Onaylama Önyargısı (Confirmation Bias) ve Yatırımcılık

İnsanoğlunun yaptığı en iyi şey; her yeni bilgiyi, varmış olduğu mevcut sonucu değiştirmeyecek şekilde yorumlamasıdır.

Warren Buffett

Herkese selamlar.

Nasıl yatırım kararı alırız, hangi duygularımız ön plandadır? Neden herkes satarken satar, herkes alırken alırız. Neden pazarda ucuz fiyatlı domates almak için dört dönerken, hisse senetlerini pahalıya almaya bayılırız?

Yatırım kararlarımızı hangi önyargılar yönlendirir? Bu ve bunun gibi bir çok soru kafamı kurcalayıp duruyor. Bunlara bir nebze de olsa cevap bulabilmek için “önyargılarımız” isimli bir kategori açtım ve bilişsel önyargıları incelemeye başladım.

Bunlardan ilki; bir karar alırken eldeki ilk bilgiye çok fazla güvenildiğini ve bunun çıpa olarak kullanıldığını anlatan Çıpalama Önyargısıydı.

İnceleyeceğim ikinci bilişsel önyargı da “Onaylama Önyargısı” yani Confirmation Bias olacak.

Hadi zaman geçirmeden başlayalım.

Onaylama Önyargısı

Onaylama Önyargısı Nedir

İnsan beyni bir görüşü kabul ettiği zaman, onu desteklemek ve onunla aynı fikirde olmak için her şeyi kullanır. Karşı görüşteki bilgiler daha fazla ve ağır olmasına rağmen bunları ya küçümser ya da ihmal eder.

Francis Bacon

Onaylama önyargısı; var olan görüş ve fikirlerimizi onaylayan bilgileri seçme ve algılama yatkınlığıdır.

Aynı konuda farklı görüşleri olan iki kişinin, nasıl oluyor da o konudaki aynı kanıtı kendi inançlarına göre yorumladıklarını açıklar.

Bu önyargı sadece bilgiyi nasıl topladığımızı etkilemekle kalmaz, onu nasıl işlediğimizi ve nasıl hatırladığımızı da etkiler.

Bizi mutlu eden ve önyargılarımızı destekleyen bilgileri önemserken, önyargılarımızı desteklemeyen bilgiyi görmezden geliriz.

Genel bir örnek verelim: Bir konuyu destekliyorsunuz. Hemen o konuyu destekleyen şeyler aramaya başlarsınız. Bununla da kalmaz, bulduğunuz haberleri bu konu lehine yorumlarsınız. Aleyhine olanları ise görmezden gelirsiniz. Ayrıca en ilginci de bundan sonra hatırladığınız şeyler bu konu lehine olur.

Onaylama Önyargısının Kökeni

Evrim bilimciler, beynimizin modern dünyanın dertlerine adapte olmadığını belirtiyorlar. Tarihi boyunca, insanlar çok az bilgiye maruz kalmış ve kararları da baskı altında az bir bilgiyle vermek üzere gelişmişler. Fakat şimdi sürekli yeni bir bilgiye maruz kalıyoruz ve sınırsız sayıda karar vermemiz gerekiyor. Doğal olarak da kısa yolu kullanmak için bazı bilgileri göz ardı ediyoruz.

Onaylama Önyargısının Davranışsal Finansta Yeri

Şimdi geldik asıl işimize yarayan yere…

Bu önyargı yatırımcıların can düşmanlarından biridir. Bir yatırım fikri hakkında araştırma yaparken bilmeden bunu destekleyen bilgileri ararız ve anti tezlerini görmezden gelme eğilimi gösteririz. Bu tek yanlı bakış açısı da yatırım seçeneğimizi yanlış değerlendirmemize sebep olur.
Piyasanın neden her zaman mantıklı davranmadığını, tüm aksi kanıtlara rağmen, boğların neden boğa kalmaya, ayıların niye ayı kalmaya devam ettiklerini açıklamakta da kullanılır.

Yani bir hisse senedi aldınız. Hemen çıkan haberleri endeksin yükseleceğine yoracak şekilde yorumlamaya başladınız. Ya da hisse senetlerinizi satıp dolar aldınız. Bu sefer de gelen bilgileri doların yükseleceği şekline yorarsınız. Görüşünüzün tersine olan bilgileri de ihmal ederiz.

Karşıt yatırımcılığın en önemli basamaklarından biri de onaylama önyargısını yenmektir. Çünkü piyasa düşerken düşme yönündeki bilgi bombardımanı tepe yapar, o an çıkışı düşünmek için bağımsız düşünmek ve zayıflıkların farkında olmak gerekir.

Psikologlardan Çeşitli Örnekler

İlk yorum C. James Goodwin’in “Research in Psychology: Methods and Design” isimli kitabından:

Altıncı hisse inanan insanlar “Annemi düşünüyordum, sonra birden telefon çaldı ve annem aradı.” gibi durumları yakından takip ederler. Fakat, a) annelerini düşündükleri ve telefonun çalmadığı sayısız anı, b) anneleri düşünmedikleri zaman annelerinin aramasını görmezden gelirler. Ayrıca anneleri ile iki haftada bir konuşuyorlarsa, ikinci haftanın sonuna yaklaştıklarında annelerini daha fazla düşünecekleri gerçeğini de görmezden gelirler. 

Diğeri Catherine A. Sanderson’in “Sosyal Psikoloji” isimli kitabından:

Beklentilerimize uymayan bilgiyi görmezden geliriz. Klişelerle uyumlu bilgileri hatırlamaya (tekrar etmeye), klişelerle uyumlu olmayan bilgileri ise unutmaya meyilliyizdir. Ne kadar kötü bir gerçekle karşılaşırsak karşılaşalım, klişelerin değiştirilememesinin bir sebebi de budur. 

Bir başka görüş de Willard V. Quine ve J.S. Ullian’ın The Web of Belief isimli kitabından:

Haklı olma arzusu ve her zaman haklı olagelme arzusu iki ayrı istektir ve bunları birbirinden ne kadar çabuk ayırırsak o kadar iyi ederiz. Haklı olma arzusu bilgiye açtır. Her durumda hem teorik hem de pratik olarak buna söylenecek kötü bir şey yoktur. Öte yandan her zaman haklı olagelme arzusu ise fazla gururun insanı kör etmesidir. Yanlış olanı görmemizi engeller ve bilgimizi ilerletmemizin önündeki engeldir.

Sia Mohajer ise The Little Book of Stupidity’de şöyle diyor:

Onaylama önyargısı varoluşumuzda o kadar temel bir eleman ki çoğu zaman varlığının bile farkında olmuyoruz. İnançlarımızı ve fikirlerimizi onaylayan bilgiler arıyoruz, onları desteklemeyenleri ise görmezden geliyoruz.

Onaylama Önyargısınız Zararları

Önümüze gelen bir bilgiyi tarafsız şekilde değerlendirmemek başımızı türlü belalara sokabilir.

Mesela ilki; araştırmayı çabuk bırakmamızı sağlaması. Eğer bir konunun doğru olduğunu düşünüyorsak, o konunun doğru olduğuna inanmaya başlarız. Yani inancımız doğrumuz olur. O konuda araştırmayı ve yeni deliller aramayı bırakırız.

Onaylama Önyargımızı Nasıl Yeneriz

Bu bilişsel önyargının çeşitli ilaçları vardır. İlki kurduğumuz hipotezi reddeden ve onun karşısında olan bilgileri aramak ve beynimizi bu yönde eğitmektir.

Bir hisse senedinin yükseleceğini düşünerek alım yapacaksınız. Bütün göstergeler (en azından onaylama önyargınızın sebep oldukları) bu hissenin yükseleceğini gösteriyor. İşte burada ” bu hisse senedi neden yükselmez?” diye kendimize soruyoruz ve buna uygun cevaplar arıyoruz.

Ben bunu temettü emekliliği için yapıp bir yazıda paylaşmayı düşünüyorum. Temettü emekliliğinin önündeki engeller nelerdir? Finansal bağımsızlığımızı kazanamazsak neden kazanamayız? Önündeki engeller nelerdir?

İkincisi de etrafımızı bize karşıt fikirli insanlarla doldurmaktır. Mesela Abraham Lincoln kabinesini kendisine karşıt fikirli insanlarla doldururmuş ve karar verirken fikirlerini açık yüreklilikle ve acımasızca söylemeleri konusunda cesaretlendirirmiş.

Finansal yönden bakarsak da;

Onaylama önyargısının varlığının farkında olarak zaten bir adım öne geçeriz. İlerki aşamalarda ise eğer bir yatırım hakkında bilgi topluyorsak, sonrasında mutlaka o yatırımın aleyhine de bilgi toplamalıyız. Hisselerin iyi ve kötü yanlarının karşı karşıya yazılması iyi bir başlangıç olabilir. Yazıya dökülen her bilgi somut olarak düşünceden çıkıp varlığa bürünmüş olur.

İkinci yol da kendi sonuçlarını doğrulayan soru sormamaktır. Daima karşıt sorula sormaya çalışmaktır.

Siz bu önyargının farkında mıydınız? Ya da öğrendikten sonra onaylama önyargısı ile hareket ettiğini farkettiniz mi?

Saygılar.

3 Yorum

  1. Ayhan demiş ki:

    Yiğit bey yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum. Çalışmalarınız bana ve bir çok insana ufuk aciyor. Keşke bu insanlar bu mecra dışında bir araya gelip fikir alışverişinde bulunabilse.

    Mayıs 15, 2019
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Sayın Ayhan Bey,

      Bilişsel önyargılar meselesini uzun süredir merak ediyordum. Malum insanoğlu çok değişik bir varlık. Çok zayıflıkları var ve bunlardan bazıları zaman içinde bilim adamları tarafından çözülmüş.

      Ben de bunları yavaş yavaş öğrenmeye karar verdim ve öğrendiklerimi de sizinle paylaşıyorum. Yardımcı olabildiysem ne mutlu bana.

      İyi günler dilerim. Saygılar.

      Mayıs 15, 2019

Ayhan için bir cevap yazınCevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.