Beko’nun Eski Genel Müdürü’nün Verdiği Dersten Aklımda Kalanlar

Herkese selamlar. Geçen günlerde eski Beko Genel Müdürü Sayın Aka Gündüz Özdemir dersimize katıldı ve hem yaşamla hem de iş dünyası ile ilgili çok değerli bilgiler paylaştı. Ben de kafamdaki bir kaç soruyu sorma fırsatı buldum. Tabii ki sorularım borsa ve Arçelik ile ilgiliydi.

Kendisi ile ilgili kısa kişisel bilgilere bu sayfadan ulaşabilirsiniz. 

Şimdi bu değerli yöneticinin anlattığı konuları başlıklar halinde sizinle paylaşacağım. Unuttuklarım olabilir, lütfen kusura bakmayın.

Hadi başlayalım.

bucket-1005891_1920
Beko’nun Eski Genel Müdürü’nün Verdiği Dersten Aklımda Kalanlar

Tam da “Sıradan Hisseler Sıradışı Kârlar” kitabını okuduktan sonraya denk geldi söyleşi. Orada Philip A. Fisher’ın vurguladığı gibi yöneticilerle görüşmenin ne kadar kıymetli olduğunu gözlerimle görmüş oldum. Böyle bilgisayar başından gerçekten de olmuyor bu işler, çıkıp insanlarla konuşmak bilgi almak lazım.

Şimdi aklımda kalanlara geçeyim;

1) Dünya İnsanı Olun

Kendisinin sürekli vurguladığı şey mutlaka İngilizce öğrenilmesi gerektiği oldu. Bu yolla dünyanın tamamıyla iletişim kurulabileceğini vurguladı. Kendisinin Beko’yu dünya markası yapması gibi başarıların ancak sıradan düşünce kalıplarından kurtulmakla başarılabileceğini ekledi. Dünya’dan mal alınıp dünyaya mal satıldığı bu zamanda kafaların mutlaka yeni fikirlere açık olup fırsatlar araması gerektiği belirtti

2) İyi Bir Yönetici Nasıl Olmalı?

Kendisi de en alt kademeden en üst kademeye kadar çıkmış bir yönetici. Şef oluşundan bahsetti ve bir yöneticisinin onu şef olduğu gün ziyaret ederek şöyle dediğini aktardı: “Yerine birini yetiştirene dek şef olarak kalacaksın!” Yani mutlaka iyi insanlarla çalışmalısınız, mutlaka onları geliştirmelisiniz. Bilgisiz insalarla çalışırsanız onlardan faydalanamazsınız. On yıllık bir yöneticinin okulda öğretilen güncel bilgilere erişme imkanı yok. Bunları ancak ekibinize katılan insanlar sayesinde öğrenebilirsiniz diye de ekledi.

Benim dikkatimi çeken bir şey de Arçelik’e dışarıdan yönetici alınmaması oldu. Mutlaka içeriden yetiştiriyorlarmış yöneticilerini. Böylece insanların önünde kariyer hedefi oluyormuş ve işlerine daha çok bağlanıyorlarmış.

3) Çıktığı Road Show (şirketi yabancı yatırımcılara tanıtma)’larda Yaşadıkları

Arçelik-Beko için Wall Street’te defalarca tanıtıma gittiğinden bahsetti. En çok aklında kalan ise kendisine soru sormak isteyen yatırımcıların şirket hakkında kalın kalın defterler tutup geldikleriydi. O kadar iyi araştırma yapmışlar ki… Çoğu zaman beklemedikleri yerden sorular sormuşlar. (Hangimiz şirketler hakkında böyle araştırma yapıyoruz?) Koca koca fonların gelişmekte olan ülkelere fonlarının küçük bir kısımlarını ayırabildiklerini (%5 gibi) ve bu ayırdıkları miktarın bile büyük değişikliklere sebep olabildiğini de ekledi.

Daha sonra da bu iyi kurgulanmış soruların kendisini yönetici olarak ne kadar çok geliştirdiğinden bahsetti. (Bu yatırımcıların kendisine hangi soruları sorduklarını öğrenemedim. Kafamdakileri sorsam ders ikili konuşmaya dönebilirdi:) ) 

4) E-Ticaret’teki Gelişmelerin Bayilere Etkisi

(Bu benim sorularımdan bir tanesiydi. Bayilik sisteminin Arçelik için yurtiçinde çok önemli olduğunu biliyordum ve e-ticaretin bunu yok edip etmeyeceğini merak ediyordum.)

Kendisi söze e-ticaretin gücünden bahsederek başladı ve dünyada elektronik eşya satışlarından büyük pay aldıklarını belirtti. Fakat Türkiye’deki bayilik sisteminin gücünün sadece fiyat avantajından oluşmadığını, en büyük avantajının müşteriye yakınlığı olduğunu ekledi. Yakınlık derken hem mesafe hem de müşteri ile dost olmak anlamında kullandı. Hangimizin bir bayii tanıdığı yoktur ki diye ekledi. Zamanında gösterilen bu yakınlığın rekabet zamanlarında meyvelerini verdiğinden bahsetti.

Sadece e-ticaret değil aynı zamanda büyük yabancı elektronik market zincirlerinin de Türkiye’ye geldiğini fakat onlarında dünyadaki başarılarını Türkiye’ye yansıtamadıklarını ekledi. Bunun en büyük sebebi Türkiye’deki bayilik sisteminin gücüymüş.

5) Borsada Arçelik Almak İçin Uygun Zaman Mı?

Evet, bu soruyu da sordum:) Hem mahçup oldum hem de gülerek sordum. Tabii ki cevap vermedi:)

Onun yerine servetin mutlaka sepet yapılması gerektiğini vurguladı. Tek bir yatırım aracına paranın tamamının yatırılmaması gerektiğini ekledi.

Bu uzun süren ders boyunca kendisi sürekli gülümsedi. Çok pozitifti. Herkese de gülmelerini tavsiye etti. Gülmek parayla değil ki diye ekledi.

Ben kendisini dinlemekten büyük onur duydum. Umarım siz de yazılanlardan faydalanırsınız. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. 

Saygılar.

6 Yorum

  1. mcsr demiş ki:

    Elinize sağlık Yiğit bey:) Teşekkürler.

    Mart 22, 2018
    Yanıtla
    • ermangg demiş ki:

      Teşekkürler, çok faydalı oldu. 🙂

      Mart 22, 2018
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Benim için de çok faydalı bir dersti Sayın Ermangg:)

      Mart 22, 2018
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Ben teşekkür ederim Sayın Mcsr:)

      Mart 22, 2018
  2. hsyn demiş ki:

    Sayın: Yiğit bey: Teşekkür

    Mart 23, 2018
    Yanıtla
    • Lattedenborsaya demiş ki:

      Sağ olun Hüseyin Bey:)

      Mart 23, 2018

Yorumunuzu Ekleyin

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.