşünebilirsiniz. Ama ben böyle düşünmüyorum. Bunun birkaç nedeni var. Hemen anlatayım…

Yukarıda da dediğim gibi bir anda Ultra Tasarruf sürecine girerseniz bu sürece devam edemezsiniz. Bu aşamaya  gelene kadar zaten birçok gereksiz harcamanıza son vermiş olacağınız için elinizde küçük gibi görünen zevkleriniz kalacaktır. O da genellikle sigara, içki, aburcubur, küçük kumarlar (iddia, loto, at yarışı vs.) ve bilgisayar/telefon oyunlarına para harcamak olacaktır. Bunlara gelene kadar hem başka masraflarınızı kıstığınız hemde bir miktar tasarruf etmeyi başardığınız için tasarruf kültürüne de ayak uydurmaya başlamış olacaksınız. Bu iki nedenden dolayı artık bu kötü alışkanlıklara sıra geldiğinde bunlardan vazgeçmeniz daha kolay olacaktır.

Evet artık bu kötü alışkanlıkları bırakabilecek düzeyde iradeniz ve tasarruf kültürünüz oluştu. Şimdi bunları ben nasıl bıraktım ve siz nasıl bırakmalısınız oraya gelelim. Öncelikle sigara ve alkolden başlayalım. Sigara ve alkol zaten ülkemizde oldukça pahalı olan şeyler. Ama daha önemlisi  bunlar zaten sağlık açısından oldukça zararlı şeyler.  Hem sağlık hemde zenginlik oluşturmamızın önündeki en büyük engeller olduğu için sigara ve alkolden ister azaltarak isterse bir anda kurtulmalıyız. Benim özellikle sigara ve alkol tüketimim oldukça fazlaydı. Ama buna rağmen iradem de oldukça kuvvetli olduğu için sigarayı bırakmaya karar verdiğim gün bıraktım ve o zamandan beri düzenli olarak hiç içmedim. Yine irademe güvendiğim için çok nadir de olsa ikram edildiğinde bir iki tane içerim ama bu sonrasında düzenli hale gelmez. İçki konusunda ise Ultra Tasarruf yaptığım dönemde keskin bir şekilde içki içmeyi bırakmıştım. Şimdilerde bile nadiren içerim.

Diğer saydığım ve aklıma gelmeyen başka kötü alışkanlıklar varsa onları da bu aşamada kesin bir biçimde sonlandırmalısınız. Unutmayın, bunların sizin hayatınıza kattığı bir değer yoktur. Ama sizden götürdüğü birçok şey vardır.

5.YÜK ATMAK

Yük atmak belki de Ultra Tasarruf Süreci’nin en sert sayılabilecek maddesidir. Bu maddede benim uyguladığım ve servet yaratmanın önünde büyük sorun olarak gördüğüm maddi ve manevi yük olan şeylerden kurtulmak var.

Bunların neler olduğundan bahsetmek gerekirse; İhtiyacınız olmayan ama sahip olduğunuz ürünlerden başlayalım.  Mesela sahip olduğunuz bir çok gereksiz şey olabilir. Bunları satmalısınız. Dursun bir gün kullanırım, yaklaşımı size hiçbir şey kazandırmaz. Arabanız varsa satmalısınız mesela. Çünkü araba genellikle lükstür. İş için ihtiyacınız olabilir ama böyle durumlarda şirketiniz zaten size bir araç tahsis eder. Etmiyorsa o işten ayrılmalısınız. Neden başkasının işi için masraflarını kendinizin ödediği bir araç kullanasınız?

Evinize bakın… Eminim ki evinizde birçok işe yaramayan ama zamanında alınmış eşya vardır. Bunları satmalısınız ve yenilerini kesinlikle almamalısınız.

Gelelim bu maddenin ‘’sert’’ taraflarına… Bildiğiniz gibi tasarruf etmek ve servet yaratmak bir süreç ve bu süreçte etrafınızda size ayak bağı olan yada sizi sürekli motivasyon olarak düşüren insanlar olacaktır. Eşyalar gibi bu insanlardan da kurtulmalısınız. Mesela ben şunu yapmıştım, beni bu süreçte desteklemeyen bir kız arkadaşım vardı ve bu ilişkiyi sonlandırmıştım. Sizde yanınızda olmayan, sizin hayallerinizi paylaşmayan kız arkadaşınızdan/erkek arkadaşınızdan ayrılmalısınız. Aynı şey arkadaşlarınız için de geçerli. Size gerçek anlamda bir şey katmayan ve sizi sürekli vasatlığa çeken arkadaşlarınız varsa bu insanlardan kurtulmalısınız. Etkin çevreye sahip olmanın önemini anlamalısınız. Etrafınızda hayalleri, hedefleri, amaçları olan karşılıklı olarak bilgi paylaşımı yapabileceğiniz ve hayatınıza değer katan insanlar olmalı. Mesela borsaya başladığım ilk dönemde aşağı yukarı aynı parasal güce sahip olduğum bir arkadaşım vardı. Aynı berbat işyerinde çalışıyorduk. Ben ona hep hararetli şekilde borsayı anlatırdım ilk defa para kazanmaya başladığımda benimle dalga geçmeye başlamıştı. Asla düzenli olarak para kazanamayacağımı, parayı batıracağımı söylerdi hep. Bende onunla arkadaşlığımı kesmiştim. Şu an kendisi hâlâ o berbat işte asgari ücrete yakın bir para için çalışıyor ben ise finansal özgürlüğümü elde ettim. Böyle insanlar sizi sürekli aşağı çekmek için uğraşır çünkü kendi hayalleri ve hedefleri yoktur. Bu insanları hemen hayatınızdan çıkarın ve sizin ufkunuzu genişletebilecek insanlarla arkadaşlık edin.

Evlenmek için acele etmeyin. Hayattaki tek amacı evlenip çocuk yapmak olan birisi (bu kadın da olabilir erkekte) sizin hayatınıza bir değer katmayacaktır. Hayatınızın aşkını bulduğunuza inanıyorsanız ona hayallerinizi ve hedeflerinizi anlatın size saygı gösterip bu yolda size yardımcı olmayı kabul ediyorsa gerçekten size değer veriyordur ve size yeterli zamanı tanıyacaktır ama sizin hayallerinize ve hedeflerinize saygı duymuyorsa hemen ayrılın. Çünkü bir tane hayatınız var ve ortak hedeflerinizin olmadığı bir insanla hayatınızı birleştirmek hayatınızı kısa yoldan mahvetmenin en tatlı yollarından biri olacaktır. 

6.EK GELİR ELDE ETMEK

Ek gelir elde etmek ise ana gelir kaynağınızın yanında sizin tasarruflarınızı anlamlı şekilde arttırmanızı sağlayacak önemli bir adımdır. Bu konuda fazla konuşmaya gerek olduğunu sanmıyorum çünkü zaten herkesin bildiği onlarca ek gelir elde etme yöntemi var. Benim geçmişte yaptığım bazı ek gelir işlerini ise şöyle sıralayabilirim.

  • Haftasonları süper marketlerde tadım görevlisi olmak,
  • İnternetten ürünler satmak,
  • Part-time işlerde çalışmak,
  • Dershane adına kitap satmak,
  • Broşür dağıtmak.

Ben yukarıda saydığım işleri yapmıştım zamanında. Sizde kendi yeteneklerinize göre bir veya birkaç ek gelir modeli oluşturabilirsiniz.

7.YATIRIM YAPMAK İÇİN KENDİNİ GELİŞTİRMEK

Yukarıda açıklamış olduğum ilk 6 maddeyi uyguladıysanız, düzenli tasarruf etmeye başlamış ve birikim oluşturduğunuzu varsayıyorum artık.  Bu aşamada “ZENGİNLİK DÖNGÜSÜ’nün” ilk iki maddesi olan Tasarruf ve Birikim meselelerini aştınız. Bu aşamada sizi tebrik etmek isterim çünkü zengin olmanın en önemli adımlarını geride bıraktınız bile. 🙂

Ama şimdi sırada çok önemli bir konu var. Bu birikimleri nasıl değerlendireceksiniz? Tasarruf ve Birikim, zengin olma sürecinin yarısı ise diğer yarısı da “YATIRIM” yapmaktır. Yani ikisinin de kusursuz olması gerekli zenginlik veya finansal özgürlük için.

Yatırım konusuna aslında çok fazla girmek istemiyorum. Çünkü bu mesele gerçekten o kadar kişisel ki birisine borsayı önerebilecekken başka birisine fonları yada bir başkasına tahvilleri ya da bir başkasına gayrimenkul yatırımlarını önerebiliriz. Çünkü herkesin psikolojisi, karakteri, inançları, beklentileri, tasarruf miktarı, gelir kalemleri ve miktarı, masrafları, yükümlülükleri o kadar farklı ki bir yatırım enstrümanını herkese tavsiye edebilmek bence imkânsız.  Bu nedenle bu konunun adı ‘’Yatırım İçin Kendini Geliştirmek….’’ Kısaca sizin için en uygun olan yatırım aracını bulmalısınız. Bu benim için borsaydı ve ben bu yönde kendimi geliştirdim ve geliştirmeye devam ediyorum.

SONUÇ!!!!

Öncelikle bu uzun yazıyı buraya kadar okuma sabrını gösterdiğin ve sıfırdan hatırı sayılır servet yapmış birisinin tecrübelerinden yararlanabilme erdemine vâkıf olduğun için seni tebrik ederim ‘’ZENGİNLİK DÖNGÜSÜ’nün’’ içinde kalmaya devam et, çünkü zengin olabilecek potansiyele sahipsin. Birçok insan bunu kendisine itiraf etmese de kolay yoldan zengin olmayı hayal eder ve birkaç sayfa yazıyı bile okuyacak kadar sabırlı değillerdir yada buna inanmazlar. Sen onlardan olmadığın için gerçek bir servet elde edebilirsin.

Şimdi gelelim rakamlara… Rakamlar insanın her zaman ilgisini çeker ve nicelik başarının göstergesi gibi algılanır genelde (ki bence çoğu zaman öyle değildir) bunu bildiğimden dolayı biraz rakamlardan bahsedeyim.

Şu an 27 yaşındayım ve yıllar önce kumbaramda biriktirmeye başladığım bozukluklarla yola çıktığım bu tasarruf sürecine yatırım ve reinvestment faktörlerini de ekleyerek bu günlere geldim. Bu günlerde ise servetim 6 haneli bir miktarda. Ve üç beş sene içinde ilk 1 milyon TL’ye erişeceğimi varsayıyorum. Süreç uzun, sıkıcı, sert ve fedakârlık gerektiriyor olabilir ama buna değdiğini göreceksin…

EK OLARAK

Yapacağın en kazançlı yatırımın, kendine yaptığın yatırım olacağını unutma. Paran arttıkça bilgiye ve tecrübeye daha fazla harca. Geleceğin meslekleri olarak adlandırılan işlerden en azından bir tanesini anlamaya ve o işte uzmanlaşmaya çalış. Kaliteli hobiler edin. Kitap okuma alışkanlığı edinmeyi yazmaya gerek duymuyorum aslında ama yazmış olayım. Çünkü kitap okuma alışkanlığı olmayan birisinin finansal piyasalarda servet yaratabileceğini düşünmüyorum. KİTAP OKUMUYORSAN ZENGİN OLAMAZSIN! En azından bir yabancı dil öğren ve yurtdışına çıkıp yeni kültürler ve yeni insanlar tanı. Bunun çok masraflı olduğunu düşünüyorsan bu konuda ciddi olarak araştırma yapmamışsın demektir.  Serveti yapacak olan sensin ve kendini geliştirmelisin…

Takip etmek isteyenler için Sayın Engin Yılmaz’ın Twitter hesabını da bırakalım.

Saygılar.

9 Yorum

  1. Can Demirel demiş ki:

    Sayın Engin bey
    Bu guzel yazınız icin öncelikle size sonrada bu yazının bizlerle buluşmasına vesıle olan Yiğit beye cok teşekkür ediyorum. Ben 25 yasında iş hayatına yeni atılmıs asgari ücretten küçük bır mıktar fazla maaş alan bir beyaz yakalıyım. Ailem farklı sehırde olduğu ıcın ne yazılı ev masrafları benım üstüme yıkılıyor 😀 Sizinde dusuk maaslar ile bu konumlara gelebıldıgınızı okuyunca cok takdir ettim, darısı isallah bırgun benım de basıma. Fakat hayat sımdıden cok korkutucu gelıyor ogrenım kredisi evlilik masrafları v.s derken önümde epey bır maddi yük duruyor. Bu süreçte finansal özgürlüğümü kazanmak bu maaşlarla hayal gibi geliyor fakat gene 3 5 ne olursa ellimden gelenı yapıyorum. Belkı sızın gıbı ozgurlugumu kazanmam epey yıllarımı alacak ama genede pes etmeyecegım. Böyle guzel yazılarla bızlerı motıve etmeye devam etmeniz dilegıyle.

    Ağustos 13, 2019
    Yanıtla
  2. Kenan demiş ki:

    Kitabı nereden temin edebiliriz

    Ağustos 13, 2019
    Yanıtla
  3. Halil demiş ki:

    Hocam ellerinize sağlık öncelikle yazınız çok güzel ve motive edici. Sanırım benim uyamayacağım tek konu arabayı satma konusu. Haklısınız arabanın masrafları yüksek olabilir. Ama benim hayatımda kazandırdığı zamanı alıcak bir para yok maalesef. Tabii bu dediğim masraf oranı maaşımın yanında benim için bir sorun teşkil etmeyecek düzeyde olduğun için böyle.

    Ağustos 13, 2019
    Yanıtla
  4. Berat demiş ki:

    Yiğit Bey kötü alışkanlıklara kahvehane ve oyun alışkanlığını(okey,batak,yanık ,poker vb…) eklememiş siniz 🙂 , ben biraz bu dertten muzdaripim de…
    Syg,

    Ağustos 14, 2019
    Yanıtla
  5. Özer demiş ki:

    Bir kısmı aklımızdan geçen bir kısmı ise hiç aklıma gelmeyen maddeleri çok güzel bir araya getirip harmanlamissiniz Engin bey emeğinize sağlık. Yiğit beye de teşekkürler.

    Ağustos 15, 2019
    Yanıtla
  6. MSP demiş ki:

    Yazınızı baştan sonra okudum. Yazı için teşekkürler.
    1 senedir borsa ile yakından ilgileniyorum (sadece borsa olarak sınırlandırmayayım anomin ortaklıklara kâr amacıyla yatırım yapma hususu diyeyim). Ve 1 senedir işsizim, iş bulmak üzereyim (kötüde olsa). :/ İş konusunu bir halledeyim aynı gün yatırım hesabımı açıp ilgilendiğim şirketlerde alım için uygun zamanı bekleyeceğim. ve düzenli olarak bu böyle gidecek.

    Sağlıcakla kalın…

    Ağustos 15, 2019
    Yanıtla
  7. hakan demiş ki:

    Öğrenciyim bu anlattıklarınız tamamen benim babam 40 yaşına kadar pazardan giyinen hayatında dışardan yemek yememiş bir adamdı sürekli gayrimenkul almaya devam etti kendisi öğretmen şu an gayrimenkul gelirlerinin yanında aldığı öğretmen maaşı çerezlik gibi bir şey. Bana küçükken hep çok saçma gelirdi paramız var ama hiç harcamıyoruz şimdi 20 yaşında ve öğrenciyim babamı çok iyi anlıyorum umarım ilerde ben de babam gibi sizin gibi finansal özgürlüğüme kavuşurum. Şu an için sadece kitap alabiliyorum umarım ilerde yatırım yapmaya da başlayabilirim güzel yazıydı emeğiniz için teşekkürler.

    Şubat 13, 2020
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Selamlar Hakan Bey,

      Büyüklerimiz çoğunlukla bizden çok çok daha tasarruflu insanlardı. Belki yaşadıklarından dolayı, belki de öğrendiklerinden.

      Ben de büyüklerimin dışarı çıkarken şişelerine su doldurduklarını ve ekmek arası bir şeyler hazırladıklarını bilirim. Varlıklarını da bu tutumluluklarına borçludurlar. Tabii sağlıklarını da…

      Fakat şimdi devir değişti. Hemen cimri damgası yiyebilirsiniz:)

      Neyse biz tasarrufa ve yatırıma devam ediyoruz.

      Saygılar.

      Şubat 18, 2020
  8. temettu_yolcusu demiş ki:

    Engin Bey’e ve bu yazıyı yazmasına vesile olduğunuz için size teşekkürler Yiğit Bey.

    Ancak yazıda katılmadığım bazı noktalar var. Belirmeden geçmek istemedim. Arabanın gereksiz bir masraf olduğuna kesinlikle katılmıyorum. Araba bir ihtiyaçtır. Zaman en değerli şey olduğuna göre, arabamız olduğunda yarım saatte halledebileceğimiz işimizi, yarım günde halletmemize neden olabilir. Eşiniz ve aileniz, olması gerekenden çok daha fazla fedakarlık yapmak sorunda kalır. İlk evlendiğimde arabam yoktu. Araba ile 15 dk olan maltepe sahile, elimde piknik tüpü ve mangal ile gittiğimde çektiğim rezillik sonucu araba almaya karar verdim. O zaman finansal özgürlük gibi bir olgunun farkında değildim ve günümüz koşullarında iyi denebilecek bir araç aldım. Şimdiki aklım olsa kesinlikle daha ekonomik bir araca yönelirdim.

    Arabam olduğu için iş yerine arabam ile gidip geliyorum. Çocuk olduğu için servisin olmadığı bir güzergaha taşındım ki orada bir akrabamız var ve çocuğumuza bakabilsin. Aksi halde eşimin çalışmayacak olması, Hedeflerimize, benim arabaya harcadığım masraftan çok daha fazla balta vuracaktı. Şirketim yakıt paramı veriyor ancak bakımları yine bana ait. Burada da tabi ki bizlere bir maliyet doğuruyor. Önemli olan bu maliyet gerekli mi değil mi ona bakmak. İş yerimde düzenli maaş alıyorken ve mutluyken, kendime kariyer planı çizmişken, ileride şirketimin bana araba tahsis etme ihtimalinin olduğunu bilirken, mevcut işimi bu yüzden bırakmak benim için mantıksız.

    Finansal özgürlüğe giden yolda benim de bazı kurallarım var tabi ki.Yeme, içme gibi ihtiyaçlarımdan evde yediğimiz sürece kesinlikle kısmak yok. Dışarıda ayda 1-2 kere ekonomik olan bir yerde yemek yeriz.

    Özetle kendi adıma şunu da belirtmek isterim. Finansal özgür olmak istememin sebebi zengin olmak değil. 10-15 yıl boyunca sürecek bu serüvende, bu süre zarfında bir çok şeyden mahrum kalarak yaşamak hiç değil.

    Ağustos 1, 2020
    Yanıtla

hakan için bir cevap yazınCevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.