Benjamin Graham’la Yapılan Son Röportajın Çevirisi

Benjamin Graham, değer yatırımı kavramının kurucusu ve Warren Buffett’ın akıl hocasıdır.

Yazarı olduğu “Akıllı Yatırımcı” sadece değer yatırımcılarına değil tüm finans dünyasına önemli katkılar sağlamıştır.

Geçenlerde okuduğum bir kitapta ünlü yatırımcının ölmeden önce 1976 yılında Financial Analysts Journal’de yayınlanmış bir röportajı olduğunu farkettim ve hazine bulmuş kadar sevindim. Sonra da çevirmeye karar verdim.

Metin biraz zorlu olduğu için hatalar olabilir. Şimdiden kusura bakmayın.

İşte Benjamin Graham’ın ölmeden önce verdiği son röportajın çevirisi.

Hadi başlayalım.

Ekran Resmi 2019-03-04 16.30.01
Benjamin Graham’la Yapılan Son Röportajın Çevirisi

Benjamin Graham’la Bir Sohbet

Finansal Analist Dergisi-1976

Wall Street’teki 60 yıllık tecrübeniz ışığında hisse senetleri ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Hisse senetlerinin bir önemli özelliği bir de spekülatif özelliği var. Yatırım değerleri ve ortalama piyasa fiyatları on yıllar süresince, dağıtılmamış kârların yeniden yatırıma yönlendirilmesi sonucu net değerlerinin artması ile düzensizce fakat sürekli bir şekilde artar. Bunun enflasyonla artı veya eksi yönde ilişkisi de belirgin değildir. Fakat hisse senetleri çoğu zaman, insanoğlunun içine işlemiş olan spekülasyon yapma ve kumar oynama isteği (umut, korku ya da açgözlülükle) yüzünden, her iki yönde mantıksız ve aşırı fiyat dalgalanmalarına maruz kalır.

Finansal Bir Kurum Olarak Wall Street ile İlgili Görüşünüz Nedir?

Çok uygunsuz ve hatta gülünç. Hisse senedi piyasası bana daha çok bir John Bunyan tipi Vanity Fair ya da “hiddetin ve sesin çok olduğu fakat hiçbir anlamı olmayan” bir Falstaffian şakası gibi geliyor. Hisse senedi piyasası kurumların birbirlerinin kirli çamaşırlarını (bugünlerde günde 30 milyon kadar) herhangi bir gerçek sebep ya da kafiye olmaksınız aldıkları büyük bir çamaşırhaneye benziyor. Fakat teknolojik olarak dikkat edici bir biçimde iyi organize edilmiş bir yer.

Finans Topluluğunun Tamamı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?

Bir çok broker, finansal analist, yatırım danışmanı vs., ortalamanın üzerinde zeka, iş ahlakı ve dürüstlüğe sahip. Fakat çeşitli menkul kıymet piyasalarının tamamı ve benim “canavarın doğası” dediğim hisse senedi piyasasının işleyişini anlama konusunda eksikliklikleri var. Zamanlarının çoğunu cesurca ve verimsizce iyi yapamadıkları şeyleri yapmaya çalışmaya harcıyorlar.

Örnek Olarak Ne Tür Şeyler?

Ekonomideki ve hisse senedi piyasasındaki kısa ve uzun dönemli değişiklikleri tahmin etmek, genellikle yakın gelecekte umut vadeden en iyi sanayi gruplarını bulmaya çalışmak.

Ortalama Kurumsal Bir Fon Yöneticisinin Dow Jones veya S&P 500’ü Yenmesinin İmkanı Var mı?

Hayır, doğrusu bu borsa uzmanlarının grup olarak kendilerini yenmeleri anlamına gelir ki bu mantıksal bir çelişkidir.

Bu yüzden ortalama bir müşterinin DJIA ya da Benzeri Sonuçlarla Yetinmesi Gerektiğini mi Düşünüyorsunuz?

Evet. Sadece o da değil, danışman ve benzerlerine standart yönetim ücreti ödemek için beş yıllık ortalama sonuçları bir koşul olarak koymaları gerektiğini düşünüyorum.

Endeks Fonlarına Getirilen Farklı Yatırımcıların Farklı İhtiyaçları Olduğu İtirazına Ne Diyorsunuz?

Bunun temelinde geçmişin vasat performansını haklı çıkarmaya çalışan bir mazeret var. Bütün yatırımcılar yatırımlarından iyi sonuçlar beklerler ve bu elde edilebilir olduğu için de bunu elde etme hakları vardır. Endeks fonundan daha düşük bir performansa kanaat etmelerinde ya da vasat sonuçlar için yüksek ücretler ödemelerinde herhangi bir sebep göremiyorum.

Bireysel Yatırımcılara Dönersek, Kurumlar karşısında (Büyük Kaynaklar ve Bilgi Elde Etmek İçin Kullandıkları Üstün Olanaklarından Dolayı) Dezavantajlı Olduğunu Düşünüyor Musunuz?

Tersine normal yatırımcıların büyük kurumlara karşı çok büyük avantajları var.

Neden?

Genellikle bu kurumsal yatırımcıların seçim yapmaları gereken 300-400 civarı şirketlik küçük bir oyun alanları vardır ve seçimlerini ve araştırmalarını bu görece gereğinden çok analiz edilmiş grup üzerinde yoğunlaştırmaları gerekir. Tersine bireysel yatırımcılar S&P Aylık Hisse Rehberindeki 3000 hisse senedinden istediklerini seçebilirler. Çeşitli yöntem ve tercihler kullanarak bireysel yatırımcılar çekici alım fırsatı sunan %1’lik kısımdaki 30 hisse senedini her zaman tesbit edebilirler.

Bireysel Yatırımcıların Yatırım Stratejisi İçin Hangi Genel Kuralı Önerirsiniz?

Üç kural önermeme izin verin: 1) Bireysel yatırımcılar sürekli olarak bir yatırımcı gibi davranmalıdır, spekülatör gibi değil. Bu, ödedikleri her fiyatı kişisel olmayan sebeplere dayandırmaları gerektiği anlamına gelir. Yatırımlarını korumak için ödediklerinden daha fazlasını almalıdırlar ki bu da “güvenlik marjıdır”. 2) Yatırımcıların alımları ile uyumlu kesin bir satış politikası olmalıdır. Genellikle her alım için mantıklı bir kâr alım noktası (%50-100) ve her alım için bir maksimum tutma periyodu (iki üç yıl) belirlenmelidir. Maksimum tutma zamanında istenen hedefi tutturamayan alımlar, vade sonunda nakde döndürülmelidir. 3) Sonuç olarak, yatırımcıların portföylerinin minimum hisse senedi ve tahvil varlıkları olmalıdır. Ben her kategori için %25’lik bir oran tavsiye ediyorum. Güzel bir örnek piyasadaki fiyat değişimlerine oranlanabilen %50-50’dir. Bu, piyasalardaki büyük yükselişlerden sonra portföyün bir kısmını tahvile dönmek, yine büyük düşüşlerden sonra tahvilden çıkıp hisse senedine dönmek anlamına gelir. Ben genel olarak vadesine 7-8 yıl kamış tahvilleri öneririm.

Hisse Senedi Seçerken Çeşitli Arzlarda Dikkatlice Çalışılması ve Seçilmesini Tavsiye Edersiniz?

Genel olarak, hayır. İyi değer fırsatları bulunması için artık varlık analizindeki detaylı analizleri kullanmayı savunmuyorum. Bu “Graham and Dodd” ders kitabının yayınlandığı 40 yıl önce ödüllendirici bir aktiviteydi fakat şimdi durum çok değişti. Eskiden iyi eğitimli bir varlık analisti iyi bir çalışmayla değerinin altında varlıklar bulmada güzel bir iş çıkarabilirdi, fakat şimdi yapılan olağanüstü çoklukta çalışmanın maliyetini çıkaracak derecede iyi seçimler yapabildiğinden şüpheliyim. Bu limitli konuda, profesörler tarafından geniş kabul gören “etkin piyasa” okuluna katılıyorum.

Portföy Oluştururken Hangi Genel Yaklaşımı Savunuyorsunuz?

Genelde, değeri tamamen yansıtması için fiyata tek ya da iki kriteri uygulayan ve portföy performansı tek bir hisseden değil de grup olarak hisselerden gelmesi umulan oldukça basitleştirilmiş bir portföy.

Somut Olarak Bireysel Yatırımcının Portföyünü Nasıl Oluşturması ve Yönetmesi Gerektiğini Anlatır mısınız?

Bu soruna çözüm önerimi size iki örnekle anlatayım. Birisi uygulaması oldukça kısıtlı fakat ortalama portföyleri yönetirken 30 yıl boyunca neredeyse tamamen güvenilir ve memnuniyet verici sonuçları olan bir yaklaşım. İkincisi ise bizim tarafımızdan araştırılan ve yeni bir düşünce yapısını temsil eden bir sistem. Birincisine göre daha geniş bir uygulama alanı var ve doğru mantığa, uygulama basitliğine ve 50 yılda (1925-75) arasında formüle edilmesine rağmen olağanüstü bir performansa sahip.

Tavsiye Ettiğiniz İki Yolu Biraz Daha Açar mısınız Lütfen?

İlk tekniğim kendini hisse senetlerini işletme sermayesi değerinden ya da dönen varlık değerlerinden daha düşüğe alım yapmaya ve duran varlıklara hiç önem vermemeye ve tüm borçları dönen varlıklardan düşmeye dayanıyor. Bu yolu yatırım fonu yönetirken yoğun şekilde kullandık ve 30 yıllık süre boyunca bu kaynaktan ortalama yıllık %20 kazanmışızdır.  Fakat bir süre için, 1950’lerin ortalarından sonra bu yöntem genele yayılan boğa piyasası yüzünden çok kısıtlandı. Fakat 1973-74 düşüşünden sonra geri döndü. Ocak 1976’da yayınlanan Standart & Poors Hisse Senedi Bülteni’nde böyle 300 hisse senedi bulduk ki bu toplamın %10’u ediyordu. Ben bunun bireysel olarak değil ama grup olarak dört dörtlük bir sistematik yatırım olduğunu düşünüyorum.

Son Olarak Diğer Metodunuz Nedir?

Temel felsefe olarak ilkine benzer. Bir iki basit kritere göre belirlenmiş hisse senetlerini grup olarak gerçek değerinin altına satın almaya dayanır. Benim tercih ettiğim yöntem hisseleri 12 aylık kârlarının 7 katına almaktır. Siz temettü veriminin %7 olmasına ya da defter değerinin piyasa fiyatının %120’si olması gibi başka kriterler de koyabilirsiniz. Bu yöntemin 1925-1975 arasındaki yarım yüzyıllık performansını çıkarmayı yeni bitiriyoruz. Sonuçlar istikrarlı olarak DJIA’dan %15 ya da iki katı getiri elde edildiğini gösteriyor. Ben; 1) Doğru mantığa, 2) Uygulama basitliğine, 3) Mükemmel destekleyici geçmişe dayalı bu üç ayaklı sisteme tamamen güveniyorum. Temelde bu gerçek yatırımcıların, spekülatif topluluğun aşırı iyimserliğinden ve kötümserliğinden faydalanmasını sağlayacak bir tekniktir.

Not: Benjamin Graham’ın 1976 yılında yayınlanan son röportajının aslına buradan ulaşabilirsiniz. 

18 Yorum

  1. Kenan demiş ki:

    Bence bir strateji uygularken en önemli nokta bu stratejinin farklı açılardan fırsat maliyetini idrak edebilmek.Maliyeti düşürmeye yönelik bir adım “ya olmazsa” senaryosu için vazgeçilmez.

    Mart 4, 2019
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Sayın Kenan Bey,

      Katkınız için teşekkür ederim. Yapabilen mutlaka maliyet düşürmeli. Ama bu iyi şirketleri elden kaçırma riskini yaratmamalı diye düşünüyorum.

      Saygılar.

      Mart 5, 2019
  2. Serdardm demiş ki:

    Bende net net ile ile peter linc karmasini kendime gore uyarladim
    1.olarak pasifleri katmadan net net uyguluyorum + da ise ilk baraji geciyor
    2.olarak da hisselerin ciro,brutkar,ozsermaye,net kar,temettu,fk,dd,arge,ihracat,borc artis orani ve linc puani diye takip ettigim bistte yatirim yapilabilecek yaklasik 30 hisse senedinin tablosunu cikardim her sene ve bilanco durumuna gore guncelleme yapacagim
    3.bu hisselerden onceki yillarda en az enflasyon kadar getiri yapanlari takibe aliyorum.
    4.olarak da bu hisselerden riski azaltmak icin her sektorden en iyisi oldugunu dusundugum 1 hisseyi porfoye ekliyorum
    Zaten porfoy
    Adana defansif uzun
    Panora defansif uzun
    Isdemir defansif uzun
    Tupras defansif uzun
    Hektas defansif uzun vade
    Ege endustri ofansif uzun
    Vesbe ofansif orta kisa vade
    Deva ofansif defansif de olabilir potansiyel uzun vade
    Tav orta vade ofansif
    Konfurt orta vade ofansif potansiyel
    Sumas %1 porfoyde agirligi potansiyel ofansif orta vade
    burdaki ofansif,orta ve kisa vadelerden amacim defansif uzun vadelere destek olmak net nette bir tek tav – de onu da performansina gore takip edip eklemeyi az yapicagim porfoy buyuklugum su an 10800 tl 6 aydir yatirdigim para 9700 tl baslayali 6 ay oldugu icin hic temettu almadim.Aciklayanlardan(isdemir,tav,tupras,panora) alacagim ilk temettu gelirlerim 505 tl(ege endustri,vesbe,adana,hektas ,deva) aciklamadi onlarda aciklarsa tahmini 900-1000 tl temettuyu ilk yilimda bulmayi umuyorum porfoyumu bu sekilde olsturmamin sebebi de yas 32 2 cocuk var tek maasla aylik 1000-1.200 tl civari alim yapmaya calisiyorum finansal ozgurlumu en kisa surede kazanmak icin potansiyel hisselerden kazandigimi defansif hisselerime aktarmayi dusunuyorum belki 10 yil sonra defansif hisselerden 1 maas kadar gelirim olursa benim icin buyuk basari olur.Kendi finansal durumuma gore finansal ozgurlugumu en erken sekilde kazanmak istedigim icin bu sekilde porfoy olusturdum.bu blogu da cok faydali buluyorum 6 ay once ilk aldigim 1500 tl lik aksenden 300 tl zarar ettikten sonra hemen arastirip okumaya,ogrenmeye karar verdim.tesaduf burayi da gordum tavsiye kitaplarin hepsini okudum + bir kac kitap daha okudum ve okuyorum yigit beye samimiyeti icin tesekur ederim kitaplari okuyup kendi stratejimi gelistirmeme yardimci olmus oldu biraz uzun oldu ama ilk kez yigit bey gibi kendimi ifade edeyim dedim herkeze hayirli kazanclar dilerim

    Mart 4, 2019
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Sayın Serdardm,

      Kendinizi geliştirme azminiz muhteşem. Ayrıca bu blogda yazılan yazıların da boşa gitmediğinin bir göstergesi. Eminim kitapları okumadan önceki halinizle okuduktan sonraki haliniz arasında dağlar kadar fark vardır. Emin olum sadece o kitapları okuyarak (emini daha keşfetmediğimiz bir çok güzel kitap vardır) çoğunluğun önüne geçmiş oldunuz.

      Ama tabii kendimizi geliştirmeye, tasarruf etmeye ve yatırım yapmaya devam ediyoruz.

      Allah çocuklarınızın bahtlarını açık etsin. Benim yaşımda böyle hayatını tamamen kurmuş dostları görünce çok seviniyorum. Darısı başıma diyeyim.

      Sizin için hedef finansal bağımsızlığı kazanmak olma bile 40 yaşına geldiğinizde ek 5-6 maaş temettülerden alsanız bile muhteşem bir rahatlık olur. Yani belirtmek istediğim: İleride finansal bağımsızlık hedefinize ulaşamazsanız bile üzülmeyin. Sizin özelinizde masraflar çok daha fazla olacaktır.

      Stratejinize ve portföyünüze ise diyecek bir şeyim yok:)

      Bol kazançlar dilerim.

      Saygılar.

      Mart 5, 2019
  3. Baydu can demiş ki:

    Yiğit bey çeviri için elinize sağlık. yazıda bir şey dikkatimi çekti.. graham, “maksimum tutma periyodu” olarak 2 ya da 3 yıl diyor. bundan ne anlamak gerek? yani iyi bir hisseyi örneğin 10 yıl tutmak saçmalık mı yani bu durumda? burası kafa karıştırıyor biraz.. siz ne düşünüyorsunuz? kolay gelsin…

    Mart 5, 2019
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Sayın Baydu Bey,

      Çeşitli stratejilere göre farklı vadeler ve farklı bekleme süreleri belirlenebilir. Bununla ilgili düşüncelerimi toparladığım ayrıntılı bir yazı yazabilirim.

      Kısaca büyümeyen ya da zarar eden şirketlerde 10 sene bekleyince bir arpa boyu yol alamayabilirsiniz. Çünkü zaman sadece armutları olgunlaştırır.

      Fakat yüksek özsermaye kârlılığı ile büyüyen, rekabetçi üstünlüğü yüksek olan, iyi yönetilen, geleceği olan ve rakiplerine karşı avantajlı şirketleri satmak bana mantıklı gelmiyor.

      Bu şirketlerde iki nedenden satış yapılabilir. Benjamin Graham gibi şirketin olması gereken fiyatı belirlemişsinizdir ve kendinize kâr alma hedefi koymuşsunuzdur. Satar ve başka şirket bakarsınız. Ya da şirketin alım yaparken dikkat ettiğiniz kriterleri bozulur.

      Fakat ilk madde Warren Buffett’ın bahsettiği bir ayrıntı var. Büyüme ile değer birbirinden çok farklı değil. İkisi bağlantılı. Şirket büyüyüp daha fazla kâr ettikçe gerçek değeri de artıyor. Bu da hedeflerinizi ve değer hesabınızı güncellemeniz anlamına gelir. Yani atıyorum 5 TL kâr eden şirkete 25 TL değer hedefi koydunuz. 20 TL’den aldınız. Her şey aynı iken şirketin bir yıl sonra kârı 7 TL oldu ve fiyatı da 25 TL’ye çıktı.

      Burada ister satarsınız, ister yeni kâra göre hedeflerinizi belirler ve beklersiniz.

      Şimdilik burada kalsın. Ayrıntılı olarak bir yazıda anlatırım:)

      Saygılar.

      Mart 7, 2019
  4. Baydu can demiş ki:

    Yiğit bey detaylı yanıtınız için teşekkür ederim. ancak yine de tam ikna olmadım. o da şu: ben elbette büyümeyen ya da zarar eden şirketlerde 10 küsür yıl beklemekten bahsetmedim. durumu bozulan şirketlerden elbette çıkmak gerek. ancak ikna olmadığım konu şu: sizden örnek vereyim. varsayalım hektaş bugün 20 lira, siz 50 lira hedef belirlediniz ve 2 yıl sonra hektaş 50 lira oldu. hedefe ulaştım diye satacak mısınız? oysa hektaş 7- 8 yıl daha dursanız (durumu bozulmadığı sürece) belki 200 tl olacak… ayrıca temettü emekliliği ise asıl amacımız, hisseden beklenen karı alsak bile 2 ya da 3 yıl doldu ya da hedefe ulaşıldı diye ayrılmak doğru mu? Bu durumda temettülerden de vazgeçmiş olmuyor ve saga sola bakarak nerede ucuz hisse var diye arayışlara ve komisyonlara boğulmuş olmuyor muyuz? sadece bu konuda ikna olmuyorum… ne dersiniz? vakit bulup yanıt yazarsanız bahtiyar olurum. teşekkürler.:) Yola çıkış noktam Graham’ın 2 ya da 3 yıl tutma periyodu idi… ona fazlasıyla takıldım.:)

    Mart 7, 2019
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Sayın Baydu Bey,

      Bulunduğunuz noktayı anladım. Bunu bir yazı ile ayrıntılı şekilde anlatayım.

      Saygılar.

      Mart 7, 2019
    • Kaan- demiş ki:

      Yiğit bey’ in bu konudaki yazısını merakla bekleyeceğim. Çeviri için ise gerçekten çok teşekkürler, ufkumuz genişliyor.
      Baydu can arkadaşımızın sorduğu soruyu ben de çok soruyorum çevreme ve kendime, ancak maalesef tek bir doğru ve tek bir güzergah bulmak oldukça zor. Borsa konusu “özellikle ülkemizde” çok değişken. Naçizane fikrim;
      Tercihiniz ne olacak;
      1) Yüksek risk/yüksek kazanç: Geleceğine güvendiğiniz (kendi özel analizinize göre) bebek bir şirket hissesi alıp 10 yıl sabırla büyütüp sonuçta birkaç kat kazanç elde etmek mi?
      2) Düşük risk/düşük kazanç: Geçmişi sağlam (mesela bist30), kaybetme riski düşük ama yıllık mesela %10 gibi büyüyüp ilave temettü ile garantili kazanç elde etmek mi?
      3) Orta risk/orta kazanç: Kendi yatırım tarzınıza göre belirlediğiniz hisseler için hedef fiyatlar belirleyip, o hedefe ulaşınca aynı tarz ile yeni hisselere geçiş mi?

      Mart 8, 2019
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Çok haklısınız Kaan Bey. Tek bir doğru yok. Para kazandıracak tek bir satış stratejisi de yok. Bence bu yüzden de bunları standartlaştırmaya çalışmak pek doğru değil.

      Saygılar.

      Mart 8, 2019
  5. Baydu can demiş ki:

    Tekrardan selam Yiğit bey.:) kaan arkadaşımız da benzer noktaya takıldığı için bu konudaki yazınızı merakla bekliyoruz.:) ben şahsen kaan arkadaşın 2 numarada belirttiği yöntemi uygulamayı düşünüyorum. yani istikrarlı yıllık büyüme ve temettü gelirleri ve çok uzun vadeli birikim… kolay gelsin.:)

    Mart 8, 2019
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      İkinci sıraya koydum Baydu Bey. Ama dediğim gibi tek bir doğru satış stratejisi maalesef yok.

      Bol kazançlar dilerim. Saygılar.

      Mart 8, 2019
  6. hezarfen1923 demiş ki:

    Çeviri için çok teşekkür ederiz, yine aydınlanmış olduk. 🙂 Tabii her aydınlanma, düşünen insanların zihinlerinde yeni soruların filizlenmesine vesile oluyor… 😀

    Kaan ve Baydu Can beylerin sorularının cevapları, bence tamamen şahsi. Herkesin doğrusu, amacı, vadesi vs. farklı. Ben, başıma bir felaket gelmedikçe, düzenli kâr eden ve düzenli temettü ödeyen şirket hisselerimi satmam.

    Kaan beyin yüksek/orta/düşük risk sorusuna gelince; Benjamin Graham, Akıllı Yatırımcı kitabının galiba altıncı bölümünde, ideal bir portföyün, en az 10, en fazla 30 hisseden oluşması gerektiğini öneriyor. Ayrıca; bazı yıllarda S&P500’ün, bazı yıllarda DJIA’nın daha çok getiri sağladığını da verilerden görüyoruz: http://www.1stock1.com/1stock1_142.htm . Tüm bunları bir araya getirince, dengeli ve yeterince çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturmak gerektiğini anlıyoruz diye düşünüyorum.

    Son olarak; Graham, genel portföy dağılımının yaklaşık %50 hisse senedi ve %50 tahvilden oluşması gerektiğini söylüyor. Burada biz Türk yatırımcılar için önemli bir soru ortaya çıkıyor: Eğer biz tüm hisselerimizi BİST’ten ve de devlet olsun özel sektör olsun, tüm tahvillerimizi lira cinsinden ihrac edilenlerden alırsak; ciddi bir kur riski ile karşı karşıya kalıyoruz. O nedenle bu portföy dengesini kurarken; lira varlıklarla yabancı para (YP) varlıklar arasında da sağlıklı bir dengelenme kurmak durumundayız. Bunun için de, örneğin portföye; döviz gelirleri yüksek şirketlerin hisse senetleri, kur riskine maruz kalmayavağımız kadar gelişmiş yabancı ülkelerin hisse senetleri ya da devletin ihrac ettiği eurobondlar ile özel sektörün YP cinsinden ihrac ettiği tahviller eklenebilir… Ancak bu şekilde rahat uyuyabiliriz; malum, “muhafazakar yatırımcı, rahat uyur” 😀

    Mart 20, 2019
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Sayın Hezarfen1923,

      Katkınız için çok teşekkür ederim. Bana söylecek bir şey kalmamış.

      Dövize açığına ise katılmamak mümkün değil. Benim portföyümün de en büyük eksisi bu aslında.

      Eurobondları ucuzken alıp uzun vadeli tutmak da stratejim dahilinde fakat şu an yeterli fon büyüklüğüne ulaşadım. Eğer ulaşırsam mutlaka ben de sabit getirili döviz varlığı tutmak istiyorum.

      Saygılar.

      Mart 20, 2019
  7. Serdardm demiş ki:

    Sa yigit bey ikilem arasinsayim 2 lot tupras aldim temettuden sonra 5-6 lot daha almayi dusunuyorum ama aygaz kafami kurcaliyor benjamin grahamin sozu aklima geliyor aygaz yeteri kadar artmadi su an dolayli yoldan tuprasin %10 ortagi yani fiyati 14 tl olmasi lazim ki őyle olsa bile aygazin diger faaliyetleri fiyatlanmamis daha son 10 yillik veride tupras 25 kat aygaz 21 kat kazandirmis temettu dahil.yillik temettu veriminde aygaz az farkla tuprasdan onde aygaz daha sıkıcı bi yatirim kararsiz kaldim sen olsan hangisini alirdin

    Mart 22, 2019
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Sayın Serdardm,

      Maalesef burası o soruya yanıt alacağınız bir yer değil. Sizin karar vermeniz lazım.

      Saygılar.

      Mart 23, 2019
  8. Efe demiş ki:

    Benjamin Graham kitabı yazdıktan 40 yıl sonra varlık analizi işe yaramıyor, etkin piyasa kavramına katılıyorum mu demiş yani. Warren Buffet oturup aglamistir herhalde.
    Bu konuda ne dersiniz arkadaşlar ?

    Mart 30, 2019
    Yanıtla
  9. […] 1979 yazında, hisse senetleri bana ucuz geldiğinde Forbes’a başlığı şöyle olan bir makale yazmıştım: “Neşeli bir anlaşmaya çok fazla para ödersiniz.” O zamanlar kuşkuculuk  ve hayal kırıklığı üstün geldi. Benim savunduğum nokta şuydu ki yatırımcılar fiyatlar daha da aşağı düşeceği ve alım için çekici hale geleceğinden  mutlu olmalıydılar.  Fakat şimdi, neşeli bir mutabakat var etrafta. Bu her zaman hisse almak için yanlış zaman olduğu anlamına gelmiyor: Şirketler Amerikası birkaç yıl önce olduğundan çok daha fazla para kazanıyor ve düşük faizler kazanılan her doları daha da değerli yapıyor. Fakat bugünün fiyatları, Ben Graham’ın akıllı yatırımın köşe taşı olarak belirttiği “güvenlik marjını” er… […]

    Aralık 31, 2020
    Yanıtla

Yorumunuzu Ekleyin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.