Warren Buffett Partnership Mektupları Serisi: 1957

Herkese selamlar. Warren Buffett Berkshire Hathaway’i almadan önce bir takım yatırım ortaklıkları kurmuştu. Bunlarda da Berkshire Hathaway’de olduğu gibi hissedarlarına mektuplar yazıyordu.

Sıra bu mektupları Türkçe’ye kazandırmaya geldi.

Böylece Warren Buffett’ın çok büyük servet elde etmeden önce portföyünü nasıl yönettiğine şahit olup, dersler çıkarabileceğiz.

Piyasa yükseldiği için sevinmeyen, her zaman gerçek değerinin altında şirketler arayan bir Buffett’ı burada da görüyoruz.

Umarım herkese faydası olur.

Hadi başlayalım.

1993 mektubu
Warren Buffett Partnership Mektupları Serisi: 1957

1957 Mektubu

WARREN E. BUFFETT

5202 Underwood Ave. Omaha, Nebraska

Sınırlı Sorumlu Ortaklara İkinci Yıllık Mektup

1957’de Hisse Senedi Piyasasının Genel Durumu

Ortaklara geçen sene yazdığım mektupta, şöyle demiştim:

Genel piyasa seviyesinin, gerçek değerinin üstünde olduğunu düşünüyorum. Bu görüşüm blue-chip (Çevirmen notu: Bilinen yüksek kalitede, alanında lider şirketler) hisse senetleri ile ilgili. Bu görüş, eğer isabetliyse, değerinin altında fiyatlananlar da dahil bütün hisse senedi fiyatlarında kayda değer bir düşüş olasılığını barındırıyor. Her durumda, güncel piyasa seviyesinin bundan beş yıl sonra bakıldığında ucuz olarak nitelendirilme olasılığını çok düşük görüyorum. Fakat büyük çaplı bir ayı piyasasını bile, “work-out” pozisyonlarımızın piyasa değerini çok fazla düşürmeyeceğini düşünüyorum.

Eğer genel piyasa tekrar değerinin altına düşerse, sermayemizi “genel hisselere” yatırabiliriz ve belki de bu faaliyet sırasında biraz kredi de kullanırız. Buna karşılık, eğer piyasa kayda değer şekilde yükselirse, politikamız kâr ettikçe “genel hisselerden” çıkıp “work-out” portföyümüzü arttırmaktır.

Üstte bahsettiklerimin amacı, aklımdaki ilk şeyin genel piyasa analizi olduğunu vurgulamak değil. Her zaman öncelikli dikkatim değerinin altında fiyatlanmış varlıkları tespit etmektir.

Geçen sene hisse senedi piyasasında hafif bir düşüşe şahit olduk. “Hafif” kelimesini vurguluyorum çünkü basını gündelik olarak takip ediyorsanız ya da sadece hisse senetleriyle yeni haşır neşir olanlarla muhabbet ediyorsanız çok daha büyük bir düşüş olmuş hissine kapılabilirsiniz. Aslında hisse senedi fiyatlarındaki düşüş bana, mevcut iktisadi koşullarda şirketlerin kâr etme güçlerinde yaşanan düşüşten çok daha az olmuş gibi geliyor. Bu kamuoyunun hala blue-chip hisse senetlerinde ve genel ekonomik resim hakkında iyimser olduğu gösteriyor. Ekonomik durum ya da hisse senedi piyasası hakkında bir öngörüde bulunmaya niyetim yok; yukarıda söylediklerimin amacı basitçe hisse senetlerinin şiddetli bir düşüş yaşadığı ya da genel piyasanın düşük seviyelerde olduğu düşüncesini dağıtmaktır. Uzun dönemli yatırım değerine bakıldığında hisse senedi piyasasının hala yüksek fiyatlandığını düşünüyorum.

 1957’deki Faaliyetlerimiz

Piyasadaki düşüş değerinin altında fiyatlanan durumlarda daha iyi fırsatlar yarattı. Genel olarak portföyümüz geçen sene olduğundan farklı şekillendi ve “work-out”lar yerine daha çok değerinin altında fiyatlanan hisse senetlerinden oluştu. Belki de “work-out” teriminin ne olduğunu açıklama sırası gelmiştir. “Work-out”, kâr etmek için düşük fiyatlı hisselerde olduğu gibi genel fiyat seviyesindeki artışa değil de belirli bir şirket faaliyetine ihtiyaç duyan bir yatırımdır. Work-outlar; satış, birleşme, likiditasyon, ihale gibi durumları kapsar. Bu gibi durumlarda risk, genel ekonomik durumun kötüleşmesiyle bütün hisselerin düşmesi değil, bir şeyin planlanan şirket faaliyetini (satış, birleşme, likiditasyon, ihale gibi) bozarak bir çuval inciri berbat etmesidir. 1956’nın sonunda, “genel hisseler”-“work-out” oranımız 70-30’du. Şu anda bu oran 85-15 civarında.

Geçen sene her iki türde de bir şekilde şirket kararlarını etkileyecek pozisyon büyüklüğüne ulaştık. Bu pozisyonların bir tanesi çeşitli ortaklıklarda %10-20 seviyesi, bir diğeri de %5 seviyesine ulaştı. Bu iki durumun da işe yarar sonuçlar elde etmesi için 3 ila 5 yıla ihtiyaç var fakat en az riski alarak ortalama üstünde yüksek yıllık getiriyi bize sağlayacak büyük potansiyele sahipler gibi gözüküyor. “Work-out” sınıfına girmeseler bile, hisse senedi piyasasının genel durumu ile çok az bağlantıları var. Eğer genel piyasada kayda değer bir yükseliş olursa, tabii ki, portföyün bu bölümünün genel piyasadaki hareketin gerisinde kalmasını bekliyorum.

1957 Sonuçları

1957 yılında, 1956 yılında kurduğumuz üç ortaklıkta genel piyasaya göre kayda değer şekilde daha iyi performans gösterdi. Yılın başında, Dow-Jones Sanayi 499 puandaydı ve yıl sonunda 64 puan kaybederek 435 puana düştü. Eğer biri bu endekse sahip olsaydı, 22 puan temettü alırdı ve toplam zararı 42 puan ya da %8,47 olurdu. Bu zarar aşağı yukarı çoğu yatırım fonunda da benzer şekilde gerçekleşti ve bildiğim kadarıyla hisselere yatırım yapan hiçbir fon bu sene kazanç elde edemedi.

1956’da kurulan üç ortaklığımız da 1956 yıl sonu değerlerine göre bu sene sırasıyla %6.2, %7.8 ve %25 getiri elde etti. Doğal olarak, ilk iki fondaki ortaklarımızın akıllarına son ortaklığımızın neden büyük oranda daha iyi performans gösterdiği sorusu geliyor. Bu performans kısa vadede şansın önemini vurguluyor, özellikle de sermayenin ne zaman yatırıldığı anlamında. Üçüncü ortaklık, 1956’da en sonuncu olarak, piyasa en düşük seviyesindeyken ve birkaç hisse senedi özellikle çekiciyken kuruldu. Sermayemiz elverdiğinden, bu varlıklarda çok büyük pozisyonlar alabildik. Diğer iki fon daha önce kurulduğundan zaten yatırım yapmışlardı yani bu varlıklarda görece daha düşük pozisyon alabildiler.

Aslında, bütün ortaklıklar aynı varlıklara, aşağı yukarı aynı yüzdelerle yatırım yaptı. Fakat, özellikle kuruluş aşamalarında para çeşitli zamanlarda, piyasanın çeşitli seviyelerinde elimize geçtiği için, sonuçlar önümüzdeki yıllarda olacağından daha büyük değişiklik gösterdi. Yıllar içinde, endeks ortalamasından %10 daha iyi bir sonuç beni memnun eder. Yani üç ortaklığımız için 1957 başarılı geçti ve muhtemelen de ortalamadan daha iyi bir yıldı.

1957 yılının ortalarında iki ortaklık daha kuruldu. Yıl bazında, bunların performansları, ortaklıkların kurulduğu zaman aralığında %12 düşen endeks performansı ile kabaca benzerdi. Portföyleri şu sıralar 1956’da kurulan ortaklıklara yakınsamaya başlıyor ve bütün grubun performansı gelecekte çok daha karşılaştırılabilir olacak.

Sonuçların Değerlendirilmesi

Bir ölçüde 1957’de ortalama endeksten daha iyi performans göstermemiz yılın genellikle birçok hisse senedi için kötü geçmesine bağlanabilir. Performansımız ayı piyasasında boğa piyasasından görece daha iyi olacak yani yukarıdaki sonuçlardan çıkarım yaparken 1957’nin daha iyi performans göstermemiz gereken bir yıl olduğu unutulmamalı. Genel piyasanın kayda değer şekilde yükseldiği bir yılda, endeksin getirisini tutturmak beni gayet tatmin eder.

Kesinlikle, mevcut portföyümüzün 1957 sonunda 1956 sonundan daha çok değer ihtiva ettiğini söyleyebilirim. Bu hem genel fiyatların daha düşük olmasından hem de sadece sabırla elde edilebilecek değerinin altındaki hisse senetlerini almak için daha fazla zamanımız olmasından kaynaklanıyor. Daha önce en büyük pozisyonumuzun çeşitli ortaklılarda %10 ila %20 arasında yer tuttuğundan bahsetmiştim. Zamanla bu varlığın ortaklıklarımızın toplam değerinin %20’sine ulaşmasını planlıyorum fakat bu konuda acele edilemez. Açık ki, her alım yaptığımız periyotta, esas çıkarımıza olan hisse senedinin yerinde sayması ya da değer kaybetmesidir. Bu yüzden, herhangi bir zamanda portföyümüzün önemli bir kısmı verimsiz bir evrede olabilir. Bu hareket tarzı, sabır gerektirirken uzun vadede kârı maksimize etmelidir.

İlgi çekecek noktaları kapsamaya ve teker teker hisse senetleri üzerinde durmadan felsefemizi olabildiğince açıklamaya çalıştım. Eğer faaliyetimizin herhangi bir noktası hakkında sorunuz varsa, bunu sizden duymaktan mutluluk duyarım.

Tek Yorum

  1. Kenan demiş ki:

    Elinize sağlık Yiğit Bey
    Saygılar

    Temmuz 27, 2018
    Yanıtla

Yorumunuzu Ekleyin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.